Sembolik antropolojinin önemli ismi Victor Turner (1920-1983), toplumsal düzenin korunmasında ritüelin merkezileşmesi konusuna eğilir.
Geç yapısal işlevselciliğin felsefesini Schism and Continuity in an African Society (1957) isimli eseriyle yayımlar.
Turner, organik dayanışmanın özünde somut kurumsallığın yattığını savunur ve toplum ilişkilerinin resmileştirmesine inanır.
Turner, sembolik karşıtlık ve benzerlikleri düzenlemek suretiyle bir kültür inşa edilebileceğini savunanların aksine, toplumsal birliği en basit haliyle sorunlu bulan bir anlayışı savunur.
Turner, insanların doğal dünyayı sürekli yıkımla tehdit eden güçlerine karşı tekrar ve tekrar toplumsal bir yaşam kurmaya özellikle zorlandığını düşünür.
İşte burada semboller davranışları organize eden başlıca vasıtalardır veya araçlardır.
Eğer toplumsal düzenin yeniden düzenlenmesi (veya üretilmesi) amacı güdülür ise semboller devreye sokulur.
Bunlara "araçsal semboller" denir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Liderler, baskın araçsal sembolleri ya kullanır ya da tekrar düzenler.
Semboller set haline getirilir.
Semboller seti bir ritüeli gerçekleştirir.
Eğer toplum için geçerli olabilecek değerde ritüeller varsa, bunların kullanılma yeri ve sıklığı üzerine başka gereklilikler ileri sürülür.
Burada liderin veya önderin yeterliliği veya yararı tartışma konusu olmayabilir.
Kifayetsiz bir partizan veya bulunduğu toplumu sömüren ağa kılıklı biri bile, kendi çıkarını veya savaşını, toplumun davası haline dönüştürmek için, bilinen veya uydurulan çeşitli araçları veya ritüelleri devreye koyabilir.
Zorlamayı sağlar, "yapmazsanız şu olur" diye korku salar veya "yaparsanız şunu kazanırsınız" diye ödüllendirme yapar.
Ritüeller ve semboller için en basit örnekler dini olanlarla ilgilidir.
Burada dinin kendisi tartışılmamaktadır, birinin belli bir amacı için nasıl araçsallaştırıldığı ve topluluğa nasıl zorla tatbik ettirildiğidir.
Örneğin, bağış toplamak bir baskın sembol olabilir.
"Eğer bu bağışı yapmazsanız cennetin kapısı size kapanır" der ve bu söylemi sürekli tekrar eder veya ettirir.
Turner, daha önce "ritüel işleyişi" bahsini açıklayan Arnold van Gennep’in (1873-1957) toplumsal geçişin aşamalarını kullanır.
Aşamalar: Kişinin bulunduğu gruptan başka bir gruba geçişini simgeleyen "ayrılık", yeni evreye geçişini simgeleyen "dönüşüm" ve amaçlanan yeni toplumsal düzen ile ilgili o bireyin buluşmasını sağlayan "birleşmek" şeklindedir.
Bunu kolayca örneklemek mümkün.
Kifayetsiz vaiz (lider diyelim) Fetullah Gülen ise, onun tarikatına girenleri düşünün.
Buraya kadar anlatılanlar neticesinde, nitelikli olduğunu düşündüğünüz birey bile sonunda Fetullah’ın müridi olabilmiştir.
Diyelim örnek birey, kendine "milliyetçi" diyordu ve bir meslek grubu içindeydi, dönüşümü yaşadı, sonra Fetullah’ın müritleriyle birleşti, "Fetullahçı" oldu.
Turner bireyin yerini ifade ederken, sınırları gösteren şemasında, "buradasınız" yani "eşiktesiniz" der.
Turner bu tür hedefli ritüellere maruz kalan toplum kesimini fiziksel olarak diğerlerinden ayrıldığından "liminal" tarifini kullanır.
Liminal, toplumsal düzenlemelerin dönüşüme, değişmeye ve doğrulamaya konu olduğu belli süre içeren psiko-sosyal alandır.
Örneğin, eşikteki bireyin Fetullahçılığı kabullenmesi süreci veya o yoldaki "rit" hali liminaldir.
Liminal kesimler (veya bireyler), içinden ayrıldığı diğer kesimler ile ilişkisinde karşılıklı olarak artık tehlikelidir.
Çünkü "dışarıda" olma hali söz konusudur.
Biri diğerinin dışındadır. İçinden ayrılan kesim "karşı-yapı" halindedir.
Bu anlatılanlara "normal" kimlik ve "rol" alan kimlik olarak bakmanız mümkündür.
Bir çıktı daha var, o da şöyle: Kifayetsiz ama liderlik yapan kimsenin bir rolü var, o grubun tüm üyelerinin de rolleri var.
Bunlar bir bütün halinde normalin karşı-yapısı halinde konumlanıyorlar.
Nitelikli kimselerden oluşan grubun içindekiler eşiği geçtiklerinde liderin kifayetsizliğini bırakın görmezden gelmeyi onu kutsallaştırırlar, vazgeçilmez görürler.
Bu daha tehlikeli bir durumu ileri sürer. Kifayetsiz lider artık tam bir baş belasıdır.
Tıpkı Fetullah’ın örgütsel şekliyle müritlerini bir darbe yapmaya inandırması ve buna inananların darbe girişiminde bulunması hali gibi.
İkinci çıktı da şudur:
Dönüşenler için normlar ve kimlikler tersine çevrilmiş haldedir.
Bu tamamen başka bir toplum tarifidir ki buna Turner "communitas" der.
Buna "kaynaşan" veya "örgütlenen" de demek mümkündür.
Eğer bu bahsettiğimiz türden kaynaşanların yeni normları karşı-yapı üzerinde egemen olur ise buna "değiştirici" denebilir.
Buraya kadar örnekleri kolay anlaşılması açısından FETÖ ile verdim.
Turner’in tüm bu bilimsel açıklamalarını başka yapılar için çeşitlendirmeniz mümkündür.
Hatta benim dini örneklerimi sizler sosyal ve siyasal örnekler şeklinde çoğaltabilirsiniz.
Kifayetsizlikten liderliğe olan geçişin metodu bu ise örneklemenin yolu da kolaydır, değil mi?
Neye bakacaksınız?
- Kimler hangi tekrarları yapıyor, hangi sembolleri ve ritüelleri kullanıyor?
- Kimler tehdit ve ödül dilini kullanıyor?
- Kimler dışlama halinde veya belli tarif edilen grubun içine alınıyor?
- Kimler eşikte, içeri dahil dilmiş, müteşekkir? Bu içeri alınanların (dönüşenlerin) taşıdıkları semboller ve davranış kalıpları neler?
- Kimler normal davranış gösteriyor?
Bütün konumuz "normal" olmaktır.
Sembolizm yanlış insanların eline geçtiğinde kötü niyetlerle kullanılabilir.
Adolf Hitler bunun tarihsel kötü-örneğidir.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish