Kulüpler satışa hazır hale geldi

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Yemeğin en güzel yerinde Türk futbolu. Ana yemek sonrası tatlıya geçti ve ödemeyi de kredi kartı ile yapacak yine.

Kredi kartı şişik; ama bankalar da limiti yeni artırdı. Borç yüksek ama olsun, tatlının keyfini bölmemek gerek. Yıllardır zaten bu şekilde tüketim yaptı ve henüz bir yaptırımı olmadı.

Transfer sezonları en tatlı yeri belki de futbolun, transferler yapılır ve sonuçları da hemen belli olmaz. Transferlerin zarar yazıp yazmayacağı ve ne kadarlık bir maliyet yaratacağı, daha sonra ortaya çıkar.

Hem UEFA tarafından hem de TFF tarafından daha fazla borçlanmaması için kontrol altında tutulmaya çalışılan Türk kulüplerini, daha zor bir dönem bekliyor.

Hata yapma payları yok ve artan döviz kurları ile maliyetler daha da artacak. Bankalara borçlu yaşamak zorundalar ve gelirleri temlik altında.

Bunun için yeni gelirlere ve Avrupa'da para eden tek yer olan Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya ihtiyaçları var. Ya da bu aşılmaz krizden kurtulmak için sıcak paraya.

Özellikle Fenerbahçe'nin, geçen yıl 8 kulübün Bankalar Birliği ile yaptığı anlaşmaya katılmayarak ve daha uzun vade ve daha düşük faiz oranında diretmesi, 12 yıllık vadede yeni bir anlaşmanın masaya koyulmasına sebep oldu.

Bu anlaşma, uzun vadeli olsa da kısa vadeli bir zafer kulüpler adına.

Bununla beraber, Avrupa'dan gelen kulüp satın alma haberleri de artmaya başladı. Özellikle, Amerika, Körfez ve Çin merkezli şirketler ve fonlar spor yatırımlarını artırarak, kulüp almaya başladı.

Artık bir yatırım aracına dönen futbol, şirketler için büyüme amaçlı, stratejik bir sektöre dönüştü.


Türk futbolunda yeni dönem başlıyor

En son Manchester City'nin sahibi olduğu City Football Group, Fransa'da Troyes kulübünü satın alarak bünyesindeki spor kulübü sayısını 10'a çıkardı.

Grup, Manchester City dışında ABD'de New York City, Avustralya'da Melbourne City, Japonya'da Yokohama F. Marinos, Uruguay'da Atletico Torque, İspanya'da Girona, Çin'de Sichuan Jiuniu, Hindistan'da Mumbai City ve Belçika'da Lommel takımlarını satın almıştı.
 

The Sun Daily.jpg
Görsel: The Sun Daily


Honkong merkezli Champion Union HK Holdings, geçtiğimiz aylarda İsviçre'nin Grasshopper Club Zürich takımı aldı. Kulübü satın alan şirketin sahibi ise; Wolverhampton Wanderers'in sahibi Guo Guangchang'ın eşi.

İtalyanların Roma'sı, içinde eğlence, otomotiv, otelcilik gibi iştirakleri olan Amerikalı bir şirkete, yatırım aracı oldu. Milan ve Inter daha önce satılmıştı.

Paris Saint Germain'in sahibi  Qatar Sports Investments'in (QSI), İngiltere'de kulüp baktığı biliniyor.

İngiltere'de alt liglerde bile çok sayıda takım satılmış durumda. Yunanlılar Nottingham Forest, Hintliler Blackburn Rovers, Finliler, Coventry City, Taylandlılar ise Sheffield Wednesday, ile bir alt ligde yer alıyorlar.


Borçlarını ödeyemeyen kulüplere ne olacak?

Geçen haftalarda İzmir'den gelen bir haber, Türk futbolunda yeni bir dönemim başladığını gösteriyor.

Göztepe Başkanı Mehmet Sepil'in de doğruladığı haber göre, Göztepe kulübünün satışı için bir fon şirketi ile görüşmeler yapılıyor. Eğer satış işlemi gerçekleşirse, yabancı bir sermaye Türkiye'de ilk defa bir kulübü satın almış olacak.

Türkiye'de kulüplerin birçoğu dernek kanuna göre yönetilse de artık halka açılan kulüplerin futbol bölümleri ticari bir işletmeye dönüştü.

Dört büyük kulüp dışında, Antalyaspor, Kasımpaşa, Karagümrük, Gaziantep FK, Başakşehir, Çaykur Rizespor, Göztepe ve daha birçok kulüp aslında şirket olarak mücadele ediyor yeşil sahalarda.
 

AA.jpg
Fotoğraf: AA


Yüksek borçları ile zarar eden işletme olan kulüpler, yabancı yatırımcılar için fırsatlar sunuyor aslında. Türk futbolunun, kâr getiren bir futbol ortamı olduğunda, yabancı sermayenin Türk futboluna girmesi kaçınılmaz olacaktır.

Bankalara 831 milyon dolar borcu olan 4 büyük dışında, diğer borçlu kulüplerin, borçlarını ödeyemedikleri zaman, ne olacağı belirsiz.

Ya bankalar tarafından yönetime kayyum atanacak ya da bankaların kendi paylarını kurtarmak için bir satış işlemi gerçekleşecek.

İtalyan Roma kulübü, borçlarını ödeyemediği için İtalyan bankasına devredilmiş ve 2014 yılında banka tarafından bir şirkete satılmıştı.

Türk futbolu, kendi kendini borçlu hale getirdi. Artık kulüplerin satılmasının önünde çok büyük engeller bulunmuyor. Tek engel, sistemin kar getiren bir sistem olmaması ve bir cazibe oluşturmaması.

Bankalar ile uzun vadeli anlaşmalar, kulüpleri kurtaramayabilir.

Bu yüzden de Türk futbolunun gelire, gelir için de kavgasız adil bir rekabete ihtiyacı var.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU