Haliç’te (Altın Boynuz) neler oluyor?

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Haliç’te kirliliğin geçmişi

Haliç, Silahtarağa’da (vadi içinde) 1911 yılında inşa edilen ve kömürle çalışan elektrik santral kuruldu.

O zaman baca gazları ve uçucu küller arıtmaz ve taban külü tekniğine depolanmaz idi.

Tarihte ilk defa 1911 yılında itibaren Haliç havası, termik santralden salımlanan kirleticilere kirletilmeye başlamıştır. 

1911'ten 1952'ye kadar İstanbul’un elektrik ihtiyacını tek başına karşılamıştır.

Haliç'te çevresel ilk yanlışın tarihi, 1911 yıldır. 1940 yılında çekilen Silahtarağa Termik Santral Resim 1’de verilmiştir. 
 

Haliç’te Silahtarağa Termik Santrali
Resim 1. Haliç’te Silahtarağa Termik Santrali


1940 yılına kadar biri Kasımpaşa-Cibali diğeri Hasköy-Balat’da bulunan iki döner kovalı “Tarak Gemileri” ile Haliç çamuru taranır, toplanan çamurlar mavnalara doldurulur ve Marmara açıklarına boşaltılırdı.

Silahtarağa termik santrali 1983 yılına kadar 72 yıl boyunca atıklarını Haliç’e dökülmesi sonucu bölgede aşırı miktarda sediment birikmesi olmuştur.

Suyu durgun olan Haliç’e 1923'dan itibaren Sütlüce mezbahası, tersaneler, döküm yapan işyerleri, cam atölyeleri, ham deri işleme sanayileri, elektrolitik kaplama/galvanize sanayi, yünlü yıkama, boyama ve finisaj yapan tekstil gibi atıksu kirlilik yükleri çok tesisler kurulmuştur.

Atık suları arıtılmadan Haliç’e verilmiştir. 

Haliç’te rehabilitasyon çalışması yapılmadan önce atık sularını arıtmadan Alibeyköy deresi üzerinden Haliç’e veren tesisler;

  1. 11 adet tekstil fabrikası,
  2. 13 adet metal işleme tesisi,
  3. 9 adet depo tesisi,
  4. 6 adet bağırsak işletme tesisi,
  5. 2 adet bakım yapılama tesisi,
  6. 1 adet oto sanayi sitesi,
  7. 1 adet beton santrali,
  8. 17 adet mermer işleme tesisi,
  9. 3 adet matbaa ve yapıştırıcı tesisi,
  10. 1 porselen işleme tesisi,
  11. 1 adet cam imalatı tesisi,

olmak üzere toplamda atık su kirlilik vasfı yüksek 71 adet tesis vardı. 

Tabi ki kanalizasyon bağlantısı olmayan evsel atık sular, Alibeyköy Deresi ve Kağıthane Deresi üzerinden Haliç’e deşarj edilmekteydi.

Alibeyköy-Kağıthane Dereleri açık kanalizasyon gibi çalışmaktaydı.

Diğer yandan Haliç çevresindeki onlarca evsel atıksular kanalizasyon yolu ile doğrudan Haliç’e veriyorlardı.

Çevrede oturanlar, hidrojen sülfür (H2S) ve merkaptanların (çürük yumurta kokusu) oluşturduğu pis kokudan dolayı son derece rahatsızdılar. 

1911’den önce havası ve suyu temiz mesire yeri olan Haliç, çevreyi tehdit eden bir lağım çukuru olmuştu.

Çevresinden Haliç’e her yıl 263.000 m3 çamur deşarj edilerek yılda 10 cm dolmasına neden olunmuştur. Kısaca Haliç, çamur ile dolmuştu.


1995 yılında Haliç’in durumu

1995 yılı sonuna gelindiğinde, Haliç’in Balat-Hasköy hattı üzerinde kalan bölgede su akıntısı normal günlerde 20 santimetre derinlikte ve 20 metre eninde bir kanaldan sağlanmaktaydı.

Bu kanalın dışında kalan bölgeler su seviyesinin 40 santimetre üzerine kadar dolarak yükselmiştir.

Silahtar-Eski Valide Sultan Köprüsü arasındaki su derinliği 1 metrenin altındaydı.

Eyüp Sultan ile Sütlüce arasında karşılıklı kıyılar arasında taşımacılık yapan kayıkçılar ancak 5 metre eninde bir kanal içinde çalışabilmekteydiler.

1995 yılında 20 numune alma istasyonunda sondaj yöntemi ile alınan çamur numunelerinde ağır metal analizleri yapılmıştır.

Ortadan kaldıracağımız çamurun özelliğini bilmek zorundaydık. 


1994 yılında başlatılan çalışmalar

1994 yılında 40’ın üzerinde araştırmacının katılımı ile Haliç’in mevcut durumu, neler yapılabileceği tartışılmış ve Haliç Islah Projesi adı altında;

  1. Haliç çamurunun özelliği,
  2. Taranacak çamur miktarı,
  3. Taranan çamurun depolama alternatifleri,
  4. Çamur tarama tekniği,
  5. Valide Sultan Köprüsü ile Taşkızak Tersanesi etkisi,
  6. Alibeyköy ve Kağıthane Derelerinden gelen atık sular ve alınması gereken önlemler,

konularında araştırmalar ve fizibilite çalışmaları yapılmıştır.

Bu çalışmalara 40’ın üzerinde bilim adamı katılmıştır.

Yukarıda sıralanan çalışmalar, 1996 Nisan ayında tamamlanmıştır.

Haliç üzerinde 20 noktadan alınan su ve dip çamuru numunelerinde suyun ve çamurun özellikleri belirlenmiştir.

Haliç’i kirleten kaynaklar ortaya konmuştur. Tarama tekniği belirlenmiştir.

Dünyada iyi tarama uygulama örnekleri ortaya konuştur.  

Taranan çamurunun nasıl uzaklaştırılacağı veya nerede değerlendirileceği ortaya konmuştur.


Taranan dip çamuru miktarı tespiti

Haliç’te Valide Sultan Köprüsü ile Alibeyköy-Kağıthane Dereleri arasında kalan ve kirlenmenin çok ileri boyutlara ulaştığı üst kısmının deniz trafiğine açılması amacıyla;

Valide Sultan Köprüsü ile Adacıklar arasında –5 metre kotuna kadar, Adacıklar ile Alibeyköy-Kağıthane Deresi arasında –4 metre derinliğine kadar ve taban genişliği asgari 40 metre olacak şekilde tarama yapılması gerektiği belirlenmiştir.

Çalışma bölgesi 4,5 kilometre boyunda ve 200-250 metre enindedir.

Tarama yapılacak sahanın yüzölçümü 900 bin ila 1 milyon 125 bin metrekare idi.

Kıyılarda çökmelerin önlenmesi için sahillerde –2 metre derinlikte ve ortaya doğru 1/6 eğimde tarama yapılması gerektiği belirtilmiştir.

Taranacak çamur miktarı yaklaşık 3,8-  4 milyon metreküp olarak belirlenmiştir.

Haliç’ten tarama işlemi esnasında çamurun çevreye koku kirliliği vermeden yapılması gerekiyordu.

Çünkü Haliç yerleşim yeri içindeydi. Buna göre tarama tekniği seçilmiştir.

Taranacak dip çamuru, çevre kirliliği oluşturmadan nerede ve nasıl depolanacağı bilimsel olarak ortaya konmuştur. 


Taranmış dip çamuru miktarı

Tüm bu bilimsel esaslara göre Haliç’te dip çamuru 4,5 milyon ton katı veya 225-450 milyon ton yüzde 98-99 oranında sulu dip çamuru taraması yapılmış ve 3,5 kilometre uzaklıkta oluşturulan çamur barajına, döşenen borular ve kurulan terfi merkezleri ile verilmiştir.

Türkiye’de ilk defa çamur barajı yapılmıştır.

Çamur içindeki katı maddeler barajda kalmış ve ortamdan sızan su ise Haliç’e verilmiştir.

Çevreyle uyumlu dengeli bir uygulama gerçekleştirilmiştir. 

Dip çamuru taramada bugün dahi kullanılan en son teknolojisi seçilmiştir.

Çamuru barajında çamur depolandığı alan bugün Türkiye’nin en büyük eğlence merkezlerinden biri haline getirilmiştir.

Tabi ki alanda taban çamuru stabilize edildikten sonra bu yatırım yapılmış.
 

vialand-6.jpg
Haliç'ten çıkarılan çamurun depolandığı alana inşa edilen İsfanbul (Vialand) Tema Park


Bariyer görevi gören Valide Sultan Köprüsü dubaları

Haliç’te dip çamuru taraması yapıldıktan sonra boğazdan her gün gelen 11 milyon metreküp taze suyun eski Valide Sultan Köprüsü dubalarının bariyer engelinden dolayı köprüden ileri geçemediği ve Haliç köprüsü, doğal adalara ve Alibeyköy ve Kağıthane derelerine kadar ulaşamadığı tespit edilmiştir. 

Ve Eski Valide Sultan Köprüsü dubaları bakıma almak amacıyla açılmış ve günde 11 milyon metreküp boğazın temiz ve taze suyunun Haliç’e girmesi sağlanmıştır. 

Atık suların önlenmesi, dip çamurunun taranması, havalandırılmaların yapılması ve Valide Sultan Köprüsü dubalarının açılması sonucu Kağıthane Deresi'nin Haliç’e bağlandığı yerde yosun oluştuğu gözlenmişti.

Yosun oluşumu, oksijensiz (anaerobik) su ortamı şartlarının oksijenli şartlara dönüştüğünün müjdecisidir.

Takiben Haliç Köprüsünden başlayarak Eyüp Sultan ve doğal adalar arasında yoğun kefal balığı görülmüştür.

Ve yunus balığı ve köpek balığı yavruları Haliç’te görülmüştür.

Göçmen kuşları, doğal adalara konaklamaya başlamıştır.    

Yukarıda sıralanan Haliç’le ilgili;

  • İstanbulluların pis lağım kokusu solumaması,
  • Balıkların temiz ve kaliteli su ortamında konaklaması, yavrulaması ve doğan yavru balıkların ölmemesi,
  • Yorulan göçmen kuşlarının güven içinde Doğal Adalarda konaklaması,
  • Suyun 1911 yılı öncesi kaliteye getirilmesi,

amacıyla çalışmalar yapılmıştır.

Haliç tekrar lağım olmasın diye yukarıda sırlanan çalışmalar yapılmıştır.


Haliç’e giren Karadeniz suyu

Haliç’e günde takriben 11 milyon metreküp boğaz suyu girip çıkıyor. Bu suyun yüzde 94’ü boğaz üst yüzey suyu, yüzde 6’sı ise dere/ atık sulardan oluşmaktaydı.

Boğaz üst akımıyla Haliç’e gelen Karadeniz sularının ortalama hızı 5cm/sn’ idi.

Haliç’teki su kütlesi 2-3 gün içinde kendisini yenilemekteydir.

Tarama yapıldıktan ve atık sular önlendikten sonra su ortamında anaerobik (havasız) şartların aerobik (havalı) şartlara dönüşmesi için Valide Sultan Köprüsü sabit dubalarının açılması ile Boğaz'dan günde 11 milyon metreküp temiz ve taze su girişi ile;

  • Uç noktalarına kadar Haliç suyu yenilenmeye ve tazelenmeye başlamıştır.
  • Haliç’teki su kütlesi kendini 2-3 gün içinde bir yeniler hale gelmiştir.

Haliç su ortamları çevresinden ve derelerden erozyonla katı madde taşınabilir.

Bu yüzden Haliç çevresi yeşil alana dönüştürülmüştür.

Yine de gelmesi muhtemel katı maddeler Haliç’te çökelebilir.

Bu yüzden Haliç’te eski Valide Sultan Köprüsü'nden itibaren her yıl batımetrik ölçümler yapılmış ve taraması yapılacak çamur miktarı ve yerleri belirlenmiştir.

Haliç Islah Projesi gerçekleştirildikten sonra da her yıl yaklaşık 250 bin ton dip çamuru taraması yapılmıştır. 

Çamur taraması, atık suların önlenmesi, havalandırma ile birlikte Valide Sultan Köprüsü dubaları açılarak boğazdan günde 11 milyon taze suyun Haliç'e girmesiyle Haliç'te ÇO yükselmeye başlamıştı.

Kirletmiş bir su ortamı temizlendiğinde yosun oluşması hayatın başladığının müjdecisidir.

Kirlenerek anaerobik şartların oluştuğu, H2S kokan, Haliç'te atık su kirletici kaynaklar önlendiği, dip çamuru tarandığı ve ortama boğazdan gelen taze su doğal olarak verildiğinde su ortamı kendini yeniledi ve anaerobik şartlar aerobik şartlara dönüşmeye başlamıştı.
 

2.jpg
Resim 3. Haliç suyunda renk değişimi


Resim 3’de Haliç’in uç noktalarında görülen olayın (fitoplanton kültürü, renk değişimi veya kirliliği); 

  1. Tekniğine uygun olmadan yapılan dip çamuru taramasından,
  2. Alibeyköy ve Kağıthane derelerinden atıksuların gelmesinden,
  3. Mevsimsel gün ışığı ve hava sıcaklığı artışından,
  4. Boğazdan giren günde 11 milyon m3 taze ve temiz suyun doğal adalara kadar bariyerlerden dolayı ulaşamamasından, 
  5. Su ortamında besi maddelerinin (C/N/P gibi) artışlarından,
  6. Sarıyer Çayırbaşı mevkiinden alınan günde 260 bin m3 boğazın suyunun Haliç’e verilmemesinden, 

dolayı mı olduğu bilimsel çalışmalar yapılarak ortaya konmalı. 

Bu tür bilimsel çalışmalar yapılırsa alınması gereken önlemler daha gerçekçi ortaya konabilir.

Tabii ki bu çalışmaları bilenlerin yapması gerekir. Bu tür çalışmalar birkaç gün için yapılabilir ve çözüm yolları geliştirilebilir.


Cevaplanması gereken 12 önemli soru

Renk değişiminin sebebinin alp patlaması sonucu fitoplanktonlardan dolayı mı olduğu belirlenmelidir.

Bu yüzden aşağıda verilen soruların araştırılması ve elde edilen bilimsel verilerin kamuoyu ile paylaşılması yararlı olur.

1. Fitoplanton oluşma kaynağı neler?

2. Fitoplanktonlar hangi şartlarda oluşmuştur?

3. Fitoplankton oluşmaya başladığında ve oluştuğu andan itibaren daha önceki yıllarda ölçüm yapılan 20 yerde (0,3 metre’den başlayarak her 1 metrederinlik) düşey yönde 12. şık Tablo 1’de verilen ölçümler/analizler yapıldı mı?  
 

4.jpg
Şekil 1. Daha önceki yıllarda numune alınan ve ölçüm yapılan yerler


4. Fitoplanton oluşmayan su ortamlarında 12. şıkta Tablo 1’de verilen ölçümler ve analizler yapıldı mı? Değişimler nasıl seyretti?

5. Fitoplanton oluştuğu ve oluşmadığı yerlerde yüzeyden itibaren su derinliği ne kadardı? Batımetrik ölçümlerler bunların tespiti yapıldı mı?

6. Fitoplanktonların oluştuğu yerlerde derinliğe göre 12. Şık Tablo 1’de verilen parametrelerde değişimler nasıl seyretti?

7. Gece ile gündüz saatlerinde 12.şık Tablo 1’de verilen parametrelerden hangisinde ne tür değişimler oldu?

8. Son bir yıl içinde taranan dip çamuru miktarı ne kadar (kuru bazda)?

9. Haliç’in nerelerinde tarama yapılmıştır?

10. Tarama yapılan yerler tarama öncesi derinlik neydi ve tarama sonrası derinlik ne olmuştur?

11. Haliç’te batımetrik ölçüm yapıldı mı ve batımetrik harita hazırlandı mı?

12. Fitoplankton oluştuğu ve oluşmadığı yerlerde (gündüz saat 12 ve gece saat 12’de) 0,3 metreden başlayarak her 1 metre su derinlikte ve dip çamuru yüzeyinden sadece 50 sabntimetre derinlikte numuneler alınmalı Tablo 1'de verilen analizler yapıldı mı?
 

Parametreler Su Numunesinde Yapılacak Ölçüm/Analizler Çamur Numunesinde Yapılacak Ölçüm/Analizler
ÇO ÇO     -
Sıcaklık Sıcaklık -
Tuzluluk Tuzluluk -
CO2 CO2 -
pH pH pH
İletkenlik İletkenlik İletkenlik
Renk Renk -
Bulanıklık Bulanıklık -
Alkanite Alkanite -
AKM AKM -
TUKM TUKM TUKM
TÇKM TÇKM TÇKM
Klorifl-a Klorifl-a -
TN TN TN
Nitrat/nitrit Nitrat/nitrit Nitrat/nitrit
Orto-P Orto-P Orto-P
BOI5 BOI5 BOI5
KOI KOI KOI
Ağır metaller Ağır metaller Ağır metaller
Toplam fitoplanton Bolluğu Toplam fitoplanton Bolluğu -
H2S H2S -
PCB - PCB
Tablo 1. Haliç su ortamında ve dip çamuru numunelerinde yapılması gerekli analizler


Tablo 1’de verilen her bir parametrenin bazıları yerinde anında ölçüldü mü ve diğerlerinin laboratuvarda analizleri yapıldı mı?

Ne sıklıkta yapıldı? Yapılmış ise değişimler nasıl olmuştur?

Yağışlı günlerde ölçüm yapılmaz ve su numunesi alınmaz. Yağıştan bir önce veya bir gün sonra ölçümler yapılır ve numuneler alınır. 

Laf olarak açıklama tartışma doğurur ve güvenirliği zayıftır. Konuşmalar tezatlar içeriyor.

Bilimsel çalışmalar yapılması esastır. Tabi ki bu tür çalışmalar bilenler tarafından yapılmalı.

Yukarıda 12'nci madde halinde sıralan çalışmalar, acilen yapılmalı ve bilimsel çalışma sonrası süreçte Haliç'te yaşanması muhtemel problemlerle ilgili hızlı ve seri çözümler üretilmelidir.

Bu çalışma vakanın olduğu zamanda yapılmalıdır. Böylece hem problem hem de çözüm yolları ortaya konabilir.

Haliç'te renk (fitoplanton) değişiminin olduğu bölgelerde; yatay ve dikey gradyanlarda (1 metre aralıklarla) değişimleri tespit edilmeli?

Yurt dışında bir su kanalında derinliğe göre tuzluluk, sıcaklık ve ışık şiddeti değişimleri Şekil 2’de verilmiştir. 
 

6.jpg
Şekil 2. Su kanalında derinliğe göre tuzluluk, sıcaklık ve ışık şiddeti değişimi 


Haliç'te neler olduğu mutlaka tüm bilimsel gerçekliliği ile ortaya konmalıdır.

Özellikle fitoplankton öncesi, sürecinde ve şimdi Haliç dip çamurunda ve 30-40 santimetre üzerinde çözünür ve çözünür olmayan fosfor derişimi nasıl seyrettiği tespit edilmelidir.


Alibeyköy Deresi ve Kağıthane Deresi’nden ekstra atık su girişi oldu mu?

Haliç’i besleyen Alibeyköy deresi ve Kağıthane deresi Haliç girişinde;

  • pH,
  • Sıcaklık,
  • KOI/BOI5,
  • TN,
  • TKN,
  • TP,
  • Ağır metaller,
  • TUKM,
  • TKM (Toplam Katı Madde),
  • Yağ-gres,
  • pH,
  • Deterjan,

gibi parametrenin bazılarının ölçümleri yerinde yapıldı mı ve diğerlerinin analizleri laboratuvarda yapıldı mı?

Yapıldı ise değişimler nasıl olmuştur? Bu tür ölçümler hangi sıklıkta yapılmıştır?

Kağıthane Deresi ve Alibeyköy Deresi ile Haliç’e ekstra bir kirlilik yükü yüksek atık su girişi olup olmadığı tespit edildi mi?


Dip çamuru analizi

Dip çamuru yüzeyinden itibaren 50 santimetre derinlikte alınan dip çamuru numunelerde Tablo 1’de verilen analizler yapıldı mı?

Veriler kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Dip çamurunun fitoplanton oluşumuna etkisi belirlendi mi?   


Batimetrik ölçüm çalışması  

Haliç’te mevcut dip çamurunun ve su derinliğinin batımetrik ölçümler yapılarak batımetrik haritanın çıkarılması gerekir.

Haliç Köprüsü'nden Kağıthane ve Alibeyköy Derelerine kadar 50x50 ölçekli grid alanlı batımetrik haritanın çıkarılması gerekir.

Batimetrik ve sismik ölçüm sonuçlarına göre Haliç’in neresinde ne kadar sediman (dip çamuru) birikimi oluştuğu belirlenir.

Buna göre, tarama yapılacak alan ve dip çamuru miktarı (hacmi) ortaya çıkartılır.

Dip çamuru tarama sonrası tekrar batımetrik ölçümler yapılır ve taranan çamur miktarı ortaya konur (Şekil 3)

Son bir yıl içinde eski Valide Sultan Köprüsü'nden itibaren dip çamuru değişimi batımetrik ölçüm çalışmaları yapıldı mı?

Batımetrik ölçüm çalışmalarına göre Haliç’in neresinde, ne kadar miktar dip çamuru birikmesi olduğu tespit edildi mi?

Çamur birikmesinin sebepleri derelerden gelen atık sular mı?

Çevreden yağmur suyu ile taşınan erozyon malzemeleri mi veya başka kaynaklar mı? 

Haliç’in 1/1000 ölçekli batimetri haritası hazırlandı mı?
 

7.jpg
Şekil 3. Geçmişte Haliç’te tarama öncesi ve sonrası yapılan batımetrik ölçüm çalışmaları

 

8.jpg
Şekil 4. Örnek çamur kalınlığı haritası 


Dip çamuru taraması

Amerika’da yılda 290 milyon metreküp, sadece New York bölgesinde 78 milyon metreküp, Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve Belçika ülkelerinin toplamında yılda 100-120 milyon ton dip çamuru/sediment taraması yapılmaktadır.

Haliç gibi durgun su ortamlarında dip çamuru taraması periyodik olarak yapılır.

Dip çamuru taraması yapılmadan önce batımetrik ölçümler yapılarak mevcut çamur derinliği, öncelikle tarama yapılacak ortam ve tarama sonrası ulaşılacak hedef derinlikler ortaya konur.

Böylece taranacak çamur miktarı ortaya konur.

Haliç gibi hassas sularda dip çamuru taraması yapılırken, anaerobik biyokimyasal reaksiyonu hızlandıran ve su kalitesini bozan, serbest fosforun yüksek konsantrasyonda olduğu dip çamurunun yüzeyinden 50 santimetre derinlikte tarama yapılması gerekir.

Çünkü, dip çamuru yüzeyinden itibaren 30 ila 50 santimetre yükseklikte fosfor genelde serbest halde bulunur.

uda alg oluşumunu hızlandırır. Alg oluşumunu hızlandıran kilit madde P’dir. 

Yerleşim yeri içinde olan Haliç'te çevrede kirlilik oluşturmayacak ve yaymayacak teknikler seçilerek çamur taraması yapılır.

Bu yüzden dip çamuru taraması yapmadan önce uygun tarama tekniğinin belirlenmesi oldukça önemlidir.
 

9.jpg
Resim 5. Dip çamuru taraması


Tarama esnasında kesinlikle koku kirliliği ve gürültü kirliliği oluşturulmamalı.

Haliç gibi hassas alanların taranması tekniği ile bilgi birikimi/uzmanlıkla koordineli çalıştığı zaman dip çamur kirliliği çevreye yayılmadan yapılabilir.

Yanlış tarama tekniği uygulaması, su ortamındaki canlıların boğularak derhal ölmesine neden olur.

Haliç gibi su ortamları periyodik olarak çevreyle uyumlu dip çamuru tarandığı zaman ortama daha fazla taze ve temiz su girişi olur, su ortamı kendini hızla yeniler, su tutma kapasitesi artar ve ortamda biyoçeşitlilik güçlenir.


Yanlış tarama tekniği

Haliç, dere, koy ve dere ağzı gibi yerlerde dip çamuru taraması örselenmeden ve dip çamuru kirliliği çevreye yayılmadan yapılır.

Tekniğine uygun yapılmayan dip çamuru taraması su ortamı ekosistemine ciddi zararlar verilir.

Taranan dip çamuru yüzde 98-99 oranında su içerir. Bu yüzden taranan çamurun tekniğine uygun taşınması gerekir. Taranan dip çamurunu taşıma tekniğini belirlemek oldukça önemlidir. 


Boğazdan gelen 11 milyon metreküp taze ve temiz su

Haliç gibi sakin ve durgun su ortamları kendini yenilemiyorsa veya yenilenmesini engelleyici bariyerler varsa su ortamında sık aralıklarla olumsuzluklar yaşanır.

Haliç su ortamlarında ölü su ortamları oluşturulmaması gerekir.

Boğazdan gelen taze ve temiz suyun Haliç’in uç noktalarına kadar ulaşmasını engelleyen bariyerler belirlenmeli.

Haliç su kalitesini bozan bariyerler ortadan kaldırılmalıdır. 


Çayırhan Sahili’nden Haliç’e Boğaz suyu

Sarıyer Çayırbaşı Sahili'nden alınan deniz suyu, 4 bin 990 metre uzunluğunda tünelle Ayazağa'ya getiriyor, oradan Kağıthane Deresi'yle Haliç'e bırakılıyor.

Bilhassa kurak yaz aylarında Haliç'e günde 260 bin metreküp deniz suyu akıtılması planlanmıştır.

Bu miktar boğaz suyu ile, Haliç  Köprüsü’ne kadar olan su kütlesinin kendisini yılda 3 kez taze ve temiz deniz suyu ile yenilemesi planlanmıştır.

Çayırbaşı’ndan su verilirken Haliç’e boğazdan gelen 11 milyon metreküp temiz ve taze suyu ile dengeli ve uyumlu olmalı.
 

10.jpg
Resim 6. Çayırhan Sahili’nden Haliç’te Verilen Boğaz Suyu


Resim 6’da verilen sistem çalışıyor mu?

Kağıthane Deresi bu günlerde pis veya çürük yumurta kokusu gibi kokuyorsa, Resim 5’te verilen sistem çalışmıyor demektir.

Ayrıca koku kirliliği hala Kağıthane Deresi'ne atık su bağlantıları olduğunu gösterir. 

17 Haziran 2020 tarihinde bir amatör dalgıç, Haliç su ortamında çekimler yapmış ve Haliç suyunu derinliğe göre izlemiştir.

Çekimler izlendiği zaman yüzeye yakın su ortamında askıda katı madde (AKM) miktarının ve bulanıklığın çok yüksek olduğu, dip bölgede ise yılların birikimi ile çok olumlu ekolojik ortamlar oluştuğu görülmüştür. 

Haliç su ortamında, AKM konsantrasyonun ve bulanıklığın yüksek olması, güneş ışının su ortamına nüfus etmesini ve oksijen transferini engeller.

Bu durum, Haliç tabanında ekolojik dengenin bozulmasını hızlandırır, doğal ortama zarar verir ve aerobik şartların anaerobik şartlara dönüşmesini hızlandırabilir. 

Şimdi Çevreci Dalgıçları, Haliç'te Adalar ile Kağıthane/Alibeyköy Deresi arasında su ortamında ve dip çamuru üzerinde değişimi kameraları ile gözlemleyerek tarihe not düşebilirler.

Haliç,

  • Boğazdan geçen balıkların konaklama, yavrulama ve yavrularını güvenle bırakma yeridir.
  • Göçmen kuşlarının doğal adalarda konaklama ve dinlenme yeridir.
  • Sahilleri insanların nefes aldığı, mesire alanları, yerlerdir.
  • Dünyanın en önemli gerdanı altın boynuz tabanından taranan malzemelerden dünyanın en kalitesi porselenlerin üretildiği yerdi.
  • Tarihte her türlü deniz ürünleri bol olduğu denizcilere güvenilir bir sığınak alanı idi.
  • Geyik boynuzunu andıran gerdanlıktı.
  • Tarih, kültür ve sanat merkezi özelliği taşıyan bölgedir.
  • Haliç, altın boynuz, ortak değerimizdir.

Altın boynuz, temiz tutulmalı, ekolojik dengesi korunmalı ve daima iyileştirilmeli.

İstanbul'da bir doğal barınaktır ''HALİÇ''

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU