Depardieu kararı, Fransa'nın Gisèle Pelicot'dan hiçbir şey öğrenmediğinin kanıtı

Fransız aktör Gerard Depardieu, bir film setinde iki kadına cinsel saldırıdan suçlu bulunmasına rağmen hapis cezası almaktan kurtuldu. Kadınlar neden bu kadar yetersiz bir adalet için minnettar olsun ki?

(AFP)

Gisèle Pelicot her şeyi değiştirmiş olmalıydı. Kocası da dahil 50 erkeğin, 72 yaşındaki kadına bilinci yerinde değilken tecavüz etmekten suçlu bulunduğu bir davanın ardından, her şeyin aynı kalması imkansız olmalıydı. Fransız mahkemelerinin, cinsel suçları daha ciddiye almak zorunda kalması gerekiyordu. 

Pelicot kimliğini gizlemekten feragat ederek ülkeyi en karanlık taraflarına bakmaya ve kadın düşmanlığıyla cinsel şiddete karşı korkunç derecede çağdışı tutumlarla yüzleşmeye zorladı. Artık görmezden gelinemezdi.

Bunlar aralıkta yaşanmıştı. Bugünse (13 Mayıs) 76 yaşındaki Gérard Depardieu, 2021'de Paris'teki bir film setinde iki kadına cinsel saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 18 ay ertelenmiş hapis cezasına çarptırıldı. Aktör karar için mahkemeye bile gitmedi, Portekiz'de yeni bir film üzerinde çalıştığı anlaşılıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İtibarın yerle bir olması mı? Daha neler! Fransa'daki MeToo hareketi açısından bunun yetersiz bir ilerleme olduğunu düşünen tek kişi ben miyim? 

Depardieu'nün suçlu bulunması, delil yetersizliği ya da zaman aşımı nedeniyle mahkemeye çıkamayan 20'den fazla kadın da dahil, aktörü suçlamak için harekete geçen cesur kadınların kesinlikle haklı çıktığını gösteriyor. (Aktris Charlotte Arnould'un tecavüz iddiası hukuk sistemindeki yolculuğuna hâlâ devam ediyor.)

Saldırıya uğrayan ve adı açıklanmayan kadınlardan biri, hakimin kararından "çok etkilendiğini" ve bunun "gerçek bir zafer ve ileriye doğru atılmış büyük bir adım" olduğunu söyledi. Böyle hissetmesine sevindim, çok sevindim. Ancak kadınların böylesine yetersiz bir adalet için minnettar olmak zorunda kalması karşısında hayal kırıklığına uğramaktan da kendimi alamıyorum. 

Bu adam, 54 yaşındaki bir set görevlisine ve 34 yaşındaki bir yönetmen yardımcısına saldıran, onları kasıklarının arasına sıkıştıran, kalçalarına, kasıklarına ve göğüslerine elleyen ve onlara karşı müstehcen bir dil kullanmıştır. Bir olayda ancak başkaları tarafından uzaklaştırılmasıyla durdurabilmiş. Duruşmada davacı kadınlardan biri mahkemeye "taş kesildiğini" söyledi.

Kadınlara zarar verip ceza almayacaklarını düşünen diğerlerine bir mesaj gönderecek ceza nerede? Şahsi servetinin 250 milyon dolar olduğu tahmin edilen Depardieu'nün yaklaşık 32 bin 350 dolar para cezasına çarptırılmasına ve siciline cinsel suçlu yazılmasına minnettar mı olmalıyız? Savcılık ve savunma avukatlarına, kendisine mahkeme sisteminin nasıl işlediğini gösterdikleri için teşekkür eden ve şaka yapan bir adam karşısında bu ne kadar da anlamsız kalıyor: 

Bir gün avukat rolünde oynarsam bu dersler benim için ilham kaynağı olabilir.

Olur da cinsel saldırı suçundan hüküm giymiş birini oynarsa zaten yeterince "ilhama" sahip. 

Pelicot davasının Fransa'da cinsel saldırıyla ilgili hâlâ mevcut klişeleri ortadan kaldırdığını düşünenler tekrar düşünmeli. Depardieu'nün avukatı, aktörün kurbanlarını "yalancı" ve "histerik" diye nitelemekle kalmayıp onların "azılı feminizm" için çalıştıklarını söyleyerek bilinen tüm cinsiyetçi klişeleri kullandı. 

Duruşmayla ilgili haberler de "Fransız sinema efsanesini" yücelten manşetlerle bundan pek farklı değildi. Film yönetmeni Fanny Ardant, Depardieu'yü inanılmaz bir dil kullanarak savunarak "deha [...] beraberinde uçuk, dizginlenemez ve tehlikeli bir unsur taşır" dedi. (Son kontrol ettiğimde, Everest'e tırmanmak tehlikenin tanımıydı, film setinde çalışmak değil). Brigitte Bardot da "bir kızın kalçasına dokunan yetenekli insanların en derin zindanlara atılmasını" eleştirdi; ya da işte, bu insanlar kariyerlerine devam ederken kurbanları, ortaya çıkmanın getirdiği büyük kişisel bedelle yaşamak zorunda kalıyor. 

Cumhurbaşkanı Macron bile bir sohbet programında Depardieu'nün "Fransa'yı gururlandırdığını" ama bir "insan avının" kurbanı olduğunu ima ettikten sonra geri adım atmak zorunda kaldı. Evet, duruşması sırasında cinsel saldırının ne olduğunu bile bilmediğini iddia eden bir adam. Çok gurur verici.
 


Pelicot davasının ardından safdilli mi davrandık? Neticede tecavüzcülerinden 6'sı içeride kaldıkları sürenin cezalarından düşülmesiyle ya da cezaları ertelenmiş olarak serbest kaldı. Tecavüzün Fransız hukukundaki tanımında (Pelicot'nun başına gelenlerin ardından değişeceği tahmin ediliyor) hâlâ rızadan söz edilmiyor. Yetenekli erkekler için hâlâ bahaneler üretiliyor çünkü tabii ki de tecavüzcüler Hollywood yıldızlarına değil "canavarlara" benzer.

Köklü kültürel değişim bir gecede olmaz ve bunun, tecavüz vakalarının sadece yüzde 2,6'sının bir suçlama veya celple sonuçlandığı Britanya'da da gerçekleşmesi gerekiyor. Ancak Depardieu'nün bu kadar hafif bir cezaya çarptırılması (ki elbette temyize gidecektir) güç yapıları ve gerçekten ne tür bir değişimin önemli olduğuna dair çok şey söylüyor.

Ya da Pelicot'un dediği gibi: 

Tecavüzü önemsizleştiren maço, ataerkil toplumun değişmesinin zamanı geldi.

Aksi gerçekten tehlikeli olur.
 

independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Yasin Sofuoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU