Dagenham fabrikasındaki kadın işçilerin grevi, eşit ücret yasasının yolunu nasıl açtı?

Bir Ford fabrikasında dikiş makinesi işçiliği yapan kadınların grev hikayesi, 2010 yapımı "Made in Dagenham" filmiyle sinemaya uyarlanmıştı

Kadın işçiler 7 Haziran 1968'de açtıkları pankartlarla emeklerinin karşılığını almak istediklerini dile getirmişti (womensglobalstrike.com)

Doğu Londra'daki bir fabrikada çalışan 187 kadın işçi, greve gitmelerinden iki yıl sonra, 29 Mayıs 1970'te Eşit Ücret Yasası'na kraliyet onayı çıkmasıyla birlikte sıkı çalışmalarının meyvesini almış oldu.

O tarihten 5 yıl sonra yürürlüğe giren kanun, "istihdam hükümlerine ve koşullarına göre kadınlarla erkekler arasındaki ayrımcılığı önlemeyi" amaçlıyordu. Bu, "aynı işi yapan" erkeklerle kadınların ücret ve çalışma koşulları açısından eşit muamele görmesi gerektiği anlamına geliyordu.

Yarım asır önce Eşit Ücret Yasası'nın çıkması, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi için bir dönüm noktasıydı.

Bununla birlikte, eğer Dagenham'daki Ford fabrikasında dikiş makinesi işçiliği yapan kadınlar bu grevi, yani eşit ücret mücadelesinde hızlandırıcı bir faktör olan bu kısa eylemi gerçekleştirmemiş olsaydı o yasanın çıkması daha da uzun sürebilirdi.

Kalifiye işi hafife almak

Ford Motor Limited Şirketi'nin Dagenham'daki fabrikasında dikiş makinesi işçiliği yapan kadınların grevi, bu çalışanların fabrikadaki konumlarının sınıflandırılma şekline dair yaşanan anlaşmazlığın ardından Haziran 1968'de gerçekleşti.

Yapılan değerlendirme çalışmasının parçası olarak dikiş makinesi işçileri, daha ileri beceri gerektiren üretim işleri için belirlenen C Kategorisi yerine, daha az vasıflı üretim işleri için uygun görülen B Kategorisi'nde sınıflandırılacaktı.

Bu işçilere ayrıca, çalıştıkları alan olan B Kategorisi'nde tanımlanan erkeklerin aldığı ortalama maaştan yüzde 15 daha az ödeme yapılacağı da bildirildi.

Haklı olarak makine işçilerinin çoğu, sıkı çalışmaları karşılığında gördükleri bu muamelenin adil olmadığını düşündü.

Görevleri, Ford taşıtları için her gün binlerce koltuk örtüsü üretmekti ki fabrikada çalışanlar içinde bu görevin nasıl üstleneceğini bilen başka kimse yoktu.

Bu nedenle de greve gitmeleri halinde yokluklarının fabrikanın işleyişi üzerinde büyük bir etkisinin olacağını fark ettiler. Ve öyle de oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Eyleme toplamda 187 kadın katıldı. Bu sayı o kadar büyük görünmese de grev kararı fabrikada üretimin tamamen durmasıyla sonuçlandı.

İşçi Sendikası Kongresi, "Grevle birlikte fabrika diz çöktü, sonuçta koltuk kılıfı olmayan otomobilleri satamazsınız ve başka kimse bunların nasıl yapılacağını bilmiyordu" açıklamasını yaptı.

Ford'un Halewood Body & Assembly fabrikasındaki makine işçilerinin de Dagenham'daki meslektaşlarının yolundan gitmesiyle birlikte grev Ford fabrikalarındaki işleyişi aksatmayı başardı ancak katılımcıların aileleri arasında bir parça gerginliğe de neden oldu.

Kadınların çoğunun eşi de Dagenham fabrikasında çalışıyordu. İçlerinden bazıları grevi reddetmekle kalmadı, zira bu eylem işlerini ve ailelerinin geçimlerini de riske atıyordu.

Yine de grev başladıktan üç hafta sonra kayda değer bir ilerleme yaşandı.

Barbara Castle'la içilen çay

Harold Wilson'ın İşçi Partisi hükümetinde İstihdam ve Verimlilik Devlet Bakanı olarak görev yapan Barbara Castle'dan greve müdahale etmesi istendi.

Makine işçileri grev sebeplerini konuşmak üzere Castle'la çay içmek için bakanın ofisine davet edildi.

Greve katılanlardan Violet Dawson o günlere dair anılarını 2003'te anlatırken, bu çay içme etkinliğinin daha sonra karşılıklı içki içilen rahat bir havaya büründüğünü söyledi. Dawson, "Basın gidince Castle içki dolabını açtı ve hepimiz birer kadeh içtik" dedi.

Castle müzakere etmek için getirildikten sonra makine işçilerine maaşlarının, kendileri gibi B Kategorisi olarak sınıflandırılan erkeklere verilen ortalamanın yüzde 92'sine tekabül edecek şekilde artırılması teklif edildi.

Bu teklif henüz eşit ücrete ulaşma anlamına gelmese de sadece birkaç haftalık grev sonrasında katedilen önemli ilerlemeyi işaret ettiği için kabul edildi.

Fabrikadaki dikiş makinesi işçileri, 1984'e kadar daha kalifiye C Kategorisi'ne girecek şekilde yeniden sınıflandırılmadı. Bu durum, kadın işçilerin hak ettikleri beceri kategorisine yerleştirilmelerinin 16 yıl sürdüğü anlamına geliyordu.

Yine de bu kadınların 1960'ların sonunda aldığı grev kararı, 1970'te Eşit Ücret Yasası'nın geçmesini tetikledi ve o günden bu güne toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele verenlere ilham kaynağı oldu.

Eşit Ücret Yasası'nın yürürlüğe girmesi, erkeklerle kadınların eşit işe eşit ücret almasının ilk defa yasalaşması demekti.

Bu, resmi iş unvanına bakılmaksızın, "aynı ya da geniş çapta benzer" kabul edilen işleri kapsıyordu.

Çalışan kadınlar vazgeçilmezdir

Makine işçilerinin grevi, Eşit Ücret Yasası'nın kabul edilmesinde önemli bir rol oynamanın yanı sıra kadın sendikacıların kurduğu Kadınların Eşit Hakları için Ulusal Ortak Eylem Kampanyası Komitesi'nin oluşturulmasına da ilham verdi.

Söz konusu kurum, grevden neredeyse bir yıl sonra, Mayıs 1969'da Trafalgar Meydanı'nda eşit ücret eylemi yaptı.
 


Şubat 1970'de Eşit Ücret Yasası'nın ikinci okuma evresi sırasında Halifax'tan eski parlamenter Dr. Shirley Summerskill, kadın makine işçilerinin eşit ücret mücadelesinde oynadıkları "önemli" rolden övgüyle bahsetti.

Summerskill, "Bu tartışmayı yaparken eşit ücret mücadelesi tarihinde çok önemli rol oynayan bir grup kadına haklarını teslim etmemiz gerek" dedi.

İnançları ve hakları için greve giden, Ford çalışanı kadın makine işçilerinin küçük grubundan söz ediyorum. Grevleri kimseden fazla sevmiyorum ama bu kadınlar, bu prensibe ulaşmak için gerçekten güçlü bir eylem yapmak durumundaydı.

Makine işçilerini "kadınlara oy hakkının erken dönem öncüleriyle" mukayese eden Dr. Summerskill, bu kişilerin "istismar, yanlış betimleme ve alayla karşı karşıya kaldığını" fakat "çalışan kadınların ekonomi için vazgeçilmez" olduğunu "hem siyasetçilerin hem de halkın" anlamasını sağladığını belirtti.

Eşit Ücret Yasası kraliyet onayı aldıktan 40 yıl sonra yerini, Cinsiyet Ayrımcılığı Yasası, Irk İlişkileri Yasası ve Engellilere Ayrımcılık Yasası da dahil çeşitli yasaları birleştiren 2010 tarihli Eşitlik Yasası'na bıraktı.

Aynı yıl, 1968'de fabrikada yapılan grevi tasvir eden Made in Dagenham filmi gösterime girdi.

Geniş çapta övgü alan film daha sonra Londra'daki Adelphi Tiyatrosu'nda bir tiyatro oyunu şeklinde uyarlanarak Ekim 2014'ten Nisan 2015'e kadar sahnelendi.

Eşit Ücret Yasası'nın 1970'de kabul edilmesinden bu yana kaydedilen ilerlemeye karşın hala alınacak çok yol var.

Dünya Ekonomik Forumu'nun Aralık 2019'da yayımladığı bir araştırmada, kadınların eşit ücret aldığı noktaya gelmenin iki yüzyıldan fazla sürebileceği sonucuna ulaşıldı.

Ayrıca, Fawcett Derneği'nin bu yıl yaptığı araştırma, her 10 kişiden 4'ünün kadınların eşit ücret alma hakkının farkında olmadığını ortaya çıkardı.

 

 

https://www.independent.co.uk/life-style

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU