Terörsüz Türkiye'de nereye doğru?

Fotoğraf: AA

İki gün önce, atılacak adımları ve Sayın Devlet Bahçeli'nin ezber bozacağını yazmıştım.

Şimdi sırada bundan sonrası var…
 


Terörden arındırılmış bir Türkiye hedefine doğru ilerlemeye devam ediyoruz.

Bu çerçevede öncelikle karşılıklı güven artırıcı adımların atılması sürecektir.

Türkiye'den çekilen PKK'nın bazı mağaraları boşaltmaya devam etmesi bekleniyor.

Cezaevlerinde bulunan hasta tutuklularla ilgili olarak, cezaevi komisyonlarının süreci hızlandırması ve tahliyelerin başlaması öngörülüyor.

AİHM kararlarının uygulanmasıyla birlikte, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere bazı siyasetçilerin tahliyesinin önü açılabilir.

Komisyon dinlemelerinin tamamlanmasının ardından, Abdullah Öcalan'ın da komisyon üyelerince dinlenmesi gündeme gelebilir.

Kayyum atamalarına ilişkin kararların bakanlık tarafından uzatılmaması hâlinde, seçilmiş belediye başkanlarının görevlerine iadesi söz konusu olabilir.

Meclis Komisyonu tarafından hazırlanacak düzenleme tekliflerinin Meclis'e iletilmesi beklenmektedir.

PKK'nın, ilk etapta suça karışmamış örgüt mensuplarını Türkiye'ye göndermesiyle, Diyarbakır Annelerinin çocuklarına kavuşması hedefleniyor.

İnfaz düzenlemesi, Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nun gözden geçirilmesi gündemde.

Mevcut düzenlemeler yetersiz kalırsa, "kendini fesheden örgüte özgü" bir yasal çerçevenin hazırlanması da değerlendirilebilir.

Toplumsal mutabakatın güçlendirilmesi adına yeni bir dilin inşası ve uzlaşı zemininin genişletilmesi önem kazanıyor.

AK Parti'nin sürecin toplumsallaşması kapsamında sahaya çıkması bekleniyor.

Suriye'de sözlü olarak üzerinde uzlaşılan maddelerin yazılı hâle getirilmesi ve iş birliğinin kapsamının genişletilmesi planlanıyor.

Uzun vadede, DEM Parti'nin kendi bileşenleriyle yeniden yapılanarak yeni bir parti inşa etmesi de olasılıklar arasında.

MİT Başkanlığı tarafından hazırlanacak raporda, örgütün silahlarının teyidiyle birlikte PKK'nın ve ideolojisinin Türkiye'nin gündeminden tamamen çıkması hedefleniyor.

Uzun vadede bölgedeki Kürtlerin yönünün Türkiye'ye çevrilmesi de stratejik bir amaç olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak; resmi dilin Türkçe olduğu, ana dillerin öğreniminin önündeki engellerin kaldırıldığı, ülke bütünlüğünün korunduğu, terör ve şiddetin hayatımızdan tamamen çıktığı, terörü besleyen altyapıların ortadan kaldırıldığı, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir anayasa ile daha demokratik bir Türkiye hedefine doğru ilerliyoruz.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU