Mustafa Çakmakçı: İsrail'in soykırımına karşı Gazze ve dünyaya umut, iyilik ve vicdan taşıyoruz

Naman Bakaç Independent Türkçe için, Küresel Sumud Filosu yolcularından Mustafa Çakmakçı ile konuştu

Nizar Kabbani'nin "Filistin bulanmış iken kanlara" diye yakındığı günlerden geçiyoruz.

Kanla yıkanmış Gazze'nin çığlığına 2 yıldır insanlık ailesi olarak tepkiler dışında elle tutulur somut bir şeyler gerçekleştirilemedi.

Sadece kan değil açlık ve yıkımla da sarsılan bir şehir olan Gazze adeta kan gölünü andırıyor.  

Akan bu kan gölünün kıvrımları Birleşmiş Milletler'in toplantılarına uğradı, gazete sayfalarına düştü, sosyal medya hesaplarına gündem oldu, uluslararası hukuka sıçradı ancak toplantılar ve kınamalar seremonisi dışında hâlâ bu kan dinmiş değil.    

Dinmeyen bu kana ve acıya karşı insanlığın sessizlik yumağı içinde olduğu elbette söylenemez.

Beyaz gemileriyle ebabil sürüsü gibi denizlere açılan bir gönüllüler ordusu, umudu ve cesareti teknelerine yükleyerek şu anda Akdeniz sularında ilerliyor.

Üstelik modern barbarların drone saldırılarına, tehditlerine ve sabotajlarına rağmen. Küresel Sumud Filosu'ndan bahsediyoruz.

Haydut ve barbarların olası askeri müdahalesine karşın Gazze'ye varmak üzereler. 

Beyaz atlarıyla değil ama beyaz gemileriyle Malezya'dan Meksika'dan, İspanya'dan Türkiye'den yola çıkmışlar.

Neden mi? Sembolik olarak bir kap yemeği, bir kova suyu, bir ilacı, açlıktan ve bombalardan bitap düşmüşlere ulaştırmak için.

Muhtemelen, Filistinli şair Mahmud Derviş'in şu sözlerini de bilerek:

Ben barbarların atlarını iyi bilirim. Bir ben dururum onların karşısında, bir ben, gençliğin yüreğiyim her daim, yüreğiyim beyaz kanatlı atlıların.


Barbarların atlarına karşı beyaz kanatlı atlılardan biri olarak Türkiye'den çıkıp, şu an Küresel Sumud Filosu'nda bulunan Mustafa Çakmakçı ile yolculuklarını, taşıdıklarını, yaşadıklarını ve hedeflerini konuştuk.
 

Mustafa Çakmakçı
Mustafa Çakmakçı, Independent Türkçe için Naman Bakaç'ın sorularını yanıtladı

 

"Beni Sumud filosuyla yolculuğa çıkaran Gazzeli Rim'di"

Okurların sizi tanıması için bize öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? Nereden katılıyorsunuz Küresel Sumud Filosu'na? Filosu'ya katılmadan önce ne tür bir uğraşı içindeydiniz? Filo'ya katılma gerekçeleriniz nedir?

İnşaat mühendisiyim. İki kız babasıyım. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısıyım. Aslında beni bu yolculuğa çıkaran Gazzeli RİM'di.

Dedesi Halid'in kucağında, onun cansız bedenini, gözlerinin içini açıp öpmesi ve Rim gibi binlerce çocuğun aynı kaderi paylaşması beni yola çıkaran asıl sebeptir. Daha önceden karadan Gazze ablukasını kırmak üzere Mısır'da da bulunmuştum.

Şimdi de Gazze'ye insani yardım koridorunu açmak ve ablukayı kırmak üzere filodaki hazırlıklarımızı tamamlayıp, yola çıktık. Yoldayız şimdi. 11 Eylül'den beri gemi hayatı yaşıyorum. 


"Engelleme ve saldırı girişimlerine rağmen, 'sumud'la yani azim ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz"

Küresel Sumud Filosu'nda hangi ülkelerden, kaç tekneyle ve hangi şahsiyetlerle yola çıktınız? Filo'nun durakları nerelerdi? Bu duraklarda yaşadığınız engelleri ve gördüğünüz desteği bize anlatır mısınız?

Küresel Sumud Filosu 50 farklı ülkeden katılımcının bulunduğu yaklaşık 50 tekneden oluşan, 500'e yaklaşık bir gönüllü ordusundan ibaret. Filonun ilk durağı 31 Ağustos'ta Barcelona'ydı ardından Tunus'a ulaştı ve Tunus'ta hazırlanan diğer teknelerle birlikte yola devam edildi. Sicilya açıklarında diğer gemilerin de dahil olmasıyla filo katlanarak arttı.

Hedefimiz Gazze'deki ablukayı kırmak. 24 Eylül'ü 25'e bağlayan gece yarısı, filoya İsrail'in yoğun saldırıları gerçekleşti. Yapılan dronelı saldırılar ile bazı teknelerin yelkenleri zarar gördü. Birkaç yaralı dışında bir zayiat olmasa da İsrail ilk andan itibaren kimi engelleme girişimleriyle, sabotajlarla filoyu yolundan döndürmek döndürmek istedi.

Bunun dışında kimi teknelerimiz de teknik sorunlar çıktı ve bunun niçin yardım istendi. Ancak bu yardımda motorların kullanılamaz hale gelmesi gibi kimi beklenmedik durumları yaşadık. Bunun bir sabotaj olduğunu düşünüyoruz.  

24 Eylül'ü 25'e bağlayan gece yarısı uğradığımız saldırılardan sonra bazı teknelerimizde teknik sıkıntılar yaşadığımız için Yunanistan'ın Girit açıklarında iki gün kadar beklemek zorunda kaldık. Bu teknik sorunları giderdikten sonra tekrar yola devam ettik.

Yaşadığımız bu engelleme ve saldırı girişimlerine rağmen asla korkmadık, yılmadık ve büyük bir kararlılıkla yolumuza devam ettik. Tıpkı filonun adı olan "sumud" kelimesinin taşıdığı o azim ve yılmaz kararlılık anlamında olduğu gibi azmi ve kararlılığı kuşanarak seferimize devam ettik. 

Kararlılık ve azimle, Gazze'de açlıkla boğuşan, bombaların altında yaşamaya çalışan mazlum çocuklara insani yardımlarımızı ulaştırmak ve ablukayı kırmak üzere yolumuza şu anda da devam ediyoruz. Bu konuşmayı yaptığım an itibariyle yaklaşık 300 deniz mili mesafemiz kalmıştı. Gazze'ye.

2-3 gün sonra varmayı ümit ediyoruz. Yolda olağanüstü bir durum ile karşılaşmaz isek bu sefer ablukayı kıracağımıza inanıyor ve tüm insanlığın, ülkelerin, hükümetlerin desteğini bekliyoruz. Artık insanlık bu tabloya seyirci kalmamalı ve yaşanan soykırımı durdurmalı.
 

 

"Şiddetsiz ve sivil bir eylemde bulunan Sumud filosu, aslında politik bir duruşa sahip"

Küresel Sumud Filosu; dünyaya, Gazze'ye ve Gazzelilere ne taşıyor? 

Sumud filosu aslında politik bir duruşa sahip. Evet, tamamen şiddetsiz ve sivil bir eylemde bulunuyoruz. İnsani yardım taşıyan bu gemilerin yola çıkması Filistinlilere, Gazze'ye ve dünyaya bir umut taşıyor.

İsrail'in işlemiş olduğu insanlık suçlarını ve sürdürdüğü soykırımı asla kabullenmiyor ve bu konuda somut bir aksiyon alıyor Sumud filosu.

Tüm hazırlıklarını, uluslararası hukuka göre tamamlayarak uluslararası sularda, Gazze sahil şeridine geçerek oradaki zorluklar içinde direnmeye ve hayata tutunmaya çalışan insanlara bir ümit taşıyoruz.
 

 

"İnsanlığın soykırıma karşı seyirci kalmamasını ve hükümetlerin bizi korumasını istiyoruz"

İşgalci ve soykırımcı İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na yönelik tavrının veya müdahalesinin ne olacağını bekliyorsunuz? Bu beklentiye göre ne tür hazırlıklar yaptınız?

Filomuzun Gazze'ye insani yardım ulaştırmasına, filoya müdahale için hiçbir hakkı ve hukuku bulunmayan İsrail'in on yıllardır hiçbir hukuk tanımadan hastaneleri, bebekleri, çocukları ve yaşlıları bombaladığına şahitlik etmeye devam ettiğimiz için birtakım tedbirler, zihni ve psikolojik eğitimler aldık. Bu eğitimler sayesinde olası saldırılara karşı teyakkuz halindeyiz.  

Bizim ümidimiz Gazze'ye ulaşmak ancak aldığımız son bilgilere göre İsrail günlerdik tatbikat yapmakta ve yaklaşık beş bin askerinı hazırlamış bulunmaktadır. Bu beş bin askeri, botlarıyla birlikte bize baskın yapıp alıkoyabileceği ihtimalinin olduğunu sizler aracılığıyla duyurmak isterim. 

Biz bunun gerçekleşmesini arzulamadığımız için ve hukuksuz bir şekilde durdurulmak istenmediğimiz için dünyanın ayağa kalkmasını istiyoruz. Soykırıma seyirci kalınmamasını, hükümetlerin bizi korumasını talep ediyoruz.

Umarız güvenli bir şekilde Gazze'ye ulaşırız. Ama tüm bu gelişmeleri dünyanın çok yakından takip etmesini ve gerekli duruşu göstermesini, haddi zatında güçlü bir tepki koymasını bekliyoruz. 

Şayet askeri bir müdahale olur ise gemilerimizde sadece insani yardım taşıdığımız için bizler mecburen şiddetsiz bir şekilde yaşananlara karşı saldırıda bulunmadan, yani tepkisiz bir duruş sergileyeceğiz. Çünkü biz şiddetsiz bir eylemi savunuyoruz ve şiddet kullanmayacağız.

Sadece insani yardım taşıdığımız için bunu elimizden gelinceye kadar Gazze'ye ulaştırmaya çalışacağız. Bizi zorla alıkoymalarına karşı bir tepki vermemiz mümkün olmayacak.  
 

 

"İsrail'in bizlere bir askeri müdahalede bulunması olası"

İsrail'in olası bir askeri müdahalesinden bahsettiniz. Geçmişte de Mavi Marmara, Madleen ve Hanzala Gemisi'nde bu askeri müdahaleler yaşandı bildiğiniz gibi. Bu durum karşısında sizler, direnmeye mi teslim olmaya mı yoksa Gazze kıyılarına ulaşıncaya kadar yola devam etmeyi mi planladınız?

Bizim hedefimiz tamamıyla ablukayı kırmak ve Gazze'ye ulaşmak. Filomuzun insani yardımları Gazze'ye ulaştırmasına yönelik İsrail'in herhangi bir askeri müdahalede bulunmaya hiçbir şekilde hakkı yoktur. 

Ancak on yıllardır İsrail'in hiçbir hukuk tanımadan birçok ülkeye saldırdığını biliyoruz. Filistinleri zorla kendi yerlerinden edindiğini ve soykırımını da acımasız bir şekilde sürdürdüğü için bizlere de askeri bir müdahalede bulunması olasıdır, mümkündür.
Oysa bizim edindiğimiz temel ilke, şiddetsiz bir aksiyon içinde bulunmaktır.

Gemilerimizde sadece insani yardım malzemeleri bulundurduğumuz için bunları tümüyle Gazze'ye ulaştırmak istiyoruz. Onun dışında zorla alıkonulursak, İsrail'e karşı bu konuda herhangi tepki verecek durumda değiliz. Çünkü bizim böylesi bir misyonumuz bulunmamaktadır. Olası hukuksuz müdahalelere karşılık tüm insanlığın ve ülkelerin ayağa kalkması ve buna karşı gerekli diplomatik girişimler de bulunması gerekmektedir.


"Birbirinden farklı, vicdanlı insanlarla ortak bir mücadelede bulunmak çok değerli bir tecrübe"

Küresel Sumud Filosu'na katıldıktan sonra hayatınızda ne tür değişiklikler oldu? Filo öncesi ile filo sonrası dönem şeklinde bir ayrım yapacak olursak şayet; beraber Gazze'ye yol aldığınız farklı ülke ve kimlikteki insanlara, hayata ve dünyaya bakışınızda ne tür değişimler, deneyimler ve kazanımlarınız oldu?

Her zaman tekrarladığımız gibi bu mesele ne bir ülkenin meselesidir ne de sadece bir dinin veya sadece bir milletin meselesidir. Bu mesele insanlığın meselesidir. Yanı başımızda soykırımın devam etmesine hiç kimse rıza göstermemelidir.

Dünyanın farklı yerlerindeki vicdanlı insanların bu meseleye duyarlılığını zaten biliyorduk ama onlarla aynı gemide, aynı ortak bir mücadelede yol almak tabii ki de çok kıymetli. Bu bizim için çok değerli bir tecrübedir. Gemideki insanlar birbirlerinden çok farklı olmasına rağmen olgun bir tavırla Gazze'deki çocukların gözyaşlarını silmek için yoldalar. Ve biz de bu yolda olmanın onurunu yaşadık, yaşıyoruz ve yaşayacağız.

Tüm bu duyguları paylaşan ancak filoda olmayan insanları temsil etmenin mutluluğunu ve onurunu yaşadık. Gazzelilerin yaşadığı bu soykırıma karşı mücadeleyi bizler kaçınılmaz bir sorumluluk olarak görmekteyiz. 

Biliyor ve umuyoruz ki bu girişimimiz ne bir ilk ne de bir son olacak. Bundan sonra da bu tür sorumluluklar, bu tür girişimler çok daha güçlenerek yoluna devam edecek ve yaşanan bu soykırım duracak.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU