Asım Gündüz Paşa: Büyük Taarruz'un sessiz mimarı

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

30 Ağustos 1922 tarihinde saat 05.30'da Kocatepe'nin sabahında başlayan Büyük Taarruz, 14 gün içinde 150 bin kilometrekareyi özgürlüğe kavuşturdu ve İzmir'in ufuklarında bir zaferle noktalandı.

Bu başarının gölgesinde, stratejik zekâsı ve sarsılmaz iradesiyle bir isim öne çıkar: Asım Gündüz.
 

Asım Gündüz Paşa / Fotoğraf: Janus Mezat
Asım Gündüz Paşa / Fotoğraf: Janus Mezat

 

Mustafa Kemal Atatürk'ün Harbiye'den sınıf arkadaşı, Büyük Taarruz'un planlayıcısı ve bir ömrü vatan hizmetine adanmış bir asker.

Zaferin ertesi günü, 31 Ağustos 1922'de mirliva rütbesine terfi ederek paşa olan Asım Gündüz, yalnızca savaş meydanlarında değil, hayatının her anında bir iz bıraktı.

1880'de Kütahya'nın Gediz ilçesinde, Müftü Hacı İsmailoğulları'ndan Ömer Bey'in oğlu olarak dünyaya geldi.

Kütahya Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra Kuleli Askerî Lisesi'ne, oradan Harbiye'ye uzanan bir yol izledi.

1905'te Harp Akademisi'nden kurmay yüzbaşı olarak mezun olduğunda, Mustafa Kemal, Ali Fuat Cebesoy ve Ali İhsan Sabis ile aynı sıraları paylaşmıştı.

Bu genç subaylar, ileride bir milletin kaderini değiştirecekti.

1909-1911 yıllarında Alman Harp Akademisi'nde eğitim aldı, Alman Genelkurmayı'nda staj yaptı; savaş sanatını yalnızca kitaplardan değil, sahadan öğrendi.

27 Kasım 1911'de binbaşı rütbesine terfi etti; aynı gün 10. Kolordu 1. Şube Müdürü oldu.

1912'de Genelkurmay 3. Şube'de, Harp Okulu'nda tabya öğretmenliğinde, Balkan Savaşı'nda Genel Karargâh Harekât Şube Müdürü Yardımcısı olarak görev yaptı.

1913'te Alman Islah Heyeti'nden Mirliva Veber Paşa'nın yardımcısı, 1914'te İstihkâm Kıtaları ve Müstahkem Mevkiler Müfettişliği Kurmay Başkanı oldu.

1915'te kaymakam, 1917'de 3. Kolordu ve Sina Cephesi Kurmay Başkanı, 1918'de 48. Tümen Komutanı olarak görev yaptı.

25 Mayıs 1918'de miralay rütbesine terfi etti, ancak aynı yıl Şam dolaylarında İngilizlere esir düştü. 


1919'da esaretten dönerek İstanbul'da Harp Akademisi'nde tabya öğretmenliği ve şehzade öğretmenliği yaptı.

3 Ağustos 1921'de Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşı'na katıldı.

Batı Cephesi Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak, Büyük Taarruz'un planlarını hazırladı.

Afyonkarahisar-Dumlupınar hattında, düşmanın zayıf noktalarını sezdi, Türk ordusunun sınırlı kaynaklarla sürpriz bir taarruz yapmasını sağlayacak stratejiler geliştirdi.

Düşman mevzilerinin topografik analizini yaparak, taarruzun zamanlamasını ve yönünü belirlemede kritik öneriler sundu; Türk ordusunun gece manevralarıyla düşmanı gafil avlamasını sağladı.

Mareşal Fevzi Çakmak ve İsmet Paşa ile omuz omuza, gece gündüz çalışarak zaferin yol haritasını çizdi.

31 Ağustos 1922'de mirliva rütbesine terfi etmesi, bu emeğin tacıydı.
 

Büyük Taarruz öncesi Batı Cephesi Kurmay Başkanı Asım Bey (Soldan üçüncü), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (Soldan ikinci) ile birlikte / Fotoğraf: Wikipedia
Büyük Taarruz öncesi Batı Cephesi Kurmay Başkanı Asım Bey (Soldan üçüncü), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (Soldan ikinci) ile birlikte / Fotoğraf: Wikipedia

 

2 Eylül 1923'te Genelkurmay İkinci Başkanı oldu; 1924'e kadar bu görevini sürdürdü, ardından 8. ve 9. Kolordu Komutanlığı yaptı.

1926'da tümgeneral, 1929'da ise tekrar Genelkurmay İkinci Başkanı oldu ve 1945'e kadar Mareşal Fevzi Çakmak'ın en yakın çalışma arkadaşı olarak Türk ordusunun modernizasyonuna katkı sağladı.

1937'de Trakya Manevraları'na katıldı, aynı yıl orgeneral oldu.

1938'de Hatay'ın Türkiye'ye katılması için Fransızlarla yapılan görüşmelerde Türk Askerî Heyeti'ni yönetti.

1943'te Yüksek Askerî Şûra üyesi oldu ve 1945'te yaş haddinden emekliye ayrıldı. 
 

Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Asım Gündüz, Hatay'da karşılanırken (Temmuz 1938) / Fotoğraf: Wikipedia
Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Asım Gündüz, Hatay'da karşılanırken (Temmuz 1938) / Fotoğraf: Wikipedia

 

Emekliliğinde siyaset sahnesine adım atan Gündüz, 1946-1954 yılları arasında Demokrat Parti'den Kütahya milletvekili olarak TBMM'de yer aldı.

Askeri disiplinini meclise taşıdı, ancak siyasetteki fırtınalardan sonra Kadıköy Bahariye'deki köşküne çekildi. Oğlu Ferruh Gündüz ile sakin bir yaşam sürdü.

"Hatıratlarım" adlı eserinde, neredeyse yarım asra yaklaşan askeri yaşamını kaleme aldı; geçmişi geleceğe taşıdı. 14 Ocak 1970'te Ankara'da hayata veda etti.

İstanbul Garnizon Komutanlığı'nın düzenlediği askeri törenle, Kadıköy'deki evinden Dolmabahçe'ye, oradan Harbiye'ye, nihayet Şişli Camii'ne uğurlandı.

Zincirlikuyu'daki aile kabristanında, 25 yıl önce kaybettiği eşinin yanına defnedildi.

Asım Gündüz, bir askerden fazlasıydı; o, bir strateji ustası, bir tarih yazarı ve  bir demokrat parlamenter olarak da tarihe geçti.

Bugünkü Türkiye'yi kuran kadro ile Harbiye sıralarında başlayan dostlukları, cephelerde sınandı; Büyük Taarruz'un planlarında hayat buldu.

30 Ağustos Zafer Bayramı'nı anarken, Asım Gündüz'ün Paşa'lığa terfi ettiği 31 Ağustos 1922'nin 103'üncü yılında, Kurtuluş Savaşı'nın unutulmuş kahramanının sessiz ama derin izini hatırlamak, bir vefa, bir vicdan borcu olsa gerek.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU