İsrail, o bildiğimiz İsrail, işgalci, saldırgan, hukuk tanımaz…
Suriye, yeni bir Suriye, kırılgan, çaresiz, desteğe muhtaç…
Uluslararası ilişkilerde nadir görülebilecek bir durum, asimetri.
Gelin beraberce bugünü ve yarını tarif edelim.
Bir başka ülke veya hedeflenen alana, dış politik, askeri veya ekonomik baskı kurmak, çıkarların göz önünde tutulduğu zamanlarda planlı ve fırsatçı yöntemlerle hayata geçirilir.
Suriye kesinlikle bir fiskeyle ateşe sürüklenmesi söz konusu olabilecek bir ülke halinde.
14 yılı bulan iç savaşın yaralarını henüz sarılmaya başlandığı bir ülke, harap ve bitap düşmüş halde.
İşte böyle bir ülkeye komşusu İsrail ne yapıyor, bir bakar mısınız?
Hukuk dışılık, fırsatçılık, düşküne "al bir tekme de benden" dercesine, insanlığa sığmayan bir yaklaşım gösteriyor.
Sebebi her ne olursa olsun ister iç politika ister dış politika deyin…
ABD'nin gözetiminde diye düşündüğümüz İsrail ve halihazırdaki başbakanı Netanyahu, bugünlerde Suriye'nin İsrail'e yakın Dürzi nüfusun yaşadığı bölgede huzursuzluk çıkarıyor veya çıkan huzursuzluğu kendi lehine sonuçlar çıkarması bakımından kullanmaya çalışıyor.
Suriye'nin İsrail sınır taşlarını bir karış geçebilecek kapasitesi yok ve buna rağmen onlar tehdit işaret ederek sınırlarındaki birlikleri takviye ediyorlar.
Suriye'nin hava savunması neredeyse yok, olanı da zaten iç savaş sonrasında İsrail kendisi planlı bir şekilde stratejik askeri noktaları vurdu, kendi ilerlemeleri için bir patika haline getirdi, şimdi de Şam'daki Başkanlık Sarayı ve Savunma Bakanlığı binalarını güpegündüz, televizyonların yayında olduğu bir anda, bütün dünyaya pervasızlıklarını afişe edercesine bombalıyor.
"İsrail bu, yapar…" dememek gerekiyor; çünkü o kadar da değil!
Kim ne tür ikazda bulunur, önlem alır?
ABD, Avrupa, Rusya ve hatta Çin, İsrail'e ellemez, ona karışmaz, sıkışırsa da başını başka yere çevirir…
Bu bölge ülkeleri yapar her ne yapılacak ise!..
Bunlardan da sanırım İsrail'in politikalarına teslim olmamış ülkeler yapabilir…
Zor bir durum!
İsrail çevresindekileri sınıra getiriyor ve orada sınıyor, "ya ateş ya teslimiyet" dercesine.
Kim, neyi seçer?
Çoğu ülke İsrail'in bu pervasızlığı karşısında daha fazla zarar görmemek adına geri adım atıyor.
İşte gayet açık; Suriye'nin iç işlerine müdahale eden bir İsrail ortada.
İsrail'in yaptıklarını örtbas edercesine, güya barışçı girişimiyle ortaya çıkan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun "bir anlaşmaya vardık" demesi vesileyle, Suriye'nin yine iç işlerine müdahil olunması durumu da ortada.
Ama ne yaparsınız, bu hale getirdiler!..
Hangi Amerika bu?
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) gibi beslediği güçlerle fiilen işin içinde olan…
Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nı (CENTCOM) sürekli Tel Aviv'de görevlendiren…
İşgalin başka bir yüzü!
Suriye'nin geçici Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara dün gece bir konuşma yaptı ve durumu sineye çektiğini halkına duyurdu. Ne yapsın?
Kaldı ki hem İsrail kendisi hem de ileri sürdüğü Dürzi grupların sözcüleri Ahmed eş-Şara'yı değil, HTŞ kaynaklı olduğuyla, bilinçli bir şekilde El-Kaide'den geldiği noktasından hareket ederek, kendilerince başka bir alan yaratıyorlar; "biz seni Suriye Devlet Başkanı olarak tanımadık, tanımayacağız" diyorlar.
HTŞ terör listelerinden çıkarılsa bile El-Kaide'nin çıkarılamayacağını biliyorlar, ona göre hareket ediyorlar.
İşte bu durum bundan sonraki gelişmeler için de bir ipucu niteliğindedir.
İsrail'e göre, tanınmayan bir Suriye Devlet Başkanı ile herhangi bir barış anlaşması masasına oturulamaz.
1967'den beri bir savaş hali söz konusu ve bir barış anlaması yapılmadan sorunlar çözülemez.
Golan'ı ilhak eden bir İsrail olduğu halde sular durulmuyor.
İlave olarak, Hermon Dağ kesimleri ve şimdi de Dürzileri koruma bahanesiyle açılan alanda İsrail için yeni genişleme alanı, karşısındakileri de muhatap kabul etmeyerek, kendince bir fiili çıkar durumu yarattı, tıpkı bundan öncekilerde görüldüğü gibi.
ABD yönetimi İsrail bu durumda iken ne tür bir rol üstlenir?
ABD, Suriye'nin yeniden yapılandırılmasını sürdürürken, İsrail'in çıkabilecek yeni ve hakkaniyetsiz taleplerini ötelemek suretiyle, ama reddetmeyerek, kendince bir üstenci rolle davranış göstermeye devam edeceğini beklemek hiç de yanlış olmaz.
Suriye'nin tek meselesi ne İsrail ne de Dürziler, çok daha başka sorunları var…
Gelin çıkın işin içinden!
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish