13 Haziran 2025 tarihli şok edici saldırı, İsrail'in istihbarat ve operasyonel üstünlüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Tahran'ın derinliklerinde üst düzey komutanların ve nükleer bilim insanlarının hedef alınması, "İsrail bu işi nasıl başarıyor?" sorusunu akıllara getiriyor.
Yanıt, saha birimleri, Mossad ve yerel kaynakların kusursuz koordinasyonu ile İsrail'in 'dijital kılıcı' olarak bilinen gizemli Unit 8200'de yatıyor.
Tahran'da yankılanan suikastlar zinciri
13 Haziran 2025'te İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve General Gülam Ali Reşid'in yanı sıra, 6 nükleer bilim insanının İsrail hava saldırısında hayatını kaybetmesi, İran'ın stratejik savunma kapasitesindeki ciddi zafiyetleri gözler önüne serdi.
İsrail'in "Yükselen Aslan" adını verdiği bu geniş çaplı harekât, İran'ın Natanz'daki ana zenginleştirme tesisi dahil onlarca askeri hedefi vurdu.
Bu saldırı, İsrail'in İran'ın kilit personeline yönelik uzun yıllardır devam eden operasyonlarının en son ve en yıkıcı örneği oldu.
Kasım 2020'de İran'ın nükleer programının mimarlarından Mohsen Fahrizadeh, Tahran yakınlarında uzaktan kumandalı, yapay zekâ destekli bir silahla suikasta uğradı.
Bu olay, İran'ın iç güvenlik ve karşı istihbaratındaki teknolojik ve operasyonel açıkları gözler önüne sermişti.
Mayıs 2022'de ise Devrim Muhafızları'ndan Albay Seyyad Hodayi'nin Tahran'da motosikletli saldırganlar tarafından öldürülmesi, İsrail istihbaratının İran içindeki derin sızma kabiliyetini bir kez daha teyit etti.
Bu suikast zincirinin önemli halkalarından biri de 2020 yılında Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin öldürülmesiydi.
Süleymani gibi figürler, İran rejiminin somutlaşmış hali ve Şii cihadının sembolü olarak görülmekteydi.
Onun öldürülmesi, İran'ın bölgedeki varlığına ve "bölgeyi ele geçirme projesine" ciddi bir darbe vurmuş ve İran'ın "karizmasını" önemli ölçüde zedelemişti.
Yalnızca kendi kadrolarını değil, İran'ın vekil güçlerinin liderlerini de hedef alan İsrail, Temmuz 2024'te Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da bir patlamayla öldürdü.
Bu suikast, İran'ın vekil güçlerini kendi topraklarında dahi koruma kapasitesinde ciddi bir zafiyet olduğunu gösterirken, Tahran'ın prestijine telafisi mümkün olmayan bir darbe vurdu.
Eylül 2024'te ise Hizbullah'ın karizmatik lideri Hassan Nasrallah, Beyrut'ta İsrail hava saldırısıyla hayatını kaybetti.
Bu kayıplar, İran'ın "Direniş Ekseni" üzerindeki kontrolünü ve koordinasyon yeteneğini derinden sarstı.
Operasyonun perde arkası: Saha, Mossad ve yerel işbirlikçiler
Peki, İsrail bu hedeflerin tam olarak ne zaman ve nerede olacağını nasıl biliyor?
Bu tür operasyonlar, Mossad'ın sahadaki birimleri ve yerel kaynaklarla kurduğu karmaşık bir istihbarat ağının sonucu.
İsmail Haniye suikastında İranlı yetkililerin "asıl zarar, içimize sızan ajanlardır" tespiti yapması, yerel işbirlikçilerin kritik rolünü vurguluyor.
Bu işbirlikçiler, suikastların planlanması ve icrasını kolaylaştırarak, İsrail istihbaratına operasyonel derinlik kazandırıyor.
Mossad, dış operasyonlar ve suikastlarla bilinen birim olsa da bu başarıların arkasında güçlü bir teknik destek yatıyor. İşte bu noktada İsrail'in dijital kılıcı, yani Unit 8200 devreye giriyor.
Unit 8200: Mossad'ın dijital gözü ve kulağı
İsrail istihbaratının en gizli ve en güçlü birimlerinden biri olan Unit 8200, Mossad'ın adeta "dijital gözü ve kulağı" işlevini görüyor.
1948'de İsrail'in kuruluşuyla başlayan savaşlarda, genç mühendisler ve matematikçiler telsiz istihbaratı toplamaya başladı ve bu küçük birim zamanla büyüyerek Unit 8200 adını aldı.
Kurulduğunda dahi, Ortadoğu'daki iletişim ağlarında dijital izleri vardı ve her şeyi dinleyebiliyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Unit 8200, sadece dinleme yetenekleriyle sınırlı değil.
Sinyal istihbaratında (SIGINT) üst düzey uzmanlığa sahip olan birim, telsiz, cep telefonu, sabit hat, internet trafiği, uydu bağlantısı ve fiberoptik sistemler dahil tüm iletişim biçimlerini izleyebilir, çözümleyebilir ve kayıt altına alabilir.
Ayrıca, karmaşık veri akışlarından anlamlı mesajlar çıkarabilen ve kodlu konuşmaları çözebilen gelişmiş bir şifre çözme (cryptanalysis) kapasitesine de sahip.
Coğrafi konum belirleme (geolocation) konusunda da güçlü olan Unit 8200, cep telefonu baz istasyonları, IP eşleştirmeleri, radar verileri ve İHA sinyalleri üzerinden hedeflerin yerini net biçimde tespit edebiliyor.
Siber savaşın öncüsü: Stuxnet ve ötesi
Unit 8200'ün en dikkat çekici yeteneği ise siber saldırı ve savunma alanındaki kabiliyetleri.
2009'da İran'ın Natanz'daki nükleer santralinde yaşanan ve milyarlarca dolarlık zarara yol açan Stuxnet virüsü saldırısı, bu birimin dijital çağın ilk fiziksel yıkım yaratan siber silahına katkı sağladığının en somut örneğiydi.
Unit 8200, artık sadece dinlemiyor, aynı zamanda kodla saldırıyor; devlet destekli kötü amaçlı yazılımlar, yapay zekâ temelli sabotaj araçları ve dijital etki operasyonları standart yöntemleri arasında yer alıyor.
Bu birim, topladığı veriyi işleyerek, analiz ederek ve "hedef öneren" bir aktöre dönüşerek operasyonel kararları yönlendiriyor.
Örneğin, Mossad İran'da bir hedef belirleyecekse, Unit 8200 önce hedefin cep telefonu trafiği, sosyal medya geçmişi, e-posta kayıtları ve seyahat rotalarını inceliyor.
Operasyon sırasında drone yönlendirme, kamera karartma ve sinyalleri susturma gibi teknik destek de yine Unit 8200 tarafından yürütülüyor.
Unit 8200'ün personel sayısının 5 bin ila 8 bin arasında olduğu tahmin ediliyor ve dünyanın en gelişmiş kriptografi laboratuvarlarından birine sahip.
Mezunları ise İsrail'in "Start-up Nation" unvanının arkasındaki binlerce isim arasında yer alıyor, teknoloji dünyasında bir referans mektubu niteliği taşıyor.
Waze, Check Point ve Pegasus yazılımının geliştiricisi NSO Group gibi dünya çapında tanınan şirketlerin kurucuları veya yöneticileri arasında Unit 8200 mezunları bulunuyor.
İran'ın istihbarat zafiyetleri
İsrail'in bu operasyonel ve dijital üstünlüğünün karşısında, İran'ın kendi istihbarat ve güvenlik yapısındaki zafiyetler dikkat çekiyor.
İran İstihbarat Bakanlığı (VAJA) ile Devrim Muhafızları İstihbarat Teşkilatı (DMO) arasındaki iç politik rekabet ve koordinasyon eksikliği, istihbarat operasyonlarının etkinliğini ciddi şekilde azaltıyor.
Devrim Rehberi Ali Hamaney'in bu yapıyı kasıtlı olarak kendi kontrolünü sağlamlaştırmak amacıyla tesis ettiği belirtilirken, bu durum bilgi akışını yavaşlatıyor ve düşman sızmalarına karşı savunmasızlık yaratıyor.
Yüksek profilli hainlerin varlığı ve yanlış istihbarat bilgileri, kurumların güvenilirliğini zedelerken, bilgi sızıntıları ve güvenlik protokollerindeki yetersizlikler, suikastların başarısında önemli rol oynuyor.
7 Ekim 2023: Bir istisnai durum
Ancak Unit 8200'ün de yenilmez olmadığı 7 Ekim 2023 sabahı yaşanan Hamas saldırısıyla ortaya çıktı.
İsrail'in dijital gözetim devi, saldırıyı önceden göremedi ve bu durum ülke içinde "Nasıl haberimiz olmadı?" sorusunun merkezine oturdu.
Hamas'ın Unit 8200'e ait bir sınır istihbarat birimine sızdığı ve bazı veri sistemlerini ele geçirdiği iddiaları resmi kaynaklarca doğrulanmasa da ortaya çıkan zafiyet açıktı.
Bu olay, en güçlü algoritmaların bile, karşılarında örgütlü ve yaratıcı bir irade varsa başarısız olabileceğini gösterdi.
Veriyi görmek başka, anlamak başka bir şeydi ve teknoloji koruyabilse de zafiyet her zaman insanda başlıyordu.
Sonuç: Süregelen bir mücadele
İsrail'in 13 Haziran 2025 saldırısı, Unit 8200'ün ve Mossad'ın koordineli dijital ve saha operasyonlarının İran'ın stratejik savunma kapasitesi üzerinde yarattığı derin etkiyi bir kez daha vurguladı.
Kilit personelin sürekli kaybı, İran'ın operasyonel kapasitesini ve kurumsal hafızasını aşındırırken, iç istihbarat zafiyetleri ve yönetimsel sorunlar, ülkenin bölgesel ve uluslararası alandaki caydırıcılık algısını zayıflatıyor.
İran, mevcut stratejik zafiyetlerini gidermediği sürece, İsrail gibi bölgesel rakiplerinin operasyonel üstünlüklerine karşı koymakta zorlanacak ve bölgesel gerilimlerin potansiyel bir kurbanı olma riskiyle karşı karşıya kalacaktır.
İç dinamiklerdeki sorunların çözümü, İran'ın uzun vadeli güvenliği ve bölgesel istikrarı için kritik öneme sahip olmaya devam ediyor.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish