İnceldiği yerden mi?

Zeki Sarıhan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Pixabay

İp inceldiği yerden kopar.

Siyasetin ipi kopacak kadar gergin mi?

İp kopmak üzere mi? 

İktidarın kaybedeceği bir erken seçimden kaçışını anlamak mümkündür.

Fakat, muhalefet partisinin de belini kırarak ayağa kalmayacak hâle getirmek istemesi, normal parlamenter rejimlerde karşılaşılan bir olay değildir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 3 kez kaybettiği halde, bu belediyeyi ve muhaliflerinin elinde bulunan başka bazı belediyelerin yöneticilerini tutuklamak, görevden almak ve onların bazı haklarına kısıtlamak getirmek de normal koşullarda karşılaşılan bir olay değildi.

Bu tip olaylara Demokrat Parti'nin son yılında muhalefet partisi hakkında giriştiği bazı hareketlerde rastlanmıştı.

Bunlar da iktidar partisinin sonunu getirmişti.

Günümüzün iktidarı bundan ders çıkarmaktan aciz midir? 

Yoksa iktidarda tutunmak için her şeyi yapmış ama gene de iktidarda kalabilmesin tehlikeye girince "İnceldiği yerden kopsun!" diyerek bir kumar mı oynamaktadır?

Türkiye'de vatanın ve milletin geleceğini umur edinen herkes şimdi birbirine soruyor:

Nereye gidiyoruz?

Muhalefetin en büyük ve kadim partisi de yıllardır iktidara acıkmış bir durumdayken iktidar tarafından karşılaştığı muameleye karşı sesini ve üslubunu keskinleştirmişi bulunuyor.

Her mitingi, her konuşması hakkında dava açılmasına rağmen, CHP'nin bu sert söylemlerden vazgeçmemesi ve sorumlu gördüğü kişilere karşı ses tonunu daha da yükseltmesi ilginçtir.

O da "İnceldiği yerden kopsun" diye mi düşünüyor?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Leyleğin ömrü

"Leyleğin ömrü lak lakla geçer" demişler.

Türkiye'de bir süreden beri insanların ömrü hep aynı olaylarla geçiyor.

İktidarda olanların ömrü sürekli olarak savcılara talimat vermekle geçiyor.

Adalet Bakanı sürekli Türkiye'de adaletin bağımsız olduğunu anlatmaya çalışıyor.  

İktidarın emrindeki savcıların ömrü, muhalefet eylemlerine, yazar çizerlere, gençlere dava açmakla geçiyor.

CHP ve diğer muhalif kesimlerin ömrü gece gündüz mitingden mitinge koşmakla geçiyor.

DEM Parti yöneticilerinin ömrü İmralı Adası'na gidip gelmekle, Öcalan'ın mesajını partilere aktarmakla geçiyor. 

Gazete yazarları ve televizyon yorumcuları, bir süreden beri hep aynı şeyleri yazıyor ve söylüyor. 

Mütareke'de gazeteci Ali Kemal'e sormuşlar:

- Neden hep aynı şeyleri yazıyorsun?

- Çünkü hep aynı şeyler oluyor, cevabını vermiş.

İktidar bloğunun, yönetimi bırakmamak için yaptığı çeşitli atraksiyonlar, CHP'yi itibarsızlaştırmaya çalışması, rakiplerini hapsetmesi, ömür boyu cumhurbaşkanlığı için yeni bir anayasa yapma çalışmaları Türkiye'nin aktif siyasi kadrolarına ayak bağı hâline gelmiş, siyaset alanını daraltmış ve milletin yeni ufuklara yelken açmasını engeller hâle gelmiştir.

Çamurlaşan siyaset tekerleğe patinaj yaptırıyor.

Düze çıkamıyoruz.


İktidarı bekleyen handikap 

Para musluklarına ve oturanlara güç bahşeden yüksek koltuklara sahip olmak tatlıdır.

Bunlara sahip olmak için meşru mücadele yolları anayasa, yasa ve geleneklerle sınırlanmıştır.

Bu sınırları hiçe sayıp gayrimeşru yollara sapmak, "inceldiği yerden kopsun" anlayışına sahip olmanın varacağı yer handikaplarla doludur. 

Ne pahasına olursa olsun iktidarı elde tutma hırsı, iktidar sahiplerine pahalıya patlayabilir.

Bunun en hafif bedeli siyasi tarihe, başka bazı emsalleri gibi kara bir leke olarak kaydedilmeleridir.


Acı patlıcanı kırağı çalmaz ama

Muhalefetin "inceldiği yerden kopsun" anlayışının ona verdiği zarar ise kırağının acı patlıcana verdiği zarar kadardır…  

Biz gene de muhalefete önermeler bulunmaktan geri durmayalım:

Miting konuşmaları daha kısa tutulsun, daha hafif tonda konuşulsun.

Sözcükler daha özenle seçilsin.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı tek bir kişiye bağlanmasın ve başka seçenekler de gündemde tutulsun.

Tutuklamaların siyasi nedenlerle yapılmış olduğunu ve adil yargılamayı savunmakla birlikte rüşvet iddiaları konusunda kimseye kefil olunmasın.

Rüşvet aldığı iftirasıyla kimse mahkûm olmaz.  

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU