Nükleer güce sahip ve Keşmir gibi tarihi bir sorunu olan iki komşu ülke Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim yine silahlı çatışmaya dönüştü.
Başkalarını bilmem ama ben bu çatışma daha fazla büyümesin diyenlerdenim.
22 Nisan'da Keşmir'de 26 kişinin ölümüyle neticelenen bir saldırıyla başlayan yeni bir sürece girdik.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
26 Nisan'da bu yeni süreci ve uluslararası ilişkiler yönüyle ele alınabilecek diğer bütün konuları da kapsayan şekilde yazdım, "Pakistan ve Hindistan Savaş Durumu" başlıklı makaleyi bu siteden okuyabilirsiniz.
Her iki ülke 6 Mayıs'ta ciddi şekilde karşı karşıya geldiler. Halen sınırlarına asker yığmakla meşguller.
Bu makalede ise karşı karşıya kalınan son durumu kapsayacak biçimde, ama esasen nereye doğru gidilebileceğini açıklayacağım.
Keşmir sorunu
Keşmir konusunu şöyle özetleyelim.
Hindistan Keşmir'in tamamı benim derken, Pakistan Çin tarafı hariç benim diyor.
Sonunda araya bir hat çizilmiş, Kontrol Hattı (LoC) ve buna uygun bir fiili durum söz konusu.
Burası Hindistan'ın tek Müslüman çoğunluk nüfusa sahip eyaleti.
Müslümanlar Keşmir'in bölünmüş statüsünden rahatsızlar.
Keşmir bölgesinin ayrımında; Pakistan tarafında, Gilgit, Baltistan, Diamer ve Azad Keşmir; Hindistan tarafında, Ladakh, Jammu ve Keşmir bulunmaktadır.
LoC, Azad Keşmir ile Keşmir arasından geçerek, Balistan ve Ladakh boyunca Trans-Karakum'a doğru ilerler.
Keşmir genelinin özelliklerini açıklayayım:
- Paylaşımının sorunlu olması,
- Sınırların halkların doğal yapısını bölmesi,
- Sosyolojik sorunların devam etmesi,
- Coğrafi ve bölgesel karakteristik özellikler gereği burada her türlü çatışma potansiyelinin var olmasıdır.
Hindistan'ın "terörist" dediği Müslüman halk, Keşmir'in birleşmesini istemektedir.
Onlar o bölgenin insan yapısını temsil ediyorlar.
Keşmir'dekiler en azından Hindistan'ın diğer taraflarındakilerden farklılar.
Hindistan ordusunun Azad Keşmir'deki, Lahor çevresi ve daha güneylerdeki yerleşkeler için "terörist kamp" şeklinde işaretlediği ve vurduğu yerler çoğunlukla yaşam alanlarıdır.
Kamplar içinde, iaşe, ibate, ibadet, derslik olan yerler bulunur.
Kamplar tahkim edilmiş askeri bir yer özelliği taşımamakla birlikte, bölgede olayların geçmişinde de bu tarz yerler hedef gösterilmekteydi.
Çatışmanın başlangıcı
Hindistan bu hedefleri 22 Nisan günü olan hadiseyle birleştiriyor.
Hatırlayacak olursak, Pahalgam'da sivillere (turist ifadesi kullanılıyor) yönelik bir saldırı meydana gelmişti.
Bu saldırıda 26 sivilin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırıyı Keşmir Direniş Cephesi (TRF - The Resistance Front) isimli grup üstlendi.
Direniş Cephesi (TRF), Jammu ve Keşmir ayaklanmasında rol alan örgüttür.
TRF militanları aslen bölgenin insanlarıdır ve çatışma olmayan zamanlarda esnaf, memur, vs. işlerdedirler.
Hindistan, TRF'yi bir terör örgütü olarak tanımlamaktadır.
Örgütün, Leşker-i Tayyibe (LiT) ve Hizbul Mücahidin kadroları kullanılarak kurulduğu iddia edilir.
Pahalgam saldırısının hemen ardından Hindistan, askeri planlamaya ve hazırlıklara devam ederken, aynı zamanda Pakistan'a baskı yapmayı amaçlayan "cezalandırıcı" nitelikli kinetik olmayan önlemlere başvurdu.
İlk eylemler arasında Yeni Delhi'nin Ravi ve Beas nehirlerinden gelen suyu (İndus Suları Anlaşması'nın bir parçası) Pakistan'dan uzaklaştırma duyurusu vardı.
Hindistan, savunma danışmanları da dahil olmak üzere birkaç Pakistanlı diplomatı sınır dışı etti ve İslamabad'daki kendi büyükelçilik personelini azalttı.
Ayrıca Hindistan, Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerini askıya aldı ve Attari-Wagah kara sınırını kapattı.
Pakistan, Hintli diplomatları sınır dışı etti, Hint uçakları için ticaret ve hava sahası erişimini askıya aldı ve Hint vatandaşlarına vize verilmesini durdurdu.
Sindoor Operasyonu
Neticede Hindistan tarafı geçen gün 22 Nisan saldırısına karşılık vereceğini açıkladı ve operasyonun adını Sindoor koydu.
Görseldeki "kızıl toz" için Hint kültüründe Sindoor denir ve buna derin anlamlar yüklenir.
Böylelikle 6 Mayıs günü "Sindoor Operasyonu" başlatıldı.
Hintli yetkililer, operasyonun Pahalgam saldırısının ardından Pakistan-Keşmir'deki "militan yeteneklerini azaltmayı" amaçladıklarını açıkladılar.
Hava saldırısı (füze ve uçak saldırısı) şeklindeki Hindistan operasyonuna karşılık Pakistan Hava Kuvvetleri ile karşılık verdi.
Bunun üzerine Pakistan ordusu, Kontrol Hattı (LoC) yakınlarında ve Pakistan hava sahası içinde gerçekleşen çatışmalarda 5 Hint Hava Kuvvetleri savaş uçağının düşürdüğünü iddia etti (bunlardan 3'ü için sağlam kanıt var).
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Hindistan'ın saldırılarını bir "savaş eylemi" olarak niteledi, kınadı ve Pakistan'ın "güçlü ve zamanında" bir misilleme yapacağının sözünü verdi.
Hemen peşinden Keşmir sınırının her iki tarafında hava savunma uyarıları ve asker seferberlikleri bildirildi.
Ayrıca bölgede sınır ötesi topçu ateşi ve hava saldırılarının yoğunlaştığı bilgileri alınmaya başlandı.
Pakistan MGK Toplantısı (7 Mayıs)
Başbakan Muhammed Şahbaz Şerif'in başkanlığında Ulusal Güvenlik Komitesi (MGK) toplandı ve şu tespitleri yaptılar.
Pencap ve Keşmir bölgelerinde 7 hedefe yapılan saldırı neticesinde ölü ve yaralılar var. Hindistan bu saldırıları koordineli şekilde füzelerle, uçaklarla ve dronlarla gerçekleştirdi.
Başbakan Şerif bu Hindistan'ın vurduğu hedeflerin hayali ve sivil yerleşim yeri olduğunu vurguladı.
Bu saldırıya mukabele eden Pakistan Hava Kuvvetleri 5 Hindistan uçağını düşürdü.
Pakistan, BM Şartı'nın 51'inci maddesi uyarınca Hindistan'a karşılık verecektir.
Çatışma genişler mi?
Halen her iki tarafça zırhlı birlik intikalleri devam ediyor.
Bu kapsamlı bir savaş hazırlığı anlamına geliyor.
Ama yine de ümit edelim bu Keşmir bölgesindeki karşılıklı taarruzlar büyüyüp ülke genelini kapsamasın.
Şu an çatışmalar kuzeydeki Pencap ve Keşmir bölgelerinde sürmektedir.
Ben bu gelinen durumu bir görselle resmetmek istedim.
Şöyle:
Keşmir'deki ilk "saldırı ve çatışma" hali, Hindistan'ın Sindoor Operasyonu'nu başlatmasıyla bir seviye daha yükselmiş oldu.
Hindistan belli hedeflere havadan taarruz etti.
Pakistan ise buna hava kuvvetleri ile karşılık verdi ve Hindistan savaş uçaklarını düşürdü.
Burada "konvansiyonel" silahlar kullanılıyor. Halen seviye "sınırlı" düzeyde.
Hindistan-Pakistan çatışması halen bir "genel veya topyekûn savaşa" dönüşmedi. Potansiyeli var.
Malum her ülkenin de nükleer kabiliyeti bulunuyor. Hindistan'ın 172, Pakistan'ın 170 nükleer başlık sahibi olduğu biliniyor.
Eğer "Konvansiyonel Savaş" büyürse ve caydırma amaçlı bir taraf taktik manada bir nükleer başlık kullanırsa, bu durum süreci tamamen kontrolden çıkarabilir.
En kötü senaryo bu yönde olabilir, insanlık adına hiç ümit etmeyelim derim.
7 Mayıs'ta Pakistan Savunma Bakanı Hace Asif şöyle dedi:
Pakistan ile Hindistan arasında nükleer savaş olasılığı kesinlikle mevcut ve iki taraf arasında bir gerginlik olması durumunda bu gerçekleşebilir.
Ben bu tür açıklamaları "caydırıcılık" mahiyetinde ve böyle de kalmalı, diye düşünüyorum.
Kavramsal olarak değerlendirmeye devam edelim.
Yine de bu çatışma bir "Vekalet Savaşı" şeklinde düşünülecek gibi görülüyor.
Henüz bir "Dünya Savaşı" senaryosundan bahsetmek de yanlış olur. Ama takip edeceğiz.
Silahlanma ve tarafların ortaya çıkması
ABD ve Çin geri plandalar. Bu durumu silahlanma ile canlı gösterebilirim.
Aşağıdaki görsel 2006-2024 arasında Hindistan ve Pakistan kimlerden silah aldı, onu gösteriyor.
Görselde Pakistan için bakılır ise silah satışında ABD çok düşmüş, buna karşılık Çin çok artmış görünüyor.
Hindistan için ise silah satışında Rusya çok düşmüş, buna karşılık Fransa ve İsrail çok artmış, ilave olarak ABD bu gruba yaklaşmış görünüyor.
Ayrıca ayrıntısını verdiğim 26 Nisan tarihli makalemde yer alan büyük projeleri de yeri gelmişken hatırlatmak isterim.
Çin'in Pakistan'daki Gwadar (CPEC) projesi önemli. ABD ise tümüyle Çin'in önünün kesilmesini istiyor, küresel çapta.
Bu noktada ABD'nin Hindistan'dan başlayan Ekonomik Koridor Projesi (IMEC) var.
Keşmir ile Çin'in sınır komşuluğu da bir başka faktör. Olaylar bu mevkide kontrolden çıkar ise Aksai Çin bölgesi bu durumdan etkilenebilir.
Halen Çin bölgede asker bulunduruyor. Hatta geçtiğimiz hafta gövde gösterisi yapmak için Himalayalar'da bir tatbikat gerçekleştirdi.
Hindistan Pakistan'ı cezalandırmak için İndus Anlaşması'nı askıya alırım dediğinde, Çin de kendi sınırlarından çıkan suyu keseceğini ilan etmişti. Bunu da hatırlayalım.
Bir diğer hatırlamamız gereken konu da Hint Okyanusu'nda yer alan Diego Garcia'daki ABD üssüdür.
Buraya ABD her ne kadar Yemen ve İran'ı bahane ederek intikaller gerçekleştirdiyse de esasen konunun temel gerekçesi Hindistan'ı korumak idi.
Husilere GBU-57 mühimmatı kullanan bir B-2H Spirit, Ramazan Bayramı gününde taarruz ederek, bir tür tatbikat gerçekleştirmiş ve güç gösterisi yapmıştı.
Hatta İran'daki nükleer tesisler vurulacak olsaydı da bu uçaklar ve atacakları özel mühimmatlar gerekliydi.
Ama hem B-52'ler hem de B-2'ler düşünülür ise ABD bölgeye fazlaca bir güç yığmış oldu.
Buna bölgedeki uçak gemilerini de ilave edebilirsiniz.
Eğer "Vekalet Savaşı" şeklinde gelişebilir dersek, taraflar şimdiden belli gibi görünüyor.
Sonuç
Tırmanmaması gereken bir çatışmanın başındayız.
Henüz buna savaş da demeyelim.
Ama eğer Hindistan'ın açıkladığı gibi Pakistan da bir isimle operasyon yapar ve daha önce iddia ettiği gibi İndus'un kollarındaki bazı barajlara saldırır ise bu artık gerilimi daha da ilerilere taşıyan hamle olur.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish