Güney Afrika'da beyaz egemenliği ve toprak reformu: Trump'ın tepkisi ve gerçekler

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa 24 Ocak tarihinde, Güney Afrika'nın toprak mülkiyetindeki tarihi adaletsizlikleri düzeltmeyi amaçlayan bir toprak yasası imzaladı.

Söz konusu yasa özel ayrıcalıklar tanınmış şahıslardan ziyade kamu çıkarını önceliklendiren bir çerçeveyi hedefliyor.  

Topraklarının yüzde 82'sini tarıma elverişli arazilerin oluşturduğu Güney Afrika'da apartheid dönemi boyunca, tarım arazileri yalnızca beyazlara tahsis edilirken, siyah yerli halkın toprak edinme hakları 1913'te çıkarılan "Toprak Yasası" ile ciddi şekilde kısıtlandı.

Bu yasa, siyah halkın toprak edinme haklarını neredeyse yok sayarak tarım arazilerinin sadece yüzde 7'sinin siyah nüfusa ayrılmasına yol açtı.

1936'da yapılan düzenleme ile bu oran yüzde 13'e çıkarılsa da sonrasında topraklar üzerinde apartheid rejiminden miras kalan beyaz egemenliği devam etti.

1994 yılında apartheid rejiminin sona erdiği dönemde, beyaz çiftçiler bu tarım arazilerinin yüzde 77'sinden fazlasına sahipti.

Güney Afrika'nın demokratik olarak seçilmiş ilk hükümeti olan Afrika Ulusal Kongresi, partinin ilk başkanı olan John Dube'un "Toprağınız yoksa halk olamazsınız!" ilkesi uyarınca, 2014 yılına kadar beyazlara ait arazilerin yüzde 30'unun siyah çiftçilere dağıtılmasını hedefledi.

Ancak 2025 itibarıyla, yaklaşık 44 bin beyaz çiftçi ülkenin tarım arazilerinin yüzde 61'ine sahip durumda.

64,5 milyon nüfuslu ülkedeki etnik dağılıma bakıldığında, nüfusun yüzde 81,4'ünü siyahlar, yüzde 7,3'ünü beyazlar, yüzde 8,2'sini melezler ve yüzde 2,7'sini Hint-Asya asıllılar oluşturuyor


Trump, toprak yasasına neden karşı çıktı?

Apartheid rejiminin sonlandırılmasından bu yana toprakların adil bir şekilde siyah halka dağıtılmasından çok, siyah egemenliğinin "sembolik" olarak yeniden tesis edilmesine yoğunlaşıldı.

Siyah halk içinde de sınıfsal ayrım oluştu, siyah seçkinler zenginleşirken halkın çoğu hem topraksız hem de ekonomik olarak dışlanmış durumda kaldı. 

Yeni yasa ile birlikte siyah halkın uğradığı tarihsel haksızlıkların konuşulması ve çözüme kavuşturulması beklenirken, Beyaz Saray tam tersi bir iddia ile gündemi sarstı.  

Donald Trump, Güney Afrika'nın belli bir kesimin (beyazların) tarım arazilerine el konulduğunu ve onlara kötü davranıldığını iddia ederek, ülkeye yönelik tüm yardım fonlarını durduracağını duyurdu.

Trump göreve geldiği ilk gün (20 Ocak'ta) Amerika'nın kapılarını tüm mültecilere kapatmıştı ancak 18 gün sonra, ilgili bakanlık ve yetkililere, Güney Afrikalı beyazlara (Afrikaneers) mülteci statüsü verilmesi için yürütme emri verdi.

Trump'ın üst düzey danışmanı Güney Afrikalı milyarder Elon Musk ise yürütme emrinden dört gün önce sosyal medya platformu X'te, Güney Afrika'da "ırkçı mülkiyet yasaları" olduğunu belirtmişti. 

Süregelen çatışmalar nedeniyle binlerce insanın hayatını kaybettiği Kongo ve Sudan'da yerinden edilen Afrikalılara dair tek bir söz söylemeyen Trump, söz konusu Afrikalılar "beyaz" olduğunda tutumunu değiştirdi.

Vaktiyle beyazların siyah nüfusun çoğunluk olduğu ülkede orantısız bir şekilde zenginleşmesi ve tarım arazilerinin yüzde 77'sine satın almadan, zorunlu kamulaştırma ve çeşitli yasalar vasıtasıyla sahip olması sorgulanmadı.

Bilakis tarih boyunca tüm hakları elinden alınmış yerli halkın lehine planlanan yasa tasarısı "beyaz elite haksızlık" olarak değerlendirildi. 

Beyaz egemenliğinin tehdit altında olması Trump'ın itirazı için ana sebep gibi görünse de Güney Afrika yönetiminin Filistin halkına verdiği destek ve İsrail'e açtığı dava, ülkenin BRICS'teki konumu ve Çin ile yakınlaşması, Trump'ın bu sert çıkışının arkasındaki diğer etkenleri oluşturuyor. 


Beyaz egemenliği sürmeli

Trump'ın iddia ettiği gibi, beyaz kesim haksızlığa uğramıyor, bilakis toprak sahibi olması engellenen siyah çoğunluk, kendi üretimini yapamıyor, çoğu düşük ücretli tarım işçileri olarak çalışıyor.

Tarım sektöründe çalışamayan siyah Güney Afrikalılar, iş bulma umuduyla büyük şehirlere göç ediyor.

Ancak burada da yüksek işsizlik oranlarıyla karşılaşıyorlar ve birçok kişi gecekondu bölgelerinde düşük yaşam standartlarında hayatta kalmaya çalışıyor.

Buna karşın mağduriyet söylemleri ülkedeki zengin beyazlardan yükseliyor. 

Beyaz Afrikalıların oluşturduğu bir sivil toplum kuruluşu olan AfriForum çiftlik cinayetleri kapsamında siyahların öldürülmesi haberlerini gölgeleyip, öldürülen beyazların hikayelerini ön plana çıkararak yanıltıcı bir propaganda yapıyor.

Nihayetinde Trump'tan beklenen ilgi ve tepki geldiğinde de ABD'de mülteci duruma düşmeleri halinde kültürel kimliklerini kaybedeceklerini ifade edip, "Biz bu ülkenin yerlileriyiz ve hiçbir yere gitmiyoruz" diyorlar.

Bu da bizi esas amacın ayrıcalıklı elit statüsünü korumak ve Güney Afrika'da beyaz egemenliğini devam ettirmek olduğu sonucuna götürüyor.  

Beyaz elitin Güney Afrika'da sahip olduğu imtiyazları bir kenara bırakıp Amerika'ya mülteci olarak gitmesi zaten pek olası gözükmüyor.

Vaktiyle atalarının zorla el koyduğu devasa tarım arazilerinde karın tokluğuna çalışan sayısız işçi, lüks evlerini temizleyen hizmetçiler, özel şoförler ve daha nice hizmete çok ucuza ulaştıkları bu ülkede refah içerisinde yaşarken, diğer beyazlarla eşit statüde yaşamayı ve belirsiz bir geleceği neden kabul etsinler?

Güney Afrika'da hala beyazların yaşadığı mahalleler ile siyah halkın yaşadığı yerler arasında devasa bir uçurum var.

Sadece beyazların yaşadığı ve siyahların yaklaşmasına dahi izin verilmeyen bir kasaba (Orania) bulunuyor bu ülkede. 

Bir grup beyazın mülteciliği tercih ettiklerini göstermek için 15 Şubat'ta Amerika Büyükelçiliğinin önünde toplanması ise hiç inandırıcı olmayan bir tiyatrodan ibaret.

Diğer elit kesim kadar zengin olmayan beyazların Amerika mülteci yasalarından ve başvuru kabul sürecin uzunluğundan haberleri var mı?


Yardımların kesilmesi beyazları etkiliyor

Trump'ın Güney Afrika Cumhuriyeti'ne yapılacak yardımları kesmesi yönündeki tehdit elbette bazı sağlık ve gıda programlarını dolayısıyla tüm halkı olumsuz yönde etkileyebilir.

Ancak bu gelişme uzun vadede Afrika ülkelerinin dış yardımla ilişkilerini gözden geçirmek için bir fırsat olarak değerlendirilmeli. 

Trump'ın hesap etmediği bir nokta var ki o da Güney Afrika'ya savurduğu tehdidin büyük bir kısmı dönüp dolaşıp yine ülkedeki toprak sahibi beyaz nüfusu ekonomik sıkıntıya sokacak olması.

Güney Afrika, Sahra Altı Afrika ülkelerinin ABD pazarlarına gümrüksüz erişimini sağlayan "Afrika Büyüme ve Fırsatlar Yasası"ndan (AGOA) en fazla yararlanan ülke konumunda. ABD pazarlarına giren ürünlerin büyük çoğunluğu beyaz çiftçilerin elinde olan tarım sektöründen geliyor.

Yani Trump alacağı kararla, kötü davranıldığını ve haksızlığa uğratıldığını iddia ettiği kesimi cezalandırmış olacak. 

Eninde sonunda iki ülke arasında bazı görüşmeler gerçekleşip sorun kısa süreli bir çözüme kavuşabilir.

Asıl sorun şu ki, yalnız Güney Afrika değil tüm Afrika ülkeleri gerek Amerika gerekse Avrupa ülkelerinin dış yardımı kesme ve benzeri tehditlerine mahal vermemek için ekonomik ve siyasi bağımsızlıklarını kazanma yolunda daha sağlam adımlar atmak konusunda kararlı ve cesur politikalar geliştirmelidir.

Aksi takdirde, dış yardımlara bağımlılık sürdüğü sürece, bu tür tehditler ve ekonomik baskılar kıtanın kalkınma sürecini baltalamaya devam edecektir.

Afrika'nın geleceği, kendi kaynaklarını daha verimli kullanabilen, dışa bağımlılığı en aza indiren ve ekonomik dayanıklılığını artıran bir vizyonla şekillenebilir.

 

 

Kaynaklar:

https://africasacountry.com/2025/02/elon-musks-south-african-fantasy 
https://www.dailymaverick.co.za/article/2025-02-18-trumps-afrikaner-refugees-long-wait-previous-policies/?dm_source=top_reads_block&dm_medium=card_link&dm_campaign=top_reads&dm_content=south_africa 
https://www.hrw.org/news/2025/02/27/racial-twist-trumps-cutoff-refugee-admissions 
https://www.dailymaverick.co.za/article/2025-02-09-the-new-expropriation-act-sas-chance-to-face-its-imperial-past/

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU