Geçen ay Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya-Hindistan-Çin (RIC) üçlü forumunu yeniden canlandırmanın zamanının geldiğini söylemişti.
Ve geçen hafta ise Çin, bu fikri tartışmaya açık olduğunu söyledi.
Rusya ve Çin, bu atıl durumdaki üçlü ortaklığı yeniden canlandırmak niyetinde gözüküyor olabilir, ancak bu ne kadar mümkün?
Batı'ya meydan okumak, dünya düzenini yeniden şekillendirmek, gibi amaçlar ile yola çıkan RIC fikri yeni değil; Soğuk Savaş'ın henüz sona erdiği ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Batı dünyasının küresel siyasette baskın güç olarak ortaya çıktığı 1990'lara dayanıyor.
2000'li yıllarda bu üçlü grup küresel yönetişimin iyileştirilmesi, Batı'ya bağımlılığın azaltılması, uluslararası güvenlik üzerine iş birliği gibi gündemler ile sık sık bir araya geliyordu.
Ancak RIC fikri yani Batı önderliğindeki düzene meydan okuma fikri hiçbir zaman hayata geçmedi.
Bunun öncelikli nedenlerinden biri, hiçbirinin Batı karşıtı olmaması ve her birinin Batılı ülkeler ile stratejik ortaklıklarına değer vermesiydi.
Putin'in Rusya'sı Batı ile iş birliği istiyordu.
Ve Hindistan, ABD ile ilişkilerini yeniden kurmak ve sonrasında ilerletmek ve sonrasında daha da derinleştirmek için aktif olarak sürekli çabalıyordu.
RIC ayrıca Brezilya ve Güney Afrika'yı da içeren BRICS gibi ve Şanghay İş birliği Örgütü (ŞİÖ) gibi diğer yükselen forumlar tarafından da gölgede kalıyordu.
Ve ayrıca önemlisi, Hindistan ve Çin arasındaki artan gerilimler ki iki ülke arasındaki sınır gerilimleri 2010'lu yıllardan bu yana neredeyse hız kesmeden devam etti, ediyor.
Yani RIC Batı'yı dengeleyecek bir güç olabilir miydi?
Çok zor…
Dışişleri bakanları ve diğer toplantıların devam etmesine karşın 2006'da düzenlenen liderler toplantısının bir sonraki görüşmesi ancak 2018'de yapılabildi.
Ve 2018'in ardından bir sonraki toplantı? Henüz meçhul…
Özellikle Rusya'nın zaman zaman bu üçlüyü yeniden canlandırmak istediği görülüyor olabilir, ancak ilgilenen pek olmuyor gibi gözüküyor.
Özellikle 2020'den bu yana Hindistan ve Çin arasında yaşanan sınır gerginlikleri RIC önünde ciddi bir engel teşkil ediyor(du).
Ancak iki ülkenin sınır konusunda bir anlaşmaya vardıktan sonra normalleşme yoluna girmesi, RIC umudunu yeniden tetiklemiş olabilir.
Ki buna bir de Donald Trump'ın üç ülke için de yarattığı belirsizliği ekleyin.
Rusya ve Çin'in RIC grubunu yeniden canlandırmaya hazır olduğu bir senaryo düşünürsek, peki ya Hindistan?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hindistan pek hazır gözükmüyor, hatta oldukça soğuk duruyor da diyebiliriz.
Hint diplomatik kaynakları da bunu açıkça belirtiyor aslında: Şu ana dek RIC zirvesi için herhangi bir plana sahip olmadıkları açıkça ifade ediliyor.
Bunun en önemli nedeni, özellikle son yıllarda Çin ve Rusya'nın Batı karşıtı güçler haline gelmesinin daha açık bir hal alıyor olması.
Hindistan bu konuda gün geçtikçe daha net oluyor ve Batı karşıtı bir güç olmadığını söylüyor.
Ki Hindistan'ın en yakın stratejik ortaklıkları Batı'da.
Ve dahası, artık belki de Rusya ve Çin ile aynı dünya görüşünü de paylaşmayabilir de...
Ancak aslında RIC, Hindistan için hala çok değerli (olmalı).
Trump'ın yarattığı belirsizlik dikkate alınırsa, örneğin, Rusya ve Çin ile etkileşim kurmak, Hindistan'ın seçeneklerini açık tutmasına olanak tanıyor, örneğin.
Ayrıca, Afganistan ve Arktik gibi diğer önemli konulardaki pozisyonuna da yardımcı olabilir.
Öte yandan, son yıllarda Hindistan ve ABD, Çin ile mücadeleye hazırlanıyor gibi algılanıyor olabilir.
Peki bu ne kadar mümkün?
Örneğin, Dörtlü Güvenlik Diyaloğu'nu (İngilizce: Quadrilateral Security Dialogue) - Quad'ı ele alalım:
Hindistan, ABD, Avustralya ve Japonya'yı kapsayan Quad, insani operasyonlar gibi şeyleri iyi yapıyor olabilir, ancak şimdiye dek güçlü bir askeri ve savunma ortaklığı geliştir(e)medi.
Buna Amerika hevesli gözükebilir ama Hindistan pek hevesli değil ve dahası, Amerika'nın müttefikleri Japonya ve Avustralya dahi tereddütlü yaklaşıyor.
Her üçü de bir noktada Çin ile olan bağları nedeni ile daha yakın savunma iş birliğinden kaçınıyor.
Ve özellikle Hindistan, Quad'ın Çin ile yüksek yoğunluklu bir askeri çatışmayı idare etme kapasitesinin olmasının önündeki en net engel.
Hindistan'ın ABD ile ortaklığı son yıllarda büyük ilerleme kaydetmiş olabilir, ancak Çin söz konusu olduğunda, daha açık bir şekilde, Çin ile ciddi bir askeri kriz durumunda Hindistan ve ABD'nin birlikte ne yapacağı konusu hiçbir zaman ele alınmıyor.
ABD, Hindistan ile yalnızca onun Güney Asya'daki hakimiyetini desteklemek için çalışmadığını ve aynı zamanda Doğu Asya'da daha büyük bir rol oynaması da dahil olmak üzere ilişkiye dair daha geniş hedefleri olduğunu zaman zaman belirtiyor.
Hint-Pasifik'teki istikrara yönelik en büyük tehdit Çin'in Tayvan politikası olarak kabul görse de Çin söz konusu olduğunda Hindistan, Çin sınırını ve Hint Okyanusu'nu yani haklı olarak kendi bölgesini odak alırken açıkçası odak noktası Güney Çin Denizi veya Tayvan değil.
Ve Hindistan'ın ABD, Japonya, Avustralya ve diğer ortak ordulara kendi arka bahçesinde tatbikat ve çalışma konusunda daha fazla erişim sağlaması durumuna ve daha büyük bir askeri koordinasyon durumuna da pek sıcak yaklaşmadığını da söyleyebiliriz.
Ve ayrıca her ne kadar silah alımlarını çeşitlendiriyor olsa da Hindistan'ın mevcut Rus menşeli ekipmanı da Hindistan-ABD askeri iş birliği için bazı zorluklar yaratıyor.
Kısacası, RIC umut vadediyor mu?
Yanıt, hayır.
Peki ya Hindistan'ın Amerika ile ortaklığı?
Yanıt, mevcut koşullarda ve öngörülebilir zamanda yine hayır, ABD'nin hayal ettiği şekilde değil en azından...
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish