Hindistan, dünya politikasında söz sahibi olmak istiyor ancak dışişleri bakanlığı ne kadar yetkin?

Dr. Duygu Çağla Bayram Independent Türkçe için yazdı

Her şeyi bir kenara bırakın, Hindistan'ın dünya politikasında söz sahibi olma veya küresel güç olma idealinin önünde büyük bir sorun var: Hindistan Dışişleri Servisi'nin (IFS) ya da bağlı olduğu dışişleri bakanlığının (MEA) yetersizliği.

Hindistan dünya çapında yaklaşık 200 diplomatik misyon işletiyor.

Dışişleri bakanlığı, Çin, Rusya ve Amerika ile ilişkileri denge içinde idare etmeye çalışıyor.

Ayrıca yurtdışında yaşayan 13 milyon Hint vatandaşının refahı ve güvenliği ile de ilgileniyor.

Ancak tüm bunlar oldukça küçük bir bütçe ile sağlanmaya çalışılıyor.

Çok geriye gitmeyelim; bundan 5 yıl önce, 2020 yılında Hindistan Dışişleri Bakanlığı'nın birlik bütçesindeki payı yalnızca yüzde 0,6 civarındaydı.

Ki dahası bugün bütçeden aldığı pay daha da azalmış durumda.

Ve 2023 yılına geldiğimizde Hindistan parlamentosu, dışişleri bakanlığı bütçesinin 2 kattan fazla artırılmasını tavsiye etmişti.

Çünkü Hindistan'ın diplomatik bütçesi diğer uluslarınkinden çok daha geride kalıyordu.

Örneğin, aynı tarihte, yakınındaki Avustralya'ya bakalım:

2023 yılında dış kalkınma yardımına yaklaşık 3 milyar dolar ayırmıştı.

Ki bu, Hindistan'ın tüm diplomatik bütçesinden daha fazla...

Ve Avustralya yalnızca 20 milyon nüfuslu bir ülke.

Adil olmak adına, Endonezya ve Nijerya gibi diğer büyük gelişmekte olan ülkeler ile kıyaslamaya kalksak, Hindistan'ın bu iki ülkeden daha fazla harcama yaptığını söylemeliyiz ancak doğrusu bu iki ülkenin hiçbiri bölgesel güç statüsünden daha fazlasını arzulamıyor.

Oysa bölgesel güç statüsünü aşıp küresel güç statüsünü hayal eden, dünya politikasında söz sahibi olan güçlü aktörlerden biri olmak isteyen Hindistan'ın küçük bütçesi yeteneklerini önemli oranda azaltıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Örneğin, Hindistan'ın diplomatik gücü çok küçük: Hindistan Dış Servisi'nin yalnızca yaklaşık bin diplomatı bulunuyor.

(Bu sayının Portekiz ya da Yeni Zelanda için de aynı olduğu söyleniyor.)

Ve bu, aynı anda birden fazla önceliği ele almak için çok küçük olduğu anlamına geliyor.

Örneğin, Hindistan Dışişleri Bakanlığı'nın Orta Avrupa bölümü yalnızca 7 memur ile 30 ülkeyi yönetmek durumunda.

Dışişleri bakanlığı, dış servisin boyutunu artırmayı ve diplomatları daha fazla eğitmeyi denemiş olsa da bu noktada gözler yeniden bütçeye çevriliyor ki ancak daha fazla para yardımcı olabilir.

Dolayısıyla daha az para aynı zamanda yatırım yetersizliğine yol açıyor: Temel yeteneklere gereğinden az yatırım yapıldığı anlamına gelir.

Yıllardır Hindistan Parlamentosu'nun dışişleri komitesi, Hindistan Kültürel İlişkiler Konseyi'ne daha fazla fon sağlanmasını tavsiye ediyor.

Ki konsey, Hint kültürünün ve yumuşak gücün yurtdışında tanıtılmasına yardımcı oluyor.

Ancak Hindistan'ın yumuşak güç harcaması yalnızca 40 ya da 50 milyon dolar civarında.

Ki yanı başındaki Çin, bunun için her yıl milyarlarca dolar harcıyor.

Hindistan Dışişleri Bakanlık yetkilileri Yeni Delhi'nin burada yeterince çaba göstermediğini kabul ediyor.

Ve yine, bu noktada gözler yeniden bütçeye çevriliyor ki ancak daha fazla para yardımcı olabilir.

Diaspora başka bir örnek: Hindistan, dünya çapındaki 35 milyonluk güçlü Hint diasporasına harcadığı tutar yılda 6 milyon doları bulmuyor.

Hint diasporası dünya çapında gerçekten çok güçlü ve doğrusu Hindistan Dışişleri Bakanlığı sahip olduğu imkanlar ölçüsünde gerçekten iyi iş çıkarıyor.

Ama sahip olduğunun ihtiyaç duyduğu veya sahip olması gerekenden çok daha az olduğu gerçeği de hâlâ "odadaki fil" misali masada duruyor.

Ki bu aynı zamanda önemli coğrafyalara da yetersiz yatırım anlamına geliyor.

Dünyanın dört bir yanında büyük güçler, kilit projelere hayati önem taşıyan finansal destek vadederek gelişmekte olan ülkeleri etkilemeye çalışıyor ki etkiliyorlar da.

Örneğin, Amerika ve Çin'e bakalım: Afrika, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya'nın bazı bölgelerinde rekabet halindeler.

Hindistan da bunu yapıyor, kalkınma yardımına 700 milyon dolardan fazla harcıyor.

Ama bunların çoğu Hindistan'ın kendi çevresinde yoğunlaşıyor.

Bu akıllıca ve son derece stratejik bir anlam taşıyor olabilir, ancak yeterli mi?

Hayır.

Hindistan ile daha fazlasını yapmak isteyen diğer bazı ülkeler dikkate alınırsa, Yeni Delhi buralara uzanamıyor.

Örneğin, birçok Afrika ülkesi Hint kredileri ile daha fazla kalkınma projesi peşinde.

Ancak 2024 bütçesinde Yeni Delhi neredeyse 1,5 milyar insanın yaşadığı Afrika'ya yardım için yalnızca 23 milyon dolara yakın bir bütçe ayırmıştı.

Ve benzer şekilde Latin Amerika'ya da çok az kredi ve yardım sağlıyor.

Yeni Delhi'nin son birkaç yılda özellikle kendi mahallesinde iyi işler yaptığını ifade etmek gerekiyor, Sezar'ın hakkı Sezar'a ama bu yetmez. Gerçekçi olmak gerekir.

Hindistan'ın jeopolitik nüfuzunun artması için dışişleri bakanlığının gereksinim duyduğu daha fazla kaynak ve daha eğitimli profesyoneli karşılaması gerekiyor ki bunun birincil yolu, Yeni Delhi'nin diplomatik bütçesini artırması gerekiyor.

Şubat ayında açıklanan 2025 bütçesinde, toplam bütçenin yalnızca yüzde 0,4'ü bu iş için ayrıldı; Delhi'nin diğer bakanlıklarını dikkate alırsak bu belki çok da kötü olmayabilir ancak Yeni Delhi büyük bir güç olmak istiyorsa, ihtiyaç duyduğu miktardan çok daha az...

Ki Hindistan parlamentosunun Dışişleri Daimî Komitesi 2022 yılında buna dikkat çekerek, bu miktarlarda tahsisin ülkenin yükselen özlemleri ve büyüyen küresel konumu ile uyumlu olmadığının vurgusunu yapıyor.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU