Hiç şüphesiz geçen haftanın en çok dikkat çeken gelişmesi Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail'i Gazze'de soykırım yaptığı gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'na şikâyet etmesinin ardından başlayan dava oldu.
Evet, İsrail'in Gazze'deki eylemleriyle Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda (ICJ) açılan davanın ilk gününde Güney Afrika tarafı, İsrail'e yönelik suçlamalarını gerekçe ve dilleriyle birlikte Lahey'de bulunan Divan'a sundu.
Hem de halka açık yapılan duruşma canlı olarak da yayımlandı.
Tüm dünyanın gözü kulağı bu duruşma salonundayken, bir anda Güney Afrikalı Madonsela'nın sesi duyuldu;
"Yaygın insan hakları ihlallerinin on yıllardır cezasız kalması İsrail'i cesaretlendirdi" diyen Madonsela, dünyanın sağır vicdanlarına "Bu soykırımı durdurun!" diye haykırdı.
Hele şu Mandela'nın kendi kara, gözü kara, cesur çocuklarına bakın...
Neler neler de yapıyorlar kendi başlarına.
Allah'ım ya Rabbim biz o kadar slogan atalım sokaklarda; "Gazze'ye selam İsrail'le ticarete devam" deyip taş basalım bağrımıza ve tıka basa dolu meydanlarda meydan okuyalımtüm dünyaya...
Ardından Twitter'larda ve Instagramlarda, İsrail'i doğduğuna pişman edelim derken, biz bunca yiğitliği gösterirken, Allah'ın Güney Afrika'sı kalksın sessiz sedasız gitsin ve "Kara Murat benim" deyip, dünyanın adalet divanına İsrail'i şikâyet etsin...
Yok arkadaş, yok. Olmaz öyle yağma.
Kara Murat olmak bize yaraşır anca...
Biz bilmiyor muyduk İsrail'i mahkemeye şikâyet etmeyi ve kanunsuzlara inat kanun önünde onlara haddini bildirmeyi.
Biliyorduk gayet tabii.
Ama bizim mahkememiz daha büyük, neme gerek o küçücük mahkemelere.
Sizin haberiniz yok ama Biz İsrail'i çoktan mahkemeye şikâyet ettik bile.
Hem de bizim mahkememiz öyle küçük değil; Mahkeme-i Kübra'ya yani Allah'a havale ettik İsrail'i.
Ohhh... Ne de iyi ettik de mi?
Yüce Allah haklarından gelsin artık. Gelir de evelallah.
Yoksa İsrail'i yere çalmayı biz de bilirdik de Rabbimize havale ettiğimiz için bu sessizlik.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ulan Güney Afrika;
İnan çok ayıp ettin be aga.
Onca Müslüman ülke dururken sen git İsrail'i uluslararası divana şikâyet et.
Şimdi bu olacak iş mi be ya...
Darılma ama yeminle çok ayıp ettin be kanka!
Filistin her gün biraz daha ölürken ve Gazze her an onlarca can verirken biz ne güzel "Yaşasın Filistin, Yaşasın Gazze" diyerek yürüyorduk sokaklarda.
Şimdi ne gerek vardı bu davaya ve dahi bunca tantanaya.
Hem sana ne oluyor ki sanki!
Bir kere sen Müslüman bile değilsin bizim gibi.
"Hadi gel, Kelime-i Şahadet getir" desek getiremezsin.
Üstelik aval aval bakıp bize "O da ne?" dersin.
Sana mı düştü yahu İsrail'i uluslararası mahkemelere dava etmek, Filistinli kardeşlerimizi savunmak hem de en üst merciilerde.
Bak arkadaş, Filistinlilerin has be has kardeşleri bizleriz.
Kardeşimizi kimselere vermeyiz.
Değil mi ki onlara her gün 5 vakit dua eder Allah'tan onlar için yardım dileriz.
Şimdi sen, Gazzeli kardeşlerimizi bizden daha mı iyi düşüneceksin?
Lütfen girme biz Müslüman kardeşlerin arasına!
Hem sen bizim muhterem hocalarımızdan daha iyi bilemezsin.
Daha birkaç gün önce fetvayı vermedi mi cübbeli bir hoca;
"Yahu İsrail'le uğraşılmaz, bunun faturasını bize döner çok pahalıya ödettirir sonra" demedi mi kendince.
Bak kara kaşlım, kara gözlüm, iyi kalpli Güney Afrikalı candaşım.
Evet, biz sizi haksızlığa baş eğmeyen cennet mekân Mandela'dan biliriz.
Evet, güzel ve cesur insanlarsınız vesselam.
Ne var ki bu iş sizin bildiğiniz gibi değil.
Bize göre en güzel mücadele afilli sloganlar atıp ve sinkaflı tweetler yazmaktır.
Yahu aklını başına al!
Sen Güney Afrika'sın ne işin olur böyle dava mavayla.
Gel bizimkileri dinle; İsrail'le uğraşılır mı hiç, kafayı mı yedin sen?
Bak demedi deme bu İsrail sonra çok uğraşır seninle.
Vallahi hiç bize bakma öyle giremeyiz bu dövüşe; ama söz, dualarımız hep sizinle.
Ne olacak canım, hep Filistin için yürüyecek değiliz ya; bu sefer de her yerde "Yaşasın Güney Afrika" deriz bir kez de.
Merak etme Gazze gibi sen de yalnız değilsin.
Onların yanında olduğumuz gibi sizin de yanınızda oluruz evelallah.
Değil mi ki gönlümüz hep sizlerle birlikte.
Ama yine söyleyeyim İsrail'i dava edeceğine sen de bizim gibi yap!
En yüreklisinden sinkaflı bir tweet de sen at be kardeşim.
Bu işler öyle dava falan açmakla olmuyor...
Ne şiş yansın ne kebap, öyle değil mi?
"Nasıl olur" diye sorma. Dur bak bir güzel anlatayım sana.
Şöyle ki;
Başına # işareti koyduktan sonra "Filistin'e özgürlük" diye yazacaksın Twitter'a.
Derken TT olacaksın bir anda. Ardından bayraklarla yürüyerek sokaklarda "Kahrol İsrail" diye haykıracaksın.
Hele bir de Gazze'ye de okkalı bir selam yolladın mı bu iş tamamdır usta.
Bak gör o zaman İsrail nasıl da kahroluyor utancından ve Gazze nasıl kurtuluyor her gün içinde biraz daha yok olduğu o karanlıktan.
Velhasıl Güney Afrika;
Müslüman ülkeler olarak bir hayli kızgınız sana.
O maskelerimizi düşürdün ya...
Alacağın olsun Güney Afrika!
Esefle kınıyoruz seni hem de tüm ruhu utancımızla...
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish