Bankaların batmasının bulaşıcılığı hakkında ne kadar endişelenmeliyiz?

Hızlı bir şekilde Silikon Vadisi Bankası, Signature, Credit Suisse ve First Republic'e maddi yardımda bulunulduğunu ve onların kurtarıldığını gördük

Bankalar iflas etmek için yaratılmadı (Reuters)

İyi haberlerle başlayalım. Bu kez oyalanmak yok, beklemek yok; yetkililer ve rakip bankalar bir araya geldi ve etkileyici bir hızla harekete geçti.

Böylece Silikon Vadisi Bankası (Silicon Valley Bank), Signature, Credit Suisse ve First Republic'in maddi yardımla hızlı bir şekilde kurtarıldığını gördük.

Silikon Vadisi Bankası ya da SVB, Birleşik Krallık'ta HSBC tarafından kurtarıldı; ABD'deyse Merkez Bankası tüm mevduatları güvenceye almak için süratle harekete geçti. Credit Suisse, İsviçre hükümetinden hayat kurtarıcı bir destek aldı; First Republic ise Bank of America, Goldman Sachs ve JP Morgan'ın başını çektiği bir grup tarafından 30 milyar dolar yatırılarak şimdilik kurtarıldı.

2008'e kıyasla, ilgili tüm taraflar daha hızlı ve etkili davranıyor. Gecikmeye yer yok; bu acil bir durum, bu bankanın dibe çökmesini ve müşterilerini darboğaza sokmasını engellemeliyiz. Ve diğer bankaların da düşmesini engellemeliyiz.

Bu anlamda, son krizden ders alındı. Bankacılık sektörü ve hükümetler endişeli şekilde salgını engellemeye çalışıyor. Bu tıpkı orman yangınlarını söndürmeye çalışmak gibi; ilk duman belirtisinde elde ne varsa yağdırılıyor.

Ne yazık ki orman yangınlarında sıklıkla felaket yaşanır; çok geç fark edilir, etkisini gösterir ve hiçbir su alevleri söndüremez. İşte 2023'te, dünyanın bir bankacılık krizine maruz kalmasından yaklaşık 15 yıl sonra bulunduğumuz nokta budur. Ne kadar yaklaştığımızı, bir bankanın batışının ötekinin de çöküşüne yol açtığı salgına diğer bankaların da yakalanmasına ne kadar yakın olduğumuzu hatırlıyoruz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

O zamanlar panik, Amerika'nın karavan parklarına agresif şekilde verilen ipotek kredileriyle tetiklenmişti. Bu "sub-prime" (kredi notu düşük olan kişilere verilen ve daha fazla faiz istenen -ed.n) krediler, faiz oranlarının aniden yükselmesi ve borçluların ödemelerini yapamaması nedeniyle temerrüde düştü. Şimdiyse bir teknoloji bankası olan SVB, ABD yönetiminin uzun vadeli tahvillerine yatırım yaparak kumar oynadı ve faiz oranlarının yükselmesi ve bu tahvillerin değerinin düşmesiyle parasız kaldı.

Bu olayların ortak faktörü, faiz oranlarıdır. Her iki kriz de faiz oranları yükseldikten sonra meydana gelirken, denklemlerin ve iş modellerinin yetersiz olduğu görüldü. Bugün aniden, daha yüksek faiz oranlarının olduğu farklı bir ortamla karşı karşıya kaldık ve bu da zayıf ve kırılgan olanların açığa çıkmasına neden oldu. SVB gibi riske giren ya da Credit Suisse gibi skandallarla sarsılan şirketler savunmasız kaldı.

Bankalar iflas etmek için yaratılmadı. Battıklarında ya da batacakmış gibi göründüklerinde, müşteriler ve yatırımcılarda bir refleks hakim olur. Bankaları tek tek analiz edecek zamanları, erişimleri ya da uzmanlıkları yoktur. Umursamazlar: Toplu bir hayatta kalma içgüdüsü devreye girer ve kaçarlar.

Bu hafta sonu piyasalar, başka bir banka daha zarar görecek mi diye endişeyle herhangi bir belirti arıyor. SVB domino taşlarını yıkmadan önce de zaten gergindiler. Ukrayna'daki savaş, küresel bir pandemi, artan hayat pahalılığı ve enflasyon; bunların hepsi birlikte yatırımcıları tedirgin ediyordu. Değişen şey, dünya genelinde merkez bankalarının enflasyonu yavaşlatmak için ortak bir çaba göstermesi oldu. Bu da faiz oranlarının yükselmesine neden olarak bazı bankaların parasının çıkışmamasına sebebiyet verdi.

Ancak 2008'de olduğu gibi, kurtarma çabaları tamamen tepkisel. Yangını söndürmeye çalışıyorlar, yangına neden olan koşulları ortadan kaldırmaya değil.

Hükümetler ve düzenleyiciler kendilerine şu soruyu sormalı: Neden yine bu batağa saplandık? Son fiyaskonun 15 yıl önce yaşandığı doğru olsa da bu çok uzun bir zaman değil. Bunu günbegün yaşayıp uçurumun kenarındaki bir finansal sistem hakkında haber yapanlar için daha dün gibi görünüyor.

Yine de hafızaların kısa süreli olduğu ve diğer derslerin unutulduğu açık. Zayıflığı yangınlar başlamadan önce bulmalıyız. Düzenleyicilerin, pervasızca kar peşinde koşup belirli bir müşteri ya da ürün türüne odaklanarak normların dışında faaliyet gösteren herhangi bir bankayı araması gerekiyor.

Son banka iflaslarından bu yana gördüğümüz risk tatbikatlarının yetersiz olduğu ortada. Bunlar gerçek zamanda yaşananların yerini tutamaz.

Nihayetinde bizzat bankacılar sorumlu. Bir bankanın tamamen batmasına izin verilene kadar, kendi hatalarının farkına varmayacaklar. Bir bankanın tamamen batmasına izin vermeyerek "ahlaki tehlikeyi" teşvik etme, bankaların herhangi bir cezayla karşılaşmaksızın aşırı davranışlar sergilemelerine izin verme riskini taşıyoruz. Onların batmasına izin vermeye ve en berbat kişileri hapse atmaya hazır olmalıyız.

Umarım 2008'in tekrarının yarattığı bu şok, bankaların önerisinin aksine, gardımızı indirip o zaman alınan tedbirleri bir kenara bırakmaya başlayamayacağımızı da bize gösterir. Aksine bu tedbirlerin daha da sıkılaştırılması gerekiyor.

Bir dahaki sefere alarmları kaçırabiliriz ve tüm finansal sistem çökebilir.

Chris Blackhurst, Macmillan'ın yayımladığı Too Big To Jail: Inside HSBC, the Mexican Drug Cartels and the Greatest Banking Scandal of the Century (Hapse Atılamayacak Kadar Büyük: HSBC, Meksikalı Uyuşturucu Kartelleri ve Yüzyılın En Büyük Bankacılık Skandalı) kitabının yazarıdır



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU