Beni son derece saf bulabilirsiniz ama kuduzun beyaz köpek dışkısı gibi tarihe karıştığını umuyordum; bunu artık pek duymuyoruz. Birleşik Krallık'ta (BK) kuduz, yarasa dışında bir asırdan uzun süredir ortadan kaldırılmış durumda.
Ancak geçen hafta Yorkshirelı Yvonne Ford'un üzücü ölümüyle görüldüğü üzere bu, riskin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Ford üç hafta önce hastalandı ancak şubatta Fas'taki sahipsiz bir köpekle teması sonrası kuduz kaptığı ortaya çıktı.
BK Sağlık Güvenliği Ajansı, kuduz semptomlarının ortaya çıkmasının sadece birkaç gün kadar kısa veya 12 hafta kadar uzun sürebileceğini, bu noktadan sonraysa hastalığın ölümcül olduğunu belirtiyor. Hastalığa karşı aşı yaptırmış kişiler bile derhal tıbbi yardım almalı. Ama bunu yapmak aklınıza gelir miydi? Ford'un kızı Facebook'ta, annesinin "küçük bir yavru köpek tarafından hafifçe tırmalandığını" ve bu yüzden durumu pek önemsemediğini yazdı. Sanırım ben de aynı şekilde düşünürdüm.
Sahipsiz hayvanlar hem sevimli hem de yürek parçalayıcı olabiliyor. Arkadaşlarım Anna ve Nick'in, yıllar önce Yunanistan'dan getirdiği güzel bir köpeği var. Benim köpeğim Sybil, Surrey merkezli yardım kuruluşu Serbia's Forgotten Paws (Sırbistan'ın Unutulmuş Patileri) için çalışan bir bakıcı tarafından, Sırbistan'da terk edilmiş halde bulundu. Onu buldukları anın videosu, gevşek bir zincire bağlı halde kendini sevdirmeye çalışmanın gerginliğiyle yuvarlanan görüntüsü, üzerinden neredeyse 5 yıl geçmesine rağmen hâlâ yüreğimi sızlatıyor.
Her iki hayvan da BK'ye getirilmeden önce aşılandı ve karantinaya alındı. Buna rağmen kuduzla ilgili zihnimdeki imge o kadar eski ki, Bülbülü Öldürmek'in (To Kill a Mockingbird) siyah beyaz film uyarlamasını okulda izlediğim zamana dayanıyor. Sanki kadraj dışında biri "Aman Tanrım, şu kuduz köpeğe bakın!" dedikten sonra Atticus Finch'in tüfeğiyle onu vuracağı ve bir eğitmenin de köpeğin yere düşmesini sağlayacağı kadar bariz bir şey yaşanacağını sanıyorum.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kuduz kaynaklı ölümler nadir ancak yine de dikkatli olmamız gerektiğini gösterecek kadar yaygın. 2000'den bu yana yurtdışında kaptıkları kuduz nedeniyle 7 Britanyalı hayatını kaybetti: 2018'deki son vaka yine Fas'ta yaşanmış ama bu kez bir kedi ısırığı sonucu gerçekleşmişti.
Yıllarca son derece saldırgan bir kedim olduğundan (huzur içinde yatsın) defalarca ısırıldım. Kedi ısırıkları şakaya gelmez ve BK'de bile antibiyotik gerektirebilir. Ocakta Rhapsody Retreats'le çıktığım bir şarkı tatilinde Marakeş'i ziyaret ettiğimde, medinada yaşayan her bir kediyi mırıldanarak ve dikkatli bir mesafeden selamladım. Motorların üzerinde uyuyan kedilerin fotoğrafları, telefonumun hafızasını doldurdu.
Kısmen utanç verici bir rahatlıkla ağlamamdan, kısmen de hepsini sahiplenmek istememden dolayı tatilde hayvanlara yaklaşmıyorum. Ama bir hayvan bana yaklaşırsa kendimi, mavi kuşların şarkı söyleyerek kutsadığı bir Disney prensesi olmama ramak kalmış gibi hissediyorum. Bunu kısmet olarak görüyorum. Ve kuduz bir hayvanda hangi işaretlere dikkat etmem gerektiğine dair kesinlikle hiçbir bilgim yok. Daha önce Hindistan ve Tayland'a yaptığım seyahatlerde bile pire ihtimali beni çok daha fazla endişelendirmişti.
Ford'un kızı Robyn Thomson'ın annesi için yazdığı anma yazısında dikkat çektiği şeylerden biri de farkındalık. İyi dilekte bulunanları en küçük çiziği bile tedavi ettirmeye, evcil hayvanlarını aşılatmaya, arkadaşlarının ve ailelerinin bunu bildiğinden emin olmaya çağırdı.
Dünya Sağlık Örgütü, Batı Avrupa'yı kuduz açısından düşük, Doğu Avrupa'yı orta, Afrika ve Ortadoğu ülkeleriniyse yüksek riskli olarak değerlendiriyor. Tatildeyken hepimizin bilinçli ve dikkatli davranması için birinin daha ölmesine gerek olmamalı. Aksi takdirde yaşanacaklar, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar yıkıcı.
Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç
© The Independent