Filmlerde seks sahnelerine hâlâ yer var mı?

Uzun zamandır süregelen tartışmalardan biri bu: Olay örgüsünü ilerleten hiçbir şey yapmadıkları halde filmlerde yinde de seks sahnelerine yer vermeli miyiz? Bu yalnızca sömürüyü amaçlayan bir eylem değil mi?

(HBO)

Seks... şey, tuhaf bir şey. Öyle değil mi? Sadece bireysel fetişlerimiz ve tercihlerimiz değil, her şeyiyle tuhaf. Sadece yüz ifadelerimiz ya da o anın sıcaklığıyla söyleyiverdiğimiz şeyler değil. Seks, kültürel basiliske en yakın şey olduğu için tuhaf: davranış ve motivasyonlarımızın azımsanamayacak bir kısmını yönlendirmesine rağmen büyük, soyut bir zarara yol açma korkusuyla nedense kabul edemediğimiz veya bakamadığımız bir konu.

Üniversitede pornografi estetiği üzerine akademik bir konferansa gittiğimi anımsıyorum ve her sunumun (hatırlatırım, hepsi pornografiyle ilgiliydi) girişinde şu cümlenin bir versiyonu söyleniyordu:

Tabii ki ben aslında bu şeyleri izlemiyorum.

Bu her zaman bana bilhassa korkakça gelen ifadelerden biri oldu. İffetli davranmanın zamanı, "Oral seksin ontolojisi" adlı bir slayt eklemeye karar vermenizden önceydi. Bu "Ingmar Bergman'ın fenomenolojisi" değil, bu seks hakkında bir konferans.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu aynı türden klinik seviyede kendini inkar etme, geçen hafta Twitter filmlerde seks sahnelerine hâlâ yer olup olmadığını tartışırken söylem çılgınlığı yaşandığında aklıma geldi.

Yaklaşık 6 ayda bir ortaya çıkan tartışmalardan biri bu: Olay örgüsünü ilerleten hiçbir şey yapmadıkları halde filmlerde yine de seks sahnelerine yer vermeli miyiz? Bu yalnızca sömürüyü amaçlayan bir eylem değil mi? Muhtemelen bu yazıyı okurken diğer sekmede favori NSFW (rahatsız edici veya müstehcen içerikler için kullanılan ifade -ed.n.) subredditinizin açık olduğu bir çağda (evet, hepimiz biliyoruz) bu tür sahnelerin modası geçmiş sayılmaz mı?

Bu haklı bir nokta. Seks sahneleri 80'li ve 90'lı yıllarda yönetmenlerin, seksi içeriğe erişmek için tek çaresi ormana atılmış bir Playboy dergisi bulmak olanları çekmeyi umarak filmlerine tıkıştırdıkları şeylerden biriydi. Ergenlik çağındayken içerik açıklamasında "kısa süreli çıplaklık içerir" kelimeleri geçtiği için kaç tane kötü film izlediğim hakkında bir fikriniz var mı? Kanal 5'in polisiye gerilim filmlerini sesi bire kadar kısarak izlediğim o kadar çok cuma gecesi boşa harcandı ki.

Dikkate almamız gereken yeni bir unsur daha var ki o da Hollywood'da seks sahnelerinin yapımının genellikle sorunlu olabildiği. Sanki her hafta bir oyuncunun film setinde yaşadığı travmayı anlattığı yeni bir korku hikayesiyle karşılaşıyoruz ve belki de o ana kadar (hata ederek) bunun sadece seksi bir eğlence olduğunu düşünüyoruz.

Geçen ay, Romeo ve Juliet'in 1968 tarihli İtalyan uyarlamasının yıldızları, çıplak sahneleri çekildiği sırada 16 yaşında oldukları için Paramount'a dava açtı. Paris'te Son Tango'nun (Last Tango in Paris) 50. yıldönümü, Maria Schneider'in filmin meşhur tecavüz sahnesi çekilirken gerçekten aşağılanmasıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Daha neşeli anlatılar bile bazı oyuncuların muhtemelen sözleşme gereği katlanmak zorunda kalmayı tercih etmeyeceği bir tuhaflık seviyesini yansıtıyor.

Öte yandan fazlasıyla steril bir kültürel dönemden geçiyormuşuz gibi bir his var. Ekrandaki seks o kadar "güvenli" ve steril bir hal aldı ki... yani, yavan geliyor. Sıkıcı. Hatta biri diğerinin yerine geçebilir. Bunun sinemanın "Marvellaşması" diye adlandırıldığını görmüştüm. 50 filmlik bir seri çekebilirsiniz ve gerçekleşen en yakın cinsel temas, alelade bir sarışınla Chris adında bir adamın masumane öpüşmesidir.

Sömürmemekle seksi tamamen çıkarmak arasında çok geniş bir uçurum var ama sanki biri olmadan diğeri olmuyormuş gibi geliyor. Sekse tamamen ilgisiz olmak bir tür çevrimiçi onur nişanı haline geldi; hayatımızda hiç ereksiyon olmadığımıza yeminler ederek çağdaşlarımızı ne kadar doğru yolda olduğumuza temin ettiğimiz, neredeyse gerçek anlamıyla bir tür erdem sinyali.

Sorun değil; dünyada sekse gerçekten ilgi duymayan pek çok kişi var ve ben onlara hem saygı duyuyor hem de imreniyorum. Ama iffetli olduğunu ilan eden çoğumuzun aslında... yani yalan söylediğini düşünmeden edemiyorum. İnternet çok fazla protesto ediyor, bence. En temel evrimsel dürtülerimizden biri olduğu halde sekse ne kadar az ilgi duyduğumuzu yüksek sesle ilan etmek bana pek doğru gelmiyor.

Bir seks sahnesi filmin olay örgüsünü ilerletmiyorsa kimin umurunda? Sadece çoğunluğun ilgisini çekmek için orada bulunuyorsa kimin umurunda? Belki 5 dakikalığına çoğunluk olabiliriz. Bir an için internetteki sürekli öfkeden başka bir şey hissedelim.

Tüm bu söylemin genel olarak seks (ve seks medyası) hakkında nasıl konuştuğumuzla ilgili daha geniş bir sorunun parçası olduğuna inanıyorum. Pornografi milyarlarca dolarlık bir sektör çünkü müşteri kitlesini "çoğu kişi" oluşturuyor. Hayatınızdaki herkes muhtemelen en az bir porno yıldızını göz aşinalığından tanıyabilir. Yine de o üniversite konferansındaki profesörler gibi inatla bunun bizimle hiçbir ilgisi olmadığını, konudan bihaber olduğumuzu iddia ediyoruz. Fake Taxi? Ne Fake Taxi'si?

Kültürde sözümona Püritanizm'e doğru bir geri adım atmış gibi görünüyoruz ve internette bu konuda başı çekenler de (bir zamanlar cinsel özgürlüğün öncüleri olan) gençler ve liberaller. Bu durum belki de sosyal eğilimlerin bizi test etmek için birkaç on yılda bir geri gelmesinden kaynaklanıyor olsa da şu anda 1950'lerde kurtulduğumuz aynı eski damgaları isteyerek basıyoruz gibi duruyor. Bu aydınlatıcı mı? Bu ilerleme mi? Emin değilim.

Gereksiz çıplaklık çağına geri dönmemiz ya da ekrandaki seksin (ister sinema ister gizli tarayıcı olsun) nasıl çekildiği, tüketildiği ve ele alındığına dair çok geçerli endişeleri göz ardı etmemiz gerektiğini söylemiyorum. Andrew Tate'in hesabını vermesi gereken çok şey var.

Ancak seks hakkında gerçekte ne hissettiğimizle ilgili kendimize karşı dürüst olmaya başlamalıyız; ve daha da önemlisi, bunu yapan insanları ayıplamaktan vazgeçmeliyiz. Her şeyin bir komite toplantısı olması gerekmiyor. Her şeyin büyük bir siyasi ya da sosyal hedefi olması da gerekmiyor. Hatamızı kabul edip sekse ilgi duymanın sorun olmadığını söylemekte kendimizi daha özgür hissetmeliyiz. Bu sağlıklı bile olabilir. Kendi başına cinsellik dünyadaki en normal şey olabilir.

Bu konuda bir şey bildiğimden değil.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU