Gelecekte Çin ve Batı'ya ne olacak? İlk tahminlere sahibiz

Goldman Sachs tahminlerini güncelleyerek 2075'e kadar uzattı

Çin, ekonomik büyüklükte ABD'yi, önceki tahminlere göre daha erken bir şekilde 2035 civarında geçecek (Reuters)

Bazen ekonomide 20 ya da 30 yıl sonra ne olabileceğini görmek, gelecek hafta ne olacağını bilmekten daha kolaydır. Geçen yıl, tahmincilerin çarpıcı şekilde yanıldığı zamanlardan biri oldu.

Bunun en iyi (ya da en kötü) örneği mevcut enflasyon oldu. Geçen yıl kasımda İngiltere Merkez Bankası, "Enflasyonun artarak gelecek yıl baharda yüzde 5 civarına yükselmesini bekliyoruz. Ondan sonra da enflasyonun düşmesini bekliyoruz" tahmininde bulunmuştu. TÜFE için en son rakam yüzde 10,7.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Banka çalışanları elbette Rusya'nın Ukrayna'yı istila edeceğini tahmin edemezdi ama bu olmadan bile enflasyon çoktan aşılmıştı. Ve bu da kaçınılmaz soruyu gündeme getiriyor: Ekonomistler yakın geleceği bu kadar yanlış tahmin ediyorsa, neden onların uzun vadeli tahminlerine kulak verelim?

Buna en iyi yanıt Goldman Sachs'ten geliyor. Yatırım bankası 2001'de yayımladığı "Build Better Global Economic BRICs" (Daha İyi Küresel Ekonomik Tuğlalar [BRICs] İnşa Etme) adlı kısa makalesinde, gelecek 50 yıl içinde dünya ekonomisini yeniden şekillendirecek 4 ülke olan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in (Brazil, Russia, India, China) baş harflerinden oluşan bir kısaltma üretti. Makalenin baş yazarı, bankanın araştırma müdürü Jim O'Neill'dı. O ve ekibi, daha sonra 2003'te bu konuya geri dönerek "Dreaming with BRICs: The Path to 2050" (BRIC'lerle Düşlüyoruz: 2050'ye Giderken) başlıklı yazıda bu 4 ülkenin 2039'a gelindiğinde en büyük Batı ekonomilerini geride bırakabileceğini öne sürdü.

Bu çalışmanın etkisi olağanüstü oldu. Sonraki birkaç yıl içinde BRIC yatırım fonları, BRIC zirvesi ve BRICS Kalkınma Bankası kuruldu (S harfi Güney Afrika'nın [South Africa] gruba katılmasıyla geldi). Bu kadar büyük pratik etkiye sahip başka bir ekonomik araştırma örneği düşünemiyorum. Çin ve Hindistan neredeyse öngörüldüğü gibi büyük bir sıçrama yaparken, Brezilya ve Rusya'nın farklı nedenlerle potansiyellerini gerçekleştirememesine rağmen bu böyle. Bankanın tahmincileri 2011'de bu işi bir kez daha denedi.

Peki sırada ne var? Geçen haftalarda Goldman Sachs tahminlerini güncelleyerek 2075'e kadar uzattı. Önemli mesaj, "The Global Economy in 2075: Growth Slows as Asia Rises" (2075'te Küresel Ekonomi: Asya Yükselirken Büyüme Yavaşlıyor) başlığında.


Çin'in, mevcut tahminlerin bazılarından biraz daha geç ve aslında Goldman'ın daha önceki çalışmalarında öngördüğünden de daha geç bir şekilde, 2035 civarında ekonomik büyüklükte ABD'yi geçmesiyle bunların bir kısmı tanıdık gelebilir. Öte yandan Hindistan için yapılan tahminler yeni ve çarpıcı: 2075 civarında ABD'yi geçerek Çin'den sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline gelecek. Eğer bu çok uzun bir yol gibi görünüyorsa, raporda, "2050'de dünyanın en büyük 5 ekonomisinin (ABD doları üzerinden ölçüldüğünde) Çin, ABD, Hindistan, Endonezya ve Almanya olacağı tahmin ediliyor" ifadeleri yer alıyor.

Endonezya mı? Bu, en azından Endonezya'nın ekonomik etkisinin Batı'da yeni yeni fark edilmeye başlanması açısından, gerçekten yeni bir şey. Fakat yalnızca 25 yıl gibi bir süre içinde G5'te sadece iki gelişmiş ülke bulunacağını da unutmamak gerekiyor. Şu anda en büyük üçüncü ekonomi olan Japonya, bu tahminlere göre üyelikten çıkmış olacak.

Yani Asya yükseliyor; buna şüphe yok. Ancak Japonya'nın kademeli düşüşü bir yana, mevcut gelişmiş dünya içinde değişen güç dengesi ne olacak? Burada başka bir açık mesaj daha var. ABD muhtemelen son 10 yılda elde etmeyi başardığı hızlı büyümeyi sürdüremeyecek olsa da Avrupa'yı istikrarlı bir şekilde geride bırakacak. 2008 gibi yakın bir tarihte ABD'yle Euro Bölgesi'nin ekonomisi aşağı yukarı aynı büyüklükteydi.

Şimdiyse çok daha büyük ve bu farkın gelecek onlarca yılda daha da artmasıyla 2075'e gelindiğinde ABD'nin GSYH'si, 2021 doları üzerinden 51,5 trilyon dolar olurken, Euro Bölgesi'ninki yalnızca 30,3 trilyon dolar olacak. Gerçekten de Hindistan 2050'lerde Avrupa'yı geçecek. Diğer gelişmekte olan ekonomiler de çok daha önemli hale gelecek. Raporda Nijerya, Pakistan ve Mısır'ın dünyanın en büyük ekonomilerinden bazıları olabileceği belirtiliyor.

Tüm bunlardan ne anlam çıkarmalıyız? Avrupalı ya da özellikle Japon perspektifinden bakıldığında bu, iç karartıcı bir tablo gibi görünebilir. Göreceli olarak daha az önemli hale geliyoruz. Öngörüler bütün detaylarıyla doğru olmayacak ve farklı vurgulara sahip başka tahminler de var.

Örneğin Çin'in büyümesinin duraklaması ve nihayetinde ABD'yi geçememesi gayet mümkün. Ancak biraz durup düşünürsek bence Batı dediğimiz şeyin daha az önemli olacağını kabul etmemiz gerekiyor. Toplumların nasıl yönetilmesi gerektiğine ilişkin fikirlerimiz daha az önem taşıyacak. Haklı olarak, diğer toplumların değerlerine daha fazla saygı duyulacak.

Batı demokrasilerinin mevcut değerlerine inanan herkes için bunu kabul etmek zor olacak. Ancak bu tahminlerde umut veren başka bir nokta daha var. O da dünya nüfusundaki artışın bu yüzyılın ikinci yarısında düşmeye başlayacak olması. İnsanlığın gezegen üzerindeki ayak izini hafifletmek istiyorsak ki bunu mutlaka yapmalıyız, bunun gerçekleşmesi gerekiyor.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU