Dünya Kupası'nı gerçekten kim kazandı? Spoiler: Arjantin değil

Elbette Katar rejimi. Futbol bu maçta insan haklarını yaklaşık 6-1 yendi ve bu, verdikleri her kuruşa değer

Arjantinliler, Dünya Kupası zaferini başkentteki Buenos Aires Dikilitaşı'nın etrafında kutladı (AFP)

Gelmiş geçmiş en büyük Dünya Kupası finali futbolun, ev sahibi Katar devletine sunduğu son derece heyecan verici bir veda hediyesiydi. Katar yönetimi, yani kraliyet ailesi ve danışmanları, çölde bir futbol metropolü, isterseniz bir futpolis de diyebiliriz, inşa etmek için 200 milyar dolardan fazla para harcadı.

Göğe uzanan oteller, modern, klimalı stadyumlar, hatta kendi yeraltı toplu taşıma sistemi. Bunu tamamlamak için ihtiyaçları olan tek şey, iyi bir futbol ve tüm zamanların en iyi oyuncularından bazılarının hünerlerini sergilemesiydi. Mbappe, Messi, Ronaldo, Neymar ve diğerlerinin hepsi bunu yerine getirdi.

Fas, kendi sembolik atılımını yaptı. Hırvatistan, Japonya ve Güney Kore gelecek için bazı işaretler bıraktı. Beklenmedik yenilgilerin doğru bir dengesi vardı (Suudi Arabistan'ın Arjantin'i mağlup etmesi) ve en iyi takımlar son turlara kaldı. Final penaltılara gitti ama bu bir değişiklik olduğu için iyi geldi. İngiltere mi? Beklentileri karşıladı, öyle diyelim.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Genelde, Katar 2022 dikkatleri üzerine çeken bir yarıştı; bazen günde üç servisin yapıldığı bir ziyafet. FIFA'nın patronu Gianni Infantino bu turnuvayı şimdiye kadarki "en iyi Dünya Kupası" diye niteledi. Bu turnuva FIFA'nın zedelenen imajını onarmaya kesinlikle yardımcı oldu ve dikkatin Infantino'nun turnuvanın başlangıcında yaptığı bazı tuhaf açıklamalardan başka yere çevrilmesinde de işe yaradı.

Peki 2022 Dünya Kupası'nı kim kazandı? Elbette Katar rejimi. 200 milyar dolar çok iyi harcandı. Artık kimse orada insan haklarının ayaklar altına alınmasından, LGBT+ topluluğuna yapılan zulümden, kadınların ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesinden ya da göçmen işçilerin korkunç şekilde istismar edilmesinden bahsetmiyor. Bir Britanya Dışişleri Bakanı'nın Katar'a giden yurttaşlarından biraz daha az gey olmalarını istemesini de unutmamalıyız, James Cleverly'nin yaptığı aşağı yukarı buydu. Katarlıların, baskı altında cesurca oynayan ve açıkça sıkıntı içindeki takımlarını desteklemek için seyahat eden İranlı taraftarları takibe alıp muhalifleri tespit etmek için İranlı ayetullahlarla işbirliği yaptığını unutmamalıyız.

Katarlıların, davalarını desteklemeleri için Avrupa Parlamentosu üyelerine rüşvet verdiğine yönelik bazı rahatsız edici iddialar var (bu aynı zamanda Katarlıların Avrupa'da gücün nerede yattığını tam olarak anlamadığını gösteriyor). Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma hakkını 10 yıl önce kazandığından beri Katar'da turnuva için çalışan Hindistan, Pakistan, Nepal, Bangladeş ve Sri Lankalı göçmen işçilerin sayıları hâlâ bilinmeyen ölümlerinin de unutulmasına izin vermemeliyiz. Çok fazla sayıda Katarlı işveren Asya'nın dört bir yanından ve Afrika'nın doğusundan gelen bu kişilere açıkça modern köle muamelesi yaptı ve bu zulüm ırkçılıkla iç içe geçti.

Ancak tüm bunlar diğer dramalar ve tartışmaların gölgesinde kalıyor, değil mi? Fransa'nın finalde devre arasında 2-0 gerideyken gösterdiği kahramanca mücadelenin. Richarlison'un maçtaki büyülü açılış golünün. Üstün yetenekli Belçikalıların her zamanki gibi beklenenden düşük performans göstermesinin. Bazı şüpheli hakem kararlarının. Harry Kane'in kendi uzay keşfi görevini başlatmasının.

Ve böylece turnuva öncesinde, henüz gösterilecek önemli anlar ya da üzerine tartışılacak, sınırdaki elle oynama kararları yokken ve Ronaldo'nun gözyaşları henüz Portekiz soyunma odasının zeminine düşmemişken yayımlanan o ciddi belgesellerde ve araştırma haberlerinde öğrendiğimiz her şeyi unutuyoruz. Gary Lineker, Gary Neville ve hatta Gareth Southgate'in son zamanlarda insan haklarından bahsettiğini duyduğumu sanmıyorum.

Katarlılar haklıydı. Futbol bu maçta insan haklarını yaklaşık 6-1 yendi ve bu, verdikleri her kuruşa değer. Enerji krizi, bu küçücük devleti her zamankinden daha zengin yaptı ve harcanan milyarlar şu anda şişirilmiş petrol ve doğalgaz gelirleriyle kıyaslandığında önemsiz kalıyor. Katar 2022, 1936 Berlin Olimpiyatları'nı, 1980 Moskova Olimpiyatları'nı, 2008 Pekin Olimpiyatları'nı ve apartheid rejimiyle yönetilen Güney Afrika'nın ragbi ve kriket turnuvalarına ev sahipliği yapmasına izin verildiği günleri geride bırakarak tarihteki en başarılı sporla göz boyama uygulaması olarak kolayca sıralanabilir.

Bu, Messi'nin mesihvari ışıltısının sıcaklığında pek dile getirilmiyor fakat tekrar tekrar söylenmesi gerek. Tüm gösterisine ve 2022 Dünya Kupası'nın dünyanın henüz fethedilmemiş birkaç köşesinde bu güzel oyunu tanıtmak için yaptığı tüm iyi şeylere rağmen, turnuvayı bir daha asla Katar gibi bir yerde düzenlememeliyiz. Bu, dünya futbolunun kendi kalesine attığı gerçek bir goldü.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU