Sebe'nin küçük kraliçesi

Ömercan Kaçar Independent Türkçe için yazdı

"Sebe'nin küçük kraliçesi" olarak bilinen Kraliçe Erva (1048-1138) 

Tarihte İslam dünyasında kadınların tahta çıkmasına nadir olarak rastlandığı bilinmektedir.

Bir kadın tahta çıktığındaysa meşruiyetin nasıl sağlanacağına dair tartışmalar yaşanmıştır.

Bu tartışmalar arasında belki de en ilginci "Sebe'nin küçük kraliçesi" olarak bilinen Yemen'de İsmaili Suleyhi hanedanından Kraliçe Erva'nın (1048-1138) yönetim meşruiyeti tartışmasıdır.

Bu yazıda Kraliçe Erva'nın hikayesi ve yönetim meşruiyetini nasıl elde ettiği ele alınacaktır.


Özgür Kraliçe

"Özgür Kraliçe" olarak bilinen Erva, sadece siyasi bir lider değil aynı zamanda Tayyibi İsmaililerin de ruhani lideriydi (Mutlak Dâi).

Kraliçe Erva kaynaklarda zeki ve bilgili bir kadın olarak tanımlanır. Kitap okumayı çok sevdiği ve aynı zamanda yazısının iyi olduğu belirtilir.

Kocası Mükerrem billah'ın (hs. 1067-1084) yönetimi boyunca ona danışmanlık yaptı ve yönetimde söz hakkına sahip oldu. Onun vefatından sonra tahta geçen oğluna 10 sene naibelik yaptı.

1094'te tahta geçmesinden 1138'deki vefatına kadar 44 sene kraliçe olarak tahtta oturdu.

Tarihçi Shahla Haeri, Kraliçe Erva'nın kocası dönemindeki de-facto yöneticiliği de hesaba katılırsa 71 sene ülkeyi yönettiğini kaydeder.

Kraliçe Erva, Kahire'deki Fatimi halifelerle iyi iliskiler gelistirmesi ve bunun yaninda Yemen'de Kahire'den nispeten bağımsız bir yönetim inşa etmesiyle öne çıkar.
 

1.JPG
Kraliçe Erva'nın türbesi, Cible, Yemen

 

Mükerrem billah (hs. 1067-1084) dönemi

Erva'nın de-facto yöneticiliği sağlık problemleri yaşayan kocası Mükerrem'in devlet işlerini görmesi için karısından istekte bulunmasıyla başlar.

Mükerrem, Erva'nın zekasına güveniyor ve her türlü konuda onun danışmanlığına başvuruyordu.

Bu dönemde Erva'nın yeni bir siyasi düzen kurmak için yaptığı hamlelerden ilki başkenti San'adan Zü'l-Cible denilen şehre taşıması oldu.

Başkent değişimi ona eski yönetimin baskısından kurtulma ve istediği gibi devlet yönetimini şekillendirme özgürlüğü verdi.

1084 yılında kocası Mükerrem billah vefat etti. Kraliçe Erva kocasının ölümünü 1 sene boyunca saklamayı başardı.

Jack Goody'e göre, bu durum nadir rastlanan bir durum olmaktan öte Kraliçe'nin kocasının ölümünü takip edecek karışıklıkları önlemek ve kendi yönetimini pekiştirmek için başvurduğu bir çareydi.

Bu süre sonunda Kahire'deki İsmaili İmam-Halife Müstansır, Erva'nın oğlunun yöneticiliğini onaylayan bir mektup (Sicil) gönderdi. Bu mektuba göre Erva da oğlunun naibeliğini yapacaktı.


Müstansır'ın mesajı

Müstansır'ın, Yemenlilere mesaji çok açıktı:

Ya Kraliçe'ye itaat edin ya da reddedilmiş kafirler olarak Allah'ın, Peygamber'in ve imamların gazabı üzerinize olsun.


Müstansır'ın Erva ile ilgili tasarrufu bununla kalmamıştı. Erva'yı Yemen ve Hindistan'ın "Hüccet"i olarak atadı.

İsmaili öğreti de bu makam İmam'dan sonraki en üstün makamdı.

Bu sayede Erva hem siyasi hem dini olarak otoritesini sağlamlastırmış oldu.
 

2.JPG
Kraliçe Erva'nın sarayı, Cible, Yemen

 

Meşruiyet sorunu: Kişinin cinsiyetini bedeni belirlemez

Bir kadın olmasına rağmen Hüccet makamına getirilmesi, erkek-egemen hiyerarşik mezhepsel yapıda beklenmedik bir durumdu.

Ancak bu durumun meşruiyeti, Shahla Haeri'nin aktarmasına göre Kraliçe Erva'nın danışmanı el-Hattab tarafından temellendirilmistir. 

el-Hattab'ın açıklamasına göre insan bedeni bir "zarf"tır. Dolayısıyla bir önemi yoktur ve kişinin cinsiyetini belirlemez; kişinin cinsiyetini bilgisi belirler. Dini bilgide mükemmelliğe ancak bir erkek ulaşabilir.

Erva'nın cinsiyetinin vücuduna göre değil bilgisine göre belirlenebileceği görüşüyle onun Hüccet olarak atanması önünündeki engel de aşılmış olur.

Bir kadının İsmaili öğretide hikmete ve mükemmel dini bilgiye ulaşması sorunu cinsiyet hakkında ilginç bir tartışmanın yapılmasına yol açmış görünüyor.

Teorik olarak sadece bir erkeğin böyle bir makama gelebileceği tekrar ifade edilirken pratikte varolan bir kadının ilgili makamda bulunması kadın-erkek tanımlarının vücuda göre değil bilgiye göre yapılması gerektiği yaklaşımıyla açıklanarak teori-pratik arasındaki uyumsuzluk çözülmüştür.

Kraliçe Erva'nın ölümü aynı zamanda Yemen'de Suleyhi hanedaninin da sonu olur.

Yemen'de Tayyibi İsmaililerin gizli yapısına rağmen Suleyhi hanedanıyla ilgile bilgilere Ümera el-Yemeni'nin (ö. 1174) Yemen Tarihi ( Tarihu'l-Yemen) kitabından ulaşmak mümkündür.

 

 

Kaynak:

Shahla Haeri (2020), The Unforgettable Queens of Islam: Succession, Authority, Gender, Cambridge: Cambrdge University Press

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU