Macron'un yenilgisi sadece Fransa'yı zayıflatmıyor; Avrupa için de ciddi etkileri var

Artık sandığa gitmeyecek bir Fransa, başka siyasi cazibelerin kurbanı olacak

Kısa süre önce Macron, Fransa Başbakanı Elisabeth Borne'un istifasını reddetmişti (Reuters)

Emmanuel Macron, Fransa parlamentosunda yeterli çoğunluğu sağlama çabalarında yenildi. Ulusal Meclis milletvekilleri (Fransa'nın kanun yapıcıları) için yapılan seçimde Macron kaybetti.

Ne Macron ne de iki ana rakibi (Avrupa karşıtı, Putin yanlısı radikal sağdan Marine Le Pen ve Avrupa karşıtı, Putin yanlısı radikal soldan Jean-Luc Mélenchon) seçmenlerini sandığa gidip oy kullanmaya ikna etmeyi başaramadığı için en büyük parti, Oy Kullanmayanlar Partisi olacak.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Fransa'da insanları heyecanlandıran liderler veya siyasi hareketler olmadığı için demokrasi gerçek bir imtihanla karşı karşıya.

Fransa, seçmenlerden net bir siyasi mesaj almadan Macron'un ikinci dönemine ilerliyor. Seçmenler Macron'un teknokrat liberalizmini sevmiyor ancak solda sert Corbynci politikaları veya sağda Avrupafobik Tory (Britanya'da Muhafazakar Parti -ed.n.) tarzı milliyetçiliği desteklemeyi de aynı düzeyde istemiyor.

Fransa'nın birbiri ardına iktidara gelen François Mitterrand veya François Hollande gibi sosyalist ya da Jacques Chirac ve Nicolas Sarkozy gibi merkez sağcı klasik partilerse küçük rollere indirgendi.

Şimdi büyük bir siyasi boşluk var. Macron 5 yıldır cumhurbaşkanı ama seçmenlerin yüzde 30'undan fazlasının onayladığı tam yetkiden yoksun. Fransa'da vatandaşla monarşik cumhurbaşkanı arasında herhangi bir aracı siyasi veya sivil toplum kurumu yok. Sendikalar Avrupa'daki en zayıf olanlar. Fransa'nın yazılı basını yorum yapıyor ama çok fazla haber yapmıyor. Yayın kuruluşlarının durumu da giderek buna benziyor.

Bir zamanların güçlü büyük şehir belediye başkanları, enerji tüketen koalisyonlar sayesinde yönetiyor ve bir zamanlar oldukları siyasi gücün soluk bir gölgesi konumundalar. Macron yönetmek için gereken çoğunluğu kazanabilecek siyasi partilerin olmadığı yeni bir siyasi demokrasi yarattı. Vatandaşa kalan, yapılabilecek tek şey la rue'ya (sokağa) inmek. Biz de gelecek 5 yıllık dönemde sokağa yansıyan çok daha fazla öfke beklemeliyiz.

Fransa cumhurbaşkanı olarak Macron'un olası halefleri 2027'de cumhurbaşkanlığını kazanmak için kampanyalarını hazırlamaya başladığı gibi halefiyet savaşı da yakında başlayacak.

 

 

Seçkin İngiliz ve Amerikan basını, 2017'deki cüretkar demokratik siyasi darbesinin ilk coşkusundan sonra Macron'a ilgisini büyük ölçüde kaybetti. Ardından Macron, yerleşik Fransız siyasi partilerini tarihin çöplüğüne süpürdü.

Macron, Avrupa'yı hayata döndürme sözü vermesine karşın, AB kararları hala en düşük ortak paydalı ulusal çıkar kararı temelinde alınıyor. Macron'un 5 yılının sonunda Avrupa Birliği (AB), Boris Johnson'ın ulusal egemenliği yok edeceğini iddia ettiği mutlak güce sahip bir süper devlete gittikçe daha az benziyor. Macron geçen ay Avrupa Parlamentosu (AP) üyelerine AB'nin daha fazla çoğunluk oylamasına geçmesi gerektiğini söylediğinde onu alkışladılar ama 13 devletin başbakanı, Macron'un önerisini reddeden ortak bir mektup yayımladı.

Macron'un Putin'i Ukrayna'daki acımasız şiddetten vazgeçmeye ya da Kuzey Amerika'daki kıtlığı gidermek için tahıl sevkiyatına izin vermeye ikna etme çabaları, Kremlin'in efendisi tarafından hor görüldü. Şimdi Macron; Varşova, Londra ve Helsinki'nin Putin Rusya'sının Avrupa'ya karşı temsil ettiği tehdidi Quay D'Orsay'nin (Paris'te dışişleri bakanlığı konutunun olduğu yer -ed.n.) tüm diplomatik dehalarından daha iyi anlamış olabileceği acı gerçeğini kabul etmek zorunda.

Ancak daha zayıf bir Fransa Britanya için biraz rahatlık verebilir. Boris Johnson ve basındaki destekçileri Macron'la alay etme veya onu aşağılama konusunda uzmanlaştı. Fransız düşmanlığı İngiltere'nin kızıl duvarında (İngiltere ve Galler'de tarihsel olarak İşçi Partisi'ni destekleme eğiliminde olan bölgeler - ed.n.) işe yarar. Johnson, Kanal'ı (Manş Denizi) geçerek Kent'e gelen mülteciler için Fransa'yı suçladı; Fransız balıkçı ailelerin teknelerini yüzyıllardır avlandıkları açık denizlerde balık tutmayı bırakmaları için savaş gemileri göndermekle tehdit etti. Ayrıca geçen yıl aralık ayına kadar Oxford AstraZeneca aşısının kullanımına izin vermeyi reddedenin ABD olmasına rağmen, Fransa'nın Kovid aşısı politikasının "Britanya karşıtı" olduğunu iddia etti.

Çoğu diplomata göre, Paris ve Londra arasındaki ilişkiler son iki yüzyıldır olduğu kadar kötü halde. Ancak daha zayıf bir Macron, Britanya'nın Kuzey İrlanda'daki çekişmeden kaynaklanan ve giderek artan Brexit sorunlarını çözme, Britanyalı bilim insanlarının ve müzisyenlerin Fransız araştırma enstitüleriyle bağlantı kurmasına veya yazları düzenlenen sanat festivallerinde çalmasına olanak tanıma konusunda yardımcı olmaz.

Artık Anglosfer'de takdir edilmeyen, saygı görmeyen ve hatta sevilmeyen daha zayıf bir Macron, Britanya'yla ilişkilerde savunmacı ve asabi olacaktır.

Avrupa ortaklığı ve entegrasyonu, 60 yıldır, cumhurbaşkanının Fransızlar tarafından verilen tam demokratik yetkiye sahip olduğu bir Fransa'ya dayanıyor. Bu artık askıya alındı.

Britanya'daki Macronfobikler sevinebilir ancak bizler demokrasi ve özgürlüğe yönelik Rus-Çin saldırıları; her zamankinden daha fazla milyarderin yaşadığı bir dünyada enflasyon, yoksulluk ve açlığın yükselişi; Johnson, Trump, Bolsonaro ve Modi gibi yüksek sesli popülistlerin seçmenler tarafından tercih edildiği ülkeler gibi korkutucu imtihanlarla karşı karşıyayken, artık sandığa gitmeyecek bir Fransa, Avrupa ve Britanya istikrarı için tehlikeli olan başka siyasi cazibelerin kurbanı olacak.

Denis MacShane, İşçi Partisi'nin eski Avrupa Bakanı.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU