Siyaset, dönmelerin, döneklerin, yalancıların işi değildir

İsmail Müftüoğlu Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Twitter

"Yalandan kaçınınız." (Hac/30) 

"Yalancılara itaat etme, onların peşinden gitme." (Kalem/8)

Yalan her fenalığın başıdır. Çünkü yalanın temeli sağlam olmaz.

"Yalan güven ve emniyeti, huzur ve itimadı yok eder." (İmam Şafii)

"Beni tasdik edin evlât diyorsun amma,
Bakalım doğru mu ey söz ebesi her dediğin." (Muallim Naci)

 
Siyasetimiz dönmelerin, döneklerin ve yalancıların elinde, her gün biraz daha renksizleşmektedir. Ne idüğü belirsiz insanlar, siyasi alanımızda volta atıp, duruyor.

Her aklına gelen parti kurmak suretiyle, meydan okuyor. Bizler de maalesef onları dinleyerek, doğru yolu bulacağımızı zannediyoruz. Geldiğimiz nokta ise aldandığımızdır. 

Emek vermeden genel başkan olanları mı, tecrübesiz olanlardan genel başkan yapılanları mı, ülkücülüğü parçalayarak pay kapmaya çalışanları mı istersiniz? Maneviyatı kullanarak türeme genel başkan mı istersiniz?

Milletin derdi ile hemdert olmadan, genel başkanlığa heveslenenler mi istersiniz? Baba mirasını ele geçirmek ve Milli Görüş'ü parçalamak için siyasi türemeleri mi istersiniz? Yoksa çizgilerinden taviz vermeyen siyasi genel başkan mı istersiniz?


Milletimiz bu konuda netleşemediği için, siyasetimiz elan yerlerde sürükleniyor. Ayrıca, kazip şöhretlere de iltifat edildiği için, bunlar bile, bu ülkede genel başkan ve kerrece başbakan oluyor.

Şimdi de bir başkası var ki, o da başbakan olmak için sokak sokak dolaşıyor. Bu gibilerin derdi, milletin derdi ile hemdert olmak değil, sadece görüntü vermek suretiyle siyasete yön vermeye çalışmaktır. 


Milletin kederi ile müteellim olmayanlar desteklenerek, milletimiz aldatılmaktadır. Böylece kazip şöhretler de ortalıkta dolaşarak, milleti görüntüleriyle aldatmaya çalışmakta, bunlara maateessüf iltifat edilmektedir.

Oysa bunların istekleri bitmez. İhtirasları tükenmez. Birçoğunun arkası net değil, karanlıktır. Geldikleri yerler itibariyle de muhataralıdır.

Bazıları Sabetayist kökenli, bazıları Mason kökenli, bazıları Osmanlıya başkaldırı için sürgüne gönderilenlerin torunudur. 


Bazıları solcu, bazıları komünist, bazıları liberal, bazıları da kapitalist zihniyetli olup, asla milli ve manevi değildir. Bunlar makam sahibi olduklarında, sadece kendi ikballerini düşünür, bundan dolayı da elde ettikleri gayrı meşru servetlerini yurt dışına aktararak, zenginleşir.

Ayrıca bunlardan bazılarının yurt dışından gelenlerle, ülkemizin ileri gelen otellerinde bir araya gelerek görüştükleri, bazılarının da ABD Büyükelçiliği ile temas halinde oldukları bilinmektedir.

Bizler de, bütün bunlara rağmen, onlara oy vermek suretiyle başımıza taç ederiz. Bir başka ifade ile onları ziyadesiyle şımartırız. Bu gaflet değil de, nedir? 


Bunlar kurdukları partilerin isimlerinde "iyi", "zafer", "refah", "memleket", "gelecek" ve "deva" gibi masum isimleri kullanarak, milletimizi kandırmaya çalışmaktadırlar.

Oysa bunlardan bazıları siyaseten sabıkalıdır. Zira yetkili oldukları dönemlerde, ülkede meydana gelen olumsuzluklara karşı ses çıkarmamışlardır.

Ancak siyaseten itildikten sonra, şimdilerde meydan meydan dolaşmaları boşunadır. Çünkü millet bunların karnesindeki notu sıfırlamıştır. 


Diğer bazıları da yanlış-doğru ayrımı yapılmadan desteklenmektedir. Böylece siyasi alanda tutunmaya çalışmaktadırlar. Maalesef milletimizin bir bölümü de bunları hâlâ alkışlamaktadır. Onlara yalakalık yapılmaktadır.

Öte taraftan ak ile karayı karıştıranlar vardır. Onların vatan, millet, bayrak gibi bir dertleri yoktur. Sadece sözde maneviyatçı, özde ise… Siz karar verin. 


Solun fraksiyonlarının ve ortaya koydukları siyasi ölçülerin tamamı gayrı millidir. Milletin inançlarını, örf ve adetlerini hiçe saymakta, bukalemun gibi her renge girerek, milleti aldatmaya çalışmakta, onun için de asla sonuç alamamaktadırlar. 

Bu milletin engin bir tarihi ve cihanşümul bir şöhreti vardır. Bu millet nevzuhur değildir. Kökü mazide olan atidir. Bu millet milli ve maneviyatçıdır.

Milli ve maneviyatçı olanların iktidarları her zaman haktan yana olmuş, haksızlıklara karşı da dik durmasını bilmiştir. Dönemlerinde dış politikada şahsiyetli duruş sergilemiş, ahlak ve maneviyata önem vermiştir.

Geçmişimizde bu esaslarla riayet edildiği için de, Osmanlı ufukların efendisi olmuştur. 

Anlaşılıyor ki, siyaset döneklerin, dönmelerin ve yalancıların işi değil, ülkenin selamet ve saadeti için çalışanların işidir.


Kalın selametle.

          

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU