Paralı askerlik, özel askeri şirketler ve savaşın özelleştirilmesi

Prof. Dr. Mesut Uyar Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Ukrayna savaşı, birçok konunun yanı sıra, paralı askerlik ve savaşın özelleştirilmesi tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Rusya, Wagner ve benzeri özel askeri şirketleri savaş gayreti için seferber ederken; Ukrayna'ya gönüllü adı altında içinde paralı askerlerin de yer aldığı çok sayıda yabancı savaşçı akın etti. 

Bir askeri tarihçi olarak beni en çok şaşırtan husus ise köşe yazarları, "televizyon uzmanları" ve bazı akademisyenlerin bu gelişmeyi yepyeni bir olguymuş gibi sunup yorumlamaya çalışmalarıdır.

Oysa başta Irak ve Suriye olmak üzere yakın coğrafyamızda yıllardır paralı askerler ve özel askeri şirketler faaliyet göstermektedir.

Paralı askerlik yeni bir olgu değildir. Para bile icat edilmeden önce belli bir ücret karşılığında başkalarının savaşlarını savaşan paralı askerler vardı.

Para için savaşan askerler 1789 öncesi Avrupa'sında olduğu gibi tarihin farklı dönemlerinde o kadar çok artmıştır ki savaşların kaderini tayin etmişlerdir.

Özel askeri şirketler de yeni değildir. Askeri müteahhitler binlerce yıldır müşterileri krallara sadece asker değil aynı zamanda talebe göre silah, ikmal, iaşe ve ulaştırma imkânları sağlamaktaydı.

Albrecht von Wallenstein, Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) esnasında müşterisi Avusturya-Macaristan İmparatoru'na tam teçhizatlı her tür lojistik desteğe sahip anahtar teslim ordular temin etmişti.
 

Geç Ortaçağ Avrupalı Paralı Askerler.jpg
Geç Ortaçağ Avrupalı paralı askerler

 

Tarihçilerimiz pek dile getirmek istemese de paralı askerlik Türk tarihinde de yaygındır.

Osmanlı Devleti'nin kurulmasında rol oynayan gazilerin çoğu Bizans ve diğer Balkan devletlerinin hizmetinde paralı askerlik yapmıştı.

Orhan Gazi bu durumu düzene sokup denetim altına almak için bireysel sözleşmeleri yasaklamış ve paralı askerliği devlet denetimine almıştı.

Osmanlı'nın kendisi de paralı askerlerden istifade etmekteydi. Devletin ilk dönemlerinde piyade mevcudunun çoğunluğunu teşkil eden Azaplar paralı askerdi.
 

Batılı Gözüyle Osmanlı Azap paralı askeri.jpg
Batılı gözüyle Osmanlı Azap paralı askeri

 

16'ıncı yüzyılın ortasında patlak veren Levendat (ateşli silah kullanan paralı askerler) ve eşkıyalık sorunu devletin savaşta istihdam ettiği paralı askerleri barış döneminde terhis etmesinden kaynaklıydı. İşsiz paralı askerler toplumun başına bela kesilmişti.

Kötü şöhretlerine rağmen paralı askerlerin kritik askeri işlevleri vardı. Örneğin 1601'de Kanije Kalesi'ni Avusturya ordusuna karşı 73 gün başarıyla savunan Tiryaki Hasan Paşa'nın emrindeki askerlerin çoğu paralı askerdi.

Eğitimli, silahlı ve örgütlü olduklarından hemen muharebeye sevk edilebilmekteydiler. Gene aynı dönem Balkanlarının meşhur hafif süvarisi Deliler (veya Deliller) de aslında paralı askerlerdi.
 

Batılı Gözüyle Osmanlı Deli Hafif Süvarisi.jpg
Batılı gözüyle Osmanlı Deli Hafif Süvarisi

 

Maliyetleri de sanıldığı kadar yüksek değildi. Çünkü paralı askerler olmazsa vergi veren ve üretim yapan köylüler, işçiler ve zanaatkâr askere alınacak ve ekonomik kayıp yaşanacaktı.

Ayrıca paralı askerlerin savaşta ölmesi veya yaralanması da herhangi sorun veya yük yaratmamaktaydı.

Krallar için paralı askerlerin en büyük faydası ise siyasi taleplerinin olmamasıydı.

Oysa vatandaş askerler kral için yaptıkları fedakârlığın karşılığında vergi muafiyeti ve yönetimde daha fazla söz sahibi olmayı istemekteydi. 

Kısacası paralı askerler ve savaştan kâr eden askeri müteahhitler yani savaşın özelleştirilmesi yeni bir olgu olmadığı gibi sanıldığı kadar kötü bir gelişme değildir.


O zaman sormamız gereken neden geçmişi unuttuk ve paralı askerlerden nefret edilmektedir.

1789 Fransız Devrimi sonrasında modern milli devlet sistemi kurulduğunda yeni milli devletler ilk önce devlet dışı silahlı güçleri imha edip şiddeti devlet tekeline aldı.

Orduda artık vatandaş askerler görev yapacağı için paralı askerlere ihtiyaç kalmamıştı.

Devlet her tür askeri üretim ve tüketimi denetim ve tekeline aldığından Wallenstein tarzı askeri müteahhitlere de gereksinim yoktu.

Sadece paralı askerliğin kaldırılmasıyla yetinilmedi. Haydutlar, korsanlar, aşiret savaşçıları ve diğer silahlı gruplar da yok edildi.


Milli devletler silahlı grupları imha edip şiddeti tekel altına almakla kalmadı.

Bunları devlet ve millet düşmanı ilan etti ve aleyhlerinde propagandaya başladı.

Paralı askerler ve diğer silahlı grupların zaman zaman yarattığı fiziki ve mali yıkım ile ahlâki çöküntü çok iyi bilindiğinden bu propagandaya çok da ihtiyaç yoktu.

Batılı ülkeler paralı askerliği kendi ülkelerinde yok ettiler. Ama orduların gitmek istemediği coğrafyalar ve yapmak istemedikleri görevler için duyulan askeri ihtiyaç paralı askerliği düşük seviyede olsa da yaşattı.

II. Dünya Savaşı sonrasında sömürgelerde bağımsızlık savaşları başladığında başta Fransa olmak üzere sömürgeci devletler Afrika ve Güneydoğu Asya'da yoğun bir şekilde paralı askerlerden istifade etti.

Binlerce eski Nazi askeri Fransız üniforması giyerek Vietnam ve Cezayir'de savaştı. Son sömürgelerin de bağımsızlığını kazanmasıyla bu ihtiyaç da sona erdi.

Frederick Forsyth'ın "İt Dalaşı" isimli romanı ve Andrew V. McLaglen'in yönettiği "Yaban Kazları" filmi bu dönemin paralı askerleriyle ilgilidir.

Günümüzde paralı askerliğin yeniden "hortlaması", özel askeri şirketlerin (Private Military Company – PMC) doğuşu ve savaşın "tekrar" özelleştirilmeye başlaması ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgalinin sonucudur.

Kolay ve kesin zafer bekleyen ABD her iki ülkede de uzun ve kanlı gayrinizami savaşların içine düşünce artan zayiata ve ordu mevcudunun yetersizliğine çözüm bulması gerekti.

Her ne kadar askerlerin tamamı profesyonel olsa da Amerikan kamuoyu askerlerin uzak diyarlarda ölmesi veya yaralanmasına karşı büyük tepki vermekteydi. 


Profesyonel askerleri yetiştirmek ve görevde tutmak hem çok pahalıydı hem de çok sayıda askerin ABD'ye yönelik "asıl" tehditlerden uzak bölgelerde kullanımı askeri zafiyet yaratmaktaydı. 

Amerikalılar önce doğrudan muharebe ile ilgili olmayan ama şimdiye kadar askerlerin ifa ettiği görevleri özelleştirdi.

Askeri üslerdeki yemeklerin pişirilmesi, su ikmali, çevre temizliği, çamaşır ve banyo hizmetleri ihale ile özel şirketlere verildi.

Zamanla her tür uzun ve kısa mesafeli ikmal ve ulaştırma, konvoy emniyeti, üs bölgesi ve kritik tesis emniyeti gibi hem çok sayıda asker ve araç isteyen hem de düşmana iyi birer hedef teşkil eden faaliyetler de özelleştirildi.


Özelleştirme bir kez başladıktan sonra idari ve lojistik görevlerle sınırlı kalmadı.

Haberleşme, keşif, istihbarat, hedef tespit ve analizi, dost ülke asker ve polislerinin eğitimini de özel şirketler üstlendi.

Hatta Afgan ve Irak ordularına teslim edilen uçak, helikopter ve özel askeri araçların kullanımı ve bakımını da özel şirketler yapmaya başladı. 

Doğrudan muharip görevler icra etmeseler de özel askeri şirket personeli savaş bölgesinde ve açıkta çalıştığı için artan sayıda saldırılara hedef oldu.

Ama işin Amerika açısından iyi tarafı çoğunluğu fakir ülkelerden gelen şirket personelinin öldürülmesi ve yaralanması kamuoyuna doğru düzgün yansımadı ve haber yapıldığında da ilgi çekmedi.

Şirketler ailelere tazminat verip sustururken basın da konuya pek ilgi göstermedi.

Bu durum ABD gibi zayiata çok duyarlı bir ordu ve kamuoyu için büyük bir avantaj teşkil etti.


2007 yılına gelindiğinde ise Amerikan ordusu özel askeri şirketlere duyduğu güven ve ihtiyacın artmasıyla onlardan hassas ve tehlikeli görevlerde istifade etmeye başladı.

Hatta tutukluların sorgulanmasında bile kullanıldılar. Sonuçta bunlar gizli kalmadı ve açığa çıkması ciddi tepki çekti.

Medya ve dünya kamuoyu ABD'nin paralı askerler ve özel askeri şirketlerle çetrefilli ilişkilerine odaklanırken başka coğrafya ve ülkelerde yaşananlar gözden kaçtı.

Örneğin Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan 1960lardan bu yana uzman adı altında çok sayıda paralı askeri bireysel veya toplu sözleşmelerle istihdam etmektedir.

Amerikan ve Avrupalı uzmanlar askeri eğitimden uçak, helikopter ve askeri araç kullanımına uzanan geniş bir yelpazede çalışmaktadır.

Yemen Savaşı ciddi boyutlara ulaştığında ise maliyeti daha düşük olan Asyalı ve Afrikalı paralı askerler kullanıldı. 


İngilizlerin Körfez ülkelerinde ABD'nin Afganistan ve Irak'taki uygulamaları Rusya ve İran gibi başka ülkelere de ilham vermiştir.

Wagner gibi Rus şirketleri Ortadoğu ve Afrika ülkelerine daha ucuz fiyatlardan hizmet sunarken aynı zamanda Suriye ve Libya'da Rusya'nın taşeronluğunu da üstlenmişlerdir. 

İlk olarak İran-Irak Savaşı'nda paralı asker kullanan İran ise Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen'de hem kendi vatandaşlarını hem de Afganları paralı asker olarak istihdam etmektedir. 

Ukrayna Savaşı özel askeri şirket ve paralı askerlere yeni bir alan ve olanaklar açmıştır.

Modern dönemde paralı askerler hem gayrinizami savaşlarda kullanıldı. Şimdi ilk defa konvansiyonel bir savaşta boy göstermektedirler. 

Konvansiyonel bir savaşta hem nitelik hem de nicelik önem kazanmaktadır.

Hem Rusya hem de Ukrayna elindeki yüksek teknoloji ürünü silah sistemleri ve araçları kullanacak iyi eğitimli ve deneyimli operatör ve nişancılarla bunları sevk ve idare edecek komutanlara ihtiyaç duymaktadır.

Ayrıca haberleşmeden istihbarata uydu ve bilgisayar destekli sistemleri kullanacak ve bunların ürünlerini analiz edebilecek uzmanlara da gereksinim duyulmaktadır. 


Konvansiyonel savaşta sayılar da önemlidir. Yeni silahların isabet ve öldürücülüğü yüksek olduğundan her iki taraf da çok sayıda askere muhtaçtır.

Ukrayna bütün ülkeyi seferber ederek soruna şimdilik çözüm bulsa da savaşın uzun sürebileceği olasılığına karşı (ayrıca dünya kamuoyu desteği için) yabancı gönüllülere kapılarını açtı.

Rusya ise çabuk zaferin mümkün olmadığını anladıktan sonra Rus ve Çeçen paralı askerleri yoğun bir şekilde kullanmaya başladı.

Suriye'den paralı asker getirteceğini duyurmasına rağmen şimdiye kadar bunu gerçekleştirmedi. 

Henüz kesin bir yargıya varmak için çok erken ama her iki tarafın da özel askeri şirket ve paralı askerlerden istifade ettiği anlaşılmaktadır.

Bunların sayıları, yaptıkları katkının derecesi ve önemini çok sonraları öğrenebileceğiz.


Sonuç olarak Ukrayna savaşı özel askeri şirket ve paralı askerler yani savaşın özelleştirilmesi konusunda yeni bir örnek teşkil etmektedir.

Bu yeni bir gelişme değildir. Geçmişte de paralı askerler vardı. Günümüzde de var.

Askeri teknolojide yaşanan büyük değişim ve kamuoyunun zayiat endişesi ihtiyacı arttırmıştır. 

Bu bir realite ve durdurulamaz bir gelişme olduğuna göre önemli olan özel askeri şirketleri denetim altına almak ve hukuk kurallarına uygun bir şekilde istifade etmektir.

Çünkü rakiplerimiz boş durmayıp bu şirketlerin sağladığı hizmet ve kapasiteden çoktan faydalanmaktır. 


Özel askeri şirketler ülkelere sahip olmadıkları teknoloji ve askeri yetenekler kazandırdıkları gibi ordu mevcutlarını sayısal açıdan takviye etmektedirler.

Modern ordular personel ve eğitim maliyetleri yüzünden muharip görevlere odaklanmaktadır.

Geçmişte askerlerin icra ettiği idari ve lojistik görevlerin büyük kısmını özel askeri şirketler yapabilmektedir.

Çok sayıda askere ihtiyaç duyan yol, tesis ve üs emniyeti görevlerini de özelleştirmek mümkündür. 

Ancak bunlar kamuoyuna açık ve onu bilgilendirerek yapılmalıdır. Paralı askerliğin oldukça kötü bir şöhreti olduğu ve tepki çektiği ihmal edilmemelidir.

Modern özel askeri şirketlerin geçmişteki kötü örneklerden farklılığı konusunda kamuoyu ikna edilemezse siyasi ve psikolojik sonuçları ağır olacaktır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU