İtiraf ve ifşa grupları

Deniz Unay Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Sosyal medyanın hayatımıza akıllı telefonlar ile hızlıca girmesi birçok probleme neden olmaktadır.

Bu problemlerden biriside ortaokul ve liselerde ciddi popülaritesi olan itiraf ve ifşa grupları hesaplarıdır.

Bu hesaplar genellikle bir veya birkaç öğrenci tarafından anonim olarak oluşturuluyor. Oluşturulan hesaplarda okulun itiraf ve ifşa sayfası olduğu belirtiliyor.

Bu hesaplara DM olarak gönderilen itiraf ve ifşa fotoğraf ve videolarını paylaşmak isteyen öğrencilerin paylaşımları yayınlanıyor. Birçok okulun bu şekilde en az bir veya birkaç itiraf sayfası var. 


Neden itiraf ve ifşa grupları hesapları açılıyor?

Akademik olarak öğrenciler kendilerini ciddi anlamda bir baskı altında hissediyorlar.

Bununla birlikte aileler ve öğretmenler tarafından sürekli oluşturulan kariyer ve gelecek kaygısı ile duygusal anlamda köşeye sıkıştığını hisseden öğrenciler için bir çıkış noktası, deşarj ve rahatlama olarak görülüyor.

Bir diğer faktör ise sosyal medyanın renkli ve eğlenceli dünyasının çocuklar ve gençler üzerinde ciddi bir baskı oluşturması, ayrıca çocukların ve gençlerin ebeveynlerinin ve örnek aldığı yetişkinlerin sosyal medyada sürekli etkileşim halinde bulunması bu davranışı tetikleyen nedenlerden bir diğeri desek yanlış olmaz sanırım. 


İtiraf ve ifşa gruplarında neler oluyor? 

İtiraf ve ifşa grupları hesaplarını incelediğimizde birçok başlık altında çok farklı paylaşımların olduğunu görüyoruz.

Bu paylaşımlar çocukların eğlencesi gibi görünse de bazen psikolojik ve hukuki problemleri beraberinde getirmektedir.

  • Sınıf içerisinde öğretmen ve öğrencilerin gizlice çekilmiş fotoğraf ve videoları 
  • Bir öğretmen veya idareciye yönelik edinilen sır mahiyetinde bir bilginin paylaşılması 
  • Bir öğrencinin davranışları veya fiziki özellikleri ile ilgili incitici, küçük düşücü ifadelerle paylaşımının yapılması
  • Okul içerisindeki en mahrem alanlar olan tuvaletlerde gizlice çekilen fotoğraf ve videolarının paylaşılması 
  • Okul idaresi veya öğretmenlerle ilgili gerçek dışı dedikoduların yayılması ve paylaşılması
  • Öğrencilerin birbirlerinin kişisel bilgilerini bu gruplara ait hesaplarda açık bir şekilde paylaşması
  • Öğrencilerin problemli oldukları arkadaşları veya öğrencilere yönelik argo ve küfür içerikli paylaşımları
  • Öğrencilerin kendi yaşları ve gelişimlerine aykırı olarak yaptıkları cinsel içerikli paylaşımları.


Peki ailelerin ve okul idaresinin bu gruplardan haberleri var mı? 

Okullardaki bu gruplar son 4-5 yıldır yoğun bir şekilde aktif bir şekilde  kullanılıyor.

Gittiğim okul seminerlerinde öğrencilere, öğretmenlere, idarecilere ve velilere bu konuda ciddi sıkıntıların çıkabileceğini anlatmaya çalıştım.

Bazı okullarda ise itiraf ve ifşa grupları üzerinden oluşan problemlerin öğrenciler ve okul idaresini karşı karşıya getirdiğini gördüm.

Genellikle okul idareleri bu şekilde açılan itiraf ve ifşa grupları hesaplarını kapatmaya çalışıyorlar.

Açılan hesapların çoğunda okulun logosu ve ismi mevcut, bu durum haliyle okulun itibarını olumsuz bir şekilde etkiliyor.

Bazı okul yöneticileri bu konuda çok fazla çaba gösterse de hesapları kimin açtığını bulamıyorlar ve kapatamıyorlar.

Öğrenciler genellikle VPN kullanarak açtıkları ve yönettikleri bu hesapları kapatmamakta ısrar ediyorlar.

Hesap ile ilgili okul idaresinden baskı artınca hesabı silmek yerine pasif bir şekilde açık bırakıyorlar.

Açık kalan hesaplardaki paylaşımlar silinmediği için paylaşımlardaki olumsuz durumlar bir sorun halinde görülmeye devam ediyor. 


İtiraf ve ifşa grupları ne gibi problemlere neden oluyor?

Öğrencilerin bu şekilde yapmış oldukları davranışlar maalesef birçok problemi beraberinde getiriyor. 

  • Öğrenciler kendi aralarında zaman zaman akran zorbalığına varan problemler yaşıyorlar. 
     
  • Okul içerisinde kendisi ile ilgili incitici ve küçük düşürücü paylaşımlar yapılan öğrenci psikolojik açıdan ağır bir yük altında kalıyor. Kendisine yapılan bu siber zorbalığı kabullenemeyen öğrenci psikolojik açıdan bir yıkım yaşayabiliyor. Bazen bir şaka ile başlayan siber zorbalıklar öğrencileri intihara sürüklüyor.
    DHA’nın şu haberi ise durumun ciddiyetini anlamamız açısından son derece önemli 

    'Kızlar tuvaleti şakası': 2 öğrenci intihar etti Ankara'da okul arkadaşının şaka amacıyla kızlar tuvaletine ittiği E.K., hakkında 'cinsel taciz' iddiasıyla tutanak tutulunca intihar etti. Arkadaşının fotoğrafını sosyal medyadan paylaşan R.B. de bu nedenle babası ile tartışınca yaşamına son verdi.

    Öğrenciler, veliler ve okul idaresi zaman zaman oluşan bu problem nedeni ile karşı karşıya kalıyorlar. 
     
  • Bazen çözülemeyen bu problemler hukuki olarak bir soruna dönüşüyor ve dava süreçleri başlıyor
     
  • Öğrencilerin siciline işleyen bu olumsuz davranışlar gelecekte kariyerlerini olumsuz yönde etkileyen bir probleme dönüşüyor.

Hukuki olarak ne gibi yaptırımları var?

İtiraf ve ifşa grupları hukuken haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamına girmektedir. Suçlu işlenen eylemin durumuna göre ise şu maddeler kapsamında cezalandırılır 

  • Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (TCK 132/1 1. cümle)
     
  • Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır. TCK 132/1 2. cümle Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. TCK 132/2 
     
  • Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. TCK 132/3 1. cümle
     
  • İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur. TCK 132/3 2. cümle

Bu konu ile ilgili Yargıtay’ın kesinleşmiş bir kararı şu şekildedir:

Sanığın mağdure ile arasındaki cinsel içerikli konuşmaları ve mağdurenin görüntülerini rızası dışında kaydetmesinin ve bunları müşteki …'ya vermesinin, mağdurenin özel yaşam alanına dair ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin hem TCK’nın 134/1. maddesinde düzenlenen görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal hem de aynı maddenin 2. fıkrasında düzenlenen görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu ve sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2016/1763)


Peki çocuğum ceza alır mı? 

TCK’nın şu maddeleri ne göre çocuklarda hukuka aykırı davranışlarda cezai yaptırımlara tabiler. 

Türk Ceza Kanunu'na göre 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. (TCK 6/1-b) Çocuk Koruma Kanunu'na göre ise daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmayan her birey çocuktur. (ÇKK 3/1-a)

Kanundaki "daha erken yaşta reşit olsa bile" ifadesi karşısında, çocuğun,  hakim izni ile evlenmesi ve velisinin rızası ile 17 yaşını dolduran çocuğun evlenmesi sureti ile kanun gereğince reşit olması durumlarında da çocuk olarak kabul edileceği ortaya konmaktadır.  


Çocuklarda ceza sorumluluğu

Çocukların ceza ehliyetleri TCK 31. Maddede düzenlenmiş olup, bu düzenlemede ceza sorumluluğu 3 gruba ayrılmıştır.


12 yaşından küçük çocukların ceza ehliyeti

Fiili işlediği sırada, 12 yaşını doldurmamış olan çocukların,  mutlak surette ceza ehliyeti yoktur.

Bu kişiler hakkında ceza kovuşturması yapılamaz, ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

(TCK 31/1) Kanunun açık ifadesi karşısında ve yakalama gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliğinin çocuklarla ilgili özel düzenlemesi karşısında,  bu yaş grubundaki çocukların, gözaltına alınmaları mümkün olmadığı gibi suç nedeni ile yakalanmaları ve suç tespitinde kullanılmaları da mümkün değildir. Sağır ve dilsiz çocuklarda bu yaş sınırı 15’tir. 


12 yaşından büyük 15 yaşından küçük çocukların ceza ehliyeti

Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur.

Bu yaş grubundaki çocukların ceza ehliyetinin varlığı, kusur yeteneğinin olup olmadığına dair adli rapor ve sosyal inceleme raporuna göre hakim tarafından değerlendirilir.

Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on iki yıldan on beş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan on bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz. (TCK 31/2) Sağır ve dilsiz çocuklarda bu yaş sınırı 15 yaşını doldurup 18 yaşını doldurmamaktır. 


15 yaşından büyük çocukların ceza ehliyeti

Fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on sekiz yıldan yirmi dört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası on iki yıldan fazla olamaz. (TCK 31/3) görüldüğü üzere bu yaş grubunda ceza ehliyeti tam olmakla birlikte işlenen fiil nedeni ile ceza indirimi uygulanmaktadır. 


Peki ne yapmalı?

Genel olarak bir değerlendirme yapacak olursak çocukları ve gençleri bu davranışa iten nedenleri tespit ederek kalıcı çözümler oluşturmak en doğrusu olacaktır.

Lakin şu an neredeyse birçok okulun bu problem ile karşı karşıya olduğunu düşünürsek şunlar yapılabilir. 

  • Milli Eğitim Bakanlığı’nın sosyal medya temsilcileri ile ortaklaşa hareket edip bu hesapları sildirmesi ve paylaşımları kaldırması sağlanabilir.
  • Okul idaresi ve veli işbirliği ile hesapları açan öğrenciler tespit edilerek hesapların kapatılması ve paylaşımların silinmesi sağlanabilir. 
  • Bu olumsuz davranışların sebepleri ve sonuçları öğrencilere verilecek eğitim ve rehberliklerle anlatılabilir.
  • Çocuktur, gençtir bir şey olmaz anlayışından uzaklaşıp siber zorbalığın tolere edilemeyeceği kararlılığı ile adımlar atılmalıdır. 
  • Çocukların hayatlarını etkileyen "suça sürükleyen davranışlar" ile kurallara ve yasalara uygun davranmanın gerekliliği öğretilmelidir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU