Sosyal medya benim kuşağımı yaraladıysa, metaverse ne yapar?

Mark Zuckerberg'ün metaverse planları, çevrimiçi yetiştirilen ilk nesle mensup biri olan beni korkutuyor

Mükemmel avatara dönüşebilmenin uzan vadeli etkileri neler? Bu özsaygıya ne yapacak? (Unsplash)

İfşacı Frances Haugen'in kritik ifşaatları ve "Facebook dosyalarının" sızdırılmasından sonra, Facebook'un CEO'su Mark Zuckerberg ilerleyip daha uyutucu ve işgalci bir sosyal medya deneyimi tutkusunu açıklamak için doğru zamanın geldiğine karar verdi: Metaverse.

Zuckerberg geçen ekimde, Facebook dosyalarının kamuoyuna ifşa edilmesinin üzerinden bir aydan az bir süre geçtikten sonra hevesle "Sıradaki platform daha da sürükleyici olacak. Sadece bakmayacağınız, deneyimin içinde olacağınız somut bir internet" demişti. Facebook'un kendi araştırmalarının parçasını oluşturan söz konusu dosyalar, ergenlik çağındakilerin artan kaygı, depresyon ve beden görünümü sorunları için Instagram'ı suçladığını ortaya koymuştu. Her 5 ergenden biri, Facebook'un sahibi olduğu uygulamaların kendileri hakkında daha kötü hissetmesine sebep olduğunu öne sürüyor.

Yine de haftalar sonra, Zuckerberg yakında çıkacak metaverse'ünün sonsuz olasılıklarını allayıp pullayarak anlatmaya başlamıştı bile. Kurucunun Mektubu'na, "İnternetin bir sonraki bölümünün başlangıcındayız" diye başlıyordu.

Bugün sahip olduğunuz fiziki şeylerin kaçının gelecekte sadece hologramlardan ibaret olabileceğini düşünün.

Metaverse'te sanal gerçeklik (VR) başlık setleri ve artırılmış gerçeklik (AR) gözlükleri kullanıcıların istedikleri yeri "ziyaret etmelerine" imkan sağlayacak ve kim olmak isterlerse o olacaklar. Zuckerberg'ün vizyonu oyun oynamanın ve sosyalleşmenin de ötesine uzanıyor. Metaverse nihayetinde, "hologram olarak anında ışınlanabileceğimiz" sanal çalışma alanlarını ve okulları da kapsayacak.

Çevrimiçi yetiştirilen ilk nesle mensup biri olarak bu beni korkutuyor. Mahremiyet ve sansür korkuları bir yana, halihazırda ancak bir akıl sağlığı krizi olarak tanımlanabilecek bir şeyin içine düşmüş durumdayız. Geçen 10 yılda, birçok ülke genelinde Z Kuşağı mensupları arasında kaygı, depresyon, kendine zarar verme ve intihar oranları çarpıcı biçimde arttı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yeme bozuklukları, dismorfik vücut bozuklukları, dikkat eksikliği bozuklukları ve bir dizi diğer psikolojik sorun oranları da artış gösteriyor. Aslına bakılırsa, yakın tarihli bir araştırma tüm nesiller içinde Z Kuşağı'nın en düşük olumlu yaşam görüşüne, daha düşük duygusal ve sosyal esenlik oranlarına, karşılanmamış daha fazla sosyal ihtiyaca sahip bulunduğunu ve 2019 sonu ile 2020 sonu arasında intiharı düşünme, planlama ya da intihara kalkışma bildiriminde bulunma olasılıklarının iki ila üç kat daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Birçoğumuz sorunlarımızın kaynağını sosyal medyada buluyoruz. Evet, kanıtlar karışık: Bazı araştırmalar sosyal medya kullanımıyla kendine zarar verme ve intihar düşüncesi dahil yıkıcı akıl sağlığı sonuçlarını ilişkilendirirken, diğerleri bunun etkisinin ihmal edilebilir olduğunu öne sürüyor. Bununla birlikte 2012'den sonra düşüşe geçmeden önce dünya genelinde ergenlerin psikolojik esenliğinin nispeten istikrarlı olduğunu biliyoruz. Nedensellik kanıtlanamaz fakat bu tarih aynı zamanda Amerikalıların çoğunluğunun bir akıllı telefon sahibi olduğu ilk yıldı ve sosyal medyada var olmak ergenler arasında bu dönemde önemli hale geldi.

Sosyal psikolog Jonathan Haidt ayrıca 2009 ile 2012 arasında sosyal medya platformlarının büyük ölçüde değiştiğini de gözlemledi: Facebook "beğen" butonunu, Twitter da retweet özelliğini eklemişti. Etkileyici biçimde, 2012 aynı zamanda Instagram'ın Android'de yayımlandığı ilk yıl oldu ve uygulama ilk gün bir milyondan fazla indirildi.

Akıl hastalığının düzensiz yayılması da sosyal medyanın önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Z Kuşağı içinde sosyal medyanın en önde gelen kullanıcıları olan genç kızlar kaygı, depresyon ve kendine zarar vermede erkeklere göre önemli ölçüde daha fazla artıştan mustarip.

Örneğin İngiltere ve Galler'de, intihar eden 10 ile 24 yaş arası genç kız sayısı 2012'den bu yana yüzde 94 arttı. ABD'de 2010 ile 2014 arasında 10 ila 14 yaşındaki genç kızlarda kendine zarar verme sebepli hastane başvuru oranları iki katına çıktı. Jonathan Haidt, yakın tarihli bir makalede "Önemli sorulardan biri, savunmasız genç kimseleri korumak için müdahale etmeden önce ebeveynlerin, düzenleyicilerin ve yasa koyucuların ne kadar kanıta ihtiyaç duyduğu" uyarısında bulunuyor.

Şu anda mevcut olan kanıtların baskınlığı, harekete geçmeyi gerektirecek kadar rahatsız edici.

Zuckerberg harekete geçmek yerine üsteliyor ve çevrimiçi deneyimimizi yoğunlaştırmaya hazırlanıyor. Meta'nın "güvenlik, esenlik ve akıl sağlığı gibi konulara çok önem verdiği" güvencelerine rağmen, şirket canhıraş biçimde, akıl sağlığı açısından en savunmasız neslin zihnine girmeye çalışıyor. Zuckerberg, artık yaşlı kullanıcılara hizmet vermek yerine şirketin "kuzey yıldızı" demografisi olarak tanımladığı genç yetişkinlere geçmeye çalıştığını itiraf ediyor. Meta, Z Kuşağı'nı VR geleceğimiz için heyecanlandırmak amacıyla metaverse temalı içeriğin tanıtımında genç TikTok fenomenlerine sponsor olmakla meşgul.

Bunların hepsi kulağa çok kötü geliyor. Mükemmel avatara dönüşebilmenin uzan vadeli etkileri neler? Bu özsaygıya ne yapacak? Peki ya sanal gerçeklik fiziksel gerçekliğin yerini almaya başlarsa? Pandemi öncesi tahminlere kıyasla Kovid-19 süresince çocuklar ve ergenlerde depresyon ve kaygı semptomlarının küresel tekrarlanma sıklığı iki katına çıkarken, pandeminin Z Kuşağı'nın akıl sağlığına zarar verdiğine dair halihazırda artan sayıda kanıt mevcut. Sosyal izolasyon ve azaltılmış akran etkileşimleri de muhtemelen bunda rol oynadı.

Cesaret kırıcı bir şekilde, Z Kuşağı mensuplarının akıl sağlığını iyileştirmek için şu an gösterdiği her türlü çaba (ister ekranlardan kopmak ve yüz yüze etkileşimleri artırmak olsun, ister doğada daha fazla zaman geçirmek) bu yeni ve bağımlılık yaratan sanal dünyanın piyasaya sürülmesiyle sabote edilebilir.

Ne yazık ki, Gen Z'nin metaverse'e direnmek isteyeceğinden şüpheliyim. Bizler, çok sayıda kişinin aşırı derecede endişeli, izole, depresif ve yaşamlarından memnunsuz olduğunu bildirdiği bir kuşağız. Neden pikselli deneyimlerle kendimizi sakinleştirip gerçeklikten bir süreliğine kaçmayalım? Peki ya yeme ve dismorfik vücut bozukluklarıyla mücadele eden bizler, aniden kendi seçtiğimiz metaverse avatarına dönüşebilecek olanlarımız ne olacak? Yüz yüze etkileşimden giderek daha fazla korkan Z Kuşağı arasındaki milyonlar ya da aramızdan gerçek dünyada yalnız hissedenler? Kendimizi içine bırakmanın cazibesi çok büyük olacak.

Teknoloji şirketleri bunu biliyor. Hiç şüphesiz Metaverse, Z Kuşağı'nın zayıflıklarından faydalanacak ve kaçış vaadiyle bizi baştan çıkaracak. Meta çoktan kendi metaverse'ünü sorunlarımızın cevabı olarak sunuyor, odağının "insanların iletişime geçmesi", "topluluklar bulması" ve "bir başka kimseyle tam oradaymış hissinin" keyfini çıkarmamızı sağlamak olduğunu öne sürüyor (hepsi de "sürekli yalnız hissettiğini" belirten bir nesle gayet çekici gelen şeyler).

Teknoloji devleri yıllardır, benim kuşağımın kendini güvensiz, kaygılı ve bağlantısız hissetmesine katkıda bulundu ve şimdi bize uygun bir kaçış sağlanıyormuş gibi hissettiriyor. Yalnız mı hissediyorsun? Metaverse'de arkadaş edin! Güvensiz mi hissediyorsun? Bugün başka biri ol! Kaygılı mı hissediyorsun? Doğada bir VR yürüyüşü ile rahatla! Çoğu sosyal medya platformu gibi metaverse'ün de Z Kuşağı'nın karşılanmamış ihtiyaçlarını alıp, bunları sığ ve ruhsuz dijital deneyimlerle dolduracağından ve nihayetinde bize daha da kötü hissettireceğinden korkuyorum.

Belki metaverse başarısız olur veya suya düşer ama toplum 10 yıldan fazla bir süre önce geliştirilmiş bir fotoğraf paylaşım uygulamasının sonuçlarıyla ancak şimdi başa çıkabilirken, bu sürükleyici VR'ın yayımlanmasını gerçekten kaldırabilir ve en iyisini umabilir miyiz? Harekete geçmeden önce verilerin ortaya çıkmasını beklemek etik mi? Şimdi kesinlikle Meta'dan, metaverse'ünün halk sağlığını nasıl etkileyebileceği hususunda şeffaflık talep etmenin, güvenilir önlemler ve yaş kısıtlamalarının uygulanmasından emin olmanın tam zamanı.

Tamamen gelişmiş ve her şeyi kapsayan bir metaverse'ün geleceği bir zaman olabilir fakat benim neslim evrenini ortaya çıkmadan önce Meta'nın akıl sağlığımızı korumayı ve Facebook ile Instagram sorunlarını çözmeyi nasıl planladığını tam olarak bilmeyi hak ediyor. Belki de çocuklar iyi olur. Ama ifşacıları beklemektense bu kez paniğe erken kapılmayı tercih ediyorum.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU