Ermenistan-Türkiye arasında uzlaşı ihtimali: Güney Kafkasya'da sınırlı barış

Oğul Tuna Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Haziran ayı sonunda oyların yüzde 54'ünü alarak tekrar Ermenistan'ın Başbakanı seçilen Nikol Paşinyan, 2 Eylül'de Erivan dahil hiçbir başkentin tanımadığı Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin sözde bağımsızlığının 30. yıl dönümüne ilişkin bir mesaj yayımladı.

Ermeni tarafının "Artsah" olarak adlandırdığı bu yönetime dair mesaj, haleflerinin ve hatta Paşinyan'ın önceki mesajlarından farklı bir şekilde sona eriyordu:

Ekonomik ve bilimsel ilerleme için uygun koşullar sağlanmadıkça 21. yüzyılda ulusların hayatta kalamayacağını, rekabetçi olamayağını ve gelişemeyeceğini iyi anlıyoruz. 

Bu yüzden dış çevrenin istikrarı ve kalıcı barış bölgedeki bütün halklar için gerçekten de bir zorunluk hâline geliyor.


Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, mesajdaki pek çok noktayı "Ermeni resmî makamları Azerbaycan topraklarında ayrılıkçılığı teşvik ediyor" diyerek uluslararası hukuk ve iç hukuk çerçevesinde kınadı.

Paşinyan, geçen sene Ermenistan ve Artsah'ın "bağımsızlık" gününü tek bir mesajla kutlamış ve hemen ertesinde kırk dört günlük İkinci Karabağ Savaşı başlamıştı. 2019'daki mesajı ise ayrıydı; fakat kahramanlık vurgularıyla doluydu. 

Öyleyse kendi ülkesindeki ırkçılar tarafından "Türk ajanı", "hain", hatta doğrudan "Türk" olarak adlandırılan Ermeni Başbakanı'nın bu yılki mesajından ne anlamalı?


Bakü'nün barış ve uzlaşı çağrıları bölgede yankı buluyor

İkinci Karabağ Savaşı'nda galip gelerek otuz yıl kadar bir süre sonra bölgedeki statükoyu değiştiren Azerbaycan, Ermenistan'a uzun süredir barış çubuğunu uzatmaya, sınırların belirlenmesi işlemini tamamlamaya çalışıyor.

Rusya'nın gerek Kasım 2020'de gerek Ocak 2021'de somutlaşan arabuluculuk girişimleri de süreç içinde bir yere varmayınca ABD'nin Gürcistan aracılığıyla ya da doğrudan üstlendiği diplomatik girişimler kimi zaman sonuç verdi.

Yine de Zengezur koridoru sorunu çözülmediği gibi 2021 yazı boyunca sınır boyunda defalarca ihlal ve küçük çaplı çatışma yaşandı. 


Bütün sıkıntılara rağmen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, gerek iç gerek dış kamuoyuna yönelik barış çağrılarını yineledi.

ABD Başkanı Joe Biden'a hitaben yayımladığı 4 Temmuz mesajında da Vaşington'un Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barışın tesisinde üstlenebileceği rolü ifade etmişti.

Bundan önce de, 1 Temmuz'da, Cumhurbaşkanı Danışmanı Hikmet Hacıyev Washington Times'a yazdığı makalede iki ülke arasında barışa vurgu yapmıştı.    


Bu çağrıların ve on yıllardır irili ufaklı sınır ihlalleri ve çatışmalardan sıkılan Ermenistan halkı nezdinde karşılık bulduğunun ilk işareti Paşinyan'ın Haziran ayında tekrar seçilmesiydi.

Savaş kaybeden ve Şubat 2021'de ordunun muhtırasıyla karşılaşan Paşinyan, bütün gelişmelere rağmen eski cumhurbaşkanlarından oluşan, rövanşist "Karabağ klanı"nın adaylarını yenmeyi başardı.

Savaş ikliminin yanında Ermenistan, Kafkasya'daki en yüksek işsizlik oranıyla, koronavirüsü krizinin ekonomiye etkisiyle de boğuşmakta.

Bu sebeple 2018'de "Sorosçu" olarak adlandırılan, Batı yanlısı ve "Kadife Devrim"in mimarı Paşinyan diğer adaylardan daha makuldü.

Seçimden sonra "Bu sefer 'kadife' değil, 'çelikten' devrim yaptık" diyen Paşinyan, Kremlin'in elinde bir nevi esir olmasına rağmen siyasî ömrünü uzatmaya ve yarım kalan Batı projesine devam ederek kendine manevra alanı yaratmaya niyetli.


Azerbaycan'ın Ermenistan'la yakınlaşmaya bakışı

Cumhurbaşkanı Aliyev'den sonra, kamuoyu ve basın için beklenmedik bir açıklama, 29 Ağustos tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, komşu ülkede derin yankı bulan sözleri şöyleydi:

Ermenistan'da kurulan yeni hükümetin bölge için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bölgemizde yeni, yapıcı yaklaşımlara ihtiyaç var.

Görüş ve beklenti farklılıkları bulunsa da, birbirinin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı dâhil, güven temelinde iyi komşuluk ilişkileri geliştirmek için samimi bir çaba göstermek sorumlu bir hareket tarzı olacaktır.

Yakın tarih, husumet kaynağı olmamalı; sürdürülebilir barış ve birlikte yaşama için yapıcı adımlar atılmalıdır. Tek taraflı suçlamalar yerine ileri bakan, gerçekçi yaklaşımlar hâkim olmalıdır.

Bu yönde ilerlemeye hazır olduğunu beyan eden bir Ermenistan hükümeti ile ilişkilerimizi kademeli olarak normalleştirmek için çalışabiliriz.


Erdoğan, 26 Şubat'ta Ermenistan'daki "darbe girişimini" kınayan isimlerden biriydi. Keza Erdoğan, tarihî Şuşa Beyannamesi'nin imzalandığı 15 Haziran ve Bakü'de Azerbaycan Millî Meclisi'nde konuştuğu 16 Haziran günlerinde "Altılı Birlik" adıyla bütün bölge ülkelerini bir tür iş birliği mekanizması kurmaya çağırmıştı. 

Sınırın öte yanındaysa Paşinyan, Türkiye'den gelen "olumlu sinyalleri" fark ettiklerini açıkladı. Zaten Paşinyan'ın Ermeni-Türk yakınlaşmasına yönelik açıklamasının ardından, geçtiğimiz ocak ayında "Türkiye lehine ajanlık yapmakla" suçlanan Ararat Mirzoyan'ı 19 Ağustos'ta Dışişleri Bakanı olarak görevlendirmesi bu minvalde bir iradeyi ifade ediyordu.

Bu devrede en dikkat çekici kısım sosyal medya kullanıcıları ve açık istihbarat çalışanlarının, Türk Hava Yolları'nın -en azından son iki aydır- Ermenistan hava sahasını kullanarak Azerbaycan'a uçtuğunu fark etmesi oldu.


Bununla beraber Erdoğan'ın açıklamaları, Bakü'de şimdilik bir tepki yaratmış değil. Bakü'deki Topçubaşov Merkezi'nin başındaki Rusif Hüseynov, "Zürih Protokolleri devrindeki histeri şimdi yok" diyor.

Yakın tarihte Azerbaycan ve Türkiye ilişkilerinde en büyük gerilimi yaratmış Zürih protokolleri süreci sonuçsuz kalmış, Ermenistan tarafı 2018'de, 10 Ekim 2009 tarihli protokolleri feshetmişti.

Böylece 2008'de Abdullah Gül'ün "futbol diplomasisi" ile başlattığı etkisiz açılım, Erivan tarafından resmen noktalanmıştı.


Gelgelelim Azerbaycan halkı nezdinde en önemli nokta Karabağ'da egemenliğin koşulsuz biçimde tesis edilmesi.

Türkiye'nin özellikle son bir yılki girişim ve desteğinin farkında olan Azerbaycanlılar, bu kırmızı çizginin aşılmamasını önemsiyorlar.


Bölgesel iş birliği ve jeopolitik koşullar

Daha önce Independent Türkçe çatısı altında Azerbaycan'ın Batı'ya yönelişi ve farklı mecralarda Ermenistan siyasetiyle ilgili yazmıştım.

İkinci Karabağ Savaşı'nda İsrail ve Türkiye'nin yakın desteği ile Rusya'nın Ermenistan'a örtülü yaklaşımı yeni jeopolitik gelişmelerle paralel yorumlanmalı.

Bölgeyi takip eden uzmanlardan sıradan vatandaşa herkes, Güney Kafkasya'da Rusya'nın rolünü abartmaya mütemayil.

Rusya, tarihsel bir güç olarak özellikle Ermenistan üzerinde egemenliğini sürdürüyor. Fakat gerek Pasifik gerek Atlantik ekseni, Karabağ'daki düğümü çözmeye kararlı.


ABD ve Birleşik Krallık, İsrail'den sonra, Karabağ'a yatırım yapmaya en hevesli ülkelerin başından geliyor.

Gerek federal gerek federe devletler ile kurulan bağlar, davet edilen temsilciler, Azerbaycan'ın pek çok alanda Batı'yla yakınlaşmasını kolaylaştırıyor.

Gürcistan'ın AB ve ABD'ye yönelik müspet tutumu ortadayken Ermenistan'ın da kurulacak, kurulabilecek ticarî, siyasî, ekonomik koridorlarda alabileceği rolü inkar etmek zor.

Kaldı ki Telegram'da ve diğer sosyal medya kanallarındaki Ermeni toplulukları her ne kadar Azerbaycan, Türkiye ve Paşinyan'ı hedef tahtasına oturtsa bile denize kapalı Ermenistan'ın daha fazla ekonomik bunalımı kaldıramayacağının farkında.

Hüseynov da bu gerçeğin altını çiziyor. Ermenistan'da "Acarizasyon"dan -yani Batum ve Acaristan'da olduğu üzere yerel ekonominin Azerbaycanlı ve Türk hakimiyetine geçmesinden- korkulduğunu ifade ediyor. Yine de ülkenin dışarıya açılabilmesi için uzlaşma şart.


Öte yandan bu uzlaşmayı getirecek siyasî iradenin halkın geniş kesimlerinden çıkması gerekiyor.

On yıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan travmalar, diasporanın rolü, Moskova'nın tutumu, sürekli savaş hâli masa başında taviz vermeyi zorlaştırıyor Erivan için.

Kremlin ve Rus Dışişleri farklı vesilelerle Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin Kafkasya'daki "istikrar" ortamına zarar vermemesi gerektiğini açıklıyor.

Ancak yaklaşmakta olanı gören Moskova, 3 Eylül'de iki ülke arasındaki normalleşme için katkıda bulunabileceğini de ifade etmekte.


Ankara kulislerinde yakın gelecekte Erivan'da büyükelçilik açılabileceği konuşuluyor. Ermeni medyası, Ukrayna ve Kuveyt heyetlerinin Ankara ile Erivan arasında arabuluculuk etmek için Paşinyan Hükûmeti'ni ziyaretlerinin arttığını sürekli not düşüyor.

Neoliberal uluslararası ilişkiler teorisyenleri bu kez haklı çıkacak ve jeopolitika ile küresel ticaret on yıllardır devam eden bir düğümü çözebilecek mi?

Türkmenistan ve Avrupa, Hazar Denizi üzerinden birbirine bağlanırken asırlık sorunları bir kenara bırakıp "normalleşmek" mümkün olacak mı? Çok zor duruyor. Yine de imkansız değil.

 

 

Faydalanılan kaynaklar:

https://fikirturu.com/jeo-strateji/ermenistanda-bundan-sonra-ne-olacak/
https://www.indyturk.com/node/404956/erdoyüzde C4yüzde 9Fanyüzde E2yüzde 80yüzde 99dan-seyüzde C3yüzde A7im-barajyüzde C4yüzde B1-ayüzde C3yüzde A7yüzde C4yüzde B1klamasyüzde C4yüzde B1-yüzde C5yüzde 9Fu-anda-belirgin-hale-gelen-yyüzde C3yüzde BCzde-7
https://www.primeminister.am/en/statements-and-messages/item/2021/09/02/Nikol-Pashinyan-Congratulations/
https://mfa.gov.az/az/news/no31421
https://tccb.gov.tr/konusmalar/353/130158/ahlat-ta-buyukelcilerle-bulusma-programi-nda-yaptiklari-konusma
https://www.washingtontimes.com/news/2021/jul/1/the-case-for-cooperation-and-peace-between-armenia/
https://ria.ru/20210729/armiya-1743430664.html
https://twitter.com/sogultuna/status/1431978356136890372?s=20
https://tr.sputniknews.com/20210117/ermenistan-parlamento-baskani-mirzoyan-turkiye-lehine-casusluk-iddialarina-yanit-verdi-siradaki-1043594864.html
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/rusyadan-turkiyeermenistan-aciklamasi-471995h.htm

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU