Avatar benim, kurallar yıkık kalsın

Metaverse, genç kadınlara yeni alanlar açıyor gibi görünse de içerdiği eşitsizlikler ve baskılarla gerçek özgürlük vadetmiyor. Bu dijital dünya, kadınların mücadele alanı değil, yeni bir kontrol ve metalaşma sahası

Görsel: Independent Türkçe/Microsoft/Bing-Copilot

Türkiye’de kadın olmak hâlâ her adımda denetim ve yargı demek.

Ne giyeceğin, nasıl davranacağın, hatta nasıl güleceğin bile toplumun kontrolünde.

Gece geç saatlerde dışarı çıkmak birçok kadın için korkutucu.

Bu baskıların dışına çıkmak için pek çok genç kadın gerçek dünyadan uzaklaşarak Metaverse adı verilen dijital evrene yöneliyor.

Metaverse, bilgisayar ve sanal gerçeklik teknolojileriyle yaratılan, insanların dijital kimlikleriyle var olduğu sanal bir dünya.

Burada herkes kendi avatarını yaratıyor; yani kendisini dijital olarak temsil eden karakterini.

Gerçek hayatta istediği gibi görünme şansı bulamayan kadınlar, avatarlarıyla bu dünyada özgürce var olabildiklerini düşünüyor.

Ancak Metaverse gerçek bir özgürlük alanı değil. Burada da estetik beklentiler, maddi engeller ve patriarkal normlar geçerli.

Dijital dünyada bile beden üzerindeki kontrol ve sınırlamalar sürüyor.

Bu nedenle Metaverse, kadınların kaçtığı değil aslında yeni baskıların ve eşitsizliklerin devam ettiği bir alan ve yeni tuzakların kurulduğu bir mecra.

Bu dijital evrende özgürlük vaadi büyük teknoloji şirketlerinin ve piyasanın kuralları içinde sınırlandırılıyor.

Kadınların burada var olmaya çalışması gerçek dünyadaki baskılara geçici bir yanıt olsa da özgürleşmenin yolu değil. 

Peki uzmanlar bu konuda ne diyor? 
 

Görsel: Independent Türkçe/Microsoft/Bing-Copilot
Görsel: Independent Türkçe/Microsoft/Bing-Copilot

 

"Gerçek hayattaki toplumsal baskılardan kaçış" 

İstinye Üniversitesi Öğretim Görevlisi, akademisyen ve yazar Zuhal Sönmezer, genel olarak kitlelerin sorunu olmakla birlikle genç kadınların sanal dünyalara yönelmesini gerçek hayattaki toplumsal baskılardan kaçış ve dijital ortamda özgürce kimlik inşa etme arzusunun bir sonucu olarak belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

Günümüzde bilgi ve teknoloji sürekli artan bir oranda gelişim gösteriyor ancak buna rağmen kadınların reel hayattaki konumu var gibi görünen ama erkek dünyasını tasdikleyen ve destekleyen rollerle sınırlı. Hal böyle olunca da sanal ve sözüm ona merkeziyetsiz gibi görünen Metaverse vb. 3 boyutlu ortamlarda avatar temsilleri öne çıkıyor.


"Reel hayattaki estetik standartları da bu sanal ortamlarda performe etmek mümkün"

Sanal dünyanın reel hayatta arzulanan estetik, kimlik ve temsil gibi kavramsalların adeta dışa vurumu haline geldiğini söyleyen Sönmezer, şu örnekleri veriyor:

Birkaç madde halinde gitmek gerekirse örneğin kimlik inşasına bakıldığında avatarlar sayesinde kadınlar, gerçek hayattaki güzellik kalıplarından bağımsız, istedikleri cinsiyet kimliğini performans yoluyla tecrübe edebiliyor. Yine reel hayattaki estetik standartları da bu sanal ortamlarda performe etmek mümkün. Belki daha zayıf bir vücut ya da düzgün yüz hatlarına sahip olmak gibi. Halbuki kime göre daha zayıf ve daha güzel olmak gerekiyor ve neden? Bunu da ayrıca tartışmak gerekiyor.
 

Zuhal Sönmezer
Zuhal Sönmezer

 

"Dijitalleşme zaman ve mekândan bağımsız bir iletişimi mümkün kıldı"

Sönmezer, kadınların sanal dünyalara yönelmelerinin bir diğer ve en önemli sebeplerinden birinin de gerçek hayatta karşılaşılan cinsiyet temelli ayrımcılık ve kontrol gibi sorunlardan uzak, daha güvenli ve anonim bir alan bulma rahatlığı olduğunu söylüyor.

Özgürlük arayışının ya da özgür olamama durumunun ne yazık ki kadınların yüz yüze iletişimdeki en büyük problemi olarak devam ettiğini söyleyen Sönmezer, "Tüm bunlar dışında sanal ortamların tercih edilmesindeki en büyük diğer etken ise aslında kadın ya da erkek fark etmeksizin benzer ilgi ve anlam dünyalarının bir araya gelmesini sağlayan topluluk ruhu. Dijitalleşme zaman ve mekândan bağımsız bir iletişimi mümkün kıldı. Bu bağlamda sanal ortamlarda sağlanacak olan topluluk bilincinin aidiyet gibi önemli bir hissi pekiştirdiği açık" şeklinde konuşuyor.


"Türkiye için en önemli faktör toplumsal baskı"

Giresun Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nurdan Kumaş Şenol, Türkiye’de genç kadınların avatar ve Metaverse gibi sanal dünyalara yönelmesinin sosyolojik arka planına ilişkin şöyle diyor:

Sosyolojik olarak bakıldığında oldukça karmaşık olarak görülen bu durum hem küresel çapta hem de ülkemizde oldukça farklı dinamiklerden etkilenmektedir. Türkiye için en önemli faktörün toplumsal baskı olduğunu düşünmekteyim. Ülkemizdeki genç kadınların toplumsal ve geleneksel normlar arasında hissettikleri sıkışmışlık hali, sanal dünya aracılığı ile onların daha özgür hissedebilecekleri yeni bir evrenin kapılarını açmaktadır. Yarattıkları avatarlar ile fiziksel görüntülerinden bağımsız; olmak istedikleri ya da hissettikleri kimliklerini bu yeni dünyada özgürce inşa etmektedirler.
 

Nurdan Kumaş Şenol
Nurdan Kumaş Şenol

 

"Her türlü mahremiyet olgusundan sıyrıldıkları bu mecralar bir sosyalleşme alanı sağlıyor"

Şenol bir diğer sosyolojik arka planını ise günümüz kadınlarının her türlü mahremiyet olgusundan sıyrıldıkları bu mecraların onlara bir sosyalleşme alanı sağlaması olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor:

Böylece hem güvenlikleri hem de kendilerini daha rahat ifade edebilmeleri açısından olumlu fırsatlar sunmaktadır. Ayrıca bu sosyalleşme alanında bir topluluğun üyesi olmanın verdiği aidiyetlik hissiyatı da oldukça önemli bir unsur olarak dikkat çekmektedir. Genç kadınlar; Metaverse, avatarlar gibi platformlarda oluşturdukları figürler sayesinde; gerçek hayatta olamayan/olamayacak farklı benlikler inşa etmektedirler. Bu durum sanal dünyaların ülkemizdeki genç kadınlar için sadece teknolojik bir trend olmasının çok ötesinde anlamlar içermesine sebep olmaktadır. Kısacası avatar, meteverse gibi uygulamaların genç kadınlara verdiği sınırsız özgürlük çerçevesinde yarattıkları yeni kimliklerin inşası derin bir sosyolojik yansıma olduğu kanaatindeyim.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU