10 soruda Afgan göçmenler sorunu

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Ruşen Takva

Son dönemde Türkiye'ye giriş yapan Afgan göçmenlerin sayısında yaşanan artışa paralel olarak Türk toplumunda göçmenlere, özellikle de Afgan göçmenlerine karşı tepki ve tedirginlik karışımı bir duygu oluştu.

Ve göçmenlerle ilgili bir sürü yanlış anlaşılma veya bilgi eksikliği var. Bunları gidermek amacıyla Afgan göçmen sorununu 10 soruyla ele almaya çalışacağız. 


1. Afgan göçmenler, özellikle de 15-30 yaş arası genç erkekler ülkelerini neden terk ediyor?

2014 sonunda Afganistan'daki 150 bin NATO ve Amerikan askerinden 140 bini çekilince, bunun iki direkt sonucu oldu: Güvenlik ve işsizlik.

NATO gücü, 400 bin Afgan'a direkt, 2 milyon Afgan'a dolaylı olarak istihdam sağlıyordu. Yabancı güçler çekilince yüz binlerce insan, özellikle de genç erkekler işsiz kaldı.

Zira NATO'dan ihale alan 3 bin civarındaki yerli yabancı şirket kapandı. Genelde kırsal kökenli işsiz erkekler Taliban, hükümet ve aileleri arasında üç tarafından kıskaç arasında kaldı.

Taliban 'Cihada katıl' diye baskı yaparken, hükümet 'Ülkeyi savun, bize katıl' diyordu. Aileler ise genç erkeklerden aş, ekmek istiyordu.

Erkekler ülkeyi terk etmekle hem kıskaçtan kurtuldular hem de dışarıda çalışarak ailelerine para göndermeye başladılar.

Kalsalar büyük ihtimalle iki taraftan birine katılarak hayatlarını kaybedecek ve aileleri de zor durumda kalacaktı. 


2. Madem ki Afganistan'da savaş var, neden aileler, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar ülkeyi terk etmiyor? 

Aileler, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar, göç yolunun zorluklarına dayanamazlar. Günlerce yürümek, dağları bayırları aşmak gerekiyor. Buna hiçbir aile dayanamaz.

Ayrıca ailelerin ve yaşlıların ne Taliban ne de hükümet tarafından savaşa katılmaya zorlanması da söz konusu değil.

Taliban da hükümet de ele geçirdiği bölgelerde yerel halka bazı istisnalar dışında dokunmuyor.

Onlar için tek sorun, geçim derdi. Yani, Afganistan'da sivillerin katledildiği, köylerin uçaklarla sürekli bombalandığı Suriye benzeri topyekun bir savaş yok. 


3. Afganlar nasıl insanlar; tehlikeli mi?

Öncelikle şunun altını çizmek lazım; Afganlar son derece gururlu, dürüst ve misafirperver insanlar. Yapılan iyiliği de kötülüğü de asla unutmazlar.

Hırsızlık yapmazlar, insanların mallarına yan gözle bakmazlar. Son derece çalışkandırlar.

Asgari ücretin altında bir aylıkla günde 12 saat çalışmaktan gocunmazlar. Tek dertleri geride kalan ailelerini açlıktan ve sefaletten kurtarmak. 

Ama maalesef savaşla birlikte Afganistan'da suç çeteleri de türemiştir ve gelen göçmenler arasında suça eğilimli fertler de vardır. 

Ancak büyük çoğunluk, son derece iyi niyetli ve çalışkan insanlardır. 


4. Türkiye'de yaşayan Türk asıllı Afgan göçmenler veya yeni vatandaşlar neden huzursuz?

Türkiye'de yaşayan Afganistanlı Özbekler, Türkmenler, Kazaklar ve Kırgızlar, Türkiye'yi ikinci bir vatan olarak görmekte ve Türkiye'ye özel bir sevgi-saygı beslemektedir.

Türkiye onlar için, her bakımdan gurur duydukları; güçlü, zengin ve gelişmiş uzak akrabadır.

40 yılı aşkın bir sürden beri Türkiye'de yaşadıkları halde Afgan Türklerinden hiç kimse gasp, cinayet, hırsızlık gibi bir suça bulaşmamıştır.

Bunu, onların yoğun olarak yaşadıkları Zeytinburnu, Esenyurt, Beylikdüzü gibi ilçelerdeki emniyet müdürlüklerine giderek araştırmak ve teyit etmek mümkündür.  

Ancak son dönemde Türkiye'de Afganlara karşı artan tepkiden onlar da olumsuz etkilenmeye başlamıştır ve bundan son derece huzursuzdur.

Birçoğu, 'Biz 40 yıldır Türkiye'de huzur içinde yaşıyorduk, ama son dönemde gelen göçmenler arasındaki suça eğilimli bazı insanlar yüzünden hem huzurumuz kaçtı hem de imajımız bozuldu' diyorlar. 


5. Afgan göçmenler, Türkiye'de geçici mi kalıcı mı?

Türkiye'ye gelen Afgan göçmenler Türk asıllı ve Afgan asıllı olmak üzere iki gruba ayrılıyor.

Türk asıllıların amacı, dil ve kültür benzerliğinden dolayı hem de akrabaları burada olduğu için Türkiye'de kalmak istiyorlar.

Bu yüzden de daha baştan son derece dikkatli davranıyorlar, hiçbir suça karışmıyorlar.

Afgan asıllıların amacı ise Batı'ya gitmek olduğundan Türkiye'yi bir mola yeri olarak görüyorlar.

Ve onların içindeki bazıları Türkiye'deki kuralları, yasaları pek umursamıyorlar ve her türlü suça bulaşıyorlar.

Nasılsa kaybedecekleri bir şeyleri yok. Hapis, onlar için sıcak bir yemek ve yatacak yer demek. Dolayısıyla Türkiye'deki yasalar, onları caydırmıyor, aksine ödül gibi görünüyor.

Batı'ya gitmek için kaçakçılara 5 bin dolardan başlayan paralar ödemeleri gerekiyor. Ve bu parayı en kısa sürede denkleştirmek için gasp, hırsızlık ve uyuşturucu satışı gibi yasa dışı işlere yöneliyorlar.

Dikkat edin, Afgan asıllılar arasında dürüst insanlar çok, sadece bir kısmı bunu yapıyor. 


6. Afgan göçmenler, neden Türkiye'yi tercih ediyorlar?

Türkiye, Afganlar için Batı'nın bir versiyonu. Yani herkesin kanunlar önünde eşit olduğu, kadın-erkek ayrımının olmadığı, düşünce özgürlüğü, insan hakları gibi değerlerin mevcut olduğu bir ülke.

İran, Pakistan, Orta Asya cumhuriyetleri veya Arap ülkelerinde bunların hiçbiri yok.

Türkiye'ye adım atan her mülteci, özgürlüğü, insan ve birey olmanın keyfini hissediyor.

Ayrıca Türkiye, göçmenlerin gözünde cennete giden yolun üzerindeki bir durak. Cennetse Paris, Londra, Berlin ve Amsterdam gibi yerler.

Cennete gidemeseler bile İstanbul'dan da olsa onun kokusunu alabiliyorlar. 

Dikkat edin, Kuveyt, BAE, Suudi Arabistan son derece zengin ve gelişmiş ülkeler olmalarına karşın, ne Afgan ne de Suriyeli göçmenlerin hiçbiri, oralara gitmek istemiyor, aksine herkesin yönü Batı'ya.

Göçmenleri Batı'ya ve onun küçük modeli Türkiye'ye çeken şey, zenginlik ve refahtan ziyade, özgürlük, birey olarak onurlu bir şekilde yaşama şansı.

Ve Türkiye, tüm eksikliklerine ve kusurlarına rağmen Kabil'den ve Peşaver'den bakınca insanların gözüne Paris veya New York gibi görünüyor. 


7. Göçmenlerin suça karışmasını engellemek için ne yapmak gerek?

Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde Afgan kökenlilerin kurduğu yüzlerce dernek ve vakıf bulunuyor.

Polis öncelikle bu derneklerle yakın temas halinde olmalı, onlardan danışmanlık hizmeti almalıdır.

Zira bu derneklerin yöneticileri, yeni gelen göçmenlerin eğilimlerini, alışkanlıklarını, ne iş yaptıklarını iyi biliyor.

Şu anda Zeytinburnu gibi yerlerde Afganistan'da satılan tüm uyuşturucu türlerini bulmak ve almak mümkün.

Bazı evlerde kumar oynanıyor, uyuşturucu partileri yapılıyor ve Afganistan'da yaygın olan oğlancılık gibi ahlak dışı eğlenceler düzenleniyor.

Polis, Afgan kökenli derneklerle işbirliği yaparsa, birçok tatsız olayı gerçekleşmeden önleyebilir.


8. Sınır geçişlerini önlemek mümkün mü?

Sadece duvar örerek geçişleri önlemek mümkün değil. Şu anda İran-Türkiye sınırında birçok yerden gruplar halinde geçiş yapılıyor.

Sınırın duvar olan kısımlarında bazı noktalarda insan kaçakçıları tarafından kazılan ve işletilen tünellerin olduğu söyleniyor.

Göçmenlerin arasına bazı ajanlar yerleştirerek veya yerli işbirlikçilerle bunları tespit etmek mümkün.

En önemlisi, bir an önce İran'la geri kabul anlaşması gibi bir anlaşmanın imzalanması gerekiyor. 


9. İran, göçmenlere nasıl davranıyor?

İran'da sadece Afgan göçmenler bulunuyor. Gerek İran halkı gerekse İran devleti genel anlamda Afganlara çok kötü davranıyor, hatta bazı parklara ve dinlenme yerlerine Afganların girmesi bile yasak.

İran polisi çoğu zaman yakaladığı Afgan göçmenlerine karşı fiziki şiddet kullanıyor. İki yıl önce sınırda yakalanan bir Afgan göçmeni genç, "Yanımda 12 yaşındaki kızım olduğu halde İran polisi beni evire çevire dövdü, keşke kızım buna şahit olmasaydı" diye anlatmıştı.

O yüzden hiçbir Afgan göçmeni İran'da kalmak istemiyor, zaten İran da onların kalmasını istemiyor. 


10. Afgan göçü nasıl önlenir?

Öncelikle şunu bilmek lazım; hiç kimse ülkesini kendi isteğiyle terk etmez ve tehlikeli yolculuklara çıkmaz. Afganları göçe zorlayan en önemli etken, hayatlarının tehlikede olması.

Ancak Türkiye, dostluk ilişkilerini ve yumuşak gücünü kullanarak Taliban, Pakistan ve Afgan devletini uzlaşmaya ikna edebilirse, Afganistan'da istikrar sağlanır ve göç de önlenmiş olur.

Zira en kalıcı çözüm, sorunu yerinde çözmektir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU