Aşı milliyetçiliğinin suçlusu G7 liderleri: Bu utanç verici tutum pandemiyi uzatacak

Bir milyar doz aşı bağışlama planı, virüsü durdurmak için çok yavaş ve çok küçük. Kovid'in yayılmasını durdurmak ve hayat kurtarmak için Birleşik Krallık ile Kanada, aşının fikri mülkiyet haklarını kaldırmayı savunmalı

Birleşik Krallık'ta aralarında akademisyen, politikacı ve hayır kurumu çalışanları olan 400'den fazla kişi, 10 Mayıs 2021'de Boris Johnson'a aşılar üzerindeki fikri mülkiyet hakkının kaldırılmasını desteklemesi için açık bir mektupla çağrıda bulunmuştu (Reuters)

Jeremy Corbyn - Niki Ashton* 

Geçen hafta, aralarında Birleşik Krallık'ın (BK) Boris Johnson'ıyla Kanada'nın Justin Trudeau'sunun da yer aldığı Yedili Grup'un (G7) devlet başkanları ve başbakanları, en az 4 milyon hayata mal olan ve sebep olduğu can kaybı artmaya devam eden Kovid-19 pandemisini sona erdirmeye yönelik bir plan geliştirmek için Cornwall'da bir araya geldi.

Başarısız oldular. Basitçe söylemek gerekirse, ilan edilen 1 milyar doz Kovid-19 aşısı bağışlama planı, virüsün hızla yayılmasını durdurmak için hem çok yavaş hem de çok küçük. Bu plan, dünyayı aşılamak için gereken dozların yüzde 10'undan daha azını taahhüt ederken, bunu bir de bir buçuk yıla yayıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in dediği gibi:

Bundan daha fazlasına ihtiyacımız var.

Bu başarısızlığın yegane mağduru, Alliance'ın araştırmasına göre şu anki süratle kitlesel aşılamaya ulaşması 57 yıl sürebilecek Sahraaltı Afrika ya da Güneydoğu Asya gibi bölgelerdeki savunmasız topluluklar olmayacak. Mutant suşların ortaya çıkmasını ve yayılmasını mümkün kılan G7 planı, pandeminin Kanada ve BK gibi ülkelere geri gelmesine yönelik bir tehlike yaratarak topluluklarımızın virüsten korunmak için halihazırda kaydettiği ilerlemeyi de yok ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Acilen G7 planının alternatifine ihtiyacımız var: İlaç şirketlerini korumak ya da ülkelerimizin cömert iyi niyetliliğinin hikayesini satmak yerine, ciddi bir şekilde pandemiyi sona erdirmeye odaklanan, küresel ve makul bir alternatif.

Bu nedenle, Aşı Enternasyonalizmi Zirvesi'nde dünyanın dört bir yanından hükümetler, sağlık yetkilileri ve aşı üreticileriyle güçlerimizi birleştiriyoruz. İlerici Enternasyonel'in (Progressive International) düzenlediği zirve, teknolojiyi paylaşarak, üretime yatırım yaparak ve aşıları gezegenin her yerine ulaştırarak tüm dünyayı aşılamaya yönelik ortak bir plan geliştirmeyi amaçlıyor. Bu zirve, siyasi beyanlar için bir kürsü olmaktansa, başarısız G7 planı yerine gerçek bir alternatif yaratmak için tüm katılımcıları somut taahhütlerde bulunmaya davet ediyor.

Bu taahhütlerin evde, Kanada ve BK'de başladığının farkındayız. Hükümetlerimiz pandeminin uzamasında utanç verici bir rol oynadı. Bu zirvenin aşmayı amaçladığı aşı milliyetçiliğinden tam da onlar suçlu.

BK'nin Boris Johnson hükümeti, dünyanın dört bir yanındaki 100'den fazla ülkenin Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) aşılar üzerindeki fikri mülkiyetin kaldırılmasını teklif etmesine ateşli bir muhalif oldu. ABD, Fransa ve İspanya gibi ülkeler dahi aşı patentlerine dair tutumlarını yumuşatmış olsa da BK, bilim insanlarının, doktorların ve yurttaşların aşı teknolojisini AstraZeneca gibi ilaç şirketlerinden kurtarıp aşı üretimini hızlandırmaya yönelik taleplerini görmezden gelmeye devam ediyor ve bunu, AstraZeneca aşısının yüzde 97'sini BK halkının finanse ettiği haberlerine rağmen yapıyor.

Kanada'nın Justin Trudeau hükümeti de daha iyisini yapmadı. Trudeau, Kanada'nın aşı patentlerinin kaldırılmasına yönelik küresel çabaya "müdahale etmediğini ya da engel oluşturmadığını" iddia etse de kayıtlar bunun tam tersini gösteriyor. Örneğin, yurttaşlarının yalnızca yüzde 5'ini aşılayabilen Bolivya hükümeti, geçen ay Kanada merkezli ilaç üreticisi Biolyse'le Güney Amerika ülkesinin çok ihtiyaç duyduğu aşıları edinmesine yönelik bir anlaşma imzaladı. Fakat Trudeau hükümeti, Biolyse'in aşıları üretmesini sağlayacak mecburi lisansı vermeyi reddetti.
 


Aralık ayında da Trudeau hükümeti, DTÖ'de fikri mülkiyeti kaldırmayı savunanlardan patentlerin Kovid-19 aşılarına erişimlerini kısıtladığını gösteren "somut" kanıtlar istemişti. Şimdi, Bolivya hükümeti bu kanıtı sağlamış olsa da Kanada hükümeti, ölümcül etkileri olmasına rağmen yozlaşmış ilaç endüstrisine destek olmaya devam ediyor.

Buna ek olarak, Kanada'nın 1980'lerde özelleştirilen kamuya ait Connaught Laboratuvarı'nı hayata döndürememesi de bu pandemide hem Kanadalılara hem de dünyaya zarar verdi. Connaught hem yurtiçinde hem de uluslararası alanda aşı inovasyonunun en ileri teknolojisine sahipti. Bu laboratuvarın yokluğunda Kanada, pandemide kendi yurttaşları için ve dünyayla paylaşmak üzere kamusal aşı üretemedi.

Aşı Enternasyonalizmi Zirvesi, Bolivya Dışişleri Bakanı Rogelio Mayta gibi katılımcılardan, ülkesinin karşılaştığı zorlukları, pandemiyi sona erdirmek için Küresel Güney'le işbirliği olanaklarını ve onlara yardım etmemizi öngören tarihsel yükümlülüğü duymaya yönelik bir fırsat.

G7 liderlerinin bu zorunluluğa aldırış etmemesine öfkelensek de buna şaşırmadık. Şimdi, aşıların üretimi, dağıtımı ve dünyaya ulaştırılması hususunda ciddileşmek için küresel bir toplantıda bir araya gelme şansımız var. Sizin de bize katılacağınızı umuyoruz.

Jeremy Corbyn, Islington North'tan İşçi Partisi parlamenteri ve İşçi Partisi'nin eski lideridir

Niki Ashton, Kanada Avam Kamarası üyesidir

* Tasarımdan kaynaklanan nedenlerle tek yazar fotoğrafıyla yayımladığımız bu makale, Jeremy Corbyn ve Niki Ashton'ın ortak üretimidir.


https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU