Uzaylılar Müslüman mı?

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: İndigo

Geçtiğimiz Ramazan'da ilahiyat profesörü Nihat Hatipoğlu'nun ATV'de sunduğu sahur programında bir genç kız, "Uzaylılar Müslüman mı" diye sormuştu. 

Kendisine yöneltilen bu soru üzerine Nihat Hatipoğlu şaşırmış, afallamış, ne diyeceğini bilememiş, adeta şok olmuştu.

İşte zamane gençliği böyle bir gençlik.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dini konular da dahil her şeyi sorgulayan bir gençlik. 

Lise çağlarında bile bebekleri dünyaya leyleklerin getirdiğine inanan dünyadan habersiz eski nesillere göre, kendisine her söylenene inanmayan bir gençlik.

Araştırmalar gösteriyor ki, zamane çocukları cep telefonu kullanmaya neredeyse iki yaşında başlıyor ve bilgisayarları oyuncakları gibi görüyor.

Zamane çocukları çok küçük yaşlardan itibaren dünyada olup bitenlerden haberdar oluyor.

Zamane çocukları kendilerine söylenenleri sorgulamadan ve de ikna olmadan bir şeye inanmıyor.

Nitekim dünyada yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, zamane çocukları "Televizyonda görünsün ki Tanrı'ya inanalım" diyormuş.

Zamane çocuklarının Tanrı'ya inanabilmesi için ya onu televizyonda görmesi ya da onunla internette yazışması gerekiyormuş.

Zamane çocukları bunu Tanrı'ya sorular sormak için istiyorlarmış.

Örneğin "Senin her şeye gücün yettiğine göre, neden güçlülerin güçsüzleri ezmesini önlemiyorsun? Bazı insanlara sağlık, zenginlik, yetenek, güzellik gibi her şeyi veriyorsun da bazı insanlara bunların hiçbirini vermeyip neden adaletsizlik yapıyorsun" gibi sorular sormak istiyorlarmış.

Bu araştırma bana dünyanın üç büyük mizah dergisinden biri olan Gırgır'ın kadrosunca çıkartılan LeMan'da 1990'lı yıllarda yazdığım bazı yazıları hatırlatıyor.

O dönemin ortaokul, lise, üniversite gençliğinin en çok okuduğu yayın olan LeMan'da örneğin Kopyalık Sorular başlıklı yazımı hatırlatıyor.

Kopya koyunların üretildiği ve kopya insanların ya da insan gibi robotların üretilebileceği varsayımıyla yazılan bu yazımı hatırlatıyor.

Ruhum Eyfel Kulesi Bedenim Pisa Kulesi adlı kitabımda da yer alan bu yazı şöyle başlıyor:

"Kopya koyundan kurban olur mu?!

Kopya insanın keseceği kurban geçerli mi?!

Kopya koyun da sahibini sırat köprüsünden geçirecek mi?!

Kopya insanın aldığı abdest, kıldığı namaz, ettiği dua, yaptığı ibadet kabul olacak mı?!

Kopya insanların hacca gitmesi caiz mi?!

Kopya insanlar vaftiz edilecekler mi?!

Kopya insanların sünnet edilmeleri farz mı, sünnet mi?!

Kopya insanlar için de cenaze namazı kılınacak mı?!

Kopya insanlar Kopya İnsanlar Mezarlığı'na mı gömülecek?!

Kopya insanlar da imam, papaz olabilecekler mi?!

Kopya insanın tanrısı onu yaratan bilim insanı olmayacak mı?!

Kopya insanlar ile tanrıları olan bilim insanlarının evlenmelerine izin verilecek mi?!"

Ta 1990'lı yıllarda dile getirdiğim bunlar ve benzeri sorular bugün bile bazılarına uçuk gelebilir.

Ancak bu soruları uçuk bulanlar, günümüzde bilim insanlarının yapay zekayı gerçekleştirdiklerini, insan gibi robotlar ürettiklerini herhalde bilmektedir.

Kaldı ki benim 1990'lı yıllarda dile getirdiğim bunlar ve benzeri soruların daha ilerisini bugün zamane gençliği soruyor.

Zamane gençliği ilahiyat profesörü Nihat Hatipoğlu'na, "Uzaylılar Müslüman mı" diye soran genç kız gibi aklına gelen her şeyi soruyor, sorguluyor.

Bugün Z kuşağı denilen gençlik böyleyse, belli ki yarının kuşakları çok daha sorgulayıcı olacak.

Evet, yarınlar çok sorgulayıcı olacak.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU