ABD'ye esin kaynağı olan Yunan demokrasisi

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu, Independent Türkçe için yazdı

Yunanistan, 25 Mart'ta bağımsızlığının 200. yılını kutladı / Fotoğraf: AP

Geçtiğimiz hafta, 25 Mart 1821’de Yunanlılar’ın Osmanlı’ya karşı başlattıkları isyanın 200’üncü yıldönümü Yunanistan’da törenlerle kutlandı.

Söz konusu kutlamalara ilişkin ABD Başkanı Joe Biden bir video yayınlayarak, “ABD demokrasisi, büyük ölçüde eski Atina demokrasisinden ilham aldı. Amerikan bağımsızlık savaşı ise cesur Yunanlar’ın kendi özgürlüklerini kazanmaları için ayaklanmalarına ilham kaynağı oldu” mesajını verdi.

Peki, Biden’ın ABD’ye ilham kaynağı olduğunu söylediği eski Atina demokrasisi nasıl bir demokrasiydi?

Dikkat ederseniz Yunan değil, Atina Demokrasisi ifadesini kullandım; çünkü Yunan Kent Devletleri’nin tamamı demokrasiyle yönetilmiyordu.

Örneğin, aşırı disiplinli askerî bir örgütlenmenin egemen olduğu Sparta, militarist bir toplumdu. Atina ise belirli bir dönem içinde demokrasiyle yönetilmişti. Çağın Atinası’nın tiranlar tarafından yönetildiği dönemler de oldu.

Malum Atina, MÖ 4. yüzyılda 250.000-300.000 arasında nüfusunun olduğu tahmin edilen bir kent devletiydi.

Yalnız Atina köleci bir toplum olduğu için nüfusun tamamı siyasal haklara sahip değildi.

Çağın Atinası’nda kölelerin, kadınların, çocukların ve metoikosların, yani Atina’da yerleşik olan yabancıların –ki Platon’un öğrencisi Aristoteles de bir metoikostur-siyasal haklara sahip olmamalarının nedeni ise yurttaşlık statüsünden yoksun olmalarıydı.

Dönemin Atinası’nda yurttaşlık statüsüne, dolayısıyla da siyasal haklara sadece yetişkin erkekler sahipti.

Öte yandan, antikçağın bilinen ilk demokrasisi olan Atina Demokrasisini günümüz liberal temsili demokrasileriyle de karıştırmamamız gerekir.

Her şeyden önce Atina’da deneyimlenen yönetim biçimi doğrudan demokrasiydi; oysa günümüzde temsili demokrasiler egemendir.

Dahası, günümüz liberal temsili Batı demokrasilerinde kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir.

Yasama, yürütme ve yargı güçleri arasındaki güç dağılımının düzenlenmesini ve dengenin kurulmasını bu demokrasilerin ayırt edici özelliği olarak tanımlayabiliriz.

Oysa kuvvetler ayrılığı ilkesinin egemen olmadığı Atina Demokrasisi için herhangi bir denge-fren mekanizmasından söz etmemiz olanaklı değildir.

Denge-fren mekanizmasının olmadığı işte bu demokraside, Platon’un da hocası olan tarihin gelmiş geçmiş en büyük filozoflarından biri olarak kabul edilen Sokrates haksız bir suçlamayla ölüme mahkûm edilmiştir.

Sokrates’in ölüme mahkûm edildiği Atina Demokrasisinde liberal teorinin savunduğu yaşam hakkı gibi doğal haklara dayalı bir hukuk düzeni yoktu.

Olması da beklenemezdi; çünkü liberal ideolojinin ortaya çıkmasına daha yüzyıllar vardı.

Üstelik köleci bir toplum olan Atina için birey, bireyin özgürlükleri, temel haklar gibi kavramlardan söz etmemiz ironik olurdu sanırım.

Özetle Atina demokrasisi ne liberal ne de temsili idi. Atina Demokrasisi aslında çoğunluğun tiranlığından başka bir şey değildi.

Zaten yukarıda belirttiğim üzere bir ideoloji olan liberalizm yüzyıllar sonra, 17. yüzyılda ortaya çıkacak, söz konusu dönemde siyasal liberalizmin tezlerini İngiliz düşünür John Locke temellendirecekti.

Aslında ABD’ye esin kaynağı olan eski Yunan Demokrasisi’nden çok işte bu liberal düşünce geleneğidir. Zaten köleci olan, kadınlara ve çocuklara herhangi bir siyasal hak tanımayan ve eski Atina toplumunda belirli bir dönem için egemen olan bir yönetim biçimi olarak Atina Demokrasisi günümüzde liberal değerlerin bayraktarlığını yaptığını ileri süren ABD’ye “isminden başka” hangi bağlamda esin kaynağı olabilir?

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU