"Türkiye İttifakı" nedir, ne değildir?

Nuray Mert Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

İyimserlik diyemiyorum, iktidarın "çöpünde boncuk bulmak" diyeceğim, artık eski bir alışkanlık. "Vesayet sistemi ile hesaplaşılıyor, önümüz aydınlık" dediler, referandumla yargı sisteminde değişiklik, "yetmez ama evet", "bu da demokratikleşmede bir adım, omuz verelim" dediler, "balkon konuşması" dediler, o dediler, bu dediler. Sonuç malum. En son boncuk "Türkiye ittifakı"nı büyük bir uzlaşma girişimi olarak yorumlamak oldu. Belli ki hala "kastedilen oydu, MHP çomak soktu, partideki şahinler oyunbozanlık etti" diye avunanlar var. Keşke öyle olsaydı, hepimiz için müjdeli haber olabilirdi, ama öyle değil. Nitekim, iktidar partisi genel başkanı Cumhurbaşkanı anlamayanlar anlasın diye, konuya açıklık getirdi, son olarak Kızılcahamam kampında CHP’ye oy veren vatandaşı ayırarak, CHP’ye yüklendikçe yüklendi.

Türkiye ittifakından kastedilen, zaten Cumhur ittifakı dışında bir uzlaşma zemini değildi, Cumhur ittifakını genişletmekti. Başka bir deyişle, muhalafete oy verenlere, "bırakın teröre destek veren bu partiyi, bizim yanımıza gelin" çağrısıydı. İktidar partisinin kitabında, farklılık, fikir ayrılığı, eleştiri, itiraza alan açmak, onunla konuşmak, anlaşmak falan yok, aynı bakışta, aynı siyasette birleşmek var. Bu uzun süredir böyle, zira iktidar partisi bir kere kendini milletin yegane gerçek temsilcisi, diğerlerini hain, düşman, sapkın olarak kodladıktan sonra, muhalefet başından gayri milli ve dolayısı ile gayri meşru ve bazen gayri yasal ilan edilmiş oluyordu. Şimdilerde bu zihniyet ve siyaset daha da netleşmiş oldu, hepsi bu. 

Yoksa, bir ülkede muhalafet partisi genel başkanına linç girişiminde bulunulduktan sonra, "Senin orada ne işin var? Vatandaşı tahrik etme, gittiğin şehit cenazesinin sorumlusu sensin" denilir miydi? Deniliyorsa, o büyük bir "uyarı"dır, "ayağınızı denk alın, artık can güvenliğiniz bile yok, kızgın vatandaş size ne yapsa haklı ve yanında bizi bulacak" demektir. İstanbul seçimleri yenilenirse (ki büyük ihtimal) iktidarın herkesten beklediği, iktidar ittifakını büyütmek, kendini "teröre destek verenler"den ayırt etmek, oyunu ona göre kullanmak. Terör örgütünün uzantısı diye tanımlanan HDP’nin hala yasal bir parti olması, demokrasi, hukuk gereği falan değil, o artık ana muhalefet partisini ve genel olarak muhalefeti gayri meşru ilan etmek için bir turnusol ve hatta bir tuzak. İstanbul seçimleri yeniden yapılırsa bu zeminde yapılacak, ondan sonrası da bu zeminde gelişecek. İşte, Türkiye ittifakı denilen bu zeminin pekişmesi, başka bir şey değil. 

Dahası, bundan sonra ekonomi politikası da bu zeminde belirlenecek. Yerel seçimler esnasında dahi ekonomiden olumsuz söz etmek, "ekonomi darbesi", "ekonomi terörü"ne işaret sayılmaya başlandı. Önümüzdeki zor günlerde, ekonomi alanında alınan en büyük tedbir, ekonomik durumu uzun boylu mevzu etmenin önüne geçmek olacak. İktidarın zihniyeti açıısndan, yanlış ekonomi politikası, yanlış dış politika yok, "Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışan iç ve dış düşmanların oyunları" var. Bu zihniyetle yönetilen ülkelerde, ekonomiye devlet müdahelesi kaçınılmaz bir sondur, "orasını da daha fazla kar peşinde bu gidişe yol döşeyen büyük sermaye düşünsün" diyeceğim ama işler öyle yürümüyor, küçülen ve içe kapanan ekonominin bedelini ödeyenler dar ve orta gelir grupları oluyor. İktidar ittifakı, onun da çaresini milli seferberlik ilanına benzer çağrılarda görüyor; "kuru ekmek yeriz, namerde muhtaç olmayız" söylemi, orta sınıfı bu denli genişlemiş bir ülkede ne kadar karşılık bulur belli değil, ama belli ki mevcut sosyal yardım sistemini biraz genişletmekle idare edilebilir görülüyor. Dahası, Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği gibi, önümüzde uzun süre seçim (muhtemel İstanbul seçimi hariç tutulursa) olmaması, belli ki ekonomik sorunların siyaseti zorlama riskini azaltır diye düşünülüyor. 

İşte size "Türkiye İttifakı"; muhalafet etmekle terör suçu işlemenin birbirinden ayrılmaz hale geldiği, soğan fiyatından bahsetmenin bile dış düşmanların ekmeğine yağ sürdüğünün "bilincinde", milli fedakarlık zamanı olduğunu kavramış kenetlenmiş ve dolayısı ile tamamı iktidar ittifakını destekleyenlerden oluşan bir ülke tasavvuru. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU