Haliç’te alg patlamasına dur denilmeli

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Haliç gibi durgun ve kendini yenilemeyen su ortamlarında ALG patlamasının oluşmaması için Yerüstü Suyu Kalitesi Yönetmeliğine göre NOx (NO3-N + NO2-N) ≤ 0,034 mg/L, ortofosfat Toplam Fosfor (TP) ≤0,0032 mg/L, klorofil-a (ilkbahar) ≤0,006 mg/L ve klorofil-a (sonbahar) ≤0,004 mg/L   yüksek olmalıdır. 
 


Azot ve fosfor gibi besin maddelerinin su ortamına sınır değerlerinin üzerinde girerek aşırı alg büyümesine yol açması ile oluşur.

Haliç gibi hareketsiz ve derin olmayan sularda, NOx (NO3-N + NO2-N)> 0,0348 mg/L ve ortofosfat Toplam fosfor (TP)((HPO4-2) > 0,031 mg/L ise bu tür durgun ve kendini yenilemeyen sularda Alg patlaması ilk bahar ve sonbahar aylarında sık aralıklarla meydana gelir.

Alg patlamasının uzun süreli devam etmesi Haliç gibi durgun ve hareketsiz su ortamlarında azot bileşikleri ve fosfor bileşikleri ile biyokimyasal reaksiyonlarının devam ettiğini ve kirliliğin önlenemediğini gösterir.

Alg patlaması ile güneş ışığının diğer canlılara ulaşması engellenir, sudaki oksijen seviyesi düşer, hatta tükenir, oluşan bazı yosun türüne (siyanobakter) bağlı olarak, suya toksin bırakma gibi zararlı etkilere neden olabilir ve su kaynağında yer alan tüm ekosistemi etkiler.

Bunun sonucunda balıkların boğularak ölmelerine neden olur. 

Alg patlamasını mevsimsel sıcaklık artışı tetikler ve genellikle az derin sahil sularında, körfezler, göller ve nehir ağzına yakın yerlerde yoğun görülür.

Haliç gibi sularda alg patlaması yeni oluşmaya başladı ise bunun anlamı sucul ortamın kirlenmeye başladığını gösterir.  

Haliç gibi suların farklı noktalarından derinliğe göre 0,3 m başlayarak her bir metre derinlikten su numuneler alınmalı ve özellikle amonyak azotu (NH4-N), NOx (NO3-N + NO2-N) ve ortofosfat Toplam Fosfor (TP) analizleri sık aralıklarla yapılmalıdır.

Haliç gibi durgun sularda ALG patlamasının oluşmaması için NOx (NO3-N + NO2-N) ≤0,034 mg/L ve  ortofosfat Toplam Fosfor (TP) ise ≤ 0,0302 mg/L'den yüksek olmamalıdır. 

Özellikle dip çamuru üst tabakasından 0,3-0,5 m üstünden su numuneleri alınmalı ve serbest fosfor değişimi ve alg patlamasına etkisi incelenmelidir.

Buna göre;

  • Atıksu deşarjlarını önleme ve deşarj sınır değerlerini iyileştirme gibi gerekli çevresel önlemler uygulamaya konmalı.
  • Dip çamuru üzerinde (0,3-0,5 m) serbest fosforun yüksek olduğu yerlerde acilen ve öncelikli olarak dip çamuru taraması yapılmalı. 
  • Taranan bölgede dip çamuru üzerinde hala serbest fosfor konsantrasyonu yüksek ise fosfor çöktürme işlemi (prosesi) uygulamaya konmalı.
  • Boğazdan 11 milyon m3/gün ve Sarıyer Çayırhan mevkiinden alınacak 260 bin m3/gün Kağıthane deresi üzerinden taze ve temiz boğaz suyunun Haliç’in uç noktasına (Kağıthane deresi ve Alibeyköy deresi ağzına) kadar ulaşmasının önündeki bariyerler kaldırılmalı.

Durgun ve hareketliliği düşük olan Haliç suyunun kalitesini iyileştirmek, alg patlamasına dur demek için Yerüstü Suyu Kalitesi Yönetmeliği Tablo 8b’de verilen sınır değerlerini sağlayacak şekilde Haliç’te gerekli iyileştirme çalışmaları acilen yapılmalı.

Aksi Haliç’te alg patlaması devam eder. Önümüzdeki yıllarda Haliç’te daha büyük çevresel sorunlar yaşanabilir. Haliç’te daha sık aralıklarla ve uzun süreli alg patlaması devam ederse gelecekte anaerobik (havasız) faaliyetler oluşabilir. Anaerobik faaliyetler oluşmaya başlayınca koku kirliliği (hidrojen sülfür (H2S) ve merkaptanlar) meydana gelir. 

Haliç, Doğal Korunan Alan olarak ilan edildiğinde iyileşme çalışması hedef değerleri;

  • ToplamNOx (NO3-N + NO2-N) ≤0,034 1 mg/L,
  • Toplam fosfor ≤0,00053 mg/L,
  • Klorofil-a (ilkbahar) ≤ 0,00608 mg/L ve Klorofil-a (sonbahar) ≤0,004 mg/L

olmalıdır. Alg patlamasına dur demek için, Haliç gibi durgun, hassas, hareketsiz ve korunması gereken su ortamlarında yukarıda verilen sınır değerlerini sağlamalıdır. 

Haliç’ten alınan su numunesi analiz sonuçları, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (SKKY) Tablo-2 ve Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği Tablo-1 ve Tablo-2’ye göre değerlendirme yapılması fevkalade yanlıştır.

TABLO 2, “GÖLLER, GÖLETLER, BATAKLIKLAR VE BARAJ HAZNELERİNİN ÖTROFİKASYON KONTROLÜ SINIR DEĞERLERİ” vermektedir.

Bu yönetmeliğe göre değerlendirme yapılması Haliç’in kirlenmesine müsaade etmek anlamına gelir. 

Haliç’ten alınan numunelerde yapılan analizlerden elde edilen veriler Yerüstü Suyu Kalitesi Yönetmeliğine göre yapılması gerekmekte ve değerlendirme buna göre yapılmalıdır. Aksi değerlendirmeler yanlıştır.

Yerüstü Suyu Kalitesi Yönetmeliğine göre Haliç’ten alınan su numunesinde yapılan analiz sonucu değerlendirildiğinde TN (toplam azot) 105-112 kat daha yüksektir. Bu tür su numunelerinde TP ve Klorofi-a ölçümlerinin mutlaka yapılması gerekir. 

Haliç’ten alınan su numunelerinde yapılan test sonuç verileri NOX, (NO3-N + NO2-N)>0,034 mg/L, Toplam Fosfor (TP) >0,03 mg/L, Klorofil-a (ilkbahar) ≤ 0,00608 mg/L ve Klorofil-a (sonbahar) ≤0,004 mg/L’i aşıyorsa Haliç’te sık aralıklarla alg patlamaya devam eder.

Bu yüzden Haliç suyu, Yerüstü Suyu Kalitesi Yönetmeliği Tablo 8b’de belirtilen sınır değerlerine göre değerlendirilmeli ve eylem planı buna göre ortaya konmalıdır. 

Diğer yandan, Alibeyköy ve Kağıthane derelerinin açık kanal olarak kabul edilmesi, bu derelerin bir iç deniz olan Haliç’e dökülmesinin göz önüne alınması ve bu derelere karışık (evsel + endüstriyel) atıksu deşarjı yapılabileceği ve bölgenin nüfusunun 100 bin üzerinde olması dikkate alınarak Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği Tablo-1 ve Tablo-2 ye göre değerlendirme yapılmasının istenmesi fevkalade yanlış olur.

Tablo 1 ve Tablo 2 aşağıda verilmiştir.
 

 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU