Kaybolan dereler ve sel felaketi

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: cevre.org.tr

Bir şehrin dereleri, o kentin doğal ve kültürel mirasıdır. Şehirleşmede doğaya öncelik vermeyen arazi kullanım kararları ve uygulamaları, derelerin doğal yapısını değiştirerek kaybolmasına, yaşam kalitesinin düşmesine neden olmakta; kent sağlığını tehdit etmektedir.

Fiziki çevreyi kontrolde tutan en önemli faktör dere sistemleri ve havzalarıdır.

Dere yataklarının ucuz arsa olarak düşünülmesi, buna karşılık su varlığının artı değer oluşturması, bu alanların diğer doğal yaşam alanlarına göre daha fazla kontrolsüz değişimin baskısında kalmalarına neden olmuştur.

Peyzaj Mimarı Hülya Dinç, makalesinde şöyle demektedir:

Derelerin denize açıldığı yerlerde oluşturduğu mansap bölgesi doğası gereği denize girilen kumsal alan ve küçük balıkçı teknelerin sığındığı koylardı. Geçmişte bu alanlar kentin denize girilen plaj alanlarıydı (Turşucu deresi-Suadiye plajını; İdealtepe deresi Süreyyapaşa plajı, Çamaşırcı deresi Bostancı Plajı, Florya deresi Florya plajı, Kurbağalı dere Kalamış plajı, Ayamama, Tavukçu dereleri Ataköy plajı gibi).

Bugün mansap bölgeleri yerleşim alanlarında kalmış ve kıyıların doldurulmasıyla koy ve kumsal özelliğini kaybetmiştir. Kent içerisinde kalan derelerin çoğu denize, göle, Haliç’e, taş ve betonarme malzeme ile açık yada kapalı kanal kesit olarak bağlanmaktadır.

Membaları ise geçmişte açık alan, orman alanı, tarım alanı, su havza alanında yer alırken günümüzde çoğu yerleşim dokusu içerisinde kalmıştır.


Doğadaki denge yok sayıldıkça ve betonlaşmaya devam edildikçe; doğa 'Beni gör' dercesine her hatalı davranışa taşkın, kuraklık, hava kirliliği, vs. birçok afetler halinde yaşamın içerisinde dile gelecektir.

Nehir/dere yataklarından çakılların taranarak çıkarılması balıkların yumurtlama alanlarının kaybına yol açar ve bazı türlerin kaybına neden olur.

Nehir/dere kıyı topraklarının kaldırılması su faunasının habitatını bozar.

Plansız ve çarpık kentleşme sonucunda şehirlerde bulunan dere yataklarında yerleşim yerleri içinden geçen dere yataklarında yapılaşma, dere kesitinin daraltılması, dere yatağına fen ve sanat kaidelerine aykırı ve izinsiz menfez veya köprü inşa edilmesi, tekniğine aykırı bent ve dolgu yapımı, moloz, sanayi ve evsel atıksuların deşarj edilmesi, yanlış kanalizasyon şebekesi döşenmesi gibi nedenler sebep olmaktadır.

Ayrıca dere yataklarının veya hemen kenarlarının yol olarak kullanılması ile üzerlerinin kapatılması nedeniyle derelerin doğal kesitlerinin bozulmasıdır.

Yağmur suyu toprağa süzülmediği, havaya buharlaştırılmadığı veya bitki örtüsüyle alındığı ve terlemeye maruz kaldığı için çok sayıda sorun ortaya çıkar.

Akiferler tükenebilir, kentsel ısı adaları şiddetlenir, kirleticilerin topraktan süzülme veya bakteri/bitkilerin eylemleri yoluyla parçalanma şansı yoktur.

Ek olarak, yüksek akış hızları fiziksel su yaşam alanlarını tahrip eder, artan erozyona ve su baskınlarına neden olur.

Nehir/dere restorasyonu taşkın önleme ile yakından ilişkilidir. 

İstanbul, su şehri iken beton şehrine dönüştürülmüştür. 

Şehirlerde sel felaketinin olduğu yerler, genelde bir zamanlar dere yatağıdır. 

Sürdürülebilir şehirleşme için ismi var ama kendi kayıp dereleri gün ışığına çıkartmak gerekir.


Dere/nehir yönetimi evrimi 

Kentsel nehir/dere yönetimi çok önemli. Çevreyle ve ekolojik dengeyel uyumlu kentsel dere/nehir yönetiminin evrimi üç döneme ayrılmaktadır:

  1. Önceleri tek amaç, sel savunması,
  2. Sonra yeşil güzelleştirme ve suya erişim,
  3. Ve şimdi ekolojik dengeli nehir/dere yönetimi mühendisliği.

İnsanları, doğaya yeniden bağlamak amacıyla bu dönemde kilit görevlerden biri, bir nehir/dere koridorunda yeşil güzelleştirme ve su erişilebilirliği fikirlerini teşvik etmektir.

Derelerin ekolojik koridorlara dönüştürülmesi temel kriterler;

  1. Erişilebilirlik,
  2. Faaliyetler,
  3. Kamu tesisleri,
  4. Çevresel kalite,
  5. Ekolojik değer,
  6. Taşkın önlemedir.

 

dere 2.jpg
Şekil 1. Derelerin ekolojik koridorlara dönüştürülmesi


Dereler doğal yapısını kaybetmiş

İstanbul'da bir zamanlar irili ufaklı 400'ün üzerine dere vardı. Şu anda bu derelerin çoğu kurutuldu.

İstanbul’un 106 adet ana derenin 15 tanesinin (yaklaşık yüzde 14) doğal özelliğini membadan mansaba kadar korumuştur.

Dere yataklarının üzerinden yol geçirildi veya binalar dolduruldu.

Derelerin fiziksel yapısı membadan mansaba kadar boy kesitine göre incelediğinde İstanbul derelerinin yüzde 85’i, doğal vasfını kirlilik, işgaller, yanlış arazi kullanım kararları, sanayi-evsel atıksu gibi nedeniyle kaybetmiş veya kaybetmek üzeredir.  

Doğal derelerin yavaş yavaş önce betonlaştırılarak açık kanallara ve sonra kapalı kanallara dönüştürülmesi Şekil 2’de verilmiştir. 
 

2.jpg
Şekil 2. Doğal dereden kapalı kanala dönüştürme (Kaynak: Peyzaj Mimarı Hülya Dinç)


Derelerin lağım çukuru olarak kullanılmaması

Kanalizasyon sistemi altyapısı olmayan şehirlerde dereler, atıksuların kolayca deşarj edildiği açık kanallar olarak görülmüştür.

Derelerin açık kanal gibi kullanılması ve derelerden gelen temiz suların evsel atıksularla karışması ile temiz sular kaynakları kirletilmektedir.  

Evsel atıksuların yüzeysel sulara karışmasıyla;

  • VSS/SS oranının %50 olmasına,
  • Dere suyu kirlilik yükünün, koku kirliliğinin ve kil/kum miktarının artmasına,
  • Çözünmüş oksijenin düşmesine,
  • Tuzluluğun binde 1,5’dan büyük olmasına,
  • Çamur problemlerine,

yol açmaktadır. 

Halkın, atıksuyu görmemeleri ve koku kirliliğine maruz kalmamaları için derelerin üzerlerinin betonla örtülmesi fevkalade yanlış uygulamadır.

Bu tür yanlış uygulamalar, yağışlı havalarda sel felaketini tetiklemektedir.  


Betonlaşma ve asfaltlaşma

Şehirlerde geçirimsiz yüzeylerin artan alanı, yağmurun toprağa sızmasını önleyerek kentsel geçirimsiz alanların, düşük yağış yoğunluğu için bile doğal geçirgen alanlardan daha hızlı ve daha büyük hidrolojik tepkiler göstermesine neden olmaktadır.

Köylere varıncaya kadar dere yatakları betonlaştırıldı ve asfaltlaştırıldı. Dere yataklarına yollar, otoparklar ve binalar yapıldı.

Yağmur suyu akışına göre şehirler planlanmazsa, yağışlar sele dönüşür ve hasar maliyeti de çok yüksek olur.

Bu yüzden şehir planlama çalışmalarında meteoroloji mühendislerinin görüşleri raporlara yansıtılmalıdır. 

Dere yatakları, çevresindeki dağ etekleri orman örtüsü (yeşil alan) azaltıldıkça ve dere yatakları betonlaştırılarak daraltıldıkça su taşıma kapasitesi olumsuz etkilenir.

  • Yağmur suyunun, toprakla buluşması engellendiği, 
  • Dere yatakları çevresine duvar gibi binalar/yollar yapıldığı,
  • Dere yataklarına yanlış köprüler yapıldığı,
  • Şehirleşme, sadece bina yapmak olarak görüldüğü,
  • Planlama çalışmaları yağmur suyu akış yönüne göre yapılmadığı,
  • Yağmur suyunun akışında bariyerler olduğu,
  • Şehirde yeşil doku yok edildiği, 

sürece sel felaketleri tüm şehirlerde ve farklı bölgelerde daha sık aralıklarla görülmeye devam edecektir. 

Sel felaketinin sık olduğu yerler bir zamanlar dere yataklarıdır. 

Dar kesitli köprüler, tıkanmayı ve taşmayı tetikler. 

İklim değişikliğinden dolayı değil yanlış şehirleşmeden dolayı sel felaketi oluşmaktadır.

İklim değişikliği ile ani ve şiddetli anormallikler daha sık görülür. 
 

1.jpg
Fotoğraf 1. Duvar gibi örülen dere yatakları

 

2.jpg
Fotoğrafta görülen bina yıkıldı (Fotoğraf 1’de verilen yerlerde sel felaketi olması kaçınılmazdır.)

 
Betonlaştırılarak/daraltılarak dere ıslahı

Dere yataklarının çevresi ve sahiller, yeşil alanlara değil de beton yığınları ile duvar gibi örülürse şehrin nefes alması, temiz ve taze havanın şehre nüfus etmesi mümkün değildir.

Böyle şehirlerin yenilenmeyen/taze olmayan havası, insanları hasta eder.

Doğal yapısıyla kent ve kentliyle bağlı güçlü olan dereler, zamanlar çevresiyle yapı yoğunluğunun ezici baskısıyla artan beton yüzey alanları ile nedeniyle kentle bağını koparmıştır.  

Fotoğraf 2’de görüldüğü gibi dere yatağı ıslah edilmemiş betonlaştırılmıştır. Bu şekilde ıslah çalışması aşırı yağışlarda sel felaketini tetiklemektedir.

Bu tür daraltılmış dereler her zaman bölgede problem oluşturur.

İstanbul'da daraltılarak ıslah edilmiş bazı ibretlik dereler Fotoğraf 2’de verilmiştir.
 

2.jpg
Fotoğraf 2. Daraltılarak ıslah edilmiş dere yatakları


Yağmur sularının bu daraltılmış derelere ulaşması mümkün değildir. Yağmur suyunun ulaşmadığı eski dere yatağı bölgelerinde sel felaketi riski ortadan kalkmaz hatta artar.

Dere yataklarının çevresine beton dökülmesi, iş bilmezliktir. Doğal dengeye zarar vermektir.

Dere yataklarını kent ve kentli için faydaları ıslah uygulama tekniklerinde göz önünde bulundurulmalıdır.

Islah çalışmalarında ilk akla gelen derelerin doğal yapısını korumak ve doğa merkezli yaklaşımla stratejik plan, yasa, teknik uygulama araçlarıyla çevreyle ilişkisinin kurulması için kaybedilen derelerin havza alanlarıyla yeniden kente kazandırılması planlanmalıdır.

Fotoğraf 3’de görüldüğü gibi dere suyunu doğal akışı yerine betona gömerek dere ıslahı çalışması yapılmıştır. 
 

3.jpg
Fotoğraf 3. Betona gömülerek dere ıslah çalışması


Peki, dere çevresinde oluşan yağmur suları nereye akacak?


Yok edilen dere yatakları

1944'lü yıllarda Ortaköy Deresi iken bugün Ortaköy Dereboyu Caddesi olmuştur.

Sahi Ortaköy Deresi Nerede?

Dere yatağı dereboyu caddesine dönüştürülmüş ama dere yatağı yok edilmiştir.
 

4.jpg
Fotoğraf 4. Yok edilen dereler


Kasımpaşa Fişekhane Deresi'nin dünü bugünü Fotoğraf 5’de verilmiştir. Dün doğal olan ve kıyısında çay içilen ortam bugün kaybolmuştur.
 

5.jpg
Fotoğraf 5. Kaybedilen (yok edilen) dereler


Diğer yandan, kurutulmuş dere havzasının ekolojik dengesi ve doğal yapısı tehdit edilerek enerji üretilmez.

En kurak aylarda dahi derelerde su olmak zorundadır.

Su ortamında yaşamın devam etmesi ve korunması için bu yapılmak zorundadır. 
 

6.jpg
Fotoğraf 6. Kurutulan dere yatağı


Dere yatakları ‘ıslah’ denilerek daraltıldı, kapasitesinin üzerinde baraj ve enerji tesisleri kurularak doğanın dengesi bozulmamalı.

Bozulan dengeyi eski haline getirmek mümkün değildir. 


Heyelan 

Heyelan bölgesine bina yapılır mı? Yapılırsa etkisi çok kötü olur.

Dere yataklarına yol yapılırsa akibeti aşağıda Fotoğraf 7'de verildiği gibi felaket olur. 
 

7.jpg
Fotoğraf 7. Heyelan görüntüleri


Bunların yaşanmaması için, planlı, projeli ve çevreyle uyumlu çalışma yapılmalıdır.


Sel felaketi hasar maliyeti

Ani ve şiddetli yağışlar sonucu oluşan sel, çarpık betonlaşma ve asfaltlaşma ile dere yataklarının işgal edildiği bölgelerde daha etkili olur.

Dere yatakları üzerinde su akışına bariyer olan (hafriyat atıkları, yanlış köprüler, yanlış yollar vb) acilen kaldırılmalı/temizlenmelidir.

Yağmur suyunun toprakla buluşması engellendiği, dere yatakları beton yığını olduğu, altyapı hizmetleri yeterli olmadığı ve belediye seçimlerinde ağaçlandırma, yeşil koridor, yağmur bahçeleri su geçiren beton planlanmadığı sürece şehirlerde sel felaketleri sık aralıklarla yaşanmaya devam eder.

Sel felaketi ile mal ve can kaybı her yıl yükseliyor. Artık daha lokal sel felaketleri yaşanıyor. 

Nehir/dere taşkınları nedeniyle risk altında olan insanların sayısının 2010 yılında 65 milyondan 2030'da 132 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir.

Sel baskını, 1980'den bu yana global ölçekte 1 trilyon doların üzerinde zarara mal olmuştur.

600 milyon insan göç etti ve 500 binin üzerinde insan öldü.

Doğal afetler, yılda ortalama 60 bin kişinin ölümüne neden olmakta ve küresel ölümlerin binde 1'inden sorumludur.

Global ölçekte sel felaketinin hasar maliyeti 4 milyar dolar artmıştır.

Şehirlerde;

  • Dere yatakları, TEM ve E-5'de ekolojik koridorlar artırılarak,
  • Su geçiren betonlar ve yağmur bahçeleri yapılarak,
  • Yeşil çatı uygulamaları yapılarak 
  • Binalarda yağmur suyu hasadı yapılarak,
  • Süngür şehirleşmeye dönüşerek 

sel felaketi etkisi azaltılır.
 

-.jpg
Şekil 3. Global ölçekte sel maliyeti


Ülkelerin Kovid-19 pandemisi ile mücadele ettiği bir dönemde sel gibi doğal afetler, insanların yaşamlarını ve geçim kaynaklarını, özellikle de kalabalık kentsel konutlarda yaşayan savunmasız nüfusları dünya genelinde tehdit etmektedir.

Taşkınlar ve sel baskınları önlenmek isteniyorsa dere yatakları çevresinde yapılar yıkılmalıdır.

Ülkede meydana gelen sel felaketi zararının ve eski haline getirmek için harcanan bedellerin maliyetleri tek tek ortaya çıkarılmalıdır.

Sel felaketinin oluşma nedeni bilimsel olarak ortaya çıkarılmalıdır. 

Her şehrin, daha önceki sel felaketi verileri kullanılarak, sel haritası çıkarılmalı, sel riski olan bölgeler belirlenmeli ve çevresel etki değerlendirilmesi yapılmalıdır. 


Yeşil koridorlar, ekolojik koridorlar

Dere yatakları ekolojik koridorlara dönüştürülmediği, yağmur suyunun akışını engelleyici bariyerler (binalar, yollar, yanlış köprüler ve benzerleri) olduğu ve yağmur suyunun toprakla buluşması engellendiği sürece sel felaketi daha sık aralıklarla bir yerde olabilir.

Dere yatakları ekolojik koridorlara dönüştürülmelidir.

  • Dere yatakları ekolojik koridorlara dönüştürülürse;
  • Canlıların nefes alması sağlanır.
  • Toprağın su tutma kapasitesi artırılır.
  • Kuşların konaklama yeri olur.
  • Sel riski minimize edilir.
  • Yağmur suyu akarken yeraltı suyu ile buluşarak su dengesi sağlanır.
  • Balıkların yumurtalama yeri olur.

Dere yataklarını ekolojik koridorlara dönüştürerek canlara can yuvası olmak gerekir. 

İtalya’da basit, pratik, ekonomik ve doğası ile uyumlu olarak dere yatağı ıslahı, diğer adıyla Ekolojik Koridora dönüştürmüş dere yatağı Fotoğraf 8’de verilmiştir.
 

8.jpg
Fotoğraf 8. Şehrin ortasında doğal dere


Şehrin ortasında akan ve yeşil bir omurga oluşturan başarılı bir yeşil koridor tasarımı.

Dere yatakları ekolojik koridorlara dönüştürülürse;

  • Yağmur suyu, doğal mecrasında akar ve yeraltı suyu ile buluşarak su dengesi sağlanır.
  • İnsan sağlığı için çok zararlı PM2.5 gibi kirleticileri filtre edilir. Hava kalitesi iyileşir.
  • Sera gazı CO2 için yutak alanları oluşturulur.
  • Şehrin iklimi yazın serin kışın ılıman olur. 
  • Mikroklima ortamı sağlanır.
  • Isıtma ve soğutmada enerji tüketimini azaltılır.
  • Çevresel kalite artırılır.
  • Doğal çevre ve habitat alanları korunur.
  • Kıyıların erozyon uğraması önlenir ve akıntı yönünde sedimentler azalır.
  • Taşkın tehlikesi azaltılır.
  • Biyoçeşitlilik gelişir.
  • Bölünmüş toplumlar arasında denge sağlanır.
  • Yaban hayatı koridoru sağlanır.
  • Göçmen kuşları için konaklama yerleri oluşur.
  • Sağlık harcamaları azalır.
  • Kişi başına düşen yeşil alanlar artırılır.

Ekolojik koridorlara dönüştürülen birkaç dere yatakları Fotoğraf 9’da verilmiştir. 
 

9.jpg
Fotoğraf 9. Yeşil koridorlar ve ekolojik koridorlar


Dere yatağı çevresinde yağmur suları dere yatağı ile buluştuğu zaman, dere yatağının tabanı çakıl olmalı ve kesinlikle betonlaştırılmasına müsaade edilmemelidir.


Dere yataklarını ekolojik koridorlara dönüştürme kesitleri 

Ekolojik koridorlara dönüştürülen dere yatağı boyunca sıcaklık, yakındaki sokaklara göre yüzde 10-13 daha düşük olur.

Dere yatağı boyunca esen daha hızlı rüzgârlar, kentsel ısı adalarını da (onu çevreleyen kırsal alanlardan çok daha sıcak olan metropol alanları) soğutur.
 

10.jpg
Şekil 4. Dere yataklarını ekolojik koridorlara dönüştürme kesitleri


Ekosistem restorasyon düzenleme ile bitki ve hayvan (kuşlar, balık, böcekler, amfibiler, su omurgasızları) türlerinde artışlar olur.

PM10 ve PM2.5 hava kirleticilerinde önemli oranda azalma olur.

Bölgedeki sakinlerin, şehrin diğer bölgelerinde yaşayanlara kıyasla solunum hastalıklarından şikayet etme olasılığı, en az iki kat azalır.

Dere yatak üzerinde yerel bitkiler ve doğal yaşam için bir sığınak haline gelir. Kentteki biyolojik çeşitliliği artar ve kentsel ısı adası etkisi azalır.

Yerleşim yoğunluğunun azaldığı ya da dereyle uyumlu yerleşimlerde yeşil alan dereyi sararak kente ve doğal yaşama mekan olmakta; kent ve kentliyle ilişkisini sağlıklı bir şekilde kurmaktadır (Rekreasyon alanı, fauna için mekan, yüzey sularını toplandığı alan, ekolojik koridor gibi).


Dere yataklarının temizlenmesi/dip çamuru taraması  

Dere yataklarını kirleten tüm atıksular kolektöre bağlanmalıdır. Takiben dip çamurunun hacmi belirlenir ve analizleri yapılır.

Çamurun tehlikeli veya tehlikesiz özelliğine göre bertaraf metodu belirlenir. Tekniğine uygun yapılmayan işler hem çevreye zarar hem de pahalıdır.

Derelerin temiz akması için sıra ile;

  • Dereye arıtılmadan verilen tüm atıksular, yapılacak/yapılmış kolektöre bağlanır.
  • Dere yatağında birikmiş dip çamuru taraması yapılır.
  • Ve dere yatağı yeşil koridora dönüştürülür.
  • Erozyonla gelen sediment minimize edilir. 

Böylece hem dere ve hem de alıcı ortam (deniz, göl ) daha temiz kalır.

Japonya, limanları, dere ağızlarını ve haliçleri çalışır halde tutmak için yılda 40 milyon ton dip çamuru taraması yapmaktadır.

Dereler, göller, dere ağızları, akarsular, içme suyu barajları, sahiller ve koylar tekniğine uygun taranırsa hayat bulur ve ekolojik dengeleri korunur.

Dere yataklarında ve ağızlarında dip çamuru taraması yapılmadığı sürece aşırı yağışlarda sel felaketi kaçınılmaz olur.

Dere ağızları mutlaka taranmalı. Taranan çamurun özelliği denize boşaltılması riskli ise karada bertaraf edilmelidir.


Kirlilik izleme

Sel felaketi olması muhtemel yerler için erken uyarılar yapılarak insanlar üzerinde oluşturması etkiler en aza indirilmektedir.

Sel, dere yatağı mecrasında akarsa felakete dönüşmez.

Dere ve nehirler online izlenerek temiz su kaynaklarının kirletilmesi önlenebilir. Dere ve nehirlerde su izleme akıllı yapılabilir.

Kirlenme riski yüksek temiz su kaynakları, dere, akarsu, göl, gölet ve yeraltı suyu gibi, sürekli izlenmeli.

Temiz su kaynaklarını kirletenlere caydırıcı ağır yaptırım uygulanmalıdır. 

Uzmanlar suyun özelliğine bakarak kirlilik kaynağını kısa sürede tespit edebilir.
 

10.jpg
Fotoğraf 10. Kirletilmiş bir dere suyu


Yeşil alanlar 

İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan 7,04 metrekare iken (ormanla dahil edilmeden tespitler yapılmalı) dünya kentleri arasında kişi başına düşen yeşil alan Montreal’de 21,60 metrekare , New York’ta 23,10 metrekare, Berlin’de 27,10 metrekare, Stockholm’de 87,00 metrekare, Roma’da 11,90 metrekare, Paris’te 10,10 metrekare olduğu tespit edilmiştir.


Son söz

Şehirler kendilerini sel felaketlerine adapte edecek şekilde kentsel altyapı planlama çalışmaları yapmalıdır.

Kaybolmuş dereler ortaya çıkarılmalı. 

Dere yatakları ekolojik koridorlara dönüştürülmeli. 

Uyum önlemleri alınmadan, nehir/dere taşkınlarına maruz kalma ve zararlardan 3 ila 6 kat artış olması beklenmektedir.

Her şehir, [iklim değişikliğinden] artan risklerle tamamen yüzleşmeyi, yönetmeyi ve mümkün olan yerlerde tamamen ilerlemeyi planlamalıdır.

 

Not: Eylül ayında buluşmak dileğiyle…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU