Bilimsiz din, dinsiz bilim!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Beni okuyanlar bilime ne kadar büyük önem verdiğimi iyi bilir.

Bilim insanlarına ne kadar büyük değer verdiğimi iyi bilir.

Tabuları yıkan, putları kıran, her türlü perestliğe karşı çıkan bir insan olarak tanınan ben, elbette bilimperest değilimdir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bilimperest değilsem de bilim benim için çok önemli, bilim insanları benim için çok değerlidir.

Ancak bilimin ve onu üreten bilim insanlarının bir denetleyicisi olması gerekir.

Bu denetimin yapılabilmesi için de vicdanın devreye girmesi elzemdir.

Vicdanla denetlenmeyen bilim tehlikelidir.

Vicdanı ölü bir bilim insanı, insanlığa ölümcül zararlar verebilir.

Vicdanla denetlenen bilim insanlığa hizmet eder.

Ama vicdanla denetlenmeyen bilim insanlığı mahveder.

Çünkü insanda iyilik ile kötülüğün yan yana yaşadığı bilinir.

O halde insanın kötülüğe hizmet etmesi nasıl engellenecektir?

İşte bunu engelleyecek olan vicdanın ta kendisidir.

Peki vicdanlı olması için insana kim seslenecektir?

İnsanın vicdanını kim harekete geçirecektir?

İnsanın içine Allah korkusunu kim işleyecektir?

Bir an için düşünün ki, Allah korkusunun olmadığı bir dünya acaba nasıl olur?

Allah korkusunun olmadığı bir dünyaya kötülük hükümdar olur.

Allah korkusunun olmadığı bir dünyada orman kanunları geçerli olur.

Dünyalıların çoğunluğu katil, hırsız, tecavüzcü, gaspçı olur.

Böyle bir dünya vicdanın öldüğü, kötülüğün yaşadığı bir dünya demektir.

Vicdanı yaşatacak olan kurumların başta geleni dindir.

Benim için din, vicdansızlık gibi kötülüklerin frenidir.

Böyle bir frenin varlığı fevkalade önemlidir.

Din olmazsa fren görevini hangi kurum görecektir?

İnsandaki kötülük nasıl frenlenecektir?

Bilim insanlarının insanlığa faydası olması için iyi niyetle yaptıkları buluşların kötü niyetle kullanılması nasıl frenlenecektir?

Bilim insanlarının buluşları, dünyadaki güç odaklarınca amacından saptırılabilir.

Ölümcül silahlar, ölümcül ilaçlar üretmek için de kullanılabilir.

İnsanlığa “öldürme”, “kötülük yapma”, “vicdanlı ol” diye seslenen din olmazsa, ölümcül kötülüklerin önüne nasıl geçilecektir?

Şimdi kimileri diyebilir ki, ABD Başkanları da dinsiz değil; hepsi Allah’ın kitabı üzerine el basıp yemin edip göreve başlıyor.

Ancak bu, onların Hiroşima’ya atom bombası attırıp yüz binlerce insanı öldürtmelerine engel olmuyor.

Vietnam’da yangın bombalarıyla insanları cayır cayır yakmalarına da engel olmuyor.

Irak’a bomba yağdırıp çoluk çocuk demeden 1,5 milyon insanı katlettirmelerine de engel olmuyor.

Örneğin İsrail cumhurbaşkanları, başbakanları da dinsiz değil; ama bu onların Filistinlilere zulümler yapmalarına engel olmuyor.

Mesela İran İslam Cumhuriyeti bir din devleti…

Peki onun din devleti olması kendi insanlarına yaptığı zulümlere engel olabildi mi?

Katolik Kilisesi’nde yetişen, bir Katolik olarak yaşayıp öldüğü söylenen Hitler de dinsiz değildi.

Ne var ki onun dinsiz olmayışı, milyonlarca insanın ölümüne sebep olmasını engelleyebildi mi?

Evet, benim din gereklidir görüşüme karşı bunlar denilebilir; bu sorular sorulabilir.

Dinsiz bir insanın da vicdanlı olabileceği dile getirilebilir.

Felsefenin, felsefecilerin de insanlığı vicdanlı olmaya çağırdığı hatırlatılabilir.

Ancak tüm bunları bilen biri olarak yine de diyorum ki, din gereklidir.

İnsanlığa “vicdanlı ol”, “kötülük yapma”, “öldürme” diye seslenen din, bu seslenişine insanlıktan yeteri ölçüde karşılık bulmayabilir.

Ama dinin bu seslenişi insanlıktan ne ölçüde karşılık bulursa bulsun, o kadarı bile kıymetlidir.

Çünkü insanlığa “vicdanlı ol”, “kötülük yapma”, “öldürme” diye seslenen din olmazsa, insanlığa bu şekilde seslenilmesi cılızlaşacak, güçsüzleşecektir.

Din özellikle bunun için gereklidir.

Bazı kesimler ise dinin gerekli olmadığı düşüncesinde; radikal solcular bu düşüncede olanların tipik örneği.

İşte dindarlar ile solcular geçtiğimiz yıl toplanan 1. İslam ve Sol Çalıştayı’nda, bu konuları da tartışmak üzere ilk kez bir araya gelmişlerdi.

AK Parti kurucularından HDP kurucularına kadar, İYİ Parti kurucularından Dev-Genç kurucularına kadar, CHP yöneticilerinden Saadet Partisi yöneticilerine kadar, ÖDP gibi en büyük sosyalist partinin genel başkanından tanınmış ilahiyatçılara, akademisyenlere, aydınlara kadar birbirinden değerli kişiler, bu çalıştayın oturumlarının konuşmacıları olarak bir araya gelmişlerdi.

Ben onursal konuşmacı olarak bu çalıştayın açılış konuşmasını yapmıştım.

O konuşmamda da solun dini gereksiz sayıp dışlamasına karşı çıkmıştım.   

Sonuçta diyorum ki, ne bilimsiz din…

Ne de dinsiz bilim!
 

1.jpg
Lütfü Oflaz’ın onursal konuşmacı olarak açılış konuşmasını yaptığı İslam ve Sol Çalıştayı’nın afişi​​​​​​​

 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU