"Devrimci doktor"dan "kiralık doktor"a; Kübalı doktorlar

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Avrupa, koronavirüs salgının yeni merkezi olurken, İtalya sağlık sistemi de iflas etti.

Küba, koronavirüsle mücadeleye destek olmak için İtalya'ya doktor ve hemşirelerden oluşan 52 kişilik sağlık ekibi gönderdi.

Bu bağlamda Çin ve Rusya’dan da destek ekipleri İtalya’ya intikal etti.

Küba, koronavirüsle (Kovid-19) mücadele için sağlık ekiplerini sadece İtalya’ya değil; Brezilya, Venezuela ve Nikaragua'nın yanı sıra Jamaika, Surinam ve Grenada gibi sosyalist hükümetlerce yönetilen ülkelere de gönderdi.

Küba'nın en büyük ihracat kalemi, başka ülkelerdeki gibi petrol, gaz, şeker, maden ürünleri… vs. değil. Komünist Küba’nın en büyük ihraç ürünü tıp uzmanlarıdır. 

Kim bilir, Küba’ya 50 yıldır ambargo uygulayan ve virüsün çok hızlı yayıldığı ABD’de, salgınla mücadele ve yetersiz sağlık personeli için Kübalı doktorlardan yardım isterse şaşırmamak gerekir.

Nitekim geçtiğimiz hafta, bir İngiliz yolcu gemisi koronavirüs nedeniyle 600'den fazla yolcunun tahliye edilmesini Karayip Adaları geri çevirdi.

Küba, gemideki yolcuların tahliye amaçlı adaya demir atmasını kabul etti. İngiltere, yolcuların tahliyesine izin verdiği için Küba’ya teşekkür etti.

1959 devriminden bu yana, Küba “beyaz cüppeli ordularını” dünyada felakete uğramış ülkelere ‘medikal diplomasi’ adına gönderdi. 

Küba'da 100 binden fazla doktor var; her bin vatandaş başına 9 doktor oranı ve ulusal sağlık sisteminde kayıtlı 485 binden fazla sağlık çalışanıyla Küba sağlık sistemi, tüm zamanların en yüksek seviyesinde.

Şu an dünya genelinde, 67 ülkede yaklaşık 50 bin Kübalı doktor çalışıyor. Küba, dünyada kişi başına düşen en yüksek hekim oranlarından birine sahiptir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; Küba, ABD ile karşılaştırıldığında kişi başı üç katından fazla doktora sahiptir.

1959'daki devrimin ardından, lider Fidel Castro ücretsiz sağlık ve ücretsiz eğitimin temel köşe taşı olduğu komünist bir rejim kurdu.

1960'lar boyunca Küba, diğer gelişmekte olan ülkelerle ilişki kurmak için Kübalı doktorları bir diplomatik araç olarak kullanmaya başladı.

Bugün, Küba'nın doktor ihracatı hâlâ ülkenin uluslararası ilişkiler çabalarına fayda sağlıyor. 


Küba sağlık sistemi, gerçekten insanların iddia ettiği kadar büyük mü?

Devrimci sosyalist ideolojiden doğan Küba sağlık sistemi, anayasaya göre sağlık hizmetlerine erişilebilirlik vatandaşların temel hakkı olarak görüyor.

Ağırlıklı olarak tıbbın önleyici hizmetine odaklanır. Diş bakımı, ilaç tedariki ve doktorların ev ziyaretleri sistem tarafından karşılanmakta, diğer ciddi sağlık hizmetleri de yine sağlık sistemin güvencesi altındadır.

Bugün Küba'nın temel sağlık göstergeleri, ABD ambargosunun yarattığı ciddi kaynak kıtlığına rağmen, gelişmiş birçok ülke ile aynı orana sahiptir.

1980'lerden beri, birinci basamak doktor sayısı büyük ölçüde artırarak desteklendi (1980'de 15.247'den, 2018'de 95.487’ye kadar).

13 sağlık üniversitesi, 150 hastane, 12 uzmanlık alanında araştırma enstitüleri ve birinci sınıf bio-teknoloji sektörü tarafından desteklenen ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunmaktadır.

Ülke ayrıca sağlık verilerinin toplanmasını ve analizini güçlendirmek için bio-psikososyal bir yaklaşıma öncelik veren sağlık stratejilerini de uygulamaktadır.

Sonuç olarak, bugün yaklaşık 10 bin aile doktoru, mahallelerde yaşıyor ve pratik yapıyor, rapor ettikleri ve başvurdukları toplum polikliniğinin yönlendirdiği önleyici, iyileştirici ve rehabilitasyon bakımı sağlamak için aile hemşireleriyle birlikte çalışıyor. 


Küba ihracatının lokomotifi ‘kiralık doktorlar’

Son 60 yılda Küba doktorları, hemşireleri ve yardımcı sağlık profesyonelleri, ikili ve uluslararası işbirliği anlaşmaları yoluyla 150'den fazla ülkede halk sağlığı sistemlerinde çalışmış; 2018 yılı sonunda 400 binden fazla Kübalı tıp uzmanı yurt dışında hizmet vermiştir. 

Küba Komünist Partisi'nin resmi gazetesi Granma'ya göre, Küba yılda yaklaşık 8,2 milyar dolar gelir elde ediyor.

Bu rakamın 2019 sonu itibariyle 11 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Bu bağlamda Küba’da en büyük gelir kaleminin turizm olduğu bilinse de, sağlık çalışanlarının uluslararası transferi, Küba ihracatının en büyük unsurudur.

Yaklaşık 20 bin doktor Brezilya ve Venezuela'da çalışıyor. Brezilya’da Cumhurbaşkanı seçilen sağcı Bolsonaro, göreve gelir gelmez Kübalı doktorları, ideolojik nedenlerden ötürü ülkeden kovmuş, ancak koronavirüsünün ortaya çıkmasıyla tekrar Brezilya’ya davet etmişti.

Kübalı doktorlar çoğunlukla kırsal kesimde yaşayan 60 milyon Brezilyalıya tedavi sundu.

Venezuela'da ise ikili anlaşmalar bağlamında, petrol takası üzerinden sağlık çalışanları hizmet ediyor.

Küba, en büyük ve en kapsamlı tıbbi yardımı Venezuela ile yürütüyor. Bu program kapsamında 30 bin kişilik doktor, hemşire ve sağlık teknisyeninden oluşan ekip, on binlerce Venezuelalı personele hem eğitim veriyor, hem de sağlık hizmeti sağlıyor.

Buna karşılık Venezuela, Küba'ya günde 100 bin varil petrol tedarik ediyor.

Ancak Havana hükümeti, Brezilya ve Venezuela’nın siyasi ve ekonomik kriz içinde olmasından ötürü Kübalı doktorların kullanımları azalttı.

Bu yüzden Küba, doktorlarını Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine konumlandırmak istiyor.

İkili anlaşmalara ve ülkenin ekonomik koşullarına göre doktorlara ödenen ücretler değişkenlik gösteriyor.

Brezilya 4 bin dolar civarında ödeme yaparken, Katar Kübalı doktorların yetenek, tecrübe ve müktesebatına göre 5 bin ile 10 bin dolar arasında ödeme yapılıyor.

Kübalı bir doktor ayda yaklaşık 5 bin dolar aldığını farz edersek, her doktora 1.200 dolar ödeniyor ve geriye kalanı Küba devletinin banka hesabına yatırılıyor.

Doktorlara ödenen meblağın çoğu, Küba’daki bir banka hesabına yatırılır ve tahsil etmek için doktorun evine (Küba’ya) dönmesi gerekiyor.

Görevleri tamamlandığında ve Küba’ya döndüklerinde paralarını alırlar. Geri kalan meblağ (3 bin 150 dolar) Küba hükümetinin hesabına yatırılmaktadır.

Örneğin, Brezilya hükümeti (Dilma dönemi) her Küba hekimine gıda, ulaşım ve sağlık sigortasına ek olarak aylık 4 bin 150 dolar (10 bin real) ücret ödediği bilinmektedir.

Bununla birlikte, hekimler ayda sadece 1.000 dolar alırlar; bunun 600 doları Küba'daki banka hesabına yatırılır.

Ancak yıllarca Küba’nın sağlık misyonları, Küba’daki hayat standardından memnun olmayan Kübalılar için sessiz bir kaçış rotası oldu. Yalnızca 2013'te, 3.000'den fazla Kübalı doktor ABD’nin şartlı tahliye vize programı kapsamında ülkesinden kaçmıştır.

Yurtdışında çalışan bazı Küba doktorları, George W. Bush'un yönetimi sırasında başlatılan; Küba sağlık personelinin eşleri ve çocukları ile ABD'ye gitmesine izin veren bir politika ile ABD'ye kaçtılar

Küba doktorları ucuza geldiklerinden, iyi eğitildiklerinden ve organize ve iyi çalışan bir halk sağlığı sisteminde çalıştıkları için uluslararası alanda talep görüyorlar. 

Birçok doktor bu görevlere katılmayı tercih ediyor, çünkü aldıkları maaşlar önemli ölçüde daha iyidir.

Yurt dışında binlerce doktor göndermek, övgüye değer bir eylem olsa da, yerli sağlık sistemini baskı altında bırakıyor.

Mesela bir hasta, bir uzmana muayene olmak için başka bir bölgeye seyahat edebilir, çünkü kendisine en yakın olan klinik Venezuela'ya yada başka bir ülkeye gönderilmiştir. 


‘Medikal diplomasi’ uluslararası işbirlikleri artırıyor

Küba birinci basamak doktorları, yani halkla ilk temas eden ve mesleki tecrübeleri yeni olan uzmanları ve diğer sağlık ekiplerini dünyanın en yoksul ve en az hizmet alan bölgelerinden birinde iki yıl hizmet verdiriyor.

Küba bu eğitim sürecini uzun vadeli düşündüğünden Güney-Güney İşbirliği doktrininde ele alıyor.

Bu bağlamda Kübalı sağlıkçılar şu anda Haiti, Honduras, Bolivya, Nijer, Lesoto, Kongo, Çad ve Kiribati dahil olmak üzere 30 ülkede halk sağlığı sistemlerine yardımcı olmaktadır.

1960 Şili depremi, Küba'nın uluslararası tıbbi işbirliğine girdiği önemli çalışma oldu. 1998'de bir doğal afet ikilisi bu işbirliğinin derin bir evrimine yol açtı.

Georges ve Mitch Kasırgaları Orta Amerika ve Karayipler'i vurdu, 30 binden fazla kişiyi öldürdü ve yaklaşık 3 milyon insanı evsiz bıraktı.

Küba Honduras, Haiti, Nikaragua ve Guatemala'daki en zorlu bölgelere tıbbi ekipler gönderdi.

1966 ve 1974 arasında Küba doktorları Portekiz'e karşı bağımsızlık savaşı veren Gine-Bissau’da ve 1977 yılında da Angola’da Kübalı sağlıkçılar çalıştı.

Benzer bağımsızlık savaşını Fransızlara karşı veren Cezayir’e 1963’te Kübalı doktorlar yardıma gitti.

1960, 1972 ve 1990'da depremlerin ardından Şili, Nikaragua ve İran'a acil yardım ekipleri gönderdi.

Küba, Çernobil nükleer kazasında, 2005 tsunami sonrasında Endonezya'da, 2010’da Haiti'deki Matthew Kasırgası ve sonrasında Afrika'da Ebola ile savaşmada Kübalı doktorlar büyük bir fark yarattılar.

Nihayetinde de 2020 koronavirüsüyle savaşta Brezilya ve İtalya’da aktif sorumluluk aldılar.


Küba’nın Harvard’ı ELAM: Latin Amerika Tıp Okulu

1998 yılında, Küba, eski bir deniz üssünde "Escuela Latinoamericana de Medicina" (Latin Amerika Tıp Okulu’nu-ELAM) kurdu. Yılda yaklaşık 1500 öğrenciyi kabul ediyor.

ELAM’da ABD'den Gana'ya, Nijer'den Nikaragua'ya, Küba'da eğitim görmüş uluslararası doktorlar Küba’nın yumuşak gücü olarak etki yapıyor.

Özellikle ABD’de tıp eğitimin çok yüksek bir maliyet gerektirdiği göz önüne alındığında Küba’nın sunduğu ücretsiz eğitimler Amerikalılara da cazip geliyor.

Küba, dönemin Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Roussef ile yaptığı 2013 anlaşma ile en büyük ikinci müşterisi oldu.

Brezilya Sağlık Bakanlığı'na göre, Brezilya Küba hükümetine ayda yaklaşık 3 bin 600 dolar ödedi. Bu rakam daha sonra 4 bin 500 dolara kadar çıktı.

Brezilya bu anlaşmayla kırsalda yaşayan insanların sağlık ihtiyaçlarını giderdi. Küba, yakın zamanda Cezayir, Kenya ve Uganda ile doktorlar için ticaret yapmak üzere anlaşmalar imzaladı.


Küba medikal dünyasının diğer yüzü

Sosyalizm ve sosyalistler, her zaman Küba sağlık hizmetleri mitine inanmak için derin bir psikolojik ihtiyaç duymuştur. Ancak Küba’da bahsedildiği gibi mükemmel işleyen bir sağlık sistemi yok.

Evet, hastane veya klinik ve sağlıkçıya erişim oldukça kolay. Ancak sıradan Kübalılar için yetersiz medikal araç-gereç eksikliği, hijyenik olmayan binalar ve enstrümanlar söz konusu.

Elbette bu durum, ABD’nin yarattığı ekonomik ambargonun bir sonucu. Ancak bu olumsuz tablodan bir sosyalist efsane çıkarmak, ideolojik referans almak doğru değil.

Küba’da üç tip sağlık sistemi vardır. Aslında Küba’da sistem bir tanedir. Ancak her totaliter ülkede olduğu gibi rejim içindeki statünüz, ekonomik durumunuzu ve sosyal çevrenizi de şekillendiriyor.

Birinci sağlık sistemi tıbbi bakım için Küba'ya gelen yabancılar içindi. Bu sistem “medikal turizm” olarak bilinir. Turistler, yüksek ücretler karşılığında para ödüyorlar.

Bu sınıfta medikal araç ve gereçlerin durumu, klinik ve doktorların donanımı gayet yerindedir.Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinden bile hastalar, tıbbi bakım için Küba’ya gelirler.

İkinci sağlık sistemi Küba elitleri, komünist parti, rejimim üst yöneticileri, üst düzey ordu mensupları, diplomatlar, resmi (ideolog) sanatçılar ve yazarlar… içindir.

Sovyetler Birliği'nde bu kurmay kadrolara “Nomenklatura” adı verildi. Bu sistemde medikal turistler gibi birinci sınıftır.

Üçüncü olarak gerçek, yani yaşayan “Küba sağlık sistemi” var. Sıradan insanların kullanması gereken sistemdir.

Bakımsız klinik ve hastaneler, yetersiz ve hijyenik olmayan araç-gereçler ve medikal donanımlar söz konusu.

Hastaneler ve klinikler çökmüş. Koşullar çok sağlıksız. Aslında hastalar evlerinde kalsalar, daha iyi koşullarda olabilirler.

Sıradan Kübalılar hastaneye gitmek zorunda kalırsa, kendi çarşafını, sabununu, havlusunu, yiyeceklerini, ampullerini ve hatta tuvalet kağıdını bile getirmesi gerekir ve temel ilaçlar yetersizdir.

Doktorların kullanması gereken ekipman, ya eski ya da yok. Doktorlar, lateks eldivenleri tekrar kullanmaktadırlar.

Sıradan Kübalılar için ‘hastalık’ eski moda hastalıkların intikam ile geri dönen tüberküloz, cüzzam, ateş ve tifo ateşidir.

Nakit sıkıntısı çeken komünist adadaki en değerli metalardan biri olan antibiyotikler, son derece yetersiz ve karaborsadadır.

Aspirin, yalnızca dolar cinsinden ortak ilaçlar bulunduran ve devlet tarafından işletilen dolar mağazalarından satın alınabilir. 

Bu durum ortalama ücretleri ayda 300 peso, yaklaşık 12 dolarlık peso kazanan Kübalıların çoğunu erişilmez kılıyor.

Ancak Küba'daki ’turist hastaneleri’ en son ekipman ve ithal ilaçlarla doludur. Turistler ve Küba elitleri, medikal açıdan ihtiyaç duydukları her şeye sahipler.

Ama sıradan Kübalılar için durum farklı. Turistlerle çalışmadığınız veya Miami'de size para gönderen bir akrabanız olmadığı sürece, Küba'da hastaysanız ihtiyacınız olanı alamayacaksınız demektir. 

Küba rejimini eleştirmek suç olarak görüldüğünden, Küba'daki sağlık sistemi ile ilgili en belirgin sorunlardan olan ilaç, ekipman ve diğer malzemelerin yetersizliği sorunu çözülemiyor. 


‘Devrimci doktorlar’, ‘firari doktor’ oluyor

Kübalı sağlıkçıların uluslararası hareketi, ülkeye ekonomik fayda sağlayan küresel bir olgu haline gelmiştir.

Küba'nın doktor fazlalığını yabancı uluslara kiralaması sakıncalı bir şey değil. Sorun, sağlıkçıların özlük hakları ve çalışma koşullarıdır.

Küba makamlarının 'proleter enternasyonalizmi' veya 'dayanışma desteği' diyerek, ısrar ettikleri doktor ihracatı; hekimlerin çalışma haklarını ve ücretlerinin korunmamasıdır.

Dolayısıyla Küba’da ‘ayda’ 40 ile 60 dolar arasında kazanan doktorların yurtdışında daha büyük fırsatlar peşinde koşabiliyor.

Bu görevleri sırasında Kübalı doktorlar çeşitli yasaklar ve sürekli gözetim altında tutulmaktadır.

Uluslararası misyondaki sağlık çalışanlarının yerel halkla kişisel ilişkiler kurmasına veya gazetecilerle ve yabancı diplomatlarla konuşmasına izin verilmemektedir.

Kendi yetki alanlarının dışında seyahat etmeleri izne tabidir. Çoğunlukla Venezuela’da Küba istihbaratı bu önlemleri uygulamaya çalışıyor.

Her görevde, her şeyi kontrol eden bir devlet güvenlik ajanı 'jurídico' adlı bir kişi vardır. 

Kübalı doktorlar, ayrılmadan önce iki kez düşünmelerini sağlamak için en sevdikleri kullanılıyor.

Küba'ya ve ailelerine geri dönmediklerinde en az sekiz yıl süreyle girişi men edilir. Kaçan doktor ‘hain’ ilan edileceğinden Küba’daki ailesi toplumsal baskıya maruz kalır. 

Devrim altında eğitim almış Küba doktorlarının başka bir ülke sistemi tarafından tanımadığı için ciddi zorlukla karşı karşıya kalabiliyor.

Ama gerçek daha karmaşık olabiliyor. Kendi ülkelerinde ayda 50 dolardan daha az kazanan birçok Küba doktoru, sürgünde buldukları refah ve özgürlük arayışında Küba'yı terk ederek bu riski alabiliyor.

Her ne kadar doktorlar görevlere katılmak için gönüllü olsalar da, ABD merkezli analistler programın sömürücü olduğunu söylüyor.

Ancak bu düşünce komünist Küba’ya karşı doktorları nitelendirse de; büyük oranda Kübalı doktorlar ve sağlık çalışanları, sosyalist bir sistemde eğitildiler, tıbbi eğitimleri için hiçbir şey ödemediler ve Küba hükümetine ödenen yüksek miktarın Küba'daki sağlık sistemini sübvanse etmek için kullanıldığını düşünüyorlar.

Diğer bir ifadeyle emperyalizm karşıtı ‘devrimci doktorlar’ın varlığı büyük motivasyon teşkil ediyor.

İspanyol El País gazetesine göre, 5 bin Kübalı doktor, hemşire ve sağlık teknisyeni uluslararası görev sırasında son on yılda ülkeden kaçtı.

Özellikle Brezilya ve Venezuela’da çok sayıda Kübalı sağlıkçının görev yaptığını göz önüne aldığımızda birçok sağlıkçının, bu uluslararası görevleri bir kaçış bahanesi olarak kullandığını gösteriyor.

Sonuç olarak; Soğuk Savaş yıllarında, Küba, siyasi izolasyonun üstesinden gelmek için doktorlarını diplomatik bir araç olarak kullanmaya başladı.

Küba'nın "doktor diplomasisinde" ideolojik faktörler, özellikle Soğuk Savaş sırasında belirgindi.

Daha sonra, Küba'nın yurtdışındaki imajını geliştirmek ve uluslararası izolasyonu önlemek için hayati bir araç olarak görüldü.

Bu durum koronavirüs savaşıyla birlikte daha fazla ülkeyi kapsaması yüksek ihtimal gözüküyor.

Küba'nın sağlık hizmetlerinden ve doktor ihracatından elde ettiği kazanç, toplam ihracat gelirleri; Küba’nın nikel, kobalt ihracatı ve turizmden elde edilen kazançlarından fazladır.

Küba'nın sağlık sistemi mükemmel olmaktan uzak, ancak dünyanın takip etmesi gereken önemli bir model sunuyor.

Önleyici tıp ve cerrahi teknolojilerindeki en son yeniliklerle Küba, sağlık alanında dünyaya öncülük ediyor.

ABD, ‘sağlık hizmetlerini endüstrileştirdi’ ve hasta bakımından ziyade ‘kâr odaklı’ çok milyar dolarlık bir sanayiye dönüştürdü.

Küba modelinin kopyalanması mümkün, lakin ABD hâla evrensel sağlık sistemine yatırım yapmayan birkaç gelişmiş ülkeden biridir.

Bu bağlamda Türkiye’nin de ‘başarılı rol model’ ülke olduğunu da vurgulamadan geçmeyelim.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU