Ukrayna'nın "drone duvarı" arayışı: Uyarlanabilir savunmanın yeni halkası

Dr. Osman Gazi Kandemir Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Modern savaş alanı, silah ile karşı-silah arasında hızla gelişen bir rekabet döngüsüne dayanıyor.

Her yeni tehdit, kısa sürede ona yanıt veren bir savunma sistemini doğuruyor ve bu süreç, harbin gidişatını belirleyen temel faktörlerden biri hâline geliyor.

Adaptasyon, bu nedenle stratejik başarının ana belirleyicisi.

Rusya-Ukrayna savaşında görülen drone kullanımındaki hızlı evrim de bu gerçekliği bir kez daha gösterdi.

Ucuz, çok sayıda ve sürekli geliştirilen saldırı sistemleri karşısında savunmanın aynı tempoda yenilenmesi zorunlu hâle geldi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kiev yönetiminin son dönemde öne çıkardığı "drone duvarı" girişimi, tam olarak bu zorunluluğun ürünü.

Ukrayna'nın Atreyd firması tarafından geliştirilen DWS1 (Drone Wall System 1), hem şehirleri hem kritik altyapıyı korumak amacıyla tasarlanan yeni nesil bir karşı-İHA mimarisi sunuyor.

Bu sistem, gökyüzünde adeta bir "hava mayın tarlası" oluşturarak düşük maliyetli saldırı dalgalarını sönümlemeyi hedefliyor.

Savaşın drone sürüleri üzerinden yürütülen yeni evresinde, maliyet dengesini savunma lehine çevirme çabası dikkat çekiyor.


Sistemin çalışma mantığı

DWS1, çok sayıda küçük insansız uçağın tehdit algılandığında otomatik şekilde devreye sokulması prensibiyle çalışıyor.

Radar veya diğer algılama sistemleri yaklaşan bir saldırıyı tespit ettiğinde, fırlatma platformları aynı anda onlarca aracı havaya gönderiyor.

Bu araçlar belirlenen bölgede bir perde oluşturarak yaklaşan düşman drone'unu etkisiz hâle getirmeye odaklanıyor.

Etki mekanizması, doğrudan çarpma veya yakın temas yoluyla müdahale şeklinde işliyor.

Sistemin önemli özelliklerinden biri GPS bağımsızlığı.

Dronlar, önceden yüklenmiş üç boyutlu haritalar ve yerleşik algoritmalar üzerinden konumlanıyor.

Böylece elektronik harp ve GPS karartmasının yoğun olduğu bölgelerde görev yapabilmeleri hedefleniyor.

Bu yetenek, Rusya'nın cephede sıkça kullandığı sinyal bozucu sistemler dikkate alındığında kritik bir avantaj.

Bir diğer öne çıkan nokta, maliyet-etkinlik oranı.

Kullanılan her küçük dronun birkaç bin dolar seviyesinde olduğu belirtiliyor.

Maliyet hesabı, Rusya'nın Shahed tipi insansız sistemlerle yürüttüğü geniş ölçekli saldırılar karşısında savunmanın finansal sürdürülebilirliği açısından belirleyici.

Ayrıca, yüz drona kadar sürü kontrolünü tek bir operatörün yönetebilmesi, sistemin yüksek otomasyon derecesini ortaya koyuyor.


Rus saldırı kalıplarına yanıt niteliğinde

Ukrayna'nın böyle bir sisteme yönelmesinin temel nedeni, Rusya'nın son yıllarda artan drone saldırılarındaki çeşitlilik ve yoğunluk.

Şehir merkezleri, enerji dağıtım noktaları ve kritik altyapılar sık sık düşük maliyetli İHA'ların hedefi hâline geldi.

Küçük, hızla çoğalabilir ve radar izi düşük bu araçlar, klasik hava savunması için ciddi bir yük oluşturuyor.

Her bir drone'a karşı yüksek maliyetli hava savunma mühimmatı kullanmak, sürdürülebilir bir yaklaşım değil.

Bu nedenle Kiev, geniş bir hat boyunca "düşük maliyetli savunma katmanı" oluşturabilecek mekanizmalara yöneliyor.

Drone duvarı konsepti, saldırı dalgalarını durdurmayı amaçlamakla kalmıyor; aynı zamanda savunmayı maliyet açısından daha dengeli bir zemine taşımayı hedefliyor.


Küresel eğilimin parçası: Benzer modeller

Ukrayna'nın geliştirdiği sistem, dünya genelinde yükselen bir eğilimle de örtüşüyor.

NATO ve Avrupa Birliği, özellikle doğu kanadında geniş bir sensör ve karşı-İHA ağı kurma planlarına sahip.

Estonya ve Polonya gibi ülkeler de sınır güvenliğini drone tehditlerine karşı güçlendirmek amacıyla benzer projelere kaynak ayırıyor.

Hindistan'da geliştirilen Indrajaal sistemi, geniş alanları kapsayan otonom savunma mimarisiyle bu eğilimin bir başka örneği.

Radar, jamming sistemleri, yapay zekâ tabanlı karar modülleri ve GNSS bozucu bileşenleri birleştiriyor.

İsrail ise lazer tabanlı Iron Beam sistemiyle düşük maliyetli tehditlere yüksek teknoloji içeren çözümler geliştirmeye çalışıyor.

ABD'de Air Force Research Laboratory tarafından geliştirilen THOR ve Epirus'un yüksek güçlü mikrodalga sistemleri, sürü drone saldırılarına yönelik alternatif karşılıklar sunuyor.

Bu girişimlerin ortak yanı, geniş alanı kapsayan, hızlı tepki veren ve maliyet dengesini gözeten savunma mimarileri oluşturma çabası.

Ancak henüz hiçbir model, sürekli ve kesintisiz şekilde bir "duvar" biçiminde konuşlandırılmış değil.

Bu durum, konseptin hâlâ evrim aşamasında olduğunu gösteriyor.


Saha gerçekleri ve belirsizlikler

DWS1'in testlerde yüksek başarı oranına ulaştığı iddiası dikkat çekici.

Ancak savaş koşulları, kontrollü test ortamlarından çok farklı.

Rusya'nın insansız hava araçları teknik açıdan sürekli değişiyor.

Daha hızlı modeller, termal iz bırakmayan sistemler, yönlendirilmiş saldırı algoritmaları ve yapay zekâ tabanlı manevra kabiliyetleri sahaya yansımaya başladı.

Bu gelişmeler, Ukrayna'nın geliştirdiği duvarın ne ölçüde uyum sağlayabileceği konusunda soru işaretleri doğuruyor.

Sistemin sürdürülebilirliği de önemli bir konu.

Çok sayıda küçük dronun üretimi, bakımı ve depolanması ciddi bir lojistik altyapı gerektiriyor.

Saldırı yoğunluğunun arttığı dönemlerde sistemin karşılayabileceği kapasite, savunma için kritik bir faktör hâline gelebilir.

Bu nedenle uzmanlar, sistemin teorik başarısını kabul etmekle birlikte, kalıcı performansın ancak uzun süreli cephe kullanımında doğrulanabileceğini vurguluyor.
 


Jeopolitik bağlam

Drone duvarı, savunma sanayisinin içinde bulunduğu daha geniş ölçekli dönüşümün göstergesi.

Modern savaş giderek düşük maliyetli, hızlı üretilebilir ve esnek sistemlerin rekabet alanına dönüşüyor.

Bu durum, büyük güçler ile orta ölçekli devletler arasındaki askeri kapasite farkını kısmen daraltıyor.

Ayrıca kritik altyapıların korunması, sınır güvenliği ve şehir savunması alanlarında yeni uygulamaların ortaya çıkmasına yol açıyor.


Sonuç

Ukrayna'nın "drone duvarı" girişimi, savaşın mevcut karakterine verilen uyarlanabilir bir yanıt niteliğinde.

Henüz geniş ölçekli sahada doğrulanmış veriler sınırlı olsa da sistem, maliyet-etkin savunma anlayışının öncü örnekleri arasında yer alıyor.

Rusya'nın saldırı kapasitesindeki hızlı değişim dikkate alındığında, bu tür yeniliklerin savaşı şekillendirmeye devam edeceği görülüyor.

Drone duvarı konsepti, modern harbin giderek daha teknolojik ve daha hızlı adapte olan bir yapıya dönüştüğünün en güncel göstergelerinden biri.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU