Yapay zeka çağının sessiz sınıf savaşı: Kimin işi, kimin geleceği?

Yüce Zerey Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Independent Türkçe/ChatGPT

İşinizi kaybetme korkusu sizi gece uyandırıyor mu?

Ben uyanıyorum.

Gecenin karanlığında, yarının belirsizliğinde, algoritmaların gölgesinde.

Ve yalnız değilim bu uyanışta.

2025'in Ekim ayı, bir çöküşün tarihi oldu.

UPS 48 bin kişiyi kapının önüne koydu - sanki insanları birer paket gibi gönderdi uzağa.

Intel 24 bin. Accenture 11 binden fazla.

ABD'de tek bir ayda 153 bin işten çıkarma. 1

Rakamlar soğuk. İnsanlar ise sıcak kan, ter ve gözyaşı.

Hepsinin ortak gerekçesi: Yapay zeka.

Salesforce CEO'su kulaklarımızda yankılanan şeyi söylüyor:

Yapay zeka ile birlikte artık daha az çalışana ihtiyaç duyuyoruz.


Daha az çalışan.

Daha az nefes.

Daha az ruh.

Daha az sen, daha az ben.

İnsan eksilişinin büyük dramı başladı.


Işığın düştüğü yer, gölgenin büyüdüğü yer

Bize yapay zekanın hayatı kolaylaştıracağı söylendi.

Yeni bir çağın müjdesi verildi.

Doğru da çıktı.

Ama hangi bahçenin kapısı kime açıldı?

Goldman Sachs'ın soğuk rakamları 2 şöyle der:

300 milyon tam zamanlı iş tehlikede.

Ama bu sadece bir sayı değil.

300 milyon ailenin ekmeği.

300 milyon çocuğun geleceği.

300 milyon umudun sönüşü.

Türkiye'de her 10 kişiden 6'sı bir korku taşıyor içinde3:

İşsiz kalma korkusu, yok olma korkusu, silinme korkusu.

Ama asıl mesele bu korkunun demokratik olmaması.

Bazılarının korkusu, bazılarının rahatı üzerine inşa ediliyor.


İki ayrı ülke, tek bir dünya

Kaliforniya'da biri yapay zeka ile kod yazıyor.

Parmak uçlarında algoritmaların dili.

Londra'da biri portföyünü dijital ellere emanet ediyor.

Güven ve teknoloji iç içe.

Tokyo'da biri yapay zeka ile sanat üretiyor.

Yaratıcılık ve makine yan yana.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Peki ya Nijerya'da? Bangladeş'te?

Anadolu'nun taş evlerinde, toprak yollarında?

Orada insanlar yapay zekayı kullanmıyor.

Yapay zeka onları kullanıyor - tüketen, yok eden, silen bir güç gibi.

Dünya Ticaret Örgütü bunu kibarca "dengesiz" diye adlandırıyor.

Dengesiz.

Sanki bir terazinin iki kefesinden bahsediyormuş gibi.

Gerçekte söylediği şu: Bir kefede altın birikiyor, diğer kefede insan.


Mesleklerin büyük göçü: Kimler gidiyor, kimler kalıyor?

Artık hangi mesleği seçeceğimizi değil, hangi mesleğin bizi seçeceğini düşünmek zorundayız.

Seçim hakkımız elimizden alındı.

Algoritmalar bizim için karar veriyor - sessizce, görünmezce, acımasızca.

Risk altındaki mesleklere bakıyorsunuz: Müşteri desteği, idari işler, veri girişi, finansal analiz.

Beyaz yakalılar. Temiz ofislerde çalışanlar. Kendini güvende sananlar.

En büyük yara gençlerde açılıyor.

Hayata yeni başlayanların geleceği çalınıyor.

2030'a kadar giriş seviyesi işlerin yarısı buharlaşacak - tıpkı sabah çiyi gibi, güneş doğduğunda yok olacak.

Ama dram burada bitmiyor.

Yeni meslekler doğuyor - veri bilimcisi, yapay zeka uzmanı, siber güvenlik specialisti.

Ancak bu kapılar herkese açık değil.

Nitelikli eğitimler, özel sertifikalar, sürekli güncellemeler gerekiyor.


Sessiz savaşın cepheleri

Yapay zeka artık bir teknoloji değil.

Bir sınıf silahı.

Zenginler verimlilik için kullanıyor - kılıçlarını bileme taşına sürer gibi.

Garibanlar hayatta kalmak için öğrenmeye çalışıyor - ama öğrenmeden yok oluyor, tüketiliyor, unutuluyor.

1980'den beri zengin-fakir uçurumu genişliyor.

Dünya milyarderlerinin serveti sel gibi akıyor - yılda yüzde 13.

Sıradan işçilerin ücretleri ise damlıyor - yılda yüzde 2.

Sel ile damla, yan yana.

Yapay zeka bu uçurumu kapatmayacak.

Daha da derinleştirecek - uçurumu kanyona çevirecek.

Çünkü erişim zaten eşitsiz:

Gelişmiş ülkeler entegre ediyor.

Gelişmekte olan ülkeler öğrenmeye çalışıyor.

Az gelişmiş ülkeler habersiz, uzak, yalnız.

Bu sadece teknolojik bir konu değil.

Sosyal adalet meselesi.

İnsan onuru meselesi.

Gelecek meselesi.


Gençlerin kırık aynası

Genç nesil her zamankinden daha eğitimli.

Kütüphanelerde büyümüş, sınıflarda yetişmiş, kitaplara gömülmüş.

Ama aynı zamanda daha işsiz.

Diplomanın değeri düşerken, algoritmanın değeri yükseliyor.

Yapay zeka kullanmayan şirketlerin yarısından fazlası "uzmanlık eksikliği" yaşıyor.

Bilmiyor, öğrenemiyor, öğretemiyor.

Bir nesil var: Dijital becerisi olmayan ama üniversite diploması olan, umutlu ama geleceksiz, eğitimli ama işsiz.

Onlara ne diyeceğiz?

"Üzgünüz, sistem size yer bırakmadı" mı?

Yoksa, "Sizin zamanınız geçti, algoritmaların zamanı geldi" mi?


Umudun ince kırmızı çizgisi

Her felaket senaryosunda umut ışığı ararız.

Karanlıkta bir kibrit çakar gibi.

Ama bu sefer umut kolay değil.

Hazır reçete yok, mucize çözüm yok.

Yapılması gerekenler var ama hiçbiri basit değil:

Eğitimi yeniden inşa etmek.

Artık bilgi aktarmak yetmiyor.

Eleştirel düşünme, yaratıcılık, duygusal zeka - bunlar 21'inci yüzyılın anahtarları.

Yapay zeka ile nasıl çalışılacağını öğretmek gerekiyor, nasıl korkulmayacağını değil.

Dijital uçurumu kapatmak. Her çocuğa internet, her gence dijital okuryazarlık.

Yoksa bu uçurum dijital bir duvarla pekişecek - taş üstüne taş, tuğla üstüne tuğla.

Sosyal güvenlik ağını örmek.

İş kaybı kaçınılmazsa, hayatta kalma ağları şart.

Evrensel temel gelir, yeniden eğitim programları - lüks değil, yaşamsal zorunluluk.

Ama en önemlisi:

İnsanın değerini yeniden keşfetmek.

Yapay zeka çağında insan, ne kadar üretken olduğuyla değil, ne kadar insan olduğuyla değerli olacak.

Empati. Yaratıcılık. Sezgi. Etik.

Bunlar algoritmaların asla sahip olamayacağı hazineler.

İnsanın elle tutulamayan zenginlikleri.


Son umut, ilk adım

Yapay zeka geleceği şekillendirecek.

Buna itirazımız yok, olmasın da.

Soru şu: Hangi geleceği? Kimin geleceğini?

Eşitsizliklerin derinleştiği, zenginlerin daha zengin olduğu, fakirlerin unutulduğu bir dünya mı inşa edeceğiz?

Yoksa herkesin nefes alabildiği, herkesin var olabildiği, insanın merkezde durduğu bir gelecek mi?

Bu yapay zekanın kararı değil.

Bizim kararımız.

Yapay zekayı öğrenmeye başlayacak mısınız?

Dijital uçurumun hangi tarafında duracaksınız?

İnsanlığınızı koruyabilecek misiniz?

Yapay zeka çağında insan kalmak, belki de yapabileceğimiz en devrimci şey.

Çünkü teknoloji hızla ilerlerken, insanlık bizim elimizde - korunması gereken son kale, savrulmaması gereken son tutam.

Ve bu tutamı bırakmamak, hepimizin sorumluluğu.

 

 

1.  https://www.reuters.com/business/world-at-work/layoffs-us-october-surge-two-decade-high-challenger-data-shows-2025-11-06/ 
2.  https://www.forbes.com/sites/jackkelly/2023/03/31/goldman-sachs-predicts-300-million-jobs-will-be-lost-or-degraded-by-artificial-intelligence/ 
3.   https://www.ipsos.com/tr-tr/ipsos-yapay-zekaya-global-bakis 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU