Yaşlı çocuk

Behçet Darğın Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Enfal Soykırımı, Hiroşima'nın bombalanması, Nazilerin işledikleri suçlar ve şu anda Sudan'da yaşanan dram…

Tüm bunlar, insanların korkunç işler yapabildiğini ve yapmaya devam edeceğini gösteriyor.

Şair Pablo Neruda'nın "Ben böyle bir dünya arzulamıyorum…" sözündeki sitem ne kadar da haklı.

Bu cürümlerin benliğimizde kök saldığını, türümüzün vahşetinden kendimizi kurtaramadığımızı; bedenen ve ruhen kirlendiğimizi, kişilik olarak bozulduğumuzu her geçen gün daha iyi anlıyoruz.

Gabor Maté, insanlık laboratuvarında ruhen tarumar olmuş bir şekilde çıkmış, pratikleriyle kötü sonuçlar vermiş bir gözlemci olarak bunu gösteriyor.
 

Gabor Maté / Fotoğraf: Alana Paterson-The Guardian
Gabor Maté / Fotoğraf: Alana Paterson-The Guardian

 

Victor E. Frankl, Anne Frank, Clarice Lispector ve Hannah Arendt gibi isimler de benzer şekilde bu trajedileri ve insan ruhunun derinliklerini eserlerine yansıtıyor.

Kitaplarında, okuru gelgitli zihninin karanlık dehlizlerine çekerler.

Hastalarının portrelerini ve kendi otobiyografilerini iç içe işledikleri metinler, ruhsal çırpınışlarla örülüdür.

Bilimsel çalışmalarında ise insanın iç dünyasının ayrıntılı bir haritasını çizerler; bozuk düzenin ve siyasi hırsların bireylerin yaşamı üzerindeki yıkıcı etkilerini tespit ederler.

İnançların ve ideolojilerin ardına gizlenmiş, insanların gerçek yüzünü açığa çıkarırlar.

Bana göre can alıcı nokta burada: Geçmişten bugüne özü değişmeyen, yalnızca biçim değiştiren o sinsi yüz.
 

 

Hitler, Pogrom, Kanada

Hekim ve yazar Gabor Maté, psikiyatri alanında günümüzün mihenk taşlarından biri olarak kabul edilir.

İki büyük dünya savaşının ardından 1944'te doğmuştur.

Devri şiddet ve sefaletle dolu olmasının yanı sıra, ülkesinde yaşanan vahşet de birçok mağdurdan daha derin izler bırakmıştır benliğinde.

Macaristan'ın Budapeşte kentinde Yahudi çift Judith ve Andor Maté'nin ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.

Doğduğu şehir, Almanların işgaline uğrar.

Adolf Hitler, ideolojisini yayma ve gücünü Avrupa'ya kabul ettirme savaşını sürdürürken Yahudiler pogromların hedefi olur.

Hayatta kalanlar, yaklaşan sonlarını haber veren "sarı yıldızlı" armalar takmak zorunda kalır; yine sarı yıldızla damgalanan, tuvaletlerin taşla kaplı, banyosuz, bitlenmenin kol gezdiği dar evlere sıkıştırılırlar.

O esnada yarım milyon insan, gaz odalarında, kurşuna dizilerek veya insani normlardan uzak işkencelerle hayatını kaybeder.

Gabor Maté'nin annesi, Dr. Joseph'in "bilimsel çalışma" kisvesi altında ebeveynlerini gaz odasında öldürmesini gösteren fotoğrafa bakmaya dayanamayarak intihar etmeye kalkışır.

Tam kendini öldürecekken, beşikte kendisine gülümseyen bebeğiyle göz göze gelmesi fikrini değiştirir.

Bu anı günlüğüne şöyle yazar:

Sen, benim hayatımı kurtardın.
 

Gabor Maté

 

İsviçre'nin göstermelik garantörlüğü altında, zorla evlerinden çıkarılan Yahudiler için yeniden göçertme uygulamaları başlar.

Annesi, yaşadığı yoğun korku nedeniyle sütü kesilmesine rağmen, bebeğini bırakmak istemez:

Oğlumu ancak beni sığır trenine atacakları zaman bırakırım. Bir saniye önce bile olmaz.


Fakat Yahudilerin toplatılacağını önceden haber alan Judith, kederlenmekle vakit kaybetmez; bebeğini evlatlık vereceği aile için mama tarifleri yazar, oğlunun elbisesinin arasına sıkıştırır.

Gabor Maté3

Gabor Maté'nin bebekliği, yokluk, çaresizlik ve travmalar içinde geçer.

Babası, Transilvanya'daki Szentkirály-Szabadjon taş ocağında çarptırıldığı kaya kırma cezasını yerine getirdiği için, Gabor doğduğunda yanında değildir.

Karısının doğum yaptığını öğrendiğinde yalnızca 1 aylık bir izin alabilir.

Karısının günlüğüne 30 Mart'ta şöyle bir not düşer:

Önemli olan, uzun bir ayrılığın ardından bir ay boyunca birlikte olacağız… 1


Bu izinden sonraki 14 ay boyunca babadan haber alınamaz.

Rus Kızılordusu Budapeşte'yi aldığında, hayatta kalan akrabalar yeniden bir araya gelir.

Nisan ayında, son Alman askerinin Macaristan'ı terk etmesiyle, herkesin umudunu kestiği Andor neredeyse tanınmaz hâlde ortaya çıkar; üzerinde yalnızca çöpe atılmış bir Alman askerinin üniforması vardır ve ağırlığı 45 kiloya düşmüştür.

Mate ailesi 1956'da, okyanusu aşarak yeni bir hayat kurma umuduyla Kanada'ya göç ettiğinde Gabor Maté 12 yaşındadır.

Vietnam Savaşı sırasında öğrencidir ve Vancouver'daki British Columbia Üniversitesi'nden mezun olur.

Öğretmenlik ve aile hekimliği yapmıştır.
 

Genç Gabor Maté, Hekim, "Kendini İyileştir" kitabından
Genç Gabor Maté, Hekim, "Kendini İyileştir" kitabından

 

Sevinç güncelerini okuyamadı

Alman işgalinden 2 gün sonra, ağlama nöbetleri geçiren bebeğini tedavi eden doktorun, "Sana şunu söyleyeyim, bütün Yahudi bebeklerim ağlıyor" sözleri Judith'i derin düşüncelere sevk eder.

O, bu gidişattan, ağlamaların hem yetişkinler hem de çocuklar için ilk ve son olmayacağını anlar.

Gabor'un doğumundan 15 gün sonra, onun ne tür şartlarda dünyaya geldiğini bilmesi için oğluna hitaben günlük tutmaya başlar.

Günlüklerinde, sorunların, dönüm noktalarının, gerçekçi tasvirlerin ve hayatlarını altüst eden kahredici olayların izleri vardır; ancak sancılara ve çekilen acılara fazla yer vermez.

Onun yerine, minik oğlunun getirdiği mutluluk ve sevinci kağıda döker.

Gabor, annesinin güncelerini 60 yaşına kadar okumaya birçok kez teşebbüs etmesine rağmen, buna takati yoktur.

Her denemesinde, zihninin derinliklerine gömdüğü anıların hortlayacağı korkusu yüreğini titretir, elleri uyuşur ve sararmış el yazmaları öylece kalakalır.

Annesi çok yaşlanıp kaza geçirdiğinde, ölüm ihtimali Gabor'a ciddi bir farkındalık kazandırır.

Bunun üzerine, annesinden kendi el yazmalarını bizzat okumasını ve ses kaydını gelecek nesillere aktarmak üzere saklamasını ister.

Günlüğünde annesi şöyle yazar:

Hâlâ lohusa yatağımdayım; ancak bugün minik Gab'in hayatındaki tuhaf durumları kayıt altına alma görevine başladım. Mümkün olduğunca onun için her şeyi yazmayı umuyorum, ilk andan itibaren. Böylece Tanrı'nın yardımıyla büyürse, hayatının ilk yıllarını tam olarak olduğu gibi karşısında görebilecek. 2
 

[scald=594315: {"additionalClasses":""}]

 

Ebeveyn yaşantısı ve çocuklar

İlişkilerde davranışların ardındaki dinamikleri anlamak, o ilişkinin bütününü kavramayı sağlar.

Hintli filozof Jiddu Krishnamurti bu noktaya dikkat çeker:

Eylem yalnızca ilişki içinde anlam kazanır; ilişki anlaşılmadığında, eylem bir süre sonra kaçınılmaz olarak çatışma doğurur.


Annesinden yalnızca 3 hafta ayrı kalan Gabor, o kadar incinmiştir ki, özgürlüğüne kavuşan annesine yabancılaşır, tepki veremez ve günlerce yüzüne bakamaz.

Fotoğraflarında bu mesafe belirgindir:

Karanlık ve ciddi bir yüz, çok yaşlanmış birine ait bakışlarla kameraya dik dik bakıyor… Gergin, korkuyor… Anne, çocuğu koltuk altlarından tutmuş, belki biraz sertçe, ama yüzünde yumuşak ve sevgi dolu bir ifade ile oğluna doğru eğilmiş. 3


En az diğer çocuklar kadar aile sevgisi gören Gabor, buna rağmen onlar gibi sağlıklı bir ruh hali ve dengeli bir kişilik geliştiremez.

Ailesinin yaşadığı korkuyu ve kaygıyı iliklerine kadar hissetmiştir.

Çocukluğuna kazınan ve etkisi yetişkinlik dönemine kadar süren "terk edilme, öfke ve umutsuzluk" travmalarının temelinde, ebeveyn sevgisini öteleyen bu korku yatmaktadır.

Yaşadıklarının üzerindeki izleri bilimsel olarak açıklamak isteyen Gabor, dikkat eksikliği bozukluğu (DEB), stres, gelişim psikolojisi ve bağımlılık konularında çalışır.
 

Gabor Mate 4 aylık bir bebekken, annesinin kucağında. Annesinin göğsünde Nazi yönetimi tarafından zorla taktırılan arma bulunuyor
Gabor Mate 4 aylık bir bebekken, annesinin kucağında. Annesinin göğsünde Nazi yönetimi tarafından zorla taktırılan arma bulunuyor

 

Ebeveynlerin yaşadığı duyguların yalnızca onlarla sınırlı kalmadığını, çocukların bu duyguları annenin sütünden, babanın sesinden, onları saran gergin kollardan ve bedenlerinin her hücresinden hissettiğini ortaya koyar:

Fotoğrafta annemin yüzündeki sevgiyi görebilirsiniz; ama benim yüzümde onun korkusu ve endişesi okunuyor.


Devamında, çocukların korku soluduklarını ve hüzün yediklerini ekler.

Gabor'un bebeklik dönemi, bakım verenin bebeğin zihni, beyni ve kişiliğinin şekillenmesinde ne denli belirleyici olduğunu açıkça gösterir.

O kan dondurucu koşullarda, tek istekleri hayatta kalmak olan Gabor ve annesinin normal bir ebeveyn-bebek ilişkisi yaşamaları imkânsızdır.
 

 

Geçmişin hayaletleri

İlk kitabı "Dağınık Zihinler"de Dikkat Eksikliği Bozukluğu'nu (DEB) merkeze alır; ancak bambaşka bir açıdan yaklaşır.

DEB'in yalnızca kalıtsal olduğu anlayışına karşı çıkar; genetik faktörlerin yanında sosyal ve kültürel çevrenin de belirleyici rol oynadığını savunur.

Kendisi ve çocukları bunun en iyi örnekleridir.

"Hayatımın her yönü bana acı veriyor" 4 der Maté.

Zihninde kök salan anılar, yetişkinlik döneminde de onu bir hayalet gibi takip eder; mantıksız duygusal tepkiler vermesine, ani öfke patlamalarına, aşırı sakarlığa, eşinin kendisini terk edeceği kaygısına ve zihninin bulanıklaşmasına yol açar.

Kendi kendine DEB tanısı koyar; gittiği diğer doktorlar da bu teşhisi doğrular.

DEB'li bir bireyin zihnini, daldan dala konan ve hiçbir yeri yuvası bellemeyen "meczup bir kuş"a benzetir:

Kaosun habersizce belirdiği, düşüncelerin, planların, duyguların ve niyetlerin oradan oraya savrulduğu zihnimin karanlık, kuytu köşelerine giden bir geçit bulmuş gibiydim. Beni psikolojik bütünlüğümden alıkoyan şeyin ne olduğunu keşfettiğimi hissettim… 5
 

 

Canavarlaşan zihin

İskoç doktor Ronald David Laing, insanları korkutan üç şey olduğunu söyler: Ölüm, öteki insanlar ve bireyin kendi zihni.

"Kendi zihni", Gabor Maté'nin de en büyük korkusudur.

Zihninden, kendisini her an yutacak bir canavar olarak bahseder.

Bitmek bilmeyen gelgitler yaşamı bir kabusa çevirir.

İlaçlarla kendini tedavi etmeye çalışsa da ciddi yan etkiler nedeniyle ilaçları bırakır.

Daha sonra, zihni meşgul etmenin iyileştirici gücünü fark eder ve onu sürekli beslemeye çalışır:

Kendi zihninden ölesiye korkan biri olarak onunla bir an bile baş başa kalmaktan eskiden beri korkmuşumdur. Bir banka sırasında ya da market kasasında beklemek zorunda kalma ihtimaline karşı, acil durum kiti olarak yanımda hep bir kitap bulundurmuşumdur. Zihnime her zaman onu oyalayacak kırıntılar verdim; sanki çiğneyecek bir şeyi olmazsa beni anında yutacak vahşi ve kötücül bir canavarmış gibi… 6


Gabor okumalar

Gabor Maté, kült bir yazar. Kitapları birçok dile çevrilmiş durumda.

Acı geçmişiyle cesurca yüzleşirken, bu deneyimi insan yapısının şifrelerini çözmek için kullanıyor.

Bu etkisi son derece doğal. Önemli konularda sunduğu veriler, metinlerinin ömrünü de uzatıyor bence.

DEB'in tedavisinde, uykusuzluğa yol açan ilaçlar yerine fiziksel egzersiz, uyku hijyeni, meditasyon ve rekreasyon gibi yöntemlerin günlük çabayla desteklenmesini savunması, insanlara ilaç dışı alternatif tedavi yolları sunuyor.

Ancak bu yaklaşım, bilim çevrelerinde "kanıta dayalı temelden uzak" olduğu gerekçesiyle eleştiriler almıştır.

Kitapları, birçok yaramıza merhem olacak başucu eserleri niteliğinde.

Ben yayımlanma sırasına göre şunları okudum:

  • Dağınık Zihinler (1999),
  • Vücudunuz Hayır Diyorsa (2003),
  • Çocuklarınıza Tutunun (2004),
  • Aç Hayaletler Diyarında (2008),
  • Normal Efsanesi (2022).

Her biri, tekrar tekrar döneceğim metinler.

Her yeni okuyuşumda, karmaşık bir varlık olan insanın ruhsal, bedensel ve toplumsal yönlerine dair yeni şeyler keşfediyorum.


Gabor Maté'yi okumanızı kesinlikle öneririm.

Keyifli okumalar!

 

 

1. Gabor Mate, Dağınık Zihinleri, Çeviri: Engin Süren, İstanbul, 3. Basım, Hep Kitap, 2022, s,104
2.  Age,s,102
3.  Age,s,101
4.  Age,s,26
5.  Age,s,21-22
6.  Age,s,22

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU