Özel okul öğretmenliği: İş sözleşmesi, kıdem tazminatı ve haksız fesih hakları neler?

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanı Okan Karagülle Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenler, 4857 sayılı İş Kanunu, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Milli Eğitim Bakanlığı mevzuatı çerçevesinde çalışır.

Bu nedenle, özel okul öğretmenlerinin iş sözleşmeleri, klasik iş sözleşmelerinden farklı bir yapıya sahiptir.

Sözleşmeler; öğretmenlik mesleğinin kamu hizmeti niteliği, eğitim-öğretim faaliyetlerinin sürekliliği ve toplumsal önemine göre şekillenir.


Yasal çerçeve: Özel Okul öğretmenlerinin iş sözleşmeleri hangi düzenlemelere tabi?

a) 4857 Sayılı İş Kanunu

Özel okul öğretmenleri, işçi statüsünde kabul edilir ve kural olarak İş Kanunu hükümlerine tabi bulunur.


b) 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu

5580 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca, özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin iş sözleşmeleri en az bir takvim yılı süreli olmak zorundadır.

Dolayısıyla belirsiz süreli iş sözleşmesi kuralı burada uygulanmaz; öğretmen sözleşmeleri, kanunun emredici hükmü gereği belirli süreli yapılır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Özel okul öğretmenlerinin göreve başlayabilmeleri için en az 1 yıl süreli iş sözleşmesi düzenlenmesi, bu sözleşmenin tescil edilerek çalışma izin onayının alınması amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı'na sunulması gerekir.

5580 sayılı Kanun'un 8'inci maddesine göre, öğretmenlerin MEB veya valilikten izin alınmadan göreve başlatılmaları mümkün değildir.

Kanunun emredici hükümlerine aykırı şekilde çalışma yapılması hâlinde, taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesi geçersiz sayılır.

Ancak bu geçersizlik ileriye etkili olduğundan, öğretmen bu nedenle bakiye süre ücret alacağı talep edemez. 1

Ayrıca, 5580 sayılı Kanun'un 9'uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, öğretmen sözleşmeleri eğitim-öğretim yılı esas alınarak düzenlenir ve sözleşmenin bitiminde öğretmenin işe devam edip etmeyeceği tarafların iradesine bağlıdır.


Özel okul öğretmenlerinin iş sözleşmeleri hangi özelliklere sahip?

Öğretmenlerle kurumları arasında yapılan iş sözleşmeleri kanunen belirli süreli olup, sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona erer.

Öğretmenin aynı kurumda uzun yıllar çalışması hâlinde, normal şartlarda iş sözleşmesinin belirsiz süreliye dönüşmesi gerekirken, 5580 sayılı Kanun sebebiyle bu dönüşüm gerçekleşmez.

Bu tür sözleşmelerde, İş Kanunu'nun 11'inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen "esaslı neden" kendiliğinden var kabul edilir.

Sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi durumunda ise, İş Kanunu'nun 24 ve 2'inci maddelerinde sayılan haklı sebepler dışında yapılan her türlü fesih, Türk Borçlar Kanunu'nun 438 ve 439'uncu maddeleri uyarınca karşı tarafa tazminat sorumluluğu doğurur.

Öğretmenler, eğitim-öğretim yılının yaz tatilinde yıllık ücretli izin haklarını kullanırlar.

Bu nedenle, yaz tatili dönemi aynı zamanda yıllık izin yerine geçer.


Özel okul öğretmenleri kıdem tazminatına nasıl hak kazanır?

5580 sayılı Kanun'un 9'uncu maddesi uyarınca, özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin iş sözleşmeleri en az bir takvim yılı süreli olmak zorundadır.

Bu nedenle, öğretmenlerin iş sözleşmeleri kanundan kaynaklanan bir zorunlulukla belirli süreli iş sözleşmesi niteliğindedir ve kıdem tazminatına hak kazanma bakımından belirli süreli iş sözleşmelerine ilişkin kurallara tabidir.

Yargıtay uygulamasına göre;

  • Belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce kıdem tazminatı doğuracak şekilde sona ermesi hâlinde (emeklilik, işçinin haklı feshi, işverenin haksız feshi vb.) işçinin kıdem tazminatı talep hakkı vardır.
  • Belirli süreli iş sözleşmesinin süresinin sonunda yenilenmeyeceğinin işveren tarafından bildirilmesi hâlinde de işçi kıdem tazminatına hak kazanır.
  • Ancak sözleşmeyi yenilemeyeceğini işçi bildirirse kıdem tazminatı talep edemez.
  • Belirli süreli iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesi durumunda ise yalnızca kanundan kaynaklanan belirli süreli iş sözleşmelerinde (örneğin 5580 sayılı Kanun kapsamında) kıdem tazminatı talep edilebilir. 2

Bu çerçevede, özel okul öğretmenleri de yalnızca yukarıdaki Yargıtay içtihadı doğrultusunda, işyerindeki toplam çalışma süreleri 1 yılı doldurmuşsa kıdem tazminatına hak kazanabilirler.

Öğretmenin iş sözleşmesi belirli süreli olduğundan, işveren tarafından sözleşmenin süresinden önce haklı neden olmaksızın feshedilmesi hâlinde; öğretmene, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 438/1'inci maddesi gereğince sözleşme süresinin sonuna kadar olan dönem için bakiye süre ücreti (tazminatı) ödenmek zorundadır.

Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca da, öğretmenin hak ettiği bakiye süre ücretinden, sözleşmenin sona ermesiyle yaptığı tasarruflar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelirler mahsup edilir.


Özel okul öğretmenleri belirli süreli iş sözleşmesini haksız feshederse ne olur?

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 438'inci maddesinde yer alan düzenleme, işverenin iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshetmesi durumunda işçiyi korumaya yöneliktir.

Dolayısıyla, işçinin (öğretmenin) belirli süreli iş sözleşmesini haksız feshetmesi hâlinde aynı madde işveren bakımından uygulanmaz.

Doktrinde hâkim görüş, işçinin/öğretmenin belirli süreli iş sözleşmesini haksız feshi hâlinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 439'uncu maddesinin uygulanması gerektiği yönündedir.

Buna göre; Borçlar Kanunu'na tabi belirsiz ve belirli süreli iş ilişkilerinde, ayrıca İş Kanunu kapsamındaki belirli süreli iş sözleşmelerinde, işçinin sözleşmeyi haksız feshi durumunda TBK m. 439 hükümleri uygulanmalıdır. 3


İşçinin haksız feshi durumunda hangi sorumluluklar ortaya çıkar?

Türk Borçlar Kanunu'nun 439'uncu maddesi "İşçinin haksız olarak işe başlamaması veya işi bırakması" başlığını taşımaktadır.

Bu maddeye göre:

İşçi, haklı sebep olmaksızın işe başlamadığı veya aniden işi bıraktığı takdirde işveren, aylık ücretin dörtte birine eşit bir tazminat isteme hakkına sahiptir. İşverenin ayrıca ek zararlarının giderilmesini talep etme hakkı da vardır. İşveren zarara uğramamışsa veya uğradığı zarar işçinin aylık ücretinin dörtte birinden az ise hâkim tazminatı indirebilir. Tazminat isteme hakkı, takas yoluyla sona ermemişse işveren, işçinin işe başlamamasından veya işi bırakmasından itibaren otuz gün içinde dava veya takip yoluyla bu hakkını kullanmak zorundadır. Aksi hâlde, tazminat isteme hakkı düşer. 4


İş Kanunu'nun 23'üncü maddesinde, belirli süreli iş sözleşmesini haksız fesheden işçinin sorumluluğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından, bu kanun boşluğu Türk Borçlar Kanunu'nun 439'uncu maddesiyle doldurulmaktadır.

Anılan madde, hem belirli süreli hem de belirsiz süreli iş sözleşmelerinin haksız fesih hâllerinde uygulanma alanı bulmaktadır. 5

Türk Borçlar Kanunu'nun 439'uncu maddesinde öngörülen tazminatın doğabilmesi için, işçinin sözleşmeyi haklı bir neden olmaksızın feshetmiş olması, yani işe başlamaması veya işini terk etmesi gerekir.

İşçinin haksız feshi nedeniyle gündeme gelen ve "haksız fesih tazminatı" olarak adlandırılan bu tazminat, işverenin bir zarara uğrayıp uğramadığına bakılmaksızın aylık ücretin dörtte biri oranında talep edilebilir.

Başka bir deyişle, işverenin zararı ispat etmesine gerek yoktur; işçinin haksız feshi yeterlidir. 6

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 23'üncü maddesi "Yeni İşverenin Sorumluluğu" başlığını taşımakta olup; iş sözleşmesini (belirli veya belirsiz süreli) haksız feshederek başka bir işverenin hizmetine giren işçinin, eski işverene karşı sorumluluğunu düzenlemektedir.

Ayrıca, belirli şartların varlığı hâlinde yeni işverenin de sorumlu tutulacağı öngörülmektedir. 7

Bu düzenleme ile yalnızca işçinin belirli süreli iş sözleşmesini haksız feshetmesi hâlinde sorumluluk doğacağı kabul edilmiş, ancak bu sorumluluğun kapsamı ve niteliği ayrıntılı biçimde açıklanmamıştır.

İş Kanunu'nun 23'üncü maddesinin temel işlevi, işçinin sözleşmeyi bildirimsiz feshi nedeniyle eski işverenin uğradığı malvarlığı zararlarının, yeni işverenin malvarlığından giderilmesini sağlamaktır. 8

Belirli süreli iş sözleşmesinin haksız feshinden farklı olarak, belirsiz süreli iş sözleşmesinin usulsüz feshinin sonuçları ise İş Kanunu'nun 17'inci maddesinde düzenlenmiştir.

Bu maddeye göre, bildirim sürelerine uymadan yapılan fesih hâlinde işçi, bildirim süresine denk gelen ücret tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür. 9

Sonuç olarak, yeni işverenin sorumluluğu, işçinin önceki işvereniyle arasındaki iş sözleşmesini haksız veya usulsüz şekilde feshederek yeni işyerinde çalışmaya başlamasından kaynaklanmaktadır.

Dolayısıyla, ister belirli süreli ister belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçi/öğretmen olsun; sözleşmenin süresi bitmeden veya bildirim sürelerine riayet etmeksizin işini bırakıp başka bir işverenin hizmetine girerse, bu fesihten doğan sorumlulukla karşı karşıya kalacaktır.
 


Yeni işverenin sorumlulukları neler?

4857 sayılı İş Kanunu'nun 23'üncü maddesi "Yeni işverenin sorumluluğu" başlığını taşımakta olup şu şekilde düzenlenmiştir:

Süresi belirli olan veya olmayan sürekli iş sözleşmesi ile bir işverenin işine girmiş olan işçi, sözleşme süresinin bitmesinden önce yahut bildirim süresine uymaksızın işini bırakıp başka bir işverenin işine girerse, sözleşmenin bu suretle feshinden ötürü işçinin sorumluluğu yanında ayrıca yeni işveren de aşağıdaki hâllerde birlikte sorumludur:

a) İşçinin bu davranışına yeni işe girdiği işveren sebep olmuşsa,
b) Yeni işveren, işçinin bu davranışını bilerek onu işe almışsa,
c) Yeni işveren işçinin bu davranışını öğrendikten sonra dahi onu çalıştırmaya devam ederse.


İş Kanunu'nun 23'üncü maddesi uyarınca, yeni işverenin sorumlu tutulabilmesi için eski işverenin zarara uğraması şart değildir.

İşçinin işini bırakmasına yeni işverenin sebep olması, işçinin uygun olmayan bu davranışını bilerek işe alması veya öğrenmesine rağmen çalıştırmaya devam etmesi durumlarında, eski işverenin zararı bulunsun ya da bulunmasın, yeni işveren işçiyle birlikte müteselsilen sorumlu tutulacaktır. 

Yeni işveren, önceki işverene ödemek zorunda kaldığı tazminatı işçiye rücu edebilir.

Eğer işçi, yeni işverene önceki işyerinden ayrılma şeklini bilerek yanlış aktarmışsa, tazminatın tamamı işçiden talep edilebilir.

Buna karşılık, işçinin yeni işveren tarafından "ayartılarak" eski işyerinden ayrılması sağlanmışsa, sorumluluğun taraflar arasında eşit şekilde paylaşılması daha adil bir çözüm olacaktır. 10

Ayrıca, iş sözleşmesi belirli veya belirsiz süreli olsun, sözleşmede cezai şart öngörülmüşse, yeni işveren de işçiyle birlikte eski işverene karşı bu cezai şarttan müteselsilen sorumlu olacaktır. 11


Özel okul öğretmenleri iş güvencesi hükümlerinden neden yararlanamaz?

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 2017/1 Esas, 2018/2 Karar ve 23 Şubat 2018 tarihli ilamında, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında özel eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştıkları kabul edilmiştir.

Kararda şu hususlara yer verilmiştir:

… 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 9. maddesinde belirtilen iş sözleşmesinin niteliğinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu anlaşılmakla, kanunda öngörülen bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 11. maddesinde belirtilen objektif koşulun gerçekleştiği kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, kanun hükmünün sözleşmenin belirli süreli yapılması zorunluluğunu öngördüğü hâllerde objektif koşulların varlığı aranmaz. Kanun hükmü ile sözleşmenin belirli süreli yapılması gereken hâllerde belirli süreli sözleşmenin zincirleme yapılması da sözleşmenin belirli süreli olma niteliğini ortadan kaldırmaz.


Bu karar uyarınca, özel okul öğretmenlerinin iş sözleşmeleri kanunen belirli süreli sayıldığından, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18 ila 21'inci maddelerinde düzenlenen iş güvencesi hükümlerinden yararlanmaları mümkün değildir.

Dolayısıyla, özel okul öğretmenlerinin işe iade davası açma hakları da bulunmamaktadır.


Sonuç ve değerlendirme

Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler, 4857 sayılı İş Kanunu, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Millî Eğitim Bakanlığı mevzuatına tabidir.

5580 sayılı Kanun'un 9'uncu maddesi uyarınca, özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin iş sözleşmeleri en az 1 takvim yılı süreli olmak zorundadır.

Bu nedenle özel okul öğretmenlerinin iş sözleşmeleri kanundan kaynaklanan bir zorunluluk gereği belirli süreli sözleşme niteliğindedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin ilke kararı uyarınca, kanun gereği belirli süreli yapılması zorunlu olan iş sözleşmelerinde, sözleşmenin süresi sonunda kendiliğinden sona ermesi halinde öğretmenin kıdem tazminatına hak kazanacağı kabul edilmiştir.

Buna göre:

  • Sözleşmenin yenilenmeyeceği işveren tarafından bildirildiğinde öğretmenin kıdem tazminatı hakkı vardır.
  • Sözleşmenin yenilenmeyeceğini öğretmen bildirirse, kıdem tazminatı talep edilemez.

Öğretmenin iş sözleşmesi belirli süreli olduğundan, işverenin sözleşmeyi haklı bir neden olmaksızın süresinden önce feshetmesi halinde, öğretmene 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 438'inci maddesi uyarınca, sözleşme süresinin sonuna kadar olan döneme ilişkin bakiye süre tazminatı ödenmelidir.

Doktrinde ağırlıklı görüşe göre, öğretmenin belirli süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın hiç başlamaması veya aniden bırakması halinde, bu durum haksız fesih sayılır ve Türk Borçlar Kanunu'nun 439'uncu maddesi uygulanır.

Bu durumda işveren, aylık ücretin dörtte birine eşit bir tazminat talep edebilir; ayrıca uğradığı ek zararları da isteyebilir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 23'üncü maddesinde düzenlenen "Yeni İşverenin Sorumluluğu" başlığı altında, işçinin belirli süreli iş sözleşmesini haksız feshetmesi halinde işçinin sorumlu olacağı, bazı koşullarda ise yeni işverenin de müteselsilen sorumlu tutulacağı öngörülmüştür.

Ancak bu düzenlemede sorumluluğun kapsamı ve niteliği açıkça belirlenmemiştir.

Bu boşluğun, Borçlar Kanunu'nun 439'uncu maddesindeki hükümle tamamlanması gerekmektedir.

Buna göre yeni işverenin sorumlu tutulabilmesi için şu şartlardan birinin varlığı aranır:

  • Öğretmenin bu davranışına sebep olması,
  • Öğretmeni bu davranışı bilerek işe alması,
  • Davranışı öğrendikten sonra çalıştırmaya devam etmesi,

Ayrıca, yeni işverenin sorumluluğu için eski işverenin zarara uğramış olması zorunlu değildir.

Özetle, özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenler belirli süreli iş sözleşmesi kapsamında çalıştıkları için, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamamaktadır.

Bununla birlikte, işçinin veya işverenin haksız fesihte bulunması halinde uygulanacak yaptırımlar hem Borçlar Kanunu hem de İş Kanunu çerçevesinde düzenlenmiş olup, yeni işverenin de belirli durumlarda müteselsilen sorumluluğu söz konusu olabilmektedir.

 

Sorularınız için: [email protected]

 

1.  İbrahim Halil Şua, Özel Okul Öğretmelerinin Çalışma Hayatında Karşılaştıkları ı Sorunlar 100 Soru 100 Cevap, Yetkin Yayınları, sayfa 71
2.  Yargıtay 9. Hukuk Dairesi İlke Kararları, Eylül  2020
3.  Seracettin Göktaş, Türk İş Hukukunda Haksız Fesih ,Seçkin Yayınları, sayfa 316, Sarper Süzek, Süleyman Başterzi, İş Hukuku, Beta Yayınları,24. Baskı, sayfa 762,Gökhan Töre, İşçinin Haksız Olarak İşe Başlamaması Veya İşi Bırakması(TBK M.439), İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 20, sayı 78,sayfa 516-549,Ömer Ekmekçi ,Esra Yiğit Bireysel İş Hukuku, On İki Levha Yayınları, Güncellenmiş 5.Bası, sayfa 620 Karşı Görüş ,H.Mollamahmutoğlu, M.Astarlı, U.Baysal, İş Hukuku, Lykeıon Yayınları, sayfa 909, Bektaş Kar, Haksız Fesih Tazminatı, Prof.Dr.Savaş Taşkent'e Armağan, On İki Levha Yayınları, sayfa 1-10
4.  Seracettin Göktaş, Türk İş Hukukunda Haksız Fesih, Seçkin Yayınları, Ankara 2020,sayfa 316
5.  A.g.e., sayfa 317
6.  A.g..e., sayfa 317 
7.  A.g.e., sayfa 323
8.  Gökhan Töre, İşçinin Haksız Olarak İşe Başlamaması Veya İşi Bırakması(TBK M.439), İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 20, sayı 78,sayfa 516-549,
9.  "…İş kanunu madde 23'te her ne kadar mevcut hizmet akdini erken/usulsüz fesheden işçinin yanında onu işe alan yeni işverenin sorumluluğundan söz ediyorsa da maddede işçinin sorumluluğu değil aslında onu işe alan yeni işverenin sorumluluğu düzenlenmiştir. "Ercan Akyiğit, İş Kanunu Şerhi, Seçkin Yayınları, Cilt 1, sayfa 1048, "…İş Kanunu madde 23'ün sorumluluk hukukunda üstlendiği esas fonksiyon, eski işverenin sözleşmenin bildirimsiz feshi nedeniyle uğradığı salt malvarlığı zararlarının yeni işverenin malvarlığından giderilmesi noktasında özel koruma normu teşkil etmesidir. Nitekim hüküm işçinin hukuki sorumluluğu açısından malumun ilamı ile sınırlı bir içeriğe sahiptir. İş Kanunu madde 23'ün bu niteliğinden ötürü ,belirli süreli iş sözleşmesini haksız fesheden işçinin sorumluluğunun ,bizim de katıldığımız hakim görüş uyarınca, TBK madde 439 çerçevesinde tespit edilmesi gerekir. Aynı husus ,diğer ,iş kanunlarına tabi işçiler açısında da geçerlidir." Gökhan Töre, İşçinin Haksız Olarak İşe Başlamaması Veya İşi Bırakması(TBK M.439), İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 20, sayı 78,sayfa 516-549,
10.  Seracettin Göktaş, Türk İş Hukukunda Haksız Fesih, Seçkin Yayınları, Ankara 2020,sayfa 316
11.  Hamdi Mollamahmutoğulları, Muhittin Astarlı, Ulaş  Baysal , Lykeıon Yayınları, İş Hukuku, Güncellenmiş 7.Baskı,Sayfa 908 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU