Fener Rum Patrikhanesi Patriği Bartholomeos, 16 Eylül'de özel bir uçakla ABD'ye gitti.
10 günlük gezisinde ilk ziyaretini ABD Devlet Başkanı Donald Trump'a gerçekleştirdi.
Patrik'in ABD'deki bir sonraki durağıysa "gölge dışişleri" olarak bilinen ABD Dış İlişkiler Konseyi CFR idi.
Hamas'ın 7 Ekim 2023'te başlattığı Aksa Tufanı Harekâtını "şiddetle" kınayan Patrik Bartholomeos, "bölgeye huzur ve barış gelmesi için ABD ve İsrail'i destekleyeceklerini" belirtti.
İsrail'in soykırımına destek çıkan Patrik, Hamas ve Hizbullah'ı terör örgütü olarak ilan etti.
Bartholomeos'un hedefinde Filistin'in İsrail'e karşı yürüttüğü kahramanca mücadele vardı.
Bu yüzden Filistin halkının kahramanca mücadelesine önderlik eden Hamas'ı terör örgütü olmakla suçluyor.
Bartholomeos'un bu açıklamaları Türkiye için de bir güvenlik sorunu oluşturuyor.
Fener Rum Patriği Bartholomeos, bu ziyaretlerinde sık sık "Ekümeniklik" sıfatını kullanıyor.
Ekümeniklik iddiasında bulunan Patrik; Türkiye Cumhuriyeti yasalarını hiçe sayıyor, Lozan Antlaşması'nı tanımıyor.
Nedir bu Ekümeniklik sıfatı?
Patriğin dünyadaki 270 milyon Ortodoks Hristiyan'ın temsilcisi olduğu demektir.
Gerçekte Fener Rum Patrikliği adından da anlaşılacağı üzere İstanbul'daki Ortodoks Rum azınlığın temsilcisidir.
24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması'nın 40, 42, 43 ve 45'inci maddeleri ile Fener Rum Patrikliği'nin Osmanlı dönemindeki yetkileri kaldırılmış, o dönemde Eyüp daha sonra da Fatih Kaymakamlığı'na bağlı müftülük statüsünde bir dini kurum olarak kalmasına müsaade edilmişti.
Ancak 1946'da Fener Rum Patriği olarak seçilen Makimo, ABD'nin isteği üzerine Sovyet yanlısı olduğu gerekçesiyle 1948'de istifa ettiriliyor.
Yerine ABD'nin Kuzey-Güney Başpiskoposu Athenagoras ABD'den Truman'ın özel uçağı ile Türkiye'ye gönderilerek alel acele Türk vatandaşlığına geçirilip seçim yapılmaksızın Patrik olarak atanıyor.
İşin ilginç yanı ABD'den gelir gelmez Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından kabul ediliyordu.
Oysa Patrik'in ziyaret edeceği makam o dönemdeki Eyüp Kaymakamı en çok da İstanbul valisi olmalıydı. Bu Lozan'ı ilk delme girişimiydi.
Patrik Athenagoras aldığı cesaretle New York Times'a verdiği röportajda kendisini Konstantinopolis Ekümenik Patrik'i olarak tanımlıyordu.
Buna karşı Türk Hükumeti sessiz kalıyordu.
Benzer olaylar hep olageldi.
1950'de Heybeliada Ruhban Okulu'na verilen yabancı öğretmen ve öğrenci izni o dönem denetim dışındaydı.
1971 de ülkedeki tüm yabancı okullarla birlikte ruhban okulunun da bakanlık denetimine alınmasına ilişkin yasayı kabul etmeyen Patrik, denetime girmeyi reddedip buna tepki olarak da ruhban okulunu kapatıyordu.
Bugün gündemde olan bu okulun Türkiye Cumhuriyeti yasaları dışında denetimsiz açılması istemidir.
Bu Türkiye Cumhuriyeti'nde devlet içinde devlet olma anlamına gelir ve Lozan'ın ilgili maddelerine de aykırıdır. Kabul edilmemelidir.
1991'de patrik seçilen Bartholomeos her fırsatta kendisini Ekümenik Patrik olarak lanse etmiş ve buna karşı da Türkiye Cumhuriyeti hükumetleri tek bir soruşturma açmamışlar, bunun kabul edilemezliği dışında da bir tepki de göstermemişlerdir.
Hatta Bartholomeos öyle ileri gitmiştir ki tarihi kalıntı ören yerlerinde kullanılmayan kiliselere bile papaz atama cüretinde bulunmuştur.
Bugün bu Bartholomeos işi öylesine azıtmıştır ki 16 Eylül'de ABD'ye gidip Trump'la görüşüp Türkiye'yi şikâyet ederek; Hıristiyan azınlığa kötü davranıldığı, kiliselerin onarılmadığı gibi küstahça yalan ve iftiralarda bulunmuştur.
Oysa bakanlık açıklamalarında son dönemde geçmişe göre pek çok kilise onarılmış restore edilmiş, Hıristiyan azınlığa asla farklı muamele yapılmamıştır.
Bu konuda Ermeni Cemaati Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Bedros Şirinoğlu liderinin açıklaması da ortadadır.
Yapılması gereken Bartholomeos hakkında soruşturma açıp yalan ve iftiraların açığa çıkartılıp dünya kamuoyunda paylaşılması ve ardından da görevden alınmasıdır.
Bu talep her geçen gün milletimizde de artmaktadır.
Sonuç olarak;
İnsan kasabına destek veren masum insanların katlini alkışlayan bir din adamı olamaz, tüm medeni dünya buna karşı olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti hükumeti Bartholomeos'un bu Siyonizm ve Siyonist katliamlar, soykırımına destek veren insanlık dışı açıklamasını tüm dünya duyurarak dünya dini liderleri tarafından protesto edilmesini, itibarsızlaştırılmasını sağlamalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı iddia ve tutumları ile devletine ihanetten hakkında soruşturma açılarak görevden alınmalıdır.
Hükumetimiz bunlara müsaade etmemelidir.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish