Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, CHP'den istifa etmekle kalmayıp AKP'ye geçince ortalık karıştı.
Sosyal medyada Özlem Çerçioğlu'na linç kampanyası başladı ve halen devam ediyor.
Özlem Çerçioğlu'nu partide tutmak için CHP yönetimi yeterli çabayı gösterdi mi?
Yoksa Özlem Hanım'ın gitmesini mi istediler?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Özgür Bey'in Aydın'daki mitingde söylediklerinin ne kadar ikna edici olduğu konusunda farklı görüşler var.
Zaten sosyal medyada şeytanlaştırılmış bir Özlem Çerçioğlu figürü varken, Özgür Özel'i dinleyenlerin, yüksek perdeden anlatılanların dışında başka bir şeylere inanması mümkün değil.
Katıldığım her televizyon yayında, konuya ilişkin konuşması gereken kişinin CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan olduğunu ısrarla söyledim.
Bülent Tezcan, Özlem Çerçioğlu'ndan 1 dönem sonra Aydın milletvekili oldu ve yaklaşık 18 yıldır bu görevi sürdürüyor.
Kılıçdaroğlu döneminde genel başkan yardımcısı olan Tezcan, bugün de Özgür Özel'e en yakın isimlerdendir.
Aydın'da olup bitenleri çok iyi bilen Tezcan, uzunca bir sessizlikten sonra 18 Ağustos'ta nihayet bir röportaj verdi.
Beklendiği üzere Özlem Çerçioğlu'nun iddialarını yalanladı ve kendi doğrularını anlattı.
Ama Bülent Bey röportajın tam da sonunda itiraf türünden şeyler söyledi.
Bana göre, Özlem Çerçioğlu konusundaki hataları itiraf etti.
Sondan ikinci cümlesi şöyleydi:
Kimseyi bir görevde bu kadar uzun süre tutmamak lazım.
Bülent Tezcan'ın son cümlesi ise şöyleydi:
Bu iddiaları duyduğumuzda kendisine sormak yerine, parti olarak araştırmalı ve iddialarla ilgili bir şey bulursak biz onu partiden ayırmalıydık.
Bülent Bey'i çok uzun yıllar öncesinden tanırım ve kendisiyle her zaman iyi ilişkilerimiz olmuştur.
Saygılı ve dikkatli biri olarak tanıdığım Bülent Bey'e ilk sorum şu:
Madem kimseyi uzun yıllar bir görevde tutmamak lazım, öyleyse bu sözleriniz başta Tekin Bingöl, Engin Altay ve siz olmak üzere CHP'deki daha birçok ismi de ilgilendirmez mi?
İkinci sorum ise Bülent Beyin son cümlesi üzerine:
Özlem Çerçioğlu hakkındaki iddiaları duyduğunuzda neden araştırmadınız da AKP'ye geçtikten sonra yolsuzluk dosyalarını ortaya saçtınız?
Bu, yolsuzluk yapan bir belediye başkanını CHP'deyken kollamak, AKP'ye geçince de kirli çamaşırları ortaya saçmak anlamına gelmez mi?
Benim CHP'ye naçizane önerim, Özlem Çerçioğlu sayfasını tamamen kapatması ve önüne bakmasıdır.
Çünkü konu karıştırıldıkça, özellikle de sosyal medyada bir kısım CHP'liye linç malzemesi oldukça, partinin enerjisi boşa harcanıyor ve ülke gündeminden uzaklaşılıyor.
Geçen gün Özgür Özel'e sosyal medya üzerinden bir çağrı da bulundum.
Söz konusu çağrıyı kendisine bizzat WhatsApp üzerinden de ilettim.
Ama çok daha geniş kitlelere ulaşması için çağrımı bir kez daha tekrarlayayım.
Özgür Özel, "Kesin karar aldık, önümüzdeki seçimlere kadar başka partilerden milletvekili ve belediye başkanlarının CHP'ye geçişini kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Çünkü başka partilere verilmiş oyların CHP'ye bu şekilde taşınması etik değildir ve seçmen iradesinin çalınmasıdır. Partimiz bu yollara tenezzül etmez. Ayrıca ilk seçimde kesinlikle iktidara geleceğiz. Yapacağımız ilk düzenleme, milletvekilleri ve belediye başkanlarının görev dönemlerinde başka bir partiye geçiş yollarını kapatmak olacaktır. Halkımıza söz veriyoruz. Seçmenin iradesi bir daha asla çalınamayacaktır. CHP, bu ülkeye siyasi etiği getirecektir. Zaten en büyük farkımız dürüstlüğümüzdür" demelidir.
Özgür Bey bu sözleri şimdiden verebilirse, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanır, AK Parti'yi de çok zor duruma düşürür.
Bırakın artık Özlem Çerçioğlu'nun ardından ağıt yakmayı ya da sövmeyi, işte size hem çıkış hem de başarının yolu.
Sizce Özgür Özel bu öneriye itibar eder mi?
Özgür Bey ilgi göstermeyebilir, çünkü o koskoca bir genel başkan ve ben o daha CHP'ye gelmemişken, kimsenin adamı olmadan partide emek veren sıradan biriydim.
Dolayısıyla Özgür Bey benden ne öğrenecek ki?
Umarım bu yazı çok okunur ve yayılır.
Böylelikle siyasi etik isteyenlerin sayısı artar ve sesleri o kadar çok duyulur.
Not: bu yazıyı hazırlarken, Özgür Özel, İstanbul Kadıköy'de öğrenci yurdunun açılışını yapıyordu.
Gelen haberin başlığı, "Özgür Özel iktidara geldiklerinde verilecek ilk talimatı açıkladı" şeklindeydi.
Bunu okuyunca, "Vay be, Özgür Bey beni utandırdı ve milletvekilleri ve belediye başkanlarının parti değiştirmeleri konusunda gerekeni yapacak" diye düşündüm.
Oysa haberin devamında şöyle diyordu:
Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarında, yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanımızın ilk vereceği talimat, TOKİ'ye olacak ve 1 yıl içinde, bütün öğrencilere yetecek kadar cumhuriyet yurtları TOKİ tarafından inşa edilecek.
Bu arada bir arkadaşım, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç'ın mesajını gönderdi.
Şöyle diyordu Kılıç:
Seçilen belediye başkanlarının dönem sona erinceye kadar seçildikleri partiden ayrılmaları yasaklanmalı.
Evet, Suat Kılıç paylaşımımı görmüş ve anlamış, ama 19 yıl emek verdiğim CHP Genel Başkanı yok saymıştı.
Ama adam haklı, o koskoca bir genel başkan.
Ondan daha iyi bilecek değilim ya.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish