Gerçekte ölen kim, yaşayan kim?
Anın aşağı değerlerine teslim olanlar mı?
Bir uçurtma gibi
Rüzgârın kuvvetine inat uçanlar mı?
Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan, Kadir Manga'nın Nurhak Dağlarında katledilişlerinin 54'üncü yıl dönümü.
Bugün her katledilişlerinin yıl dönümlerinde olduğu gibi kimi zaman görkemli, kimi zaman mütevazı toplantılarla onlar anılacak.
Bu toplantılarda bütün devrimci kuşakların yaşayan temsilcileri ve halkın uyanık kesimleri yan yana gelecek.
Ve şairin "Ölenler güneşe gömüldüler" mısrası hep bir ağızdan yüksek sesle haykırılacak.
Bu kadar mı?
Alpaslan Özdoğan, Kadir Manga, Sinan Cemgil'in yeni kuşaklara bıraktığı miras nedir, esas olan ve her defasında hatırlatmamız gereken bu değil mi?
Onların bıraktığı miras, gençliğin devrimcileşmesi, devrimcilerin gençleşmesi ve halk için devrimcilikti.
Kapalı mekânlarda dünyayı yorumlamaktan öte, sokaklara ve dağlara çıkmak, emperyalizme, kapitalizme ve faşizme karşı sahici bir başkaldırıydı.
Devrimci idealleri ve halkların özgürlüğü uğruna canları dahil, her türlü bedelin tereddütsüz ödenmesiydi.
Böyle olduğu içindir ki onlara karşı egemen sınıfların yöntemleri son derece kıyıcı oldu.
Öyle ki dünyanın hiçbir ülkesinin egemen sınıfı, kendi gençliğine karşı bu denli düşmanlık gütmedi.
Ülkeye ve halka bağlı, en yetenekli ve atak bu genç devrimciler hunharca katledildi.
Onların katledilişleri toplumun ve halkın adalet duygusunu zedeledi.
Bir şeylerin değişebileceğine dair inancında, hâlâ kapanmayan derin yaralar açtı.
Gerçekte ölen kim, yaşayan kim?
Anın aşağı değerlerine teslim olanlar mı?
Bir uçurtma gibi
Rüzgârın kuvvetine inat uçanlar mı?
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish