CHP'de kim kime düşman?

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

CHP'yi ne AK Parti ne MHP ne de başka bir parti yıpratamaz.

CHP'nin rakibi de engeli de hatta düşmanı da bizzat CHP'nin içindedir.

Hatırlayalım, 20 Aralık 2023'deki grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben, Ekrem İmamoğlu ile baba-oğul ilişkisi gibiyiz. Kendisi CHP'nin evladı olduğu gibi, benim de evladım" demişti.

Sonra bu baba-oğul ilişkisine ne oldu?

Külliyen yalan olduğu anlaşıldı.

Yine Kemal Bey'in "manevi oğlum" dediği Özgür Özel de Kılıçdaroğlu'nun hem arkasından gözyaşlarına boğularak ağlayan hem de arkasından vuran olarak hafızalara kazındı.

Peki bu baba-oğul ilişkisine ne oldu?

Tamamen yalan olduğu görüldü.

Kemal Kılıçdaroğlu'nu kendi deyimiyle sırtından hançerleyenlerin Kemal Bey'in bizzat oğulları olduğunu artık herkes biliyor.

Sakın bu oğulların arasına Kerem'i katmayın, çünkü o harika bir gençtir.

Kendi başlarına hiçbir şansları ve yetenekleri yokken, onları ellerinden tutup, hayal bile edemeyecekleri yerlere taşıyan Baba Kemal, oğulları tarafından 4 Kasım 2023'de yapılan 38. CHP olağan kurultayında koltuğundan atıldı.

Böylelikle Kılıçdaroğlu ile Özel ve İmamoğlu arasındaki baba-oğul ilişkisinin palavra olduğunu tüm Türkiye gördü.

Keşke bu ilişki palavra olarak kalsaydı.

Zira ilişki, yarı açık düşmanlığa dönüştü.

Öyle ki bu düşmanlık, CHP kurultaylarının iptali için açılan davalarla iyice ortaya döküldü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Eğri oturalım, ama doğru konuşalım.

Davaların açılmasını AK Parti, MHP ya da başka bir partinin üyeleri sağlamadı ki.

CHP'nin mahkemelik olmasına, mahkeme kapılarında sürünmesine bizzat CHP'liler yol açtı.

CHP'nin il ve gençlik örgütü yetkilileri, kurultay delegeleri, belediye başkanları, kurultaylarda göremedikleri hesapları mahkemelere taşıdılar.

Kurultaylarda oy karşılığında paraların verildiğini, belediyelerde işe alımların olduğunu ve daha neleri AK Parti, MHP ya da başka partiler iddia etmedi.

Tüm bu kirli alışverişleri içeren iddiaları bizzat CHP'liler, CHP'nin yetkilileri, delegeleri dillendirdi.

Demek ki neymiş, CHP kendi ayağına sıkarken, düşmana ihtiyacı yokmuş.

Özgür Özel, kurultaylarla ilgili davayı değerlendirirken, "Saçma sapan konularda, 3-5 meczubun lafıyla süreç yürütüyor birileri" yorumunu yapıyor.

O zaman "Meczupların CHP'de ne işi var?" diye sorarlar adama.

O meczup dediğiniz kişileri CHP'nin örgütlerinde önemli görevlere kim getirdi?

Kim onları kurultay delegesi yaptı?

AK Parti, MHP ya da rakip partiler değil, CHP'nin en üst yönetiminde olan sizler, şimdi meczup dediklerinizi o makamlara zamanında taşımadınız mı?

Parti terbiyesinde, "CHP'de genel başkanlar dokunulmazdır" diye bir öğreti vardır.

Eski genel başkanı sevmiyor olabilirsiniz, ama kamuoyunun önünde, sosyal medyada onu küçük düşürecek hakaretlerden uzak durmalısınız.

Ama görüyoruz ki bu terbiye maalesef bazı kendini bilmezlerde yok.

CHP'nin eski ya da yeni örgüt yöneticileri, il başkan yardımcıları, kısacası partinin etiketini taşıyanlar, sosyal medya üzerinden Kılıçdaroğlu'na ağır hakaretler ediyorlar.

Bu hakaretleri bizzat CHP etiketi taşıyanların yapması çok acı.

Görünen o ki, "CHP'liyim" diye geçinenlerin bir bölümünde partinin yeni yönetimine söz söyletmeme, ama eski genel başkana sövme hastalığı var.

"Parti nasıl iktidara gelebilir" sorusuna hiç kafa yormamış, zaten bunun için yeterli donanımı olmayan, siyasi dedikodulardan beslenen, CHP'ye zarardan başka katkı yapmayan kimi partililer, "sen de kimsin" diyecektir.

Yaklaşık 19 yılımı verdiğim CHP'de olumsuzlukları, hataları yazdığımda, "şimdi sırası değil" diyenlerin hedefi oldum.

Ayrıca partide herhangi bir makam, mevkisi yokken, "Gerçekleri yazıyorsun, aynen senin gibi düşünüyoruz" diyenler de vekil, belediye başkanı ya da örgüt yöneticisi olunca "şimdi sırası değil" diyenlere katıldılar. 

Sorunları halının, kanepenin altına süpürerek, yeni makamlarının keyfini sürdüler. 

Biz partinin kullandığı projeleri üretirken, başka partilerin kalesi olduğu için tek bir CHP'linin uğramadığı bölgelere gidip örgütlenmeye çalışırken, bugün en tepede bulunan isimler, o zamanlar dükkân ya da şirket işletiyordu.

Bir zamanlar Barış Yarkadaş'ın "Gerçek Gündem" adlı haber sitesinde yayımladığım CHP konulu onlarca makalemde anlattığım durumun hiç değişmediğini, aksine daha da kötüleştiğini görüyorum.

Durumu değiştirmek için "Millet CHP Diyecek mi?" adlı bir de kitap yazdık, ama yine kimseye derdimizi anlatamadık.

Çünkü makam, mevki, parti içi yer kapma kavgası yapanların derdimizi anlaması mümkün değil.

Kendi içinde birlik olamayan bir parti, nasıl iktidara gelecek?

Sosyal medya üzerinden birbirlerine yakası açılmamış hakaretler eden, kirli çamaşırları ortaya dökmeye çalışan, iftiralar sıralayanlar, CHP'yi zor duruma düşürdüklerinin, rezil ettiklerinin farkında bile değiller.

Sonra da dönüp, "İktidar CHP'ye saldırıyor" diye yaygara koparıyorlar.

Siz kendinizi böylesine rezil ederken, başkası size niye saldırsın ki?

Zaten istedikleri malzemeyi onlara bolca veriyorsunuz. 

Kemal Bey'e 10 yıl boyunca hiçbir beklentim olmadan destek verdim, katkı sağladım, hizmet ettim.

Ama ondan hiçbir zaman destek görmediğim gibi, hiçbir sözünü de tutmadı.

Bunlara aldırış etmedim ve partiye katkı sağlamayı sürdürdüm.

Ancak CHP'nin bu hale gelmesinde affedilmez hatalar yapmasına rağmen, arkasından hançerlenmesini içime sindiremedim.

Bu nedenle kendisine yapılanların yanlış olduğunu TV programlarında ve yazılarımda anlattım.

Çünkü her zaman mağdurun yanında olma gibi bir tavrım var. 

Özgür Bey genel başkan olduktan sonra ona da destek verdim ve özellikle de kutuplaşmadan CHP'nin kaybedeceğini her fırsatta kendisine anlattım. 

Desteğimi, katıldığım tüm TV programlarında dile getirdim.

Çünkü partiye sahip çıkmak gerekiyordu.

Ama gördüm ki benim gibilerine ihtiyacı yok.

Çünkü Kemal Bey'in ellerinden tutup CHP'de bir yerlere taşıdığı kim varsa, dümeni ustaca Özgür Bey'in yanına kırmış.

Şimdi bu "usta" ekip ile Kılıçdaroğlu'nun yanında kalanlar arasında ciddi bir kavga var.

CHP düşmanı dışarıda aramasın.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU