İstanbul Ticaret Odası (İTO) Restoran ve Yiyecek-İçecek Hizmetleri Komite Başkanı Ebru Koralı, "Sürdürülemez maliyetler nedeniyle işletmeler kapanma riskiyle karşı karşıya, enerji, kira ve gıda maliyetleri fırlamış durumda. Personel maliyetleri yüzde 50'nin üzerinde, sektör için istihdam koruyucu önlemler alınmalı, finansla destek mekanizmaları çalıştırılmalı. 2024'e göre restoranlara giren kişi sayısı yüzde 20'den fazla düştü, cirolar yüzde 25 ile 40 arasında geriledi. Acil önlem alınmazsa istihdam kaybı kaçınılmaz, iflaslar yaşanacak" diyor.
Muhteşem Yüzyıl bitti
Oysa daha dün denilebilecek vakitlerde, İstanbul sadece Türkiye'nin değil, dünyanın eğlence/yiyecek içecek merkezlerinden biriyken nasıl oldu da "Muhteşem Yüzyıl" bitti.
Yedi tepeli İstanbul vaktiyle "Reina, Laila" gibi eğlencenin Nirvana'sı işletmelerle karlılık rekorları kırıp yedi düvele "Türkiye eğleniyor, para bizde şöhret bizde" algısı pazarlıyordu.
Namları yurt dışına kadar yayılmıştı. On binlerce kişinin çalıştığı mekânlar Türkiye'nin gelişimini, ekonomideki iyileşmeyi, zenginliği, "İstanbul'un taşı toprağı altın" algısını desteklerken çalışana, üretene her yerde iş/aş var imajının güçlü bir parçasıydı.
Yeme içme harcamaları düştü
Türkiye 15,463 dolarlık kişi başına düşen milli gelir ile ABD'nin en yoksul eyaletinden 4 kat daha az gelire sahip.
Bankalar arası Kart Merkezi verilerine göre, yeme içme sektöründe kartlı işlem adedi 200 milyon ile son 1 yılın en düşük seviyesine geriledi.
2024'de 1,2 trilyon TL'lik kartlı harcamaların yüzde 5'i yeme içme iken bu oran 2025'de yüzde 4,97 olarak gerçekleşti.
Türkiye, yemek fiyatları en çok artan ülkelerden
Dışarıda yeme içme sektörü bir önceki yıla göre yüzde 4 düştü.
Dışarıda yemek yeme pahalılığında dünyada ikinci sırada olan Türkiye'de fiyatlar AB'yi geçti.
Big Mac Endeksi'ne göre dünyada yemek fiyatlarının en fazla arttığı ikinci ülke Türkiye.
Son 4 yılda 9 kat arttı, dünyanın en pahalı ikinci Big Mac'i 6,12 dolara Türkiye'de yeniliyor.
Ekonomist Hakan Kara'ya göre, "Türkiye artık ucuz ülke konumundan çıktı."
Maliyetler artıyor, gıda güvenliği/servis hizmetleri gibi birçok alanda kalite düşüyor.
Dışarıda yemek sonrası gıda zehirlenmeleri yüzde 42 arttı.
Yaşam pahalanıyor
TÜİK'e göre perakende satış hacmi yüzde 1,4 azaldı.
Türkiye dışarda da içerde de yemek yiyemiyor.
Ekonomist Mahfi Eğilmez'in "yüksek enflasyon, gelir dağılımında bozulma, orta sınıfın yok olması" olarak tespit ettiği sosyoekonomik sonuçlardan en çok perakende/gıda sektörü etkileniyor.
Denetimin denetimi
Tarım/gıda ekosistemi çeşitli zorluklarla mücadele ederken tarımsal ihracat/verimlilik artıyor, yeni teknolojiler gıda güvenliği için umut vadediyor.
Denetimler, tüm sektörlerde caydırıcı etkisiyle endüstrilerin kalite standartlarını artırmak için yapılırken, İstanbul'un yeme içme sektörü temsilcileri denetimlerin farklı bir yönüne dikkat çekiyor.
Kadıköy Esnaf Derneği Başkanı Süleyman Erdal Eroğlu'na göre;
Denetlemelerden değil, sistematik hale gelen psikolojik baskıdan bunaldık. İstanbul'un yeme-içme ve eğlence sektörü, turizme can verirken sürekli baskılarla adeta cezalandırılıyor. Orantısız denetimler, ekonomik darboğaz ve hukuki belirsizlikler binlerce işletmeyi iflasın eşiğine getirmiş durumda. Şehir ekonomisinin lokomotif sektöründe on binlerce çalışan iş kaybetme tehlikesi yaşıyor.
Cezalar orantısız, caydırıcı olmaktan çok yıkıcı
Sektör paydaşlarına göre, "Kadıköy, Karaköy ve Bomonti gibi genç ve turist ağırlıklı bölgelerde faaliyet gösteren işletmeler, çevre rahatsızlığı, gürültü, tabela, müzik ruhsatı ve sigara kontrolü gibi gerekçelerle ardı arkası kesilmeyen denetimlerle karşı karşıya."
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "Gıda Güvenliği Orduları"
Tarım ve Orman Bakanlığı geçen aylarda Ankara, İstanbul gibi büyük illerde aynı anda onlarca ekiple gıda üretim ve satış noktalarına denetim yaptı.
Hedef "yaşam hakkının tamamlayıcısı olan 'gıda hakkı' için gerekli olan değer zincirinin denetimini sağlamak."
İstanbul Bayrampaşa'da peynir satışı yapan gıda sitesine 30 ayrı ekiple denetim gerçekleştirildi.
Bakanlığın gıda güvenliği orduları gıda sahtekârlarına soğuk savaş taktikleriyle de caydırıcı etki yaratmaya çalışıyor.
"Türkiye'de ilk defa bu boyutta denetim gerçekleştirildi, hijyen şartları sağlanmadan üretilen 35 bin ton ürüne el konuldu" diyen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "işini hakkıyla yapan işletmeleri de koruyoruz" diyor.
Ezcümle, düşmesi beklenen enflasyon, girdi maliyetleri, yaş sebze meyve fiyatları, bin bir çeşit bahaneyle yükselmeye devam ediyor.
Tüm sektörlerin vasıflı/vasıfsız işçi problemi üretim hatlarını/hizmeti durma noktasına getiriyor.
Steve Jobs'un dediği gibi "beni iyileştireceğine inandığım tadı kötü ilaçlar/reçeteler içtim" diyerek iyileşeceğimiz günü bekliyoruz.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish