ABD askeri varlığı Güney Kıbrıs’ta kalıcı hale geliyor

ABD, Kıbrıs’taki askeri varlığını kalıcı hale getirmek üzere Lefkoşa yönetiminden 2 üs talebinde bulundu

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis'in ABD askerlerini ziyaretinden bir kare

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis, 28 yıl aradan sonra Washington’a davet edilerek ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya geldi. 

İsrail’in Gazze ve Lübnan’a saldırılarının ardından Kıbrıs’ın güneyindeki askeri varlığını günden güne arttıran ABD, Ada’daki varlığını kalıcı hale getirmek üzere Baf kentindeki Andreas Papandreu Hava Üssü ile eski bir Türk köyü olan Mari’deki (Tatlısu) Evangelos Florakis Deniz Üssü’ne talip oldu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Rum basının yetkililere dayandırarak verdiği haberlerde, Biden’in, Hristodulidis’ten askeri üsleri resmen talep ettiği öne sürüldü. 

Kıbrıs’ta, Lübnan’dan tahliyelere yardımcı olmak üzere bulunan sayılarının 2 bine ulaştığı iddia edilen ABD askeri varlığı halen Ada’daki egemen İngiliz üslerini kullanıyorlar. 

Ağrotur ve Dikelya’daki Büyük Biritanya toprağı sayılan egemen üslerdeki misafirliklerine son vermek isteyen ABD askerlerinin artık Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kontrolündeki 2 ayrı üste konuşlandırılmaları planlanıyor. 

Zaman zaman Yunanistan askerlerinin de kullandığı Baf kentindeki Andreas Papandreu Hava Üssü’nde halen Güney Kıbrıs Hava Kuvvetleri’ne bağlı 1 askeri eğitim uçağı ile 15 kadar helikopter bulunuyor. 

ABD’nin kullanımına verilecek hava üssünde kısa zamanda teknik alt yapı ve genişletme çalışmalarının başlaması bekleniyor. 

Mari’deki (Tatlısu) Evangelos Florakis Deniz Üssü her ne kadar askeri deniz faaliyetleri ve liman olarak kullanımda gözükse de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Savunma Bakanı Vasilis Palmas'ın yapım aşamasında olduğunu açıkladığı helikopter üssünün ABD’ye verilerek "Chinook" tipi helikopterlerinin konuşlandırılması bekleniyor. 

Daha önce Doğu Akdeniz’de düşen bir ABD helikopterinin üssü gayrı resmi olarak kullandığı da Rum basınında sıkça tekrar edilen haberler arasında. 
 

İngiltere'nin durumu 

Kıbrıs’tan çekilirken 2 egemen üs alarak Ada’daki askeri varlığını garantiye alan İngiltere, kendi üslerine yakın mesafede kurulacak ABD üslerine henüz bir tepki vermiyor. 

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi geçmiş yıllarda ABD’nin talip olduğu üsleri Fransa’ya teklif etmiş ve bu durumdan İngilizlerin rahatsız oldukları ileri sürülmüştü. 

İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırılarının ardından Kıbrıs’ın Akdeniz’de batmaz bir uçak gemisi olduğuna dair gerçeği daha iyi anlayan Washington’un, bölgede çok sayıda uçak gemisi ve personeli mobil olarak gezdirmek yerine Ada’da konuşlandırmanın daha gerçekçi ve düşük maliyetini hesap ettiği bildiriliyor. 

Bölgeye Batı ve Körfez’deki üslerinden lojistik sağlayan ABD askeri için İsrail’e Kıbrıs üzerinden lojistik sağlamanın binlerce millik bir kolaylık anlamına geleceği sıkça telaffuz ediliyor. 

ABD’nin Rum Milli Muhafız Ordusu’na 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra uyguladığı ambargoyu 2 yıl önce kaldırması, askeri yardım sözleri, stratejik ortaklık yol haritası ve anlaşma için ön koşulları oluşturması ile Rumlara, “Doğu Akdeniz’de önemli aktör oluyorsunuz” imajının yerleştirilmesi ile birlikte bugüne kadar Yunanistan dışında Avrupa Birliği’nden umut ettiği askeri desteği alamayan Rumları adeta coşturdu. 

ABD'ye Kıbrıs'tan tepkiler 

Baştan beri Güney Kıbrıs’ın İsrail’e yakınlaşması ve Batılı ülkelerin Ada’daki askeri varlıklarını arttırmasına tepki gösteren Güney Kıbrıs’ın sol ana muhalefet partisi AKEL, Kıbrıs’ın (Güney Kıbrıs) ABD'ye "boyun eğmesinin" jeopolitik bir yükseltme oluşturmadığını ve ülkeyi istikrarlı hale getirmeyeceğini tam tersine, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” (Güney Kıbrıs) , ABD ve bölgesel müttefiklerinin çıkarlarına hizmet etmek amacıyla Doğu Akdeniz’in daha fazla militarize edilmesine dahil oluşunun, ülkeyi adamızı bir savaş sahnesine dönüştürdüğünü ve durumun halk için muazzam riskler oluşturduğunu açıkladı. 

Kuzey Kıbrıs’tan bir tepki de Sol Hareket Dış İlişkiler Sekreteri Abdullah Korkmazhan’dan geldi. 

Abdullah Korkmazhan, ABD Başkanı Joe Biden ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis arasında gerçekleştirilen görüşmenin, Kıbrıs’ın jeopolitik çıkarlar doğrultusunda bir askeri üs olarak konumlandırılması yönünde atılmış bir adım olduğunu belirterek uyarılarda bulundu. 

Korkmazhan, görüşmenin Kıbrıs’ın jeopolitik çıkarlar doğrultusunda bir Amerikan savaş üssüne dönüştürülme riskini taşıdığına da dikkat çekti.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU