Ruben Mehrabyan: Azerbaycan, Türkiye-Ermenistan normalleşmesini istemiyor; Ankara'da Bakü'ye karşı koyma azmi bulunmuyor

Mayis Alizade Independent Türkçe için Ermenistan Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Enstitüsü Program Direktörü Ruben Mehrabyan ile konuştu

Ermenistan Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Enstitüsü Program Direktörü Ruben Mehrabyan

44 günlük savaşın Azerbaycan'ın zaferiyle sonuçlanmasının ardından Rusya, inisiyatifi ele alarak bölgenin geleceğine ağırlığını koymayı hedeflerken, Kasım 2021'de Avrupa Birliği'nin (AB) başlattığı "barış süreci"nden (Charles Michel liderliğinde) birkaç gün sonra Türkiye kendi hamlesini yaparak, Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek için eski Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ı müzakerelerde temsilci olarak atadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 6 Ekim 2022'de Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı kabul etmesiyle ivme kazanan süreci, 6 Şubat 2023'te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremden sonra Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan'ın Türkiye'ye gelmesi takip etti.

3 Haziran'da Başbakan Nikol Paşinyan'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yemin törenine katılması adeta "Sınır bugün olmasa da yarın açılır" havasını iki ülke ilişkilerine hakim kıldı.

Ancak bugüne kadar ne açılan sınır söz konusu var ne de normalleşmiş ilişki.

Erivan'daki Ermenistan Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Enstitüsü Program Direktörü Ruben Mehrabyan, Independent Türkçe'ye Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecindeki gelişmeleri değerlendirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Her şeye rağmen gelişmelerin olumlu yönde sürmesi için pozitif dinamiğin olduğunu söylemem gerekir"

"Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreci halihazırda görüşmeleri yürütmek için atanmış özel yetkili temsilcilerce kesintisiz olarak yürütüldüğünü hatırlatan Ruben Mehrabyan, "Süreç çift yönlü temel üzerinde şekillendirilmeye çalışılıyor. Varılmış bazı ara kararlar şimdilik hayata geçirilmiyor. Bunun Türkiye tarafından hayata geçirilmediğini söylemem gerekir. Ana nedeni muhtemelen şimdiki aşamada Türkiye için Ermenistan'ın büyük ekonomik değerler arz etmemesidir" şeklinde konuştu.

"Türkiye'nin Azerbaycan'la olan ilişkilerini Ankara çok önemli sayıyor" diyen Ruben Mehrabyan, "İşin özünde Türkiye-Ermenistan normalleşmesinde Ankara için esas güçlüğü en çok Bakü'nün çıkardığını tahmin etmek zor değil. Yoksa hiç değilse şimdiye kadarki görüşmelerin sonucunda alınmış ara kararların hayata geçirilmesi ve ilişkilerin uluslararası hukuka ve deneyimlere uygun biçimde normal düzeye çekilmesi gerekirdi. Ancak her şeye rağmen er veya geç ben Türkiye ile Ermenistan arasında şimdiki durumda ağır yürüyen sürecin normalleşme sürecinin rayına oturacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

"Şu anda siyasi sorunların olduğunu söylememiz imkansız olduğu için teknik sorunların çözüme kavuşturulması gerekir" diuye vurgulayan Ruben Mehrabyan, sözlerine şunları ekledi:

Onun için sürecin devamını bekleyeceğiz. Özellikle Türkiye özel temsilcisi Serdar Kılıç'ın önce Moskova'ya, ardından ise Bakü'ye gittiğini görüyoruz. Bu gezilerin Ankara'nın pozisyonunda berraklaşmaya neden olup olmayacağını bilmiyoruz. Görüşmelerin kapalı kapılar arkasında yapılmasından dolayı biz az şeyden haberdar olabiliyoruz. Ancak her şeye rağmen gelişmelerin olumlu yönde sürmesi için pozitif dinamiğin olduğunu söylemem gerekir. Arkasını göreceğiz.


"Azerbaycan, Türkiye-Ermenistan normalleşmesinin Bakü'nün pozisyonunu zayıflatacağını düşünüyor"

"Azerbaycan bu süreci önlemeye çalışıyor" diyen Ruben Mehrabyan, "Zira Azerbaycan yönetimi Ermenistan'ın güçlenmesini istemiyor. Bu bakımdan sınırın açılması ve ilişkilerin normalleşmesi, Türkiye'nin de Ermenistan'ın da yararına olacağı için Azerbaycan yönetiminin mantığına göre Ermenistan'ın güçlenmemesi için bunun gerçekleşmemesi gerekir. Evet, savaş bitti ancak Azerbaycan Ermenistan'a karşı sürekli zıtlaşma pozisyonu izliyor. İki ülke arasında görüşmelerin yapılmasına ve belgelerin imzalanmasına rağmen daimi barış anlaşması imzalanmasıyla sonuçlanması gereken bir süreçte Azerbaycan'ın genel yaklaşımını etkilemiyor. Hem de barışın sadece iki ülke arasında değil, tüm bölge için faydalı olması gerekirken" değerlendirmesinde bulundu.

Ulaşım koridorlarının açılmasının bunun önemli parçalarından biri olduğunu belirten Ruben Mehrabyan, "Azerbaycan Türkiye'ye şu pozisyonunu açık şekilde iletti: 'Biz Ermenistan'la sorunlarımızı çözmeden Ankara'nın Erivan ile normalleşme sürecini hızlandırmaması gerekir.' Çünkü Azerbaycan görüşmeler sürecine kendi askeri ve ekonomik üstünlüğü bakımından yaklaşıyor ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinin Bakü'nün pozisyonunu zayıflatacağını düşünüyor" dedi.


"Türkiye yönetiminde Bakü'nün bu koşuluna karşı koyma azmi bulunmuyor"

Ruben Mehrabyan, sözlerine şunları ekledi:

Bakü'nün uyguladığı bu kadar sert maksimalizmin Ankara'yı yormasına rağmen, Türkiye yönetiminde Bakü'nün bu koşuluna karşı koyma azmi bulunmuyor. Sonuçta ara kararların alınmasına rağmen o kararlar hayata geçirilmemiş olarak kalıyor. Oysa Ermeni tarafı tüm teknik sorunlar dahil olmak üzere üzerine düşen her şeyi yerine getirdi. Sınır yarın sabah saat 6'da da açılabilir...


"Parlamentodaki sözde muhalefet Rusya'nın parayla aldığı güçlerden oluşuyor ve olumsuz tutum sergiliyor."

Ermenistan yönetimin tutumuna dair de değerlendirmede bulunan Ruben Mehrabyan, "Ermenistan iktidarının pozisyonu açık ve hiçbir saklı gündemi bulunmuyor. Göz önünde olan her şey Ermenistan iktidarının pozisyonudur. Ermenist-Türkiye arasında hiçbir sorun oluşturmayan bağımsızlık, sınır, öne bakma kavramları ve ilişkilerin tam şekilde ve ön koşulsuz normalleşmesi kavramı mevcut. Ermenistan yönetimi telaffuz ettiğini gerçekleştirirken Türkiye tarafı sözde bunu söylemesine rağmen gerçekleşme yönünde adımlar atmıyor" ifadelerini kullandı.

Ermenistan muhalefetin tutumuna dair ise Mehrabyan, şu yorumda bulundu:

Ermenistan'da farklı nitelikte muhalefetler var. Parlamento dışındaki Avrupa yanlısı muhalefet bu süreci başından sonuna kadar destekliyor, pozisyonu iktidarla örtüşüyor. Parlamentodaki sözde muhalefet ise Rusya yanlısı ve hatta Rusya'nın parayla aldığı güçlerden oluşuyor ve olumsuz tutum sergiliyor. Ancak onlar toplumsal destekten mahrumlar. Özellikle 2020 yılından sonra yaptıklarıyla siyasi bakımından iflas etmiş durumdalar. Onun için onların pozisyonu gelişmeler üzerinde hiçbir etki yaratmıyor. Bu çok iyi bir gelişme.


"Rusya, Türkiye-Ermenistan normalleşmesini, diplomatik ilişkilerin kurulmasını ve sınırın açılmasını istemiyor"

"Maalesef Rusya, Türkiye-Ermenistan normalleşmesini önüne kesme imkanlarına sahip ve bunu yapıyor" yorumunu yapan Ruben Mehrabyan, Rusya'nın bunu Azerbaycan'ın üzerinden yaptığını savundu:

Rusya ve Azerbaycan yönetimleri arasındaki aşırı yakınlığı Putin'in Bakü gezisi ve orada Ermenistan'ın ünvanına söylenenler de gösterdi. Ve bunu Rusya söyledi, işin sıkıntılı yanı da işte burası. Erivan buna sert tepki gösterdi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Ermenistan'ı 'sabotajla' suçlarken, Ermenistan yönetimi de Lavrov'un sözünü kendisine iade etti. Onun için şu noktanın anlaşılması gerekir:

Evet, Rusya, Türkiye-Ermenistan normalleşmesini, diplomatik ilişkilerin kurulmasını ve sınırın açılmasını istemiyor. Çünkü bu durumda Rusya fazlalık olacaktır ve bunu istemiyor.


Ruben Mehrabyan son olarak, "Rusya, Ermenistan'a karşı baskılarını Azerbaycan üzerinden yapabilecekken, Azerbaycan da Türkiye üzerinde etkiye sahip olup süreci sekteye uğratabilir. Bana göre bu, zamanla üstesinden gelinebilecek sorunlardır. Özellikle Rusya ve ordusunun Ukrayna'da yaşadığı rezaletten sonra. Ben Türkiye-Ermenistan normalleşmesini tarihin getirdiği bir süreç olarak görüyorum. Bu er veya geç olacaktır. Ben bunun erken olacağına inanıyorum" diye konuştu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU