Singapur Cumhuriyeti'nin milli marşı "Majulah Singapura"dan esinlenerek, bu yazımı, bağımsızlığının 60'ıncı yıldönümünde Singapur hakkında kaleme almak istedim.
Mütevazı bir liman kentiyken, bundan 60 yıl önce Malezya'dan ayrılarak bağımsız olan Singapur'un geleceği hakkında, ilk yıllarda çok sayıda belirsizlik vardı.
Asya kıtasının en Güneydoğu ucunda yer alan ve stratejik Malaka Boğazı'nın giriş çıkış noktasında yer alan bir ada devletidir Singapur.
Aslan-Kent (Singa-Pur) anlamına gelen ve sembolü aslan başlı ve balık vücutlu "Merlion" ile eşleşmiş, yeşil alanlarıyla ve bahçeleriyle bilinen çok kültürlü bir kenttir Singapur.
Hint Okyanusu'nun Büyük Okyanus'la birleştiği boğazın ucunda yer alan bir şehir devlet olarak stratejik konumundan dolayı İngiliz sömürgesiyken II. Dünya Savaşı sırasında Japon imparatorluğu tarafından işgal edilen stratejik noktalardan biriydi.
Singapur, ilk başbakanı ve vizyoner devlet adamı Lee Kuan Yew'un önderliğinde, onun manevi mirasıyla, günümüzde bölgenin kişi başı milli gelir seviyesi en yüksek ülkelerinden biri olmuştur.
(Dünya Bankası Verilerine göre, 2024 yılında kişi başı milli gelir yıllık 90bin doların üzerinde.)
Peki, bu başarı hikâyesi arkasında nasıl ilkeler var?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Buna beraber göz atmakta fayda var, çünkü bazı uygulanan ilkeler, evrensel prensiplerdir.
Singapur'un limanı, havaalanı ve stratejik konumu (lokasyonu) dışında önemli bir doğal kaynağı bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, Lee Kuan Yew'un önderliğinde en önemli kaynak insan kaynağıdır prensibinden hareket edilerek, ülkenin ucuz işgücü merkezi olmaktan ziyade, bir ticaret merkezi, aynı zamanda katma değer üretebilen eğitimli insan kaynağı ve deneyim sahibi yetenekli işgücü yetiştirilmesine odaklanıldı.
Nitekim Singapur'un havayollarından tutun, Liman işletmelerine ve Singapur merkezli uluslararası otel zincirlerine kadar birçok alanda birinci sınıf hizmet sağlayıcı firmalar bir günde meydana gelmemiş, yıllarca emek ve çabalar sonucu bugünlere geldiler.
Eğitime de hâlâ büyük önem veren Singapur'daki üniversiteler, sayıca az olsalar da dünyanın sayılı üniversiteleri arasında yer alıyorlar.
Singapur'un bu denli başarılı olmasının bir sebebi, çok kültürlülüğü ve çok farklı etnik köken, din, dil ve ırktan gelen kişilerin hepsinin Singapurlu olarak ülkede ortak bir gelecek görerek yaşamalarını arzu etmeleridir ve hatta bu başarı hikâyesinin temel taşlarından biridir.
Bu sayede, Singapur'daki TEMASEK varlık fonu ve diğer devlet fonları da dünyadaki sayılı varlık fonları arasında yer alıyorlar.
Her vatandaşın maaşının bir bölümü de ayrıca Merkezi Varlık Fonuna (Central Provident Fund) katkı olarak gidiyor.
Singapur'daki konut edinme oranı da çok yüksektir ve Singapur devleti, vatandaşlarının iyi koşullarda barınabilmeleri ve mülk sahibi olup, konut sorunu yaşanmaması için de önemli politikalar ve bu konutlarda da çok-kültürlü yaşamın devam etmesi için de özel kurallar uyguluyor.
Kural demişken, Singapur'un temizliği ve düzeninin sağlanması bakımından, yere çöp atılmaması için bazı katı kurallar ve ihlaller durumunda da para cezalarının olmasından dolayı, İngilizce çift anlamlı hem "güzel şehir" hem de "para cezası bol olan şehir" anlamına gelen "fine-city" olarak da bazen latifeyle anılan bir kenttir.
Kurallar uygulandığı için de zaten kent hem düzenli hem temiz hem de güvenlidir.
Latifeler bir yana, Singapur'daki kurallara bağlılık ve liyakatten, feyz alınması gerekir.
Singapur'un en övündüğü hususlardan biri de hem ülke içinde hem de uluslararası ilişkilerinde, kurallara dayalı bir sistemin uygulanmasına önem verilmesidir.
Ülke içinde hukuk devletine olan güvenin güçlü olması, tam da kurallara uyulması sonucu pekişiyor.
Ayrıca, kurallara göre hareket edildiğinden, ülke içinde liyakat ve adil atanmalara ve ihalelere büyük önem veriliyor.
Aynı şekilde, Singapur'un uluslararası ilişkilerinde de bölge ülkeleriyle de Çin ve ABD gibi küresel aktörlerle de, kurallara ve normlara dayalı bir uluslararası sistemi savunduğu görülüyor.
Nitekim, bizim de katıldığımız, 18 Eylül'de Ankara'da gerçekleşen Singapur 60'ıncı yıl resepsiyonunda, Singapur'un Ankara Büyükelçisi Kok Li Peng'in vurguladığı gibi, uluslararası yönetişim ve normlara, kurallara dayalı bir uluslararası sistemin önemi, bilhassa dünyada ticaret, yatırımlar ve diğer iş birliklerinin devam edebilmesi bakımından önemli.
Türkiye adına aynı resepsiyonda bulunan, Sayın Dışişleri Bakan Yardımcısı, Büyükelçi Berris Ekinci'nin de vurguladığı gibi, "Güneydoğu Asya bölgesinde Türkiye'nin en kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunan ülkelerden biri Singapur'dur."
Ayrıca, Türkiye'nin Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ile mevcut "sektörel diyalog ortağı" konumundan, "tam diyalog ortağı" konumuna yükseltilmesi hususunda Singapur'un tam desteği olduğu belirtildi.
Türkiye'nin, bilhassa ABD ve Çin ile dengeli ilişkilerin yürütülmesi bakımından Singapur ile çok önemli ortak çıkarları söz konusu.
Aynı şekilde, uluslararası ticaretin güvenli ve olabildiğince serbest bir şekilde devam etmesinde de benzer görüşler hakim.
Tabii Türkiye NATO üyesi olarak dengeli olabilir, ancak tarafsız değil.
Dolayısıyla, ne kadar benzerlikler olsa dahi, Türkiye'nin üye olduğu Batılı kurumlar çerçevesindeki konumu da göz ardı edilmemeli.
Türkiye'nin, Yeniden Asya Girişimi kapsamında Asya-Pasifik ve Güneydoğu Asya ülkeleriyle olan ilişkilerini geliştirirken, Avrupa Birliği (AB) ile NATO ülkeleriyle olan özel ilişkileri de göz önünde bulundurarak, kurallar çerçevesinde Doğu ile Batı arasında savrulmadan, dengeli ilişkileri tesis etmesi elzem.
Sonuçta, Avrupa ve Batı ile iyi ilişkileri olan, özel ticaret ve bağlantıları olan Türkiye, uluslararası yatırımcılar açısından da daha cazip olacaktır.
İkili ilişkilerin son derece güçlü olduğu Singapur'la Türkiye'nin, önümüzdeki yıllarda diyalog ve iş birliklerinin daha da gelişeceğini öngörebiliriz.
Bu vesileyle, Singapur'daki ve Singapurlu bütün dostlarımızın tekrar 60'ıncı yıldönümlerini içtenlikle kutlarım, Türkiye ile Singapur arası iyi ilişkilerin güçlenerek devam etmesini temenni ederim.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish